Kiralık Aşk
omurga
kübra hanım sıkmadınız ben yazı okurken sıkılmam okumayı severim ...
çok detaylı yanıt olmuş ,yönetmenlerin karnesi niteliğinde bir yazıydı ..
aslında çekimlerde çok rahatsız edici bir unsur yok bu yakın çekimler sanırım seyirci isteğinden kaynaklı ,yoksa yalanarak dolanan ömerin köfte dudakları niye ekranı kaplasın ,yakın çekimin dezavantajları vardır yüzdeki deri gözenekleri bile krater gibi görünür ..bir arkadaş sormuştu ikisinin aynı anda yüz ifadesini görebilirmiyiz diye ,tek bir şekilde görürüz ekran ikiye bölünürse demiştim biz kuş değiliz görüş açımız belli ve gözlerimiz yanda değil ,üstelik boynumuzda bir yere kadar dönebiliyor mesele anatomik ..
artık bir çok filme derinlik boyutuda ekleniyor bunu gözlükle izleyebiliyoruz ,gözlük olmadan izleme için çalışmalar sürüyor gerçekleştiği zaman çekim mantığıda değişir seyircinin ilgileneceği sahneler olur yıllar önce ilk örnekleri gördüğümüzde izlediğim macera filminin bir özelliği yoktu ,yeni teknolojinin heyecanı vardı ..öyleki sahne gereği atılan mızraklardan eğilerek sakınan seyirciler gördüm ..üzerine geldiği havası veriyordu ..dizide olursa nevinin terlikler nerimana ulaşmaz ama aynı mekandaymışız hissini alabiliriz ...
dizinin flashback(geriye dönüş)le anlatılması konusunu yazan arkadaşlar vardı bu çok gerekmedikçe kullanılmaz ..filmdeki hızı keser ,akışkanlık kaybolabilir ..sinemada bir sıkıntısı daha farkedildi bunun için batıda uyarılar afişlere konuyor şöyleki flash patlaması şeklinde geri dönüşlerin epilepsi ataklarını tetiklediği farkedilmiş önlemler bunun için ..karanlık ortam olmadığı için tv de sıkıntı olacağını sanmıyorum (ışık kapatılmadığı sürece)
omuz kamerası kullanımında kamera sabit olmadığı için izlenirken yerinde duramayan gürüntüyle karşılaştı izleyenler ,kişinin bakış açısıyla dönen ve titreyen kamera odaklanma sorunu yarattığından uyarılara rağmen filmi izlemek için sinemaya girip filmi yarıda bırakıp çıkan seyirciler oldu bulantı ve başdönmesi şikayetiyle..
ilk 20 bölüm efsane niteliğinde arkadaşlar arasında bunun bir çok sebebi var ,ilk karşılaşmaları zaten sır dolaysıyla ama sırrın ağırlığı hemen çökmedi defneye ,ilk bölümlerde defne zaten sinandan hoşlanıyordu (sinanın adı defneyle hiç anılmasada )görür görmez aşık olmadı nerde farketti denizde ,o da sanırım 5. bölüm o zamana kadar sinan var dikkatini çekmek için çabası var ,sonrasında olan oluyor 16. bölüm sanırım iz geliyor öncesinde feryalle olan kısmında kızgınlığı komik olan bir defne var ..ömerde feryalle sırf şirketin kurtulması adına beraber bu aslında rahatsız edici bir durum kurtulmak feryalin yatağından geçseydi ömer ordan geçermiydi ..orası soru işareti ..
feryal güzel kadın ama ömerin ona yaklaşımı yürek korkutan boyutta değil ...
iz gelene kadar bu sır korkutucu değil iz geldi ömerin karakterini kalın çizgilerle anlattı ..öküzü o zaman buyur ettik evimize sezon finaline kadar süren bir arkadaşlığımız oldu ..ilk yirmide akılda kalan defnenin bardak sahnesi açı olarak yerindeydi birde defnenin ordaki sahici performansı sahneyi akılda kalıcı yapmış.. ömerin kavaklık sahneside etkileyici idi ..
omurgaya gelirsek aynı görüşteyim kiralık aşk omurga terkedilmedi bir türlü .
