Kiralık Aşk - bulutların üzerindeyim şu an... efil efil bir rüzgar esiyor

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
bulutların üzerindeyim şu an... efil efil bir rüzgar esiyor ve beni hiç bilmediğim daha önce hiç gitmediğim yerlere alıp savuruyor öyle... rüyalar aleminde geziyorum... bir akşamüstü güneşi vuruyor gözlerime... deniz dalgaları vuruyor kulaklarıma... çilek kokusu... kahve tadı... yaz yağmuru... kitap sayfalarındaki huzur... öyle bir mutluluk hissettiğim...

evet kiralık aşk dostlarım... bugün benim kişisel tarihimin en mutlu akşamlarından biriydi... hatırlarsınız belki. neriman için şöyle bir yorum bırakmıştım buraya geçen hafta. ''mutsuzluğundan mutluluk duyacağım neriman.'' demiştim. o kadar için soğudu ki bütün yaşadıklarından, o kadar olur. necmi terk etmedi ama terk etmekten beter etti. ömer ise iyiliğiyle ezdi geçti resmen. yaptı yine yapacağını ve ismine yaraşır bir şekilde davrandı bir kez daha ömer. helal olsun kömüş gözlüme. hem neriman'ama ders verdi hem hulusi'ye. neriman'a iki ders verdi. 1) kötülük yapana bile kötülük yapma. 2) eğer birine bilerek kötülük yaparsan ve bundan ders almazsan para kaybetmezsin belki ama, daha mühim şeyleri kaybedebilirsin. yeğeninin sevgisini ve dolayısıyla da ona sarılma hakkını... yazık... neriman'a üzülmedım asla ve kat'a. yalnızca acıdım. evet, acıdım... yalnız koriş beni ters köşeye yatırdı resmen. hiç beklemezdim ondan bu denli vefakar bir davranışı... gerçi passionis'in kuruluş aşamasında sinan'a hiç düşünmeden yaptığı yardımı bir düşününce pek de şaşırmamak gerek ama, o koriş'i çok derinlere gömdüğünü ve oralarda unuttuğunu düşünmüştüm ben. mutlu oldum. hele de o eski türk filmlerini tiye alır tarzda konuşmaları ❤ ben. çok beğendim o sahneleri...

rüzgar çanı = vuslat demekmiş ha! hahahaha!!! meriç'im acemi'm bize resmen, ''metafor mu seviyorsunuz siz, alın size metafor.'' dedi ya! seviyorum seni çılgın kadın! 😍

bahçe ve mutfak arasındaki bağlantıyı ters kuran derya, menemene ekmek banar gibi banarım senin o ilaçlardan pelteye dönmüş beynine. kız ne yaptın sen? tam da ısınmaya başlamışken sana hem de... cık cık cık... hiç olmadı bu, hiç... peki ya sinan'cığım sana ne demeli? beyninin kıvrımlarında rüzgar çanı çın çın çınladığı için mi karıştırdın oda numaralarını? heba oldu güzelim gece... gerçi öyle olmasaydı da o komik sahneleri göremeyecektik ama... fedakarlık yapardık bundan. hadi yine iyisin, seda kapına kadar geldi de armut piş ağzıma düş vuslatımız yaşadınız birlikte. seni gidi köftehor seni... 😉 yalan plan vuslat ve heder olan geceyi saymazsak eğer, defne çok tatlı değil miydi ya kapının arkasında kedi gibi miyavlarken? bi' de emeklleyerek kaçtı gitti, iyice bi' sevesim geldi. gerçi ömer bile sevemedi, bana ne oluyorsa? hiç! 😁

pamir son kurşunlarını atıyor bu arada. ayrıca defne'nin pamir karşısındaki tutumları da gözümden kaçmış değil. ne bu hemen bi' gereksiz ve manasız empati kurmalar falan? n'oluyoruz? hayırdır? onun dışında gayet iyiydi defne. hele neriman'a söyledikleri... içimin yağları eridi resmen.

tranba... adını görüp kendisini göremediğimiz karizmatik kötümüz... demek ki neymiş? kirli oynamak kuşa vadede başarı getirir gibi gözükse de uzun vadede kaybettiriyormuş demek ki... ve marka değeri ve kişilikli bir tutum sergilemek kısa vadede kayıpmış gibi görünse de uzun vadede başarı getiriyormuş. bugünkü bir başka dersimiz de buydu. tranba sana söylüyorum, pamir sen anla... hani anı kurtarmak adına yaptığın hamleler var ya(albertine kayıp kitabında yaptığın gibi mesela), işte onlar boş be pamirikom... defne seni sevmiyor, sevmeyecek de... onun aklı da kalbi de, ruhu da, bedeni de ömer'e ait... bakalım anneanneye ne söyleyeceksin... merakla bekliyorum.

elinde yeni vuslat metaforu olan rüzgar çanıyla ömer'in evine giden vuslat boşluk ve vuslat elbiseli defnecik... söyle o ömer'e, aşıyı tuttursun bu defa... yeğen/torun istiyos bis! o kadar!

