Kiralık Aşk - merhaba perilerim... bir roller coaster etkili bölümün

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
merhaba perilerim...

bir roller coaster etkili bölümün daha sonuna geldik! bu dizi hepimizi bipolar bozukluk hastası yapacak vallahi, ya da çoktan yaptı zaten. tam ağlıyorum, arkasından bir şey oluyor ve gülmeye başlıyorum. huniler de kesmeyecek bizi bu gidişle. ekibi şimdi anladım ben. bunlar bizi düşünüyorlar kesin. diyorlar ki kendi aralarında; bunların ruh hali hiç de iyiye gitmiyor, en iyisi diziyi bitirelim de bunlar da normal yaşantısına geri dönsün. tabi artık ne kadar mümkünse.

şaka bir tarafa, geçen haftaki bölümün üzerine bu bölüm cidden ilaç gibi geldi bana. defne'nin duruşunu çok beğendim mesela. hep görmek istediğim/istediğimiz defne'ydi izlediğim. keza ömer de... çok takdir ettim defne'ye onun ailesiyle ilgili durum için gösterdiği tutum ve tavra. tam da ömer iplikçi'ye yakışanı yaptı, helal olsun. ben tam böyle düşünüyordum ki, isocik de aynı şeyi düşünmüş olacak ki doğal olarak, o da bunu ömer'e karşı dillendirdi ve gönlümü bir kez daha fethetti.

balık tutma macerası çok komikti ve bir o kadar da derin ve düşündürücüydü... herkes içinde bulunduğu durumu anlatırken birçok şey de açıklığa kavuştu aslında. dizinin röntgenini çekti diyorum ben buna. herkesin kişiliği yansıdı o yan yana dizildikleri sahil kenarında. koriş'in bencillik gibi görünen o yalnızlığı, herkesi kendimi penceresinden görüşü ve çok yüzeysel gibi görünüyor olsa da aslında onun da bir kalbim ve ruhu olduğu... ocakları'ndan kalkıldığı sırada tek başına kalışı... koriş çok yalnız. onun tek arkadaşı ve dostu, onu çok iyi tanıyan ve onun çok iyi tanıdığı nöro. onun dışında kimsesi yok. işi delilik vurarak tolere etmeye çalışıyor o da bu yüzden. baksanıza, balığa bile isim koyacak kadar duygusal bir insan aslında. ve hatta o balık tekrar denize bırakıldığında arkasından ağlayacak kadar da... ömüş'ün elinin titrediğini ilk fark eden ve cherie'den tasarım dosyasını çalıp çok sevdiği iki ortağa iyilik yapmak isteyen de koriş'ti. koriş'ı sevelim...

pamir... pamir'e üzüleceğim ve hatta onun için gözyaşı dökeceğim aklımın ucundan geçmezdi ama oldu işte. ters köşe oldum yine. pamir bavulunu alıp çıktı evden. defne'nin hırkasını yanına alıp almama arasında gidip geldikten sonra almamayı tercih edip çıkıp gitti evden... nereye gitti, temelli mi gitti, bunu henüz bilemiyoruz tabi. ama kalbinin paramparça olduğunu ben buradan hissettim. o ne büyük acıdır yarabbi! tek taraflı olsa da, iki taraflı olsa da acıtır değil mi pamir? belki de her şeye rağmen sonuna kadar girmek gerekir. acıtsa da, darmadağın etse de, değil mi ömer? çünkü şu akar yolunu bulur. bulamazsa da taşı çatlatır da yine akar eğer akacağını varsa değil mi isociğim? sinoş'um, seda'nın acısını zavallı rıfat'tan çıkardın, oldu mu şimdi? yazık koriş'ime! 😂çok güldüm o sahnede.

pamir ve ömer arabada giderken aralarında yaptığı konuşma gerçekten çok güzeldi. derin ve düşündürücü... tevekkül... sabır... aslında bizim ka'yı izlerken şiar edindiğimiz güzel özellikler... bu diziyi neden sevdiğimi bana bir kez daha gösteren hoş bir detaydı bu. bu arada kafama takıldı. pamir önce defne'nin hırkasını bavuluna koyup sonra çıkardı. kokladı ama yanına almadı. bir anlamı olmalı bunun da. tıpkı merdivenlerden çıkarken gözümüze sokulan o haritaya benzer tablonun bir anlamı olabileceği gibi... gülgün'üm, top sende burada. tablolar senden sorulur en nihayetinde. 😉

türkan teyzenin konuşmalarına bakacak olursak, tahminimiz üzre, kiralık aşk oyununu bilmiyor hala. ekmek arası da bilmiyor zaten. serdar ve nihan biliyor ama onlar da sanki bilmiyormuş gibi davranmakta ısrar ediyorlar. e ısrarla bu konu fluence bırakılıyorsa, vardır meriç'imin bir bildiği der bırakırım. mutlaka başlayacağı güzel bir yer ve zaman vardır o hususu. dantel gibi ince ince işliyor çünkü hikayeyi. ben heyecan duyuyorum hala. evet, geriliyoruz çoğu zaman ama, çocuk doğarken de büyük sancılar çekiliyor ama sonuç olarak bir mucize meydana geliyor. ben hala inanıyorum.

