gölcüklüm, sosyal böcek modum devam etmekte. sadece akşamüstü girdim ve hızla okudum ama cevap veremedim. şimdi sana dönüş yapıyorum. senin gibi analiz yeteneğim olmadığı için cavaplarım düz mantık olacak, şimdiden söyleyeyim.

defne neden bu kadar saf anlatıldı bize ? çünkü bu modern bir masal. ve tüm masallarda ana kahramanlardan birisi (ki kadındır genelde) dışarıdaki kötülüklere karşı o veya bu şekilde korunmuş, aklında kötülüğün zerresi bulunmayan, bütün dünyayı iyi görmeyi, iyilikle donatmayı içine sindirmişir. sevilme şansı bir şekilde elinden alındığından, etrafındakilere bu şansı bolca dağıtır. ki bizim masalımızda bu defne. babası ve ardından annesi terkettikten sonra kendi minik dünyasını korumaya çalışmış, bunun için de elinden gelen her çabayı sarfetmiş ve kendini de kötülüklerden korumuş, başkasına kötülük yapmayı aklından geçirmeyen, hatta sude gibi birinden kötülüğü gördükten sonra bile ona karşı nötr kalabilmiş, sevilmeyi beklemek yerine dibine kadar sevmeyi tercih etmiş birisi. unutmayalım ki defne de tüm masallardaki gibi iyiliği, kalbinin güzelliği ile masallardaki diğer tüm kahramanların bir şekilde takdir ettiği birisi.

defne hep eziliyor gösterildi bu zamana kadar ? aslında defne zayıf veya çok ezik bir karakter değil. küçücük dünyasını sevdiklerini bir arada tutmak için çok çaba sarfediyor. bazen çok çaresiz, ve özellikle çaresizken çabaladığında hata yapıyor. ama şu ana kadar yaptığı hatalar da aslında ömer dışında kimsenin canını acıtmadı. ve defne sadece aşkı için ezildi ve aşkına karşı ezik hissetti kendini. şirkettekilerin ona ne dediğine çok takılmıyor aslında (ev meselesinde ilk etaptaki tepkisi, sadece kendi ömere karşı ezik olduğu içindi. ertesi günkü davranışlarına bakın daha farklı) onun için kurduğu küçük dünyadaki insanların düşüncesi daha önemli. türk insanı biraz ezilenin yanındadır, acemi de seyirciye aslında defneyi daha çok sevdirmek istedi (ki en alttaki sorunun da cevabı biraz) onu şimdilik daha çaresiz bıraktı. defne sosyal ilişkiler ve sosyal zeka açısından da oldukça iyi, ömerin ve şirketteki sorunların çözümünde hep sosyal zekasını kullandı. masallardaki duruma bakacak olursak, sevgi ve iyilik dolu karakterimiz, etrafındaki kötülükler nedeniyle daha çok sevilir ve bir şekilde onun mutlu olabilmesi için okuyucu sonsuz bir istek duyar. bizim masalımızda da aynı, defnenin bu çaresizliği karşısında seyirci onun artık mutlu olmasını istiyor, tabi bizim masalımız diğer masallara göre biraz daha uzun sürdüğü için hemen olmuyor ve haliyle tepki geliyor.

ömer oyunu biliyor mu bilmiyor mu ? aslında tam emin olamıyorum. bilse, bu kadar sadist olmazdı diye düşünüyorum. ama sapanca dönüşünden sonra defnenin çaresizliği ve diğerlerinin davranışları sonrasında etrafı şiddetle gözlemliyor bazı tüyolar karşısında bakışları ve vücut dili beni bu yöne itiyor ve çözmeye başladı galiba diyorum ama senaryodaki bazı kopukluklar nedeniyle emin olamıyorum.

herkes birşeyler biliyor ama kimse konuşmuyor neden? herkesin kendince bir çıkarı var ama hepsi de ömer ve defneye çıkıyor. nero-necmi’ye ömerin de maddi açıdan yardım ettiğini düşünüyorum (nişanlandığını kasaba açıkladığı bölümde, hem kendine hem de necmilere dünya kadar et aldı, şükrü götürdü, yanlış hatırlamıyorsam şükrü bu ayki et demişti. nero-necmi bunu çok olağan karşıladı). sır çıktığında bunlar ve dedenin desteği kesilecek. sinan da zayıf bir karakter, yıllardır süren dostluğuna karşılık yasemini elde etmek için girdi bu oyuna. ve aslında bize bazen sosyal zekası daha iyi gibi gösterilse de empatiden yoksun diye düşünmüyor da değilim, ayrıca bencil de (bknz defnenin zam istemesini, para için mankenlik yapma teklifini her şeyi bilmesine rağmen anlamaması). ve sinanın da etrafında dostu yok. tek dostu ömer onu kaybetmek istemiyor. sude şımarık ve bencil, ömerin kendinin bu seviyeye gelmesine olan katkısını göremeyecek kadar kör ve karşısındaki en beklemediği anda kötülük yapmayı düşünecek kadar haris (burnu sivilceli cadı)

defne tarafında ise serdar ve nihan da madden ve manen defneye bağımlı. herşeyi defne düşünmek ve halletmek zorunda. defnenin korkusu karşısında, sır ortaya çıkar da defne kaybolur (manen) diye korkuyorlar. iso ayrı statüde, akil adam. o da dostuna sonuna kadar destek olmak adına sırrı söyleyemiyor ama defneyiçok iyi tanıdığı için onu ilginç noktalarda sırrı söylemeye teşvik ediyor.

46 bölümdür sır ortaya çıkamadı gitti? neden
bu masalda sır hemen çıksaydı, o masal olmazdı. sırrın ortaya çıkması için deföm aşkı ve ortamı hazırlanıyor. kaf dağının ardına gidiliyor. zaten masallarda da zor olan yolculuk değil mi? yolculuk sonunda elde edilecek şey aslında yolculuğun kendinden daha küçük ve sonrası oldukça kolay.

her şeyi bir bakışla anlayan deha ömer bir defneyi anlamadı gitti? bakmakla görmek, anlamakla algılamak farklı. ömer oyunu biliyor mu sorusuna geliyoruz, eğer biliyorsa bildiği bir gerçeği anlaması gerekmez. bilmiyorsa aşkından (ve kaybetme korkusundan) anlamamak görmemek daha iyidir (soruna tam cevap olmadı ama)

ömer neden hep zeki gösterildi ? ve kadınlardan acemi büyük tepki alma yolunu seçti bir kadın olmasina rağmen. sinan gibi ömerin de sosyal açıdan zeki olduğunu düşünmüyorum. bildiği konularda zeki (iş, tasarım gibi, belki de hayatında şimdiye kadar hep bunlar olduğu için) ama ikili ilişkiler açısından sıfıra yakın. yani ayrıldığı sevgilisinin daha önceden bildiği işte çalışmasının en yakın ihtimal olduğunun 3 aşağı 5 yukarı idrakinde olmalıydı. ama bildikçe, gördükçe orada da gelişiyor, değişiyor. acemi aslında başlangıçta zeki diyerek bize ömerin eksk, gelişmeye ihtiyaç taraflarını gösteriyor ve karşınızda ne kadar zeki biri olursa olsun onun da eksklikleri vardır diyor. o yüzden bu konuda tepkili değilim kendisine.

umarım cevaplar seni hayal kırıklığına uğratmaz. şimdi geri dönüp okumaya devam ediyorum.
tüm periler sevgiler

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.