Kiralık Aşk
Hülya ben
Bayan
İstanbul
10/3/1981 (44)
bölüm 13
ertesi sabah defne evde biraz masa başında çalıştı. biraz tabletle sosyal medyada dolaştı . mail'lerine bakarken üst üste 3 mail dikkatini çekti . birisi gülçin den beraber çalışmak ile ilgili son derece ciddi bir mail diğeri hulusi dedenin avukatından şirketin başına geçmedi için yapılacak resmi işleri anlatan mail diğeri ise boşanma davası tarihini hatırlatan avukatından gelen mail. işte tam o sırada sinan'ın geldiğini farketti . sinan ile böyle olmak defneyi üzmüştü .
bir sure sustular . sonra
s: şu tablo . güzel durmuş gerçekten
d: ömer . evet işte yıldızları sevdiğim için
s: defne hala anlamıyorum . nasıl yaparsın ? hala nasıl ömer dersin ?
d: çünkü o ömer . sen nasıl ömeri unutursun ?
s: defne sen o ada'm yüzünden bebeğini kaybettin . ömer senin en ufak bir hatanda yine seni terkeder . çünkü bencil ve herşeyin doğrusunu o bilir
d: hayır . o değişti . evet geçmişte oldu . şimdi yapmaz
s: fikret'in yanında oluşu . başını belaya sokması . yine sadece kendi doğruları. seni de suça ortak yaptı .
d: başka çaresi yoktu .fikretin geçmişte yaptığını biliyorsun
s: başka çaresi vardır . seni , bizi böyle habersiz bırakmaya ..
d: belki yapabilirdi . yapmadı . kendine göre doğru olanı yapıyor . ben de onun yanında olacağım .lütfen sen de en azından kimseye söyleme
s:öyle olsun defne .
sonra çekip gitti sinan . gerçekten fikret'in ölümünden sonra ömer de çekip gider mi diye düşündü defne .
---/---
sinan yeniden sıcaktan , öğrendiklerinden bunalmış bir şekilde kendini defne'lerin mahalledeki sahilde çay bahçesinde buldu .
sahildeki masaya oturmuş defne'nin anlattıklarını düşünüyordu . ömere güveni o kadar gitmişti ki defne'nin anlattığına inanmak istemiyordu . fikret ölüyormuş hastaymış dedi içinden buna bile inanmadı . yanına aysun'un yanaştığını fark etmedi.
a: iyi akşamlar sinan . gazoz?
s: olur yada hazır ne varsa iste .
a: özel durum nedir ?
s:( nedense gözlerini aysun'dan alamıyordu , kısacık grili morlu saçları değişik tarzı dikkatini çekti )
a: dilini mi yuttun ?
s: bilmem . sanırım biraz stres fazla .
a: peki seni strese sokan nedir ? anlatmak istersen dinlerim
sinan aysun'a defne ile arasında geçenleri detay vermeden ömer'den bahsetmeden anlattı .
a: ikinizin ortak arkadaşı yani senin eski arkadaşın onun değiştiğini kötü olduğunu mu düşünüyorsun? yanı emin misin ?
s: eski tanıdığım insan değil o... gerçi insanlar geneldendeğişmez diye bir laf da var . ama güvenmiyorum
a: hımm. şimdi sana birşey anlatacağım . ikimiz arasında kalacak yanlız . arkadaş olduğumuzu düşünüyorum. anlaştık mı?
s: peki tamam anlaştık
a: gördüğün gibi buralara biraz değişik gelebilirim . ama kendime güvenir ve beğenirim . bu halim'le barışığım yani . ama çok çok gençken ben de hata yaptım , kendimi geliştirdim ve ayaklarım üstünde duruyorum .
s: işte sen dürüstsün kendini anlatıyorsun . ama o hep gizledi kendini .
a: peki gerçekten yeterince ilgilendin mi , sıkıştırdın sordun mu derdini ?
s: aslında düşününce çekip gittiği yanlız başına kaldığı anlarda pek üstüne gitmedim. zaten defne yani kız olan sonradan tanıdığım kızar bu huyuma.
