Kiralık Aşk
Hülya ben
Bayan
İstanbul
10/3/1981 (44)
bölüm 10
gecenin bir yarısı defne evde oturmuş sinan'ın bir türlü kaldırmadığı yasemin'in resimlerine bakıyordu . içindeki suçluluk duygusuna rağmen resimleri kaldırdı . boş bir dolaba koydu . sonra sinan'dan sakladığı sır aklına geldi .
ama yapmak zorundayım dedi kendi kendine. sinan'ın ve benim tekrar hayatımıza başlamamız gerek
salona geçti, birkaç dergi karıştırdı . sonra arka kapının çalındığını duydu . hiç şüphe etmedi ve endişelenmedi bu defa . gelen tabiki ömer'di .
ömer: merhaba
d: merhaba
ö: bunu yine unutmuşsun
d: tam olarak unutmadım . dün gece olanlardan sonra tepeye tekrar çıkmaya korktum diyelim
ö: peki , nasılsın bugün ? yanı öğrendiğin şeyler ...
d: evet .özellikle sinan'dan saklamak zor olacak ve bu beni kötü hissettiriyor .
ömer , kafasını eğdi ve çenesini eğip " belki de yaptığın en iyi şeydir " dedi .
d: kafam karışık sadece . sinan hep yanımdaydı benim ve öğrenince çok üzülecek . ondan birşey saklamak üzüyor beni . ama anlatmayacağım , yani söz verdim sonuçta .
d: neden sakinsin ? yani eskisi gibi sıkıştırıp korkutmuyorsun beni.
ö: yoruldum defne . sensiz olmaktan yoruldum, seni korkutmaktan yoruldum .
( konuyu değiştirmek için ) çay yada kahve varmı ?
d: hava çok sıcak . soğuk birşeye ne dersin ?
ö: yine harika görünüyorsun . ( evi incelerken ) vayy.. yasemin'in fotoğraflarını kaldırmışsın .
d: aslında az önce oldu
ö: duvar yanlız oldukça kötü görünüyor . ama sana bile iyi gelmiş sanki bu . neyse, gerekiyor . ama gitmeden önce
d: evet?
ö: teşekkür ederim. sırrımı sakladığın için ve benden nefret etmediğin için .
ardından defneye biraz daha yaklaştı ve ellerini yüzüne götürdü , alnına öpücük kondurdu . sonra geri adım atmayı planlasa da defne'nin yanında olmak çok iyi geliyordu . saçını kokladı , yanaklarına dokundu ve sadece baktı . sonra dudakları buluştu . her ikisi de ne kadar engel olmaya çalışsalar da çok özlenmişlerdi birbirlerini . daha sonra öpücükler sıklaştı ve şiddetlendi . birbirlerine hayır diyemiyorlardı. ömer defneyi kanepeye götürdü
ö: çok tatlısın .
---/---
ertesi akşam koray'ın partisinde nihan ile konuşma fırsatı oldu tekrar . yine herşeyi anlattı ona . nihan herzamanki gibi yanındaydı defne'nin .
bir süre sinan'dan saklamanın onu ne kadar üzeceğini düşündüler . ama sonra söylememe konusunda karar kıldılar .
---/---
ömer dağ evinde oturmuş kitap okuyordu . sonra ayağa kalktı .
ö : fikret . ben sandviç yapacağım , sen de istermisin ?
f: ( hüzünlü ve yorgun ) belki meyva . kayısı yada şeftali .
fikret'in iştahsızlığa ölümün yaklaştığının habercisiydi aslında .
f: burdan gittiğinde nereye gidiyorsun ?
ö: gittiğini fark ettiğini bilmiyordum . sen uyuduğunda gidiyordum. istersen kalırım burda .
f: yok ya . önemi yok . git sen . her saniye burda olmak zorunda değilsin sonuçta . merak ettim sadece . ben iyiyim .şimdilik...
ö: ben , defneye gidiyorum .
f:( şaşkın ) ciddi olamazsın !
ö: doğru .
f: peki nasıl oldu ? nasıl buldu ?
ö: tesadüf .
f: bu kadar sıkıntıya ve engelle rağmen yine birbirinizi buldunuz . peki , defne senin onu çok eskiden beri tanıdığını biliyor mu? yani işte çarşamba cadısı olduğunu ? ve en önemli nokta . defne benim yani bizim sırrımızı saklayacak mı ?
ö: kahretsin ! tamamen unutmuşum . ben gittikten sonra senin sinan ve defne ile uğraşmanı . şirket senin yüzünden iflasın eşiğindeki döndü yine . kesinlikle anlatmamalı .. özellikle de sınana . bana ve sana çok kızgın .
bu arada hayır onu önceden beri tanıdığımı bilmiyor defne . o hatırlamadığı için ben de söylemek istemiyorum.
f: neden söylemedin ki ? sonuçta ben ...
ö: defne beni anlıyor .
f: tek diyeceğim eğer söylerse benim için olduğu kadar artık senin için de felaket olur sonuç .
biraz geçmişten konuştular . annesinin hastalığı, defne ve fikret ile karşılaşması . hepsi aynı zaman'larda olmuştu .
ö:( hüzünle ) teşekkür ederim . anneme veda etmeme neden olduğun için . hayatımı değiştirdin .
f:önemli değil . sadece küçük bir hatırlatmaya ihtiyacın vardı ... ömer , sana bunu yapmak istemezdim . gerçekten . ama mecburdum . hayatımın son günlerini bir hücrede geçiremezdim. biliyorsun seni seviyorum hep de seveceğim . ama seni anlıyorum . sen hep defneyi aradın ve sevdin onu . sadece onsuz olamayacağını anlaman zaman aldı . ne acı birşey ki bu defa sevdiğin diğer kadına kavuşmana ben engel oldum .
f:şimdi yüksek sesle söyle .
ö: neyi ?
f: defneyi sevdiğini . içinden değil herkesin duyacağı şekilde söyle .
ö: ( sessiz kaldı . fikret'in yanına söylemek tuhaf geldi )