Şeref Meselesi - selam canlar :) valla kaç gündür yoktum yorumları okudum

Şeref Meselesi Şeref Meselesi
selam canlar :) valla kaç gündür yoktum yorumları okudum hala yok sibel gerçek aşkı yok kübra aşk değil yazanlar var afakanlar bastı bana !!!
izninizle bir yazı yazdım paylaşacağım gelirse yorumum ve düşünceye saygısızlık olarak kesinlikle algılanmasın sadece sinir olduğum hayatında herkes aşk yaşamıştır ama kendi yaşadığı aşka göre aşkın tanımlanmış hali var kafalarında insanların ve başka türlüsünü aşk olarak kesinlikle kabul etmiyorlar, o yüzden tek yön yolda gitmekte ısrar ediyoruz oysa insanoğlunun yaşadığı her duygunun her insanda çeşitlilik gösterdiğini kabul etmiyoruz , kabul etmesenizde hayatta hiç birşey tek tanımlı değildir , şahit olmasanızda herşeyin bir ağacın dalları gibi dallanıp budaklanabileceğini düşünmemiz gerekiyor.

şu anda tek aşkı kabul eden arkadaşlar çevre tarafından ezberletilmiş aşk tanımınına uygun olarak tanımlıyorlar aynen yok tutkuydu yok kıskançlıktı ama aslında tutku ve kıskançlığın aşkla alakası olmadığını bilenleriniz de vardır mutlaka. çoğu insan aşkla gençlik yıllarında tanıştığı için ve günümüz koşullarında kaç kere aşık olduğunu tartamadığı için özellikle ilk hoşlanma duygularıyla ilk çekim hissetme duygularıyla kara sevda ile karıştırdıkları için o deli dolu hoyrat yaşanan aşkın sadece gerçek aşk olduğu algısına varmış olmak suç değil ama aşk bu değildir ki.

mesela geçenlerde tvde bir programda dinlediğim ilişki uzmanı vardı kendisine katıldığım için bazı söylediklerini burda kendi düşüncem olarak söyleyebilirim heralde.
aslında aşk öyle aniden oluşuveren bir duygu değildir. gerçek aşk aniden oluşmaz. yıldırım aşkı diye birşey yoktur aslında. görür görmez hissettiğimiz bu şey 2 insanın biribirine hissettiği karşılıklı çekimdir. o an görünüşü, davranışı konuşmalarıyla tam aradığımız birini bulmak o kişiye çekim duymaktır. bu çekim tabi ki aşka dönüşebilir ama bunun için zaman gerekiyor , o kişiyi olduğu gibi sevebiliyorsan yargılardan ilk hoşlanmada insanın gözü birşey görmez ya işte bunlardan kurtulduğunda onu hala sevebiliyosan bu aşktır. aşk o üzgünsen seninde kalbin acıyorsa aşktır. başkalarınıda çekici bulmana rağmen(çok doğal olabilir insansın sonuçta bulmuyorum diyen yalan söyler) pişmanlık duymadan ondan kopamıyosan, onu yanında istiyorsan ona bağlı hissediyorsan bu aşktır. karşınızdaki kişiyi etkileme kaygınız varsa kusurabakmayın bu aşk değildir. karşındaki kişinin iyiliğini mutlluluğunu sağlamak için uğraşıyosan bu gerçek aşktır, ama yok karasevdalıysan (bencillik üzerine kurulmuş egoist bir yaklaşım aşk değildir kendini resmen hasta edersin karasevdalıysan ) sadece kendi mutluluğuna önem verirsin burada aşık olunan sevgili değil aşkın kendisine aşık olunmuştur.

en son şunuda yazayım kıskançlık gerçek aşkın göstergesi hiç değildir.mesela aşık olduğun herkese kıskanç olmak zorunda da değilsindir bu genelde genç yaşta insanların düştüğü bir yanılgıdır ( ne kadar çok kıskanılırsa o kadar çok aşıktır). az miktar kıskançlık olması gayet doğaldır ama kıskançlık var gerçek aşkı yaşıyor diyemeyiz maalesef. kıskançlık duyan insanın bilinçaltında güvensizlik duygusu vardır, sevilme açlığı vardır. hani yazılıyor ya neden yiğit kübrayı kıskanmıyor sibeli ksıkanıyor diye, bence kübranın onu sevdiğinden emin , emin olmadığı kübranın aşkı mı minneti mi terci edeceği.


