Kiralık Aşk
iki gün
sıradan bir cumartesi gibi görünüyordu zor günlerdeyim gönül kapıları sürgülü evden işe işten eve durumundayım bir arkadaşın doğum günü yakın hediye almak için çıkmam lazım şehir tenha yakında olan sahillere akın edilmiş ev şehir merkezinde evden çıktım köprübaşındaki çay bahçesine gelince garson tanıyor sürekli gelenleri sizden kimse yok ama çay var dedi cevabı beklemeden tepsiden bir tane tutuşturdu elime çayı içtim görünürde kimse yok herkes bir yerlerde bende hediyeyeyi alayım bari düşüncesiyle çay bahçesinin yanındaki tarihi köprüyü geçtim köprünün öbür ucunda mağazalar başlıyor vitrinlere bakarak ilerliyorum eski mağazanın önünde durdum. baktım iki parça iyi içeriye girdim bir genç kız tezgahtar kızla alışveriş halinde bende girince tezgahtar onu bıraktı bana dönüp buyrun dedi
tarif ettim arkasındaki raftan çıkardı serdi tezgah üstüne renkte kararsızım hep yaptığım izahı onada yaptım ben renk körüyüm abes bir şey almıyayım dedim yandaki müşteri kız karıştı nasıl biri diye yüzüne bakmadan kinayeli cevap verdim iyi biri dedim .nedense anlamadı gülme sesi geldi onu demek istemedim sarışınmı, kumralmı,benim gibi koyu kumral esmere yakın, yada tam esmermi ozaman döndüm baktım aslında esmer sayılırdı karışmasına rahatsız oldum ya devamı geldi sarışın tam sarışın kumrala yakın olmayandan dedim bu sefer dudak büktü önemli sarışın olmak tabi deyince ben arkadaşlarımı saç rengine göre seçmem dedim manalı bir yaa geldi neye göre seçersiniz bir özellik vardır dikkat ettiğiniz .içimdemden niye girdim buraya geçiyor eni konu tartışıyoruz ahmed, mehmet gibi arkadaş denk gelir olursun yakınlık hissedersin buda öyle dedim tezgahtaki giysilerden benim seçtiğimi değil tam tersi olanı gösterdi sarı ahmed bunu beğenir seninkini değil deyince tartışma olmasın diye peki bunu alırsam kapanır mı konu dedim bu sefer birden yumuşadı ya böyle yardım olmaz tabi afedersin dedi ben aldım oda aldı tezgahtara bıraktım akşamüstü alırım diye
oda aynısını yaptı çıktık konuşarak yürüyoruz daha doğrusu o konuşuyor ben dinliyorum teyzesi buraya gelin gelmiş yıllarca burda kalmış enişte ölmüş çocuk yok dönmüyor . bense plan yapıyorum şimdi çarşıya doğru bir bahaneyle uzaklaşırım bu sakız gibi yapıştı çekemem diye düşünürken döndü sahi tanışmadık daha adını söyledi modern kısa bir isim seninki deyince çocuklara şaka yaparken kullandığım osmanlı zamanında kullanılan zor ve uzun bir isim söyledim baktı şöyle ciddi duruyorum söylemeye çalıştı söyleyemedi kısası varmı deyince tamer dedim ..
suskun yürüdü kısa süre aktör ismi gibi seviyorsun ondan mı dedi evet dedim nasılsa biraz sonra ayrılırız derken çarşıdan çıkmış arkadaşlardan biri ve annesi ellerinde paketler geliyorlar eyvah demeye kalmadan annesi tamer oğlum nasılsın dedi arkasından kim bu hanım kız arkadaşım deyince teyze süzdü içimden şimdi konu anneme uzar hadi isteyelim der zaten evlen baskısı var diye düşünüyorum ayrıldık onlardan suskun yürüyoruz tam sen gezmeye devam et benim uğrayacak yerim var diyecekken döndü ciddi kandırıyorsun bravo çok gerçekçi dedi arkasından gerçi uzun ismin daha iyi söylemeye çalıştı söyleyemedi sevimli tarafı var el kol hareketiyle konuşuyor taklıt yapması bile komik üzüldüm kandırdım diye değil o şaka anladı zaten tek kalmış arkadaş arıyor karşısına üzgün biri çıkmış o ara farkettim parmağında yüzük var lönk diye baktım herhalde gördü nişanlıyım dedi .