a: dinle . her iki arkadaşını da tanımıyorum . ama eminim iyi insanlardır . ve insanlar isterlerse iyi yönde değişebilirler . kız olan arkadaşın . adı defneydi dimi ? defne eminim çok akıllı bir kızdır . ve bence ona güvenmesi için muhakkak haklı bşr sebebi vardır . ama işte burdaki en önemli nokta senin , dostunun her ne olursa olsun yanında olduğunu bilmesi gerekir .
a: böyle yaparsan aranıza çok fazla şey girecek ve uzaklaşacaksanız . bunu istemezsin dimi ?
s: elbette hayır !
a: bak . her ikisi de kötü bir dönem geçirmiş ve devam ediyor anladığım kadarıyla . hayatlarını baştan yoluna koymaları gerekiyor . şuanda içlerinde bulundukları durum senin yaşadıkların duyguların buna engel olmasın . onları rahat bırakmalısın . anlıyor musun ?
s:( kafasını sallar )
a: bir tane daha ?
s: yok yeterli . borcum ?
a: bu benden .
s: neden ?
a: bilmem . içimden geldi .
s: bi yerlere çıktın mı?
a: malesef . pek öyle fazla çevrem olmadı . dolaşacak kadar yani
s: ( biraz tereddüt ederek ama kendisine engel olamadan ) aysun ?
a: efendim ?
s: yanı bu nasıl denir unutmuşum sanki . bşr gece bana yemeğe gelir misin ?
sonra yanlış yapmış gibi hissetti
s: yani hayır dersen sorun değil...
a: yooo . hayır demek istemiyorum . bu bu zamana kadar aldığım en iyi teklif !
---/---
defne ilk önce anlamadı . sonra anladı .yağmur yağıyordu ve yazdı . hem de oldukça şiddetli yağıyordu. gece korkmamak için bir müzik açtı ve tabletine göz attı . o sırada kapı çaldı . gelen ömer'di .
d:( bu yağmurda gelmesine şaştı ) yağmur yapıyor .
ö: evet gayet farkındayım
d: ( ıslanmış ömer gayet hoştu ) ya pardon gir içeri
ö: ( ıslanan tişörtünü çıkardı ) etrafı ıslattım kusura bakma
d: ( dikkatle üstsüz ömeri inceledi)
ö: ne oldu defne ?
d: hiç. sadece çok hoş görünüyorsun .
ö: sen de benim aklımı başımdan alıyorsun
d: nasıl yani ?
ö: yaptığın herşey beni baştan çıkarıyor . ( sonra defne'nin elinden tutup bahçe kapısını açtı ) hadi dışarı çıkalım
d: dışarda yağmur yağıyor! ama bak içerisi kuru . hadi pantolonunu çıkar kurusun ,
ö: iyi dememeydi . ama ben seninle yağmurda dışarı çıkmak istiyorum
d: delirdi ada'm
ö: binlerce defa dediğim gibi . beni sen delirtiyorsun! hadi defne tekrar yapalım . bu defa yağmurda tamamen birlikte olalım . benimle ıslan . hadi dışarı .
d: ( karşı koyamadı ) peki
. sırılsıklam olacağım .
ö: amaç da bu zaten . ( sonra defneyi öpmeye başladı )
o gece bahçede , yağmur altında sırılsıklam birlikte oldular .
eve girdiklerinde
d: hadi ver kıyafetini kurutayım .
ö: çok isterdim ama
d: gitmen gerekiyor
ö: üzgünüm
d: o zaman fikret kötü
ö; bunu konuşmayalım olur mu ? seninleyken sadece seninleyim . başka yerde başka şeyde değil
d: bu fikri sevdim .
---/---
ömer'in elindeki yaralar iyileşmeye başlamıştı fakat daha çok yapacak işi vardı . dışarı çıkardığı toprak tekrar çukurun içine girmeliydi .
ömer sonra fikret'in yanına oturdu .
f: daha ölmedim mi ?
ö: henüz değil .
f: sana bunları yaşattığım için gerçekten özür dilerim .
ö:( ses çıkarmadı ) istediğin bir şey var mı ?
f: defneyi hala görüyor musun?