yani dolayısıyla yukarıda yazdığım bu kadar şeyden ben kendimce gerçek aşkın bizim dizimizde ne olabileceğini en azından doğru çıkarabilmişim diye düşünüyorum.daha öncede yazdığım gibi aslında yiğit sibelle yaşanan şeyleri senaristler doğru sonuçlandırıp yiğitin kendi ağzından söyletmişler. hoşlanmanın , gözün başka birşeyi görememe duyguları geçtikten sonra o kişiyi olduğu gibi seversen aşktır ama maalesef yiğit kendi sözleriyle söylemiş bulunmakta biz senle olamazdık zaten bu demektirki sağ salim kafayla düşününce devam edebilseydi yiğit sibele gerçekten aşıktı diyebilirdik. aslında sibele söylediği bir rüzgardı geçti lafı doğru oluyor o zaman, hoşlanma duygusu arzulama duygusu (ki otel odasında karşısındakini arzulamanın yarım kalmışlığını ve sonrasındaki pişmanlığı gördük , insanen yaşanması gerekiyordu ) gerçekten bir rüzgar gibi gelip geçer aslında. yada yiğit sibeli sahilde gördüğünde o bizim gibilere bakmaz lafları duydu sora naptı hırsızlıktan aldığı broşu götürdü sibeli etkilemek için vermeye çalıştı bunun aşkla alakası olmadığını zaten hepimiz anlarız yiğit kendini olduğu gibi seveceğini düşünmedi. ama şu var yiğit sibelden hoşlandığı için kübraya aşık olduğunu anlaması için sibelle yaşadıklarını yaşaması lazımdı bu yaşananlar olmasaydı yiğit bunun aşk olmadığını anlamayacaktı. aslında yabancı senaristler doğru sıralama ile götürmüşler olayı, bizim dizilerde tek kalıp aşk anlatıldığı için o kalıba göre değerlendirme hatası yapıldı . ilk gördüğü aşk tek kadın olur hep onla zorluklar anlatılıyo sonra evlendiriliyo bu kalıbın dışına çıkabildik mi çoğunluk şu ana kadar yayınlanan aşk dizilerinde.

yiğitin sibele aşk olayı yılmaz olayından sonra bitti öncesi de var tabi ki , bunların öncesinde ikilemde bıraktılar izleyicileri acaba hala seviyomu kıskanıyo mu diye. tabi izleyicide o tek kalıp aşk hikayelerine göre bu adam bu kıza aşık dedi bitmez nasıl biter diye kabullenemedi maalesef.burda önemli olan yok kübra mıymıntı çirkin ezik yok sibel güzel güçlü önemli değil benim için ilk etki(sibel) var o etki herzaman sürmez maalesef, birde o ezik kızdan güzel bir kadın yarattılar onun zamanla bıraktığı izler var kalbinde.

mezar konuşması tamamen vicdan azabı ölmeseydi, keşke denilen noktalara dönülseydi böyle olmasaydı ki kendi ağzıyla söylüyo ben bu vicdan azabıyla yaşayamam diye kübraya. intikam gurur olayı burdan geliyor çünkü yiğit paris olayından sonra hemen bitirmedi tabi ki kalbinde yaşadıklarını.


kübranın 23. bölümde emire sevgi duymasını gösterdiler onun emire duyduğu aşk değil maalesef ama aşkıyla sevgisi minneti arasında kalmış bir kadın gördüm resmen denizkızının dediği gibi 23. bölümde herşeyi kübranın kararına bırakmış olarak gösteriyorlar aslında bunun önceden derya kübra konuşmasında sinyalini vermişler selvi boylum al yazmalım kısmında şimdi yiğit kamyonla kapının önünde park etmiş bekliyor. kübra kimi seçecek emiri öldürdükten sonra hemen kübra yiğite geçmezler maalesef benim üzüldüğüm o beklenen sahneler final bölümünde ve az verilecek , ama etkili şekilde verirler umarım :))) ben çok merak ediyorum o konuşmaları :))) senaristler nasıl işleyecekler. emir kübra olmayacak arkasındayım bi ara emirden bitirirler dedik ama sanırım kübradan bitirecekler 23. bölümde sanki onun sinyalini verdiler kübra kararına bırakılmış herşey , 2 adam gözünün içine bakıyor gerçi birinin bişeyden haberi yok da diğeri onun kararına saygılıyım tavırlarında ama nedense kendisine aşık olduğundan emin de aşkı mı sevgiyi mi tercih edeceğinden emin değil :))


hediyecim ben de yiğit hapse girer diye düşünüyorum ama emir kübrayı yapmayacaklar kesinlikle hala arkasındayım onun :))) yiğit hapse girmeli ki emir için, demişti ya kübraya beni anlayacaksın diye kübra da anlar heralde niye yaptığını :))) artık kübranın ibresinin yiğitin suçu üslendiğini öğrendikten sonra tekrar yiğite dönmesi lazım. ayrıca kübra evi terkettikten sonra kızım falan dedi sizinde dediğiniz gibi ama içindeki ikilemden kaçtı resmen. kübrayı o eve döndürmezler gibi geliyor bana yiğitin tuttuğu ev olur mu bilmem kübra dönmez gibime geliyor. tamam son sahnede kafası da güzeldi emir hapse mi girecek falan dedi de yiğitin üstlendiğini mutlaka bilecek yine değişecek yani kübra yiğite doğru :)))

hediye denizkızı sema simson ve diğer canlar çok uzun yazdım ama yorumum gelir umarım :)))

Oy Ver

6
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.