sorun olurmu deyince yok dedim gel çay içelim yakında cadde kenarında kafeye oturduk ben çay o kahve içerken sormaya başladı kimsin hayatın nedir kısa cevaplar veriyorum kaç kızla çalıştığımı öğrenince ahmed dolu hangi ahmed deyince sadece boşver böyle iyi arkadaş öbürünü beceremedim dedim işte o zaman gercek yüzü çıktı elini elimin üzerine koydu benim yaşadığımı dinle dedi yüzü değişti bir dinledim aman aman sevdiği adam kafede arkadaşıyla otururken iki arkadaş oraya girmişler öbürü hadi çıkalım deyince anlayıp görmüş çıksaydın dedim çıkarmıyım dedi gözler çakmak çakmak bari yapmasaydın dedim yaptım dedi ikisininde yüzüne tükürdüm bir kelime yeterdi bırakırdım demiş çıkmış uzun süre kendine gelememiş sonra şimdiki çıkmış karşısına sana olacak geçer dedi . tek çocuk istediğimi yaptım ama çok arkadaşım yok dedi nükteli konuşuyor ne yaşadıysa anlattı annemin lafıdır bozkırda kullanılır delisi dışındaysa korkma derler yani içten pazarlık yok kalbi ortada biri parka gittik kitaplardan filmlerden uzun süren konuşmalar bize kısa geldi akşam oluverdi mahalleye geldik paketleri aldık yol ayrımında veda vakti düğün zamanını yerini söyledi gel dedi zor dedim .
seneye tekrar gelirim dedi adresi verdim yakındı teyzesine hayret niye hiç karşılaşmadık diye hayıflandı vedalaştık gitti..
günler geçti ben nişanlandım o evlendi düğüne gitmedim sıkıldım gidemedim.
ertesi sene eve geldiğimde annem söyledi seni biri aradı çok kumral mı ne dedi deyince anladım bu gelmiş yarın sabah çay bahçesinde olsun 9 da komşunun bahsettiği sana anlattığım bu kız dedim anladı ..
sabah benden önce çay bahçesine gelmiş daha zaman var beni görünce uzaktan saati gösterdi nerdesin diye sarıldı hadi gidiyoruz nereye seni kaçırıyorum dedi dağ yolunda yeşillikler arasına gittik arabasında elimdeki yüzüğü farketti bir sevindi hüzün gitmiş yüzün gülmüş dedi beraber kahvaltı yaptık hazırlanmış envai çesit soslar receller vardı evlilik iyi gidiyor ama yurt dışı var cazip gideceğiz dedi teyze hasta onu hava değişimine götürecek onu almaya geldim seni merak ettim daha sonra gelecektim dedi yan yana kilime uzandık bulutlara bakarak konuştuk beklentiler ve hayata dair meğer ne çok anlatacak konu birikmiş sonra şehire indik yine biraz gezdik deniz kenarında çay içtik yine akşam oldu ben gidiyorum düğünde burda olmam yurt dışındayım ama yine gelirim merak ediyorum tanışalım dedi ..aylar sonra teyzesine gittim ne zaman gelecek diye oysa teyze burdan gittikten bir ay sonra vefat etmiş çocuk yok oraya aile yerine defnetmişler komşulardan öğrendiğim arkadaşım yetişememiş sonra mevlide giden teyzenin yakın arkadaşı anlatmış perişanmış arkadaşım iki gün süren arkadaşlık ileri gidemedi iletişim zayıf arada mesafeler var buna rağmen kalbime çok yakın hissettim arkadaşlığı dostlığu keyifli nükteli konuşan kalbi tertemiz yüzü gibi gönlüde çok güzel bir arkadaşım oldu kısacık ama dopdolu
ayrılırken ben aklında nasıl kalırım demişti biliyormuş gibi görüşemeyeceğimizi benim söylediğime gülmüş birdaha söyle demiş ve arabadan el sallayarak uzaklaşmıştı kendi tarifini değişik söylemiştim
koyu kumral adeta esmer...
tamer