ö: evet
f: yanı herseye rağmen bana rağmen devam ediyor . sana güveniyor . sen de ona güveniyorsun
ö: inanması zor ama evet .
f: bu yaşadığınız bir mucize
ö: evet , öyle .
f: beni dışarı çıkarır misın ?
ömer dışarı sandalye koydu ve beraber oturdular .
f: ( gökyüzüne baktı gülümsedi ) ömer sen de görüyor musun ?
ö: ( başını kaldırdı sonra fikret'e döndü . kalbi sıkıştı . çünkü fikret ölmüştü ) tanrım !
ömer fikret'i kucağına aldı . gömmek için gereken tüm işlemleri yaptı . ve üstünü toprakla örttü . sonra mezarın başında oturdu kaldı . ne yapacağını bilemiyordu .
---/---
defne tüm günü iş ile oyalanarak geçirdi . biraz kötüydü çünkü bir haftadır ömer'den haber alamıyordu . sabah neşelenmek için biraz kek yapmış ve işe götürmüştü .
işte hulusi dede aradı
h: defne karar verdin mi ne yapacaksın ?
d: çalılacsğım dede . çizimler işte
h: ben onu sormuyorum . gerçekten ne yapmak istiyorsun ?
d: bilmiyorum dede . ama düşünüyorum . bunu bil .
sonra eve gitti . ve kendini koltukta oturmuş ömeri beklerken buldu . sinan'ın söyledikleri fikret'in ölmüş olduğu ve ömer'in gitmiş olduğu fikri canını acıttı . arka kapı tıkandı . heyecanla kapıyı açtı . ömer tişörtü, kotu , elleri ,yüzü , kolları heryeri toprak içindeydi
d: tanrım . ömer . bu ne hal ! hemen içeri gir !
ö: öldü !
d: biliyorum . hadi gel benimle .
defne ömeri hiç böyle görmemişti . ona yardım etmek istiyordu . ömer'in bedenini ve ruhunu temizlemek istiyordu .
ömeri duşun altına getirdi . tüm kıyafetlerini çıkardı . yıkadı , temizledi , tertemiz yatağına çırılçıplak yatırdı . üstünü örttü . kıyafetleri temizledi . yanına yatıp ömeri seyretti.
derin uykudan ömer uyandı .
d: nasılsın ?
ö: saol . dün gece için teşekkürler.
d: gerek yok .
ö: gerek var . hayatımda beni bu kadar seven kimse olmadı defne !
d: sen bunu hak ediyorsun .
ö: tatlım benim .
d: aç misın?yemek hazırlayayım .
ö: evet ,iyi olur .ama önce kıyafetler .
d: kuruyorlar
ö : yıkadın mı ?
d: evet . kurumuşlardır belki
ö: beni her zaman şaşırtıyorsun defne
d: senin için yapabileceğim bir şey var mı ?
ö: zaten yapıyorsun tatlı defnem benim . defne !
d: efendim ?
ö: seni çok seviyorum. hayatım boyunca hep seni bekledim . ve sadece seni sevdim
d: ben de . hayatım boyunca sadece seni aramış ve seni beklemiş gibiyim . seni seviyorum ömer .
ö: seni hayatım boyumca istedim defne
d: gerçekten mi ?
ö: sen benim asla sahip olamayacağım mükemmel kızdın . seninle yağmurlu bir günde çarpıştık . kendine çarşamba cadısı dediğini o gün öğrendim . sonra seni birkaç defa gördüm . ama en önemlisi manuda yemek yememim yek sebebi sendin . ve defne görünen o ki hayalimden bile mükemmelmişsin . sen güzel bir yüzden çok daha fazlasın defne .sen bir erkeğin bir kadında istediği herseye sahipsin
d: ( kalbi sıkılmış , ağzı açık kalmış ve ne diyeceğini bilemiyordu . zar zor nefes alabildi ) ben de seni çok çok seviyorum ömer .
---/---
beraber ilk defa dışarda bir kafede kahvaltı yaptılar .
d: fikret gittiğine göre . ne yapacaksın ?
