Kiralık Aşk
FatmaCan
Bayan
Ankara
23/6/1967 (58)
iyi akşamlar periler,
dayanamadım 1-2 satır yazayım istedim.
öncelikle durum tespiti yapalım arkadaşlar. genelde fanlar, ve bazen burada da görüyorum, fazla beklenti içinde, o yüzden çakılma durumları da yaygın. bir de kim ne derse desin, senaryo önceden hazır ve çekiliyor. 3-5 bölüm sonrası için izleyici yorumlarına bakılabilir ama 1 hafta önce burada yazılan bir şeye o bölümde gönderme yapılması pek olası değil.
burada bölümlerde duygu alamadıklarını söyleyen arkadaşlara katılmıyorum. bana göre duyguyu her oyuncu hakkıyla geçiriyor. arkadaşlar ilk 20 bölümle karşılaştırıyor hep, durum o günden bugüne biraz farklı kabul etmeliyiz. ilk bölümlerde karşılıklı olup olmadığını bilmediğin bir aşk yaşıyorsun, tabi ki bakışlar daha farklı. platonik sınırını, karşılıklı aşkın şahaneliğini, ayrılmanın 1 yıllık cehennemini aşmış, ben kimim ve nerdeyimi anlama boyutundasın. tabi ki bakışlar daha farklı olacak. ben bile kendi açımdan sert geçen yazın da etkisiyle 3 aylık aradan sonra, diziye adapte olmakta zorluk çekiyorum. ki koyun farklı bir şehre, memlekete 2 gün sonra gelin bakın, hep orada yaşamış gibi birisiyim.
yinelemek istemiyorum ama başkası da gelmiyor elimden. ben oyuncuları başarılı buluyorum başından beri ve oyuncular ve ekibe yöneltilen: diziye sahip çıkmıyorlar suçlamasını da anlamsız buluyorum. ekmeklerini ordan yiyen insanlar, bir sonraki işin ne zaman çıkacağı belli değil, kazanmak zorundalar ki projeleri olmadığı zamanlarda aç kalmasınlar. gayet de işlerinin başındalar. ha başka bazı dizilerdeki gibi bir kavga mı oldu sette, ben onu öpmem, o benim elimi tutmasın kat’a onunla aynı sahnede oynamam mı dedi diğeri, biri diğerinin köpeğinin kuyruğundan mı tutup salladı, diğeri diğerinin kız arkadaşına sarkıntılık mı yaptı, veya akşamdan kaldı da sabah erken sete mi yetişemedi, diğer oyuncular bekledi? bunlardan hangisi var da işlerini hakkıyla yapmıyorlar diye yeriyoruz. şayet duygu geçmiyor diyorsanız ona cevabı yukarıda vermiştim zaten: aşkın başka boyutundayız ve bunu ilk anki boyuttaki gibi düşünemeyiz!
ha bu arada senarist aba altından sopa göstermiş, gönderme yapmış falan. senarist ve yapım ima etmez, onların gerçek sopaları olur. bir sahnede duygu verilmediyse, sabaha kadar aynı sahneyi çeker yönetmen, uykusuz kalmışlar, sabah çekim var gidip uyusunlar da demez. ya da kurguda, ki senaristin de orda olduğunu biliyoruz, kesip çıkarılır o sahne bölümden. ya da olmazsa olmaz bir sahne ise izin günü falan dinlenmez, herkes sete çağrılır ve o sahne tekrarlanır. bu işler göründüğü gibi değildir yani.
biraz da gülelim.
karar verdim ekipte musluğu fiziken tanıyan ve o işten anlayan yok :) şimdi o musluk başı durup dururken öyle çıkmaz ve su fışkırtmaz, şebeke suyunun yüksek basınçlı akma imkanı olmayan bir saatteyiz (yoğun saat herkes su kullanıyorken). bir de o musibet öyle bir durur ki, daha elini değdirdiğinde sarı ve musluk başı patlar elinde kalır. nerden biliyorsun derseniz, olayın aynısını bir kış gecesi 1,30’da yaşamış, üstelik yalama yaptığından kapatılamayan bir daire vanası varken ve o su yangın musluğu suyu gibi tavana fışkırıp yere düşerken, soğuk suyun altında elbiselerle duş alır pozisyonda musluğu tamir etmek zorunda kalmış (ve başarmış) biri olarak konuşuyorum. şimdi ömer musluk sarısı istemediğine göre aynı sarıyı kullandı, bari contayı değiştirtseydiniz çocuğa. ya da ingiliz anahtarı isterken, neden yıldız tornavida deniyor. birçok evde yıldız tornavida ile değil normal tornavida ile açılan musluk başı var hala (çünkü bizde sarı değil conta-lastik değiştirilir genelde). yani bütün bunlar bana ekibin, musluk arıza ve tamiri konusunda benim dahi gerimde kaldığını gösteriyor (ki ben de çok anlamam aslında).
hoşça ve sevgiyle kalın.
sonnot 1: ben son sahneyi beğendim. ömer defnenin atarlı tarafını biliyor ama defne hiç bunu ömere karşı bu kadar net göstermemişti. ömerin şaşkınlığı ondan, tabi bir de aslında o çok sevdiği mahalle defosunu karşısında görmenin mutluluğu, hele bir de seni nasıl gaza getirdimin müstehziliği… yani ben üç duyguyu aldım ömerden. defocik zaten yeterince geçirdi hiddetini ve duygularının şiddetini.
sonnot 2: iki haftadır ratinglerle ilgili yazmıyorum diye takip etmiyorum sanılmasın. geçen hafta ab grubu canımı sıkmıştı. buradan yazıştığım arkadaşlara bu hafta biraz yükseleceğini söylemiştim. tahmin ettiğim gibi oldu, ama bunun sanıldığı gibi senaryo ve fragmanla ilgisi yok. haftaya, bu haftakine oranla düşüş bekliyorum, ama geçen haftaki kadar düşük olmaz. tahminin bu sefer de tutarsa teorimi sizlerle paylaşırım.