yine var pamirin üzerinde bu sefer ..yazar bizim gibi düşünmüyor bunu seminerdede söylemiş defnenin hikayesi demiş ..
omurga defneyse ayaklar kim tüm kötüler bir ayak tüm iyilerde bir ayak dersek yanılmayız sanırım ..mehter marşı gibi ilerleyince bu tabir daha doğru oluyor ..onda bile ilerleme var, şimdi fragmanda defnenin istediği gibi olursa yine başa dönmüş olmuyormuyuz..cevdetin kürkçü dükkanı ..
hoş değil biliyorum ama ömer yine patron defne yine gönüllü asistan ...
defne arşa yükselmiyecekmiydi ..ne değişti ..ayvaz kasap hep bir hesap ..
sizin dediğiniz şekilde hikaye ilerlermiydi ..ilerlemezdi ..yazarsanız hepsi olur
yazar gideni geri getirdi ,normalde gelmez kafasına bundan eş olmaz girdiği zaman gelmez ..yazar getirdi sürünsün dendi bana göre defne daha çok süründü..zaten mantık yanlış illa biri sürünmeli dediğiniz zaman dede ile neriman sürünmeli ,biz niye acı çekenler içinde çöp çekiyoruz bu çok üzüldü şimdi öbürü acı çeksin ..sebep olanlar pişkin pişkin geziyorlar ömerin dediği gibi herşey mübah gayet şerefsizler...
bir başka yazıda mahalle takımını mercek altına alabiliriz ..
karşılaştırdığınız diziyi hiç bilmiyorum bu konuda fikrim yok ..
safiye ve faik konusunda eşten yardım aldım hala ekranlardaymışlar , komik olmaları hakında fikrim yok çünkü net bir izlemişliğim yok ...
ayşegül konusunda aynı fikirdeyim arınmalı .. bunu yazdığımda eskiden beri tanıdığım bir arkadaş evli kadının sevme hakkı yokmu dedi .kimsenin yok ..
geçen senelerde okumuştum gazetede haberdi eşlerden biri diğerinin kendisini aldattığından süpheleniyor evde hırsız var ihbarıyla yakalatıyor elinde delil var boşanma davasında diğer eş karşı dava açıyor,gerekçesi özel hayatımı ortaya serdi ..dava sonucunda karar şu şekilde çıkmış ...
..eşlerin birbirlerinden gizli özel hayatı olamaz .. nokta.. erkekte kadında mutluluğu evinde arasın genelde erkek bu konuda rahat davranır ,bakış açımız değişirse davranamaz ..evdeki dururken başkasına gidemez ...
zaten ilgi az oldu arkadaşlar evli barklı bu konuya marjinal yaklaşırlarmı ..
farkındalık geniş kitlelere ulaşarak olur , kimsenin sevme hakkını biz tayin edemeyiz ama örnek bu olursa yığınların içinde sürekli şiddet gören sevgiyi eşinden bekleyen ayşegüllere ayıp olmaz mı ..
bu ayşegül çaresiz gücü yok yardımsız yapamaz dersek iso ne durumda olur ..sevmenin önüne kimse çıkmamalı bunu konuşuyoruz ,, yolu isodan geçmeden önce ayrılacak zaten sığındı defnelere iş bulunur ayrılır sonra iso olur .evliyken birbirini, sevip sonunda evleneni var filminin adı bir yudum sevgi üstelik eş siddetide yoktu ..ben gönüle atılan imzadan yanayım ...ama konu ben değilim konu önemli ve büyük acı çekenler var ..heba olmasın..
iki tane gerçek ayşegül yazdım ..sonuncunun akibetini yazmadım yarıda kestim,daha doğrusu yazamadım .. var daha ama dikkat çekti arkadaşlardan bu gözle bakmadım diyenler oldu , yazı amacına ulaştı ..bu konu uç örneklere yol almadan tüm şiddet görenleri kapsıyacak yörüngede ilerlemeli ..
kübra hanım bende kendimi aştım sanırım uzun oldu ..
size ve sabredip okuyanlara çaylar benden afiyet olsun ...
tamer