Kiralık Aşk - hacer hanım, ömer gibi bir karakter var mı demişsiniz, kore

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
hacer hanım, ömer gibi bir karakter var mı demişsiniz, kore dizisi "can love become money" e biraz bakın.

meriç hanım evet her hafta bir sinama filmi yazdı ama konu bütünlüğü, bölümler, sahneler arası tutarlılık var mıydı hayır.

ama hakkını yemeyeyim aşkın sıçaklığı bittikten sonra bile uzun zaman sırrı koruyup her bölüm bir şekilde merak ve beklenti oluşturup alışanlarda diziye devam etme isteği oluşturdu.ama ne pahasına özellikle defnenin hikayesi dediği hikayede özellikle defne karakterini devamlı batırmak ve aşağı çekmek pahasına.diziyi uzatmak için başka yol bulabilir miydi malum mafyalı kazalı hastalıklı klişelere girmeden evet bulabilirdi ama aramadı o yolu.giden seyirci gitti kalanlardan bazıları seve seve bazıları kıza kıza kaldı.bazıları alışkanlıktan, bazıları ne olacak sır çıkınca merakından bazıları herşeye rağmen meriç hanımın kalemini sevdiğinden, bazıları barış-elçin uyumundan ben neden bilemiyorum aslında çoğu zaman bırakmaya kararlıydım.

başroler hariç diğer karakterlere gelince ömerin ailesinden necmi ve nerimanın iyice kartonlaştığını, topalgillerin ise iyice çekilmez tahammül edilmez tiplere dönüştüğünü zaten yazanlar olmuş.sude'yi zaten hiç anladamdım nasıl bir organizmaydı.

iso'ya gelince evet iyi bir adamdı ama da 2. sezon ayşegül saçmalığı ile birlikte harcandı gitti.sırf iso defneye ömer konusunda empati yapabilsin diye diziye giren sonra ortalıkta boş boş dolaşan bir karakter. yani iso ve defne arasındaki duygulu bir konuşma ile yapılabilecek empati için diziye bir karakter sokmak, kulaşını elini bacak arasından geçirerek tutmaya çalışmak demek. zaten bu dizide hiçkimse karşılıklı bir sorununu çözemez illa araya 3. 4. kişiler girer.

ayşegülle de aslında neler neler yapılabilirdi, ne sosyal mesajlar verilirdi. ama işte zamanda kalmadı zaten, kocasıda almanyaya gidecek boşanıyor kendisi keşke yeter deyip kocasını kendi boşasaydı da varlığının bir anlamı olsaydı.birtek findan da kahve pişirmesini sevdim ayşegülün yine zorlama biçimde türkan hanımın evinde iso ile bir araya getirilmişlerdi.

pamire girmiyorum bile ona hepten yazık oldu.

yani diziye bağlandım izledim ama çoğu zaman eylenerek değil gerilerek ve ilk bölümlerden sonrakilere tekrar bakma isteğim yok.evet barış yöş iyi bir yönetmen değil onun da etkisi var.

birde meriç hanım tek mi yazıyor ekiplemi yazıyor bilmiyorum.ekibi varsa bile baskın olan meriç hanım sanırım, keşke ekibine uyumlu çalışabileceği tıkandığı yerlerde kafasını açacak birilerini alsa ama mereiç hanım ömer'e benziyorsa ki ömeri kendi omurgama yasladım gibi birşey demişi pek ekip insanı değil demektir.

benim burda bir düşüncem var, tamamen kendi düşüncem, eğer ömer meriç hanımın kendisi ise defne de onun hayatına giren ilişki yaşadığı kişiler olabilir.bu defne'nin karakter değişimlerini tutarsızlıklarını açıklar meriç hanım parça parça kendi yaşadığı olayların benzerini yazıyor ömer kendi defne ise o olaydaki eski erkek arkadaşı her kimse, bu yüzden karakterin tavırları arasında tutarlılık yok ömer tek ama defne birden fazla kişi, harmanlanmaya çalışılmış amama harmanlana mamış parça parça kalmış kişi.

keşke meriç hanım defneye çocukluk travmalarından dolayı bir çoklu kişilik bozukluğu yassaydı bak o zaman daha eylenceli olurdu.hem bir oyun var ortada hem de oyun için tutulan kız meğer çoklu kişilik bozukluymuş, neriman da bunu sonradan öğreniyor ama iş işten geçmiş, ondan sonra olaylar olaylar.meriç hanım da istediği an defneye istediği şekilde yazabilir istediğini yaptırabilir kimse gıkını çıkarmaz 100 türlü aşk ve aşık yazılabilir.hastaneye gösterilmek istenmiyorsa yine hastaneye gidilmez ara sıra çok cozuttuğunda pskoloğu gelir falan.


benim izlediğim türk dizileri çok eski yıllardan kalma çünkü çok uzun zaman önce tv'den dizi izlemeyi bıraktım tv'den izlrdiğim bir ka vardı. güllerin savaşı, no309'a, seviyor sevmiyor'a, hayat şarkısı'na çakma denen ala'ya netten ucundan kenarından baktım ama birinci bölümden başlayıp izleyecek kadar sarmadı üşendim.aşk yeniden'e bakıyorum şimdi netten eylendirici bir diziye benziyor.

46 yok olana bakmadığıma üzüldüm bakarım bakarım artık netten çok geçsaatte başlıyordu.
bir de kerem bürsin'in şeref meselesini izledim tamami ile netten uzun bir dizi değil 20 küsür bölümde bitiyor o da italyan yapımdan uyarlama galiba.zaten ka'nın başlangıç hikayesi de "can love become money" den alıntı.yüksek sosyete kore yapımı "high society" den uyarlama, seviyor sevmiyor kore "she was pertty" den uyarlama, doktorlar "grey’s anatomy" den uyarlandı grey’s anatomy 11 sezonu buldu galiba.

işte ben buna gıcık oluyorum zaten önümüze orjinal bir hikaye bir karakter koymuyorlar, biryerlerden alıyorlar.önlerinde hazır çekilmiş filmi de var karakterler nasıl işlenmiş nasıl çekilmiş örneği de var, ne diyeyim daha.uyarlayacaksın kardeşim sadece yapacağın bu.

evet keşke tc'deki dizi süreleri ve sezondaki bölüm sayıları abd'dekiler gibi olsa da izlediğimz bölümler daha dolu çekim,senaryo,sinema dili açısından daha dolu olsa diyemiyorum sonuçta filmlerimizin durumları da ortada.

bu şehir arkandan gelecek'in ilk bölümüne parça parça tüplü siteden baktım konu iyi gibiydi ama yarıda kesilmiş suratlardan, çenesi olmayan kafalardan, oyuncu yerine ahizenin kadraja alındığı sahnelerden gözüm yoruldu bakamadım, kimse o dizinin görüntü yönetmeni azıcık kendine gelsin.birde leyla lydia tuğutlu'nun dans sahnesi çok kötüydü, herkeste çok beğenmez mi o dansı keşke dans uzaktan çekilse ve o sahnede dublör kullanılsaydı.

sıla k.

Oy Ver

5
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Sıkıcı

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.