gürünen


eski yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez karakter oyuncusuydu erol taş ..henüz kentler umutla göç edenler tarafından dolmamıştı ..kırsal yaşamdaki güçü temsil ederdi genellikle erol taş ..gerçek yaşamında oldukça iyi biri olmasına rağmen ,karakteristik yüz özelliklerinden dolayı acımasız ağa rolleriyle özdeşleşmişti ..bir anısında canlandırdığı rolden etkilenen ahalinin taşlı saldırısına uğradığını onlara şöyle seslendiğini anlatır ..atın,atın ,bu taşlar ödül bana ..bu kadar işine saygılı ve gerçekçi olan insanların özverisi sayesinde şimdilerde gülerek izlenen filmler çekildi ..peki şimdi çekilen dizilerde eski yeşilçam filmlerinden farklı olan nedir ..o zamanki türkçe kullanımının giderek yuvarlıyarak ve biraz farklı kullanımı dışında değişen ne ...fark kentlileşmede var ordaki köy ve küçük kasaba atmosferi artık kentte ve banliyö diyeceğimiz gelişmiş küçük yakın yerleşim birimlerinde ..birde üretim araçlarıda değişmiş durumda ..topraktan çıkan mahsüllerin yerini ,fabrikalar almış markalaşma ön planda konuşuluyor ..sanırım yazanlar bu konuda çok araştırma yapmamış görünüyor dizide bahsi geçen firma ölçeğinde olan ve dünya çapında marka olan örnek yok denecek kadar az ,çoğu çok büyük ölçekli yerli ve yabancı firmalara fason üretim yapıyor ..üstelik firmanın görünen üst düzey yöneticileri yok zaten firma pederşahi bir anlayışla yürüyor ..
başta bulunan babanın suçla ve hileleyle elde ettiği birikime karşı dürüst gösterilen hakkı yenmiş ve bedel ödemişinde, borsada parayı bulmuş olması çalışarak bir yere gelinmezin işaret fişeği gibi durmasıda eğreti olmuş ...
dizinin oturduğu ana unsur kan davasının kent versiyonu haksızlığa uğramışlığın haklı öç alma öyküsü konumunda ..yine düşman ailelere mensup gençlerin engelli sevdası köyden kente aynı şekilde taşınmış durumda ..bir kasabada kanun uygulayıcıları dahil herkesi emrinde tutan babanın sadece ülkemizde değil amerikan filmlerindede örnekleri mevcut ..
uzak ülke (open range..kevin costner , robert duvall)filmindede benzer bir despot adamın herşeye hakim olması işlenmişti ..yine çok sayıda düşük bütçeli (b.movie) örneklerindede konu işlendi tek farkı medeniyetin göbeğinde değil amerikanın az gelişmiş orta kesiminde seçeneksizleşmiş kişilerin çaresizliği işlenerek ...dizilerin birbirine benzediği unsurlardan biride güç elde etmek için herşeyi göze alan kadın karakterler ..burda örnek tek değil fazla sayıda var ..kadınların izlediği dizilerde nedense akıllı olarak gösterilen kadınların sadece acımasız ve hilebaz görüntüsü akılalır gibi değil ..
benim olsunda nasıl olursa olsun zihniyetinde olan kadınlardan geçilmiyor diziler ..iyi olanların bir özelliğide şaşırtıcı derecede etrafında olanları kavrıyamamaları ..bir yabancı gelene kadar eğitimli kız niye babasının ne mal olduğunu bilmez hiçmi görmüyor üstelik üretimde ve çalışanlar isyan ettiğinde bile baskıyla çözme yolunu seçiyor ..en azından ne istediğini bilen çevre ve doğaya saygılı bir genç hanım görme umudu aşık olunca tamamen uydu görüntüsü sergiliyen kadınlar örneğine dönüyor ..bundan önce izlediğim dizi ve bu dizinin yazarlarının işçi ve dar gelirli aile bireylerine bakışının sağlıklı olduğunu sanmıyorum ..çalışma hayatı daha disiplinlidir ,şımarık kahya kızı ve olgun davranışlı seyis aşkı pek oturmamış ,en ufak sıkıntıda aşkı kapı önüne koyan şımarık ve albenisi hiç olmayan kahya kızını adam niye çeksin ...
hangi sebeple ..aşk derse yazanlar ,bende aşkı kapı önüne koymuştu unuttunuzmu derim ...dizi bu haliyle ancak başrolerinin cilasıyla yürür ..
oda riskli hep bir rakip vardır ,ve anlatılan olaylar mantık dairesine baskı yaptıkça oyuncunun cilasıda göz alıcı olmaktan çıkar sezon sonunu zor görür
seyredenede başka yapımlarda küçük dünyasında bile donanımıyla kendini ifade edebilen kadın karakter görme umudu kalır ..


tamer

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.