Kiralık Aşk
kübra
Bayan
istanbul /türkiye
23/2/2012 (13)
hazır vakit bulmuşken 63. bölümü yorumlayayım. okuyanlara sabır :)
ben çok sıkıldım ya ömerin hayatı ömerin şirketi ömerin geçmişi ömerin ailesi bla bla….
bu defne ağaç kovuğunda mı yetişti. biz tekrar ve tekrar neden ömerle devam ediyoruz ki. ömerin hikayesi yeteri kadar anlatıldı bence. geçmişini düşünce yapısını hobilerini acılarını düğümlerini gördük. birazda şu defnenin ömer dışındaki hislerini görsek geçmişini acılarını irdelesek …
ömerin herkesle özelliklede nerimanla ilişkisinin bu kadar çabuk eski haline dönmesi pek hoşuma gitmedi açıkçası. bazen senarist karakterleri yüce gönüllü yapacağım derken omurgasızlaştırıyor bence. nerimanın ne işi var şirkette buyur tepeme çık. anladık barıştıracaksın ama aşama aşama yap neriman bir çabalasın. biz bir şeylere yaradığını görelim.. neyse ne artık ..oldu bakalım. ama lütfen ömerle çok yüz göz olmasın. sinir benim tepeme çıkıyor.
küçük isonun defne-ömer-koray hatta pamirle bile sahnelerini sevdim. hatta pamire karşı ciddi surat ifadesi beni bayağı gülümsetti.
iso & ayşegül anı yaşıyorlarmış ne diyim ki artık?
bölümü genel olarak beğendim.kişisel gözlemim ilk reklama kadar bölüm çok sürükleyiciydi. hiç sıkılmadım. ilk reklamda sonra neriman-koray-necmi sahnesi çıkınca elim telefona gitti. bölüm başında neriman koray zehirlenmesi yaşatınca mod düşüyor demekki. başta göstermemeleri iyi olmuş. bu ikilinin hiç gideri kalmamış. nerimanı geçen bölüm 22 yaşına göndermeden önce daha alçak sesle sürekli aynı kelimeleri tekrarlatmadan cırlatmadan konuşturmaları nerimanın hafif pişman tavırları hoşuma gitmişti. dizilerde aykırı karakterler sevilebilir. ama nerimanın aykırılığının hiç gideri yok normalleşse (gerçek anlamda) daha katlanılır olur en azından benim açımdan.
birazda şu leprikona ömerin durumuna mı değinsek;
yazar ne istiyor benim fantastik dünyamdan anlamadım. sıra sıra tüm sevdiğim kahramanları mistik ögeleri katlediyor. işe kül kedisiyle başladı. her şey güzel giderken tuttu kötü kız kardeşe ayakkabıyı çaldırıp suçu da kül kedisine attırdı. ayakkabısını çalan külkedisi olacak şey miydi masalda? neyse bunu hazmettik masallardan çıktık hikayeler kitaplar yunan mitleri apollon defneleri derken bir anka attı ortaya ki pek severdim. sonrada tuttu güzelim ankayıda sevimsizin tekine bağladı. sizin anlayacağınız cânım zümrüdüanka sizlere ömür :) şimdide sıra leprikonda sanırım.
hoş leprikonla ilgili pek net bir görüşüm yok. küçükken okuduğum bir masalda eğer hafızam beni yanıltmıyorsa tasviri aynı bu cüceydi. ama pek iyi bir cüce değildi her gerçekleştirdiği dilek için kızdan bir şey istiyordu. önce parasını sonra saçlarını en son da prensle olan bebeğini istemişti. son isteğini gerçekleştiremeyeceklerini duyunca adımı bilin istekten vazgeçeyim demişti. cücenin karmaşıkta bir adı vardı. daha doğrusu küçükken karmaşık bulduğumu hatırlıyorum. çok emin olmamakla birlikte masalın adıda sihirli çıkrıktı sanırsam. pek sevmemiştim bu beberuhiyi.
başka bir masalda ve izlediğim bir çizgifilmde de eğlenceli iyi kalpli bir cüceydi. masaldaki tasviri pek hatırlamıyorum ama arkadaşların yazdıklarından (gökkuşağının sonuna altınlarını saklaması, dans etmesi, ayakkabı yapması…) aynı cüce olduğuna karar kıldım. o okuduklarımda izlediklerimde iyi cücelerdi.
hoş adının leprikon olduğunu yeni öğrendim. sayfadaki arkadaşlarda detaylı bilgilendirmişler. yazara ve sayfadaki arkadaşlara bana bilmediğim yeni bir şey öğrettikleri için katkılarından dolayıda ayrıca teşekkürler.
neyse benim sevip sevmediğim ve benim cücelerin de leprikon olup olmadıkları net olmamakla birlikte leprikonun dizide bize iyi şeyler getirmeyeceğide aşikar. ömerin geçmişiyle veya geçmişte yaşadığı hangi olaydan iyi bir şey çıktı ki adama kabuslar gördüren leprikon hayırlara vesile olsun.