ö: bilmiyorum
d: yani hani sinan'la konuşsan artık ... anlatsan ... ( sinan'a anlattığını söyleyemezdi )
ö: henüz tehlike devam ediyor defne . ama anlatacağım .
d: burda kal . şirkete geri gel
ö: sanmıyorum defne . sinan ile yaşadıklarımız . sanırım artık bana güvenmez . yani eskisi gibi ortaklık olmaz .
d: ama ikiniz çok iyi dostsunuz . yani öyleydiniz . düzelir herşey
ö: umarım defne . umarım ... ( sonra heyecanla ) peki ya sen ? ikimiz beraber tamamen ortak yeni bir işe girsek ne dersin ?
d:( çok şaşkın. ömer kalmayı planlıyordu . hem de beraber ) bunu düşüneceğim .
ö: ( defne'nin ellerini sıkıca tutup öptü ) seni seviyorum
---/---
ömer dağ evinde fikret'ten geri kalanları temizlidi . dağ evi eski haline gelmişti . dışarıda bir araba sesi duydu sonra . defne olduğunu düşündü
ö: defne içerdeyim
s: defne değil ben geldim .
ö:( şaşkın ) sinan !
s: ömer . ( sesi çok sertti ) konuya direk gireceğim . burada ne yaptığını ve kahrolası hikayeni biliyorum
ö:( kalbi sıkıştı . ayakta zor durdu ) ne bildiğini sanıyorsun ?
s: fikret'i kaçırıp ölmesi için buraya getirdiğini
ö:( dili tutulmuş gibiydi ) etrafına bak istersen birtek ben varım
s: biliyorum . fikret'in öldüğünü ve defne ile görüştüğünü biliyorum
ö:( hiç birşey diyemedi . sinan'ın dediklerini hazmetmeye çalışıyordu )
s: şimdi beni iyi dinle ömer . tüm bunların olmasına izin verdim . defne'nin hatırı için izin verdim . ama artık defne'nin acı çekmesine göz yummayacağım . o kız senin yüzünden bebeğini kaybetti . ne acılar çekti biliyor musun ? birazcık defneyi seviyorsan geri dönmemek üzere çekip gidersin buralardan !
ö: ( çok kötü oldu . ayakta zor durdu . ama emin olması gereken soruyu sordu ) tüm bunları nerden biliyorsun ?
s: defne anlattı .
ö: hayır . defne bunu yapmaz .
s: yaptı işte . başka türlü nasıl bilebilirim ki ?
ömer'in kalbi acıdı , çöktü . sinan doğru diyordu . defne herşeyi anlatmıştı . başka türlü sinan nerden bilecekti ? ve ve defne bebeğini kaybetmişti . hem de kendi yüzünden !
ö: ne kadar zamandır biliyorsun ?
s: dayanabileceğim kadar uzun . şimdi başka sorun yoksa hazırlanmaya başla . hafta sonu olmadan izini kaybettirsen iyi olur . ve en önemlisi ne yaparsan yap ne iş yaparsan yap bir daha yüzünü görmek istemiyorum. yeterince iyi anlaşıldı mı?
ö: evet ...
sinan gözden kaybolduktan sonra ömer yere yığıldı adeta . defne haftalar önce söylemişti sinan'a . ona güvenmişti . defneye inanmıştı . defne'nin mükemmel olduğunu düşünmüştü . her ne olursa olsun güvenecek kadar mükemmel .
sinan'a neden anlattığının önemi yoktu . suçluluk duygusu belki de .. her ne sebep olursa olsun . ömeri riske atmıştı. sonra en azından beni uyarabilirdi dedi . mecbur kaldıysa eğer ...
benimle dalga geçtin defne !
kaybettiğin bebeğimizin intikamını mı almak istedin sen ?
hayatımla , duygularımla oyun oynadın ...
seni asla affetmeyeceğim . zaten hepsi rüya gibiydi . defneye bütün çektirdiklerine rağmen defne'nin onun yanında olması normal değildi zaten . şüpheler kafasında dolaştı durdu . defneye karşı bu kadar zayıf olduğu için kızdı kendine . kafası karma karışıktı . hepsi fikret yüzünden diye düşündü birara...
---:---