Kiralık Aşk - bekleyiş bu hikayeyi kayınvalidem bana sık sık

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
Turkuaz
Bayan
Ankara
1/1/2011 (13)
bekleyiş

bu hikayeyi kayınvalidem bana sık sık anlatırdı.bende isze anlatayım

küçük kız yetim kalmıştı...annesinden başka kimsesi yokmuş...yıl 1900 lerin başı..ne devlet var ne şimdiki gibi sigorta ne güvence...sadece annesiyle kalakalmışlar.bir yandan alacaklılar bir yandan yokluk annesi çok bunalmış.o kadar bunalmışki ah etmiş..kapıdan giren ilk taliplisiyle evleneceğini söylemiş.çok gün geçmemiş beş kilometre yakınlıktaki köyün en zengin adamı talip olmuş.zengin dedimse köy halkına göre durumu daha iyiymiş..bizim bildiğimiz zenginlerden değil yani küçük kızıda seve seve kabullenmiş.adamında eşi genç yaşta ölmüş 4-5 çocukla kalmış.küçük kızın annesi bu zengin adamla evlenmiş.günler aylar hatta yıllar geçmiş.küçük kız 12 yaşına geldiğinde annesinin evlendiği adam,kızı ilk oğluyla evlendirmiş.bu arada küçük kızın annesi bir yandanda kayınvalidesi oluvermiş.küçük kız adı üstünde daha küçük evli insanlar ne yapar hiç bilmez.tek bildiği utanmakmış.kocasını gördüğünde kaçacak yer ararmış.evin büyükleri kocasının yanına göndermek için türlü türlü bahaneler üretirmiş ama kız hiç birinin dediğini yapmazmış.bahaneler üreterek kaçarmış.kocası ne yapsın zavallı ''bana bi çocuk aldılar ne yapalım''diyerek gülermiş.ama sabırla anlayışla kızın büyümesini beklemiş.

bir kaç yıl sonra kızın bir oğlu olmuş...ama kocası askere gitmiş..çok değil bir kaç hafta sonra kocası çanakkalede şehit olup künyesi gelmiş.ismi çanakkale şehitliğinde yazılıdır.kızcağız daha 18 deyken dul kalmış...kocasının babası torununun el kapısında büyüdüğünü görmek istemediği için kızı ikinci oğluyla evlendirmiş..kızın ondanda bir kızı olmuş.çok geçmemiş onuda askere almışlar..ne yapsınlar her şey vatan için bağırlarına taş basmışlar..kocası askere gittiğinden beri hiç haber alamamışlar..ne şehit haberi gelmiş nede sağ olduğunu anlayabilecekleri bir mektup.hiçbiri yokmuş.

bu sırada tabi savaş zamanı yokluk bir yandan vergiler bir yandan köylüler neredeyse açlık sınırına gelmişler.her gün kaç kişi bu zengin adamın kapısına gelip buğday isterlermiş.adam napsın köy halkına dağıtmaktan kendinde bile kalmamış.en sonunda gelen köylülere yaz aylarının başında oldukları için ''gidin tarlaya bakın eğer buğdaylar sarardıysa gidip toplayın''diye tarlasının yerini gösterir.

bir zaman sonra jandarmalar tekrar asker toplamak için köye gelmişler.zengin adamın üçüncü oğlu askere gitmemek için jandarmalardan kaçmış..yazık daha giden abileri geri dönmeyince oda korkmuş saklanmış.jandarmalar bir şekilde adamın oğlu olduğunu duyunca getirmesini istemişler .tabi oğlu kaçınca adam nerede olduğunu bilmediği için cevap verememiş.jandarmalar zengin adamı köy meydanında falakaya yatırıp dövüyorlarmış.adam çaresiz bir şey yapamamış.bu sırada fırında ekmek pişiren askerdeki oğlunun karısı duyar.hemenköy meydanında falakaya yatırılan adamın yanına gider ve kendini jandarmaların önüne atar.babasını askerlere karşı savunur

''ne istiyorsunuz adamdan zaten bir oğlu şehit diğeri askerde .askerler bu sözden sonra yumuşamışlar ve adamı falakadan kaldırmışlar.sonunda anlaşmışlar.adam üçüncü oğlunu 6 altın karşılığında devletten satın almış

gel zaman git zaman adamın oğlundan hala ses gelmemiş.savaş bitmiş herkes ümidini kaybetmiş.sonra bir gün köye yaklaşan bir erkek silüeti görmüşler.herkes dikkat kesilmiş bu gelen kim diye.köye yaklaşınca gelenin zengin adamın oğlu olduğu anlaşılır.herkes şaşırır.tam yedi yıl olmuştur.dile kolay.geldiğinde kızı sekiz yaşına girmek üzeredir.onu babasıyla tanıştırmışlar.birbirlerine alışmaları zaman almış.

savaş sırasında çok aç kalmış birlikte olduğu birlik kardan ev yaparak kışın soğugunda aç susuz orada kalmışlar.bu sırada ayak serçe parmağı soğuktan donarak düşmüş.sonunda havalar yumuşayıp karlar biraz eriyince dışarı çıktıklarında kızın kocası yazdan kalma kuş burbu çalısı görmüş .üzerinde meyvesiyle. iki tane yemesi bile vücuduna can gelmesine yetmiştir.komutanı farkeder.ısrarla ''sen bir şeyler yemişsin'' diyerek ne yediğini sormuş.kızın kocasıda ''komutanım ikitane kuşburnu yedim'' demiş.hep birlikte kuşburbu çalısının yanına giderler.çalıya okadar saldırırlarki yapraklarını bile yerler.bacaklarına gelen can sayesinde kendilerine gelirler.kızın kocasının savaş sırasında kalçasına isabeteden bi şarapnel parçasını alırken doktorlar bir elma büyüklüğünde krater açmışlar kalçasında.tabi bu yaralar ruhundaki yaralar kadar ağır değilmiş.askerden geldikten sonra içine kapanmış fazla çalışmaz fazla konuşmaz sadece tütün sarar sigara içermiş.sinirli agresif birisi olmuş.tabi kız ne yapsın her zaman anlayış gösterirmiş.nede olsa oda yurdumuzu gavurlardan kurtaran diğer binlerce kahramanlarımızdan biridir.

ne analar ne babalar ne kardeşler ne eşler ne yavuklular ve ne evlat lar beklediler.gelen de oldu ama tabi gelmeyen daha çok.benim hikayemin baş kahramanı olan kız kayın validemin annesidir. gerçek yaşanmışlık var.abartı yok ama eminimki fazlası vardır.kayınvalidem vefat edeli üç yıl oldu.aklımda kalanlar bunlar.

bu hikaye sadece bir askerin ve ailesinin hikayesidir.kimbilir daha binlerce yürek yakan hikayeler ne acıklı sonlar vardır.işte bizim topraklarımızda sadece göz yaşı değil hasret umut ve bekleyiş de var.

türkuaz

Oy Ver

7
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.