koriş' neriman'ın necmi'yi terk etmemesi konusunda dertlenirken bırakmıyor bıyıklıyı dedi ya, aha dedim, aysun'uma gönderme geldi yine. 😉

defne'nin hikaye anlatıcısı olarak konuştuğu yerler ve o konuşmalara bağlantılı olarak birbirini tamamlayacak şekilde verilen sahneler çok hoş ayrıntılardı. flashback'lerle desteklenerek yapılmış olması apayrı bir güzellik katmıştı. bir masala tanıklık ettiğimi ve mutlu sonla bitmiş mutlu bir gelecekten anlatılan bir hikaye olduğunu yeniden hatırlatan tatlı defne'nin neşeli sesi ve geçmiş bugün gelecek arasında köprü olduğunu hissettiğim o sahneler... muhteşem detaylardı... konuşmadan anlaşmakla ilgili kısımlar özellikle ve bankta konuşulanlar... bugüne kadar havada kaldı dediğimiz ne varsa hepsi cevabını buldu bence orada. benim düşüncem tabi ki bu. gölcüklüm, banktan kalktık mı bugün, ne dersin? 😉 14. bölümdeki terk ediş ve 23. bölümdeki terk ediliş dillendirildi öncesinde ve ikisi aynı anda kalktılar o banktan. bence biz de onlarla birlikte kalktık o an, öyle değil mi? 😉

bir de... pamir'in söyleyeceği bir şeyler varmış der oner ve topu ona atar şeklinde yorum yapan peri hanginizdi? gelsin öpeceğim alnından. ileri görüşünü seveyim ben onun. 😁

kiralık aşk'ın tüm bölümleri ayrı ayrı canımdır benim. ayıramam hiçbirini birbirinden. zira şu güne gelebildiysek hepsinin bir payı var bunda ve biz hep ne deriz? kiralık aşk'a bir bütün olarak bakmak lazım... ama bu demek değildir ki aralarında efsane sayılabilecek ''bölümler'' olmayacak... bölümleri tırnak içinde yazmanın sebebi de, sahneleri kastetmeyip direkt bölüm bazında ele alıyor olmam. baştan sona efsane olanlar yani... kendi adıma benim en iyi ilk 5'im şunlar: 1. bölüm, 5. bölüm, 10. bölüm, 20. bölüm, 27. bölüm, 39. bölüm ve 45. bölüm'dü bugüne kadar. farkındayım 6 bölüm saydım ama 45'i es geçemezdim. 😉 sonradan ekleyiverdim listeye. şimdiyse hepsini de ezip geçen bir bölüm daha oldu elimde. 61. bölüm... bu kadar romantik ve bu kadar komik olan çok az bölüm izledik şimdiye kadar. her şey vardı içinde. ilk 20'deney en can alıcı sahneler, mistik rüyalar ve replikler, bol bol kahkaha, absürd komedi, komik romantizm, felsefe, metafor vs... vs... vs...

kapanışı isocik'le yapmak istiyorum bugün. ayşegül ve iso'nun bir araya gelmemek adına yaptıkları manevralar ve birbirlerine tıpatıp benzer şekilde verdikleri tepkiler ❤ ben... canım yandı. empati yaptım ister istemez. çok zor bir durum. bakalım nasıl bağlayacak sevgili meriç acemi... arkama yaslandım bekliyorum. güveniyorum da. zira bağladığı diğer konu beni düğün seline gark etti. defocik'le olan barışmasını kastediyorum tabi ki. ömer'le bi' işbirliğine girmeler, bi' sürprizler, bi' şirinlikler bi'şeyler... iso'nun meselesini iso'ya bırakan ömer'ler... herkesin birbirinin sınırını bilip onu aşmaması, yani özgür iradeye ve kişisel sınıra saygı göstermesi... sevgilisi de olsa yerini bilip ona göre sınırını bilmesi... daha da uzatılabilir aslında ama, ömer'den öğrendiğim az ve öz kelimeyle çok sey anlatma prensibine riayet etmek konusundaki isteğim bunu engelliyor. ömüş sen okuma bunları. kızarsın bana valla, ne çok uzatmışsın yahu diye. 😃 şaka bi' yana, çok güzeldi her şey... ömer'in geçici asistanı defne ve patron ömer kadar güzeldi. özlemişiz onların o muhteşem uyumlu asistan-patron hallerini... 😄

ben bunları yazarken fragman çıkmış olabilir. çıkmamış da olabilir. biz kiralıkçılar her şeye alışmış ve artık hiçbir şeyi yadırgamayan bir topluluğuz. 😂 düşüncelerimi yazdığıma ve artık rahatladığıma göre, artık sizleri okuma ve eğer çıktıysa yeni bölüm fragmanını izleme zamanı... öpüyorum sizleri... 😙

yay kadını

Oy Ver

7
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.