Kiralık Aşk
ben kızgınım barış'a, nelere kızdığımı da sıralamak istiyorum.
kızdım.
hastalandı, diziye ara verdi, yine de sağlığına dikkat etmemeye devam etti.
kızdım.
hastalandı, hasta hasta sevgilisi ile mağaza reklamları yapacak diye markaların reklam poşetleriyle avm'lerde dolandı.
kızdım.
meşhur olduğu dizi ile ilgili sorular yöneltilmek için uzatılan her mikrofona sevgilisini anlatıp anlatıp durdu. (bir arkadaş demişti, bir barış alana yanında gupse bedava diye...)
kızdım.
daha önce oynadığı sinema filmlerinden, tv dizilerinden tek bir tane dahi ödül alamadığını, onlarla değil, kiralık aşk ile meşhur olduğunu ne kendisi ne de sevgilisi bir türlü anlamadı, kıymet bilmedi, sadece yanına gelen fanları ile fotoğraf çekilerek vefalı imajı vermeye çalıştı ama en büyük vefasızlığı yaptı 15 yaşındaki fanlarına da 45 yaşındaki fanlarına da.
kızdım.
sevgilisi ile o kadar çok ortalarda göründü ki beni dizide içine daldığım masaldan sürekli olarak uyandırıp uyandırıp durdu.
kızdım.
herkesin defne-ömer aşkından bahsettiği anda kendisinin gerçekte çok daha güzelini yaşadığını söyledi, yine beni masaldan uyandırdı, diziden soğuttu, büyüyü bozdu.
kızdım.
diziden ayrılma kararı almış olabilir, anlarım, ama 2. sezon o kadar kötü oyunculuklar sergiledi ki bana "mesleğine hiç mi saygısı yok, resmen baştan savma oynuyor" bile dedirtti bazı sahnelerde.
kızdım.
final kararı resmen açıklanmış olsa neyse, ama devam eden dizisi varken, reytingleri de iyi giderken, seyirci senaryoya ve pinti yapıma rağmen 3-5 sezon daha izlemeyi hayal ederken, yapımcı devam ediyoruz derken, yeni proje için imza attığını duyurabildi.
sildim mi barış'ı?, sildim. bunca zaman ka hatrına yaptıklarına tahammül ettim, buna da gerek kalmadı.
artık barış'ı ne bir sinema filminde, ne bir dizide, ne bir tv programında, ne bir magazin programında, ne de bir reklamda seyretmek istemiyorum.
tercih benim, seyretmeyeceğim de.