ama öyle çok çok kötü bir şey olduğunuda düşünmüyorum açıkcası. hatta bizim için önemsiz ama kiralık aşk evreninde hayli mühim bir olaydır. açıklanınca bumuydu felan deriz herhalde. sırf ankayı başımıza musallat edebilmek için ömer gibi annesine düşkün ve duyarlı bir çocuğu ölüm döşeğindeki annesine hasta iyileşemiyor veda ediyor diye tavır yapıcak üstelik o tavrında öyle birkaç gün sürecek anne ölecek ömer de annesiyle küs ayrılacağa bağlamıştı yazar. üstüne sevimsizi biraz sevelim diye onuda hasta yapıp tepedeki konuşmadan sonra esrarengiz bir şekilde iyileştirmişti. ya havle…
bizim tanıdığımız ömer kızıp gitse bile kendi kendine kafasını serinletip birkaç saate zaten annesinin yanına dönerdi ya. merinin işleri işte.
lafın özü en az bir 10 bölüm leprikonla yahut onun onun yarattığı olaylarla uğraşırız gibime geliyor.
biraz yorumları okudum da işi beyin tümörüne felan bağlayanlar olmuş. elbette yazarın kafasındaki bize karanlık bilemeyiz ama benim görüşüm ömerin hasta olması veya ciddi bir rahatsızlığı olması (tümör, kanser …. ) olasılığı ömerin hamile olup o kazada bebeği düşürüp o yara izininde bebeği aldırması sonucu kalması olasılığından çok daha düşük… hakkını yemeyelim şimdi ağır drama ve klişeye pek yanaşmıyor senarist.
sadece yanaşacakmış gibi yapıp ipuçlarını yerleştiriyor bizi biraz trolleyip yüreğimizi ağzımıza getiriyor ama yok sonuç yanlış alarm. misal koray iso bebeye diyor ki “önce kötü başlayıp birbirimizi zamanla çok sevdik git lizzy git.seni artık sevmiyorum”. bu lizzy aşk ve gururdaki mi acaba? başlayalım mı felaket senaryolarına ömer hasta olacak defne üzülmesin diye kendinden uzaklaştıracak bilmem ne diye. pamirde boşuna gelmedi ay ya defne hamileyse felan filan yapalım.
ama yok yanlış alarm. yazar ara ara şalterleri indirip kaldırıyor. kiralık aşkta gerilmeden izlediğimiz bölüm sayısı bir elin parmaklarını geçmez. espriside burada biraz.kötü bir şey olmadan yay gibi geriliyoruz… geriliyoruz ama şu varki konular çabuk çözülüyor (ama öyle ama böyle çözümü yetersizde bulsak hatta çözüm olarak görmesekte ) ama yine de çok kötü olaylar yaşanmıyor. felaketleri yazsa bu zamana kadar yazardı. 60 bölüm yazmış ucuz drama girmemiş bundan sonra girerse böyle şeylere kendi yazdığına ihanet etmiş olur.
bence leprikon italya da yaşadığı ve ömeri etkileyen pskolojik bir olayı hatırlattı veya tetikledi. leprikonla her karşılaşmasında acı veya üzücü bir olay yaşamış kendinin veya sevdiği birinin başına bir şey gelmiş olabilir. pek ömer tarzı gibi durmuyor ama leprikonun uğursuzluğuna inanıyor bile olabilir. ya da ona uğursuz geldiğine…yoksa geçmişte yaşadığı ve kendini suçlu hissettiği bir olayın vicdan azabını çekmek şimdi aklına gelmiyordur herhalde.
velhasılıkelam hastalık felan yoktur. (fiziksel) … neyse çok merak etmiyorum o olayı… 62 den tavşan niyetine leprikon çıktı işte…bizimkilerede şu vakitten sonra ayrılık getirmez. yeteri kadar ayrıl-barış-kaç-kovala yaptılar. yalan-oyun-uzun ayrılık gibi çok sancılı süreçleri aştılar.bu saatten sonra denizde yüzüp karada boğulmaları saçmalıklardan seçmeler olur…
söylemeden geçemeyeceğim bu arada umarım sevgili yazarımız ömerin anaokulundan saçını çektiği kızı saçaklı bir pskolog olarak başımıza salmaz. şimdi o kız da tee anaokulundan ömere aşık olur ama ömer kızın saçını çekiyordur :) felan kız şimdi hiç unutamamıştır. ömerin annesi bunlara kurabiye yapmıştır ya da kızda emine iplikçiye ait fular mular vardır ömer kıza vermiştir şimdi oda yıllardır saklıyordur… kızda bizim oğlana turuncu renkli oyun hamurunu vermiştir. ömerde saklamıştır bilmem ne….hatta bir dakika ya bu hikayeye göre passionisin turuncusu oyun hamurunun turuncusu çıkarmış. ne gülerim ama…
şakası bir yana demek istediğim son paragrafta yazdığım saçmalıklarla yeteri kadar uğraştık. yapılan aacitasyonunda hiç samimiyeti olmuyor empati sempati hiçbir şey beslenmiyor( bkz. gallo… ) o sebepten bize bunlarla gelme merican.
hoş bunların hepsi defnenin safozluğundan başımıza geliyor ya. kız gitti bir tane küflü armayı duvara astı. arkadaş eldivenle yanaştık olmadı gaz maskesi taktık olmadı o armayı ordan indirene kadar neler çektik neler. şimdide işin gücü yok gitti avuç içi kadar leprikonlu kar küresini ömere hediye etti. şimdide bir 10 bölüm leprikonu çöpe atmaya uğraşacağız anlaşılan. hayır anne olan defne sancısını çeken biziz.
müsadenizle müzik kutusuna bende bir şarkı bırakayım:
marie myriam - l'oiseau et l'enfant
sayfanın sesli sessiz isimli isimsiz tüm sakinlerine selamlar sevgiler :)