iso ve ayşegül meselesi artık benim ilgi alanımın dışında nedense. ama nedense kötü hislerim de yok artık. onu da meriç'imin beyninin içinden geçen düşüncelere bıraktım gitti. o onu da bir yere bağlayacak, biliyorum. daha 63. bölüm sonunda 65'ten umutluydum ve dediğim gibi de çıktı. hülya ben'in 63. bölüm kehaneti gibi bir şeydi bu ve tuttu. hislerim kuvvetlidir bir yay burcu olarak. 😉

merhaba olacak senin bu halin'de bu hafta, sinoş'u ağırlıyoruz. hakikaten ne olacak bu sinoş'un hali böyle!? yalnız o ne oyunculukta öyle yahu? 14. bölümdeki performansından sonra ikinci favorim oldu bu haftaki seda'nın kapısına geldiğindeki performansı. ağladım. yeminle içim parçalandı. kaplan değilim ben. bulunmaz hint kumaşı da değilim. patronum ben filan da demiyorum. seni seven sıradan bir adamım işte. iki lafına dünyayı yakarım dedi ya. bittim. nasıl da stratejiden uzak ve samimiyete yakın bir karaktersin sen sinan'cığım... aaah ahh! canım yandı. üzmeyin artık ya şu adamı! bu sinan size ne etti yahu? bu neyin karması? bu arada aklıma geldi, hemen ekliyorum. 14. bölümde sinan öğrenmişti defne ve ömer'in birlikte dağ evine gittiklerini. bu bölüm de pamir ayını kaderi paylaştı onunla. yansıma gibi yansıma vallahi. flashback'lerde o terk ediliş anını gördüm ve yine canım yandı aynı o an olduğu gibi. ne de güzel anlattı defne, ömer'le olan durumunu. mest oldum mest. dün yaptığım yoruma paraleldi söyledikleri. meriç'imle aramızda muhteşem bir bağ var, iyice emin oldum. o hafta ya da en iyi ihtimalle o gün ne yaşadıysam, o haftaki bölümde mutlaka bir ya da ikisi çıkıyor. bu hafta da üç şeyde oldu bu. şu an aklıma gelmiyor. aklıma gelirse yazarım mutlaka.

bu arada, söyleyeyim dedim gülün azıcık. ömer defne'ye markete gideceğini söyleyince çığlık attım bir anda, hayır gurme markete diye. nasıl travma yarattıysa artık ruhumda ve zihnimde. 😁

ama favori sahnem ne diye sorarsanız, tabi ki araba sahnesi derim. 27. bölümde ilk kez duyduğumuz o dinlemesi bile içimizi gıcıklayıp ruhumuza titreten replik gergedan dönüştü çünkü. leprikon da leprikonmuş yani. ölsem söylemem dedikleri bu olsa gerek. adam öyle bir anda bile söylemedi ya, ona da helal(!) olsun valla. ana elçin sangu muhteşem oynadı o sahnede. mimikler ve dolayısıyla da duygu geçişi bir harikaydı. tebrikler... reklam filmini ben de izledim. sanki elçin değil de defne vardı orada. kuşum benim. tatlı kuşum. ☺

göbeteyi de bilirim, paellayı da diyen meriç'im acemi'm, en çok sen çok kültürcü senarist sin şekerim, döne döne sensin. seviyorum senin bu dünya insanı olma durumunu. 😙 ha, unutmadan, kesin takip ediyorsunuz sen bizi. fanlarını ve yorumcuları yani, genel olarak. birçok örnek vardır çünkü bölümde, yapılan yorumlardan. türkiye'nin ilk interaktif senaristi ve dizisi kategorisi açılsa sen ve senin dizin alır o ödülü canımın içi. seviyorum seni tatlı kadın. 😍 💕

velhasılıkelam, benim için güzel bir bölümdü. 😄

yay kadını

Oy Ver

7
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.