Kiralık Aşk
~ ayna~
9. bölüm
gülperi'nin beklediği fırsat ayağına gelmişti.
zeliha kadını babasının yanına gönderip duyduğu şeyi doğru olup olmadığını öğrenmesini istedi. .
" evet yavrum o öğretmen çocuk seni istemiş babandan. ."
dedi kederle. .gülperi'nin aklımdan
geçenleri anlamisti çünkü. .
gülperi keyifle gülümsedi..
hemen küçük bir kağıda birseyler yazdı ve onu komşunun küçük kızı suzan'a verdi. .
" bunu al ahmet öğretmene götür. .
kimseye de görünme "
dedi elindeki iki tane şekeri küçük kıza verirken.
ahmet öğretmen cevher ağanin evinden eli boş dönünce kaldığı lojmana gitti.
birlikte kaldığı öğretmen arkadaşı kahveye gitmeyi teklif etti ama ahmet'in keyfi yoktu insan içine karışmak istemiyordu. .
bunun nedenini bilen arkadaşı ısrar etmedi. .
ahmet, o gidince pencerenin önünde duran sedirin üstüne uzandı kolunu başının altına yastık yaparak.
tavana bakarak hayaller kurmaya başladı. .
gülperi'yi düşündü. .
onun güzel gözlerini rüzgarda uçuşan dalga dalga saçlarını. .
derin bir nefes aldı. .
" keşke şimdi kapı çalsa ve o gelse.. şöyle yanıma uzansa. . bende onu doya doya izlesem. ."
diye kendi kendine mirildandi. .
sonra kurduğu hayalin hiçbir zaman gerçek olmayacağını düşünüp. .
" saçmalama .."
diye kendi kendine kızdı. .
gözlerini kapattı biraz uyumak için ama bir ses duydu..
dikkatli dinleyince birinin kapıyı çaldığıni anladı. .
heyecanla kapıya gitti. .
kapıyı açınca karşısında küçük bir kız çocuğunu görünce suratı asıldı.
onun öğrencisi değildi. .
"malesef vedat öğretmen evde yok küçük kız "
dedi arkadaşının öğrencisi olduğunu ve vedalaşmak için geldiğini sanarak. .
kız hiç konuşmadan elindeki kağıdı uzatıp gülümsedi. .
ahmet kağıdı aldı. .
" iyi gunler öğretmenim. ."
diyerek koşup gitti.
ahmet kızın arkasından baktı sadece. .
elindeki kağıdı açıp okudu. .
bir cümlelik kısacık bir not yazılıydi kağıtta.
" mezarlığın orda bekliyorum. .gülperi. "
ahmet gözlerine inanamadı ..
tam üç kere okudu o kısacık yazıyı. .
sonra yüzüne bir tokat attı bunun rüya olduğunu sandı ama değildi. .
bir heyecan dalgası kapladı vücudunu. .
eli ayağına karıştı ..içeri mi girse dışarı mı çıksa bilemedi bir an. .
sonra onu bekletmemek için kapıdan çıkıp koşar adım mezarlığın yolunu tuttu. .
kasabanın çıkışındaki mezarlık uzaktan görününce heyecanı biraz daha arttı boncuk boncuk teklemeye başladı. .
mezarlığın önüne gelince sağına soluna baktı ama gülperi'yi göremedi. .
mezarlığın duvarının kenarına gidip kavak ağacının gölgesinde beklemeye başladı. .
acaba vaz mı geçti diye aklından geçirirken arasında bir çıtırti duydu..
dönüp baktığında duvarın öbür tarafında, yoldan geçenler görmesin diye kavak ağacının gövdesinin yanına saklanmış onu gördü..
ilk defa onunla yalnız kalıyordu ahmet. . bu anı hep hayal etmişti. .
onunla ne konusacagini onu ne kadar beğendiğini söylicekti. .
hayalinde kaç kere pratiğini yapmıştı bu anın ama şimdi onu görünce ezberledigi bütün cümleler uçup gitmişti. .
birbirlerine baktılar bir süre. .
gözlerinin içine. .
ahmet onun gözlerinde keder gördü. .
gülperi ise umut.. ahmet'in gözlerinde. .
" merhaba. ."
dedi ahmet uzayan sessizliği bozarak. .
" benimle evlenmek mi istiyorsun?"
dedi gülperi onun gerçek maksadıni anlamak için. ..
" evet ..ama baban. ."
" kabul ediyorum. ."
" efendim !?"
şaşırmışti. .
babası onu geri çevirmiş o ise onu buraya çağırıp evlenelim diyor. .
ahmet hala rüya gördüğünü düşündü. .
" seninle evlenirim ama burdan götüreceksin beni. ."
" nasıl yani ? kaçalım mı ? beni tanımıyorsun bile nasıl bana güvenebiliyorsun ?"
" başka çarem yok. ."
dedi gülperi onun gözlerinin içine bakarak. .
ahmet onun ne kadar caresiz
neden yıllar sonra öğrenecekti. .
" iyi bir eş olurum. .sana saygida kusur etmem. ." dedi boynu bükük.
ahmet onun
"bende seni seviyorum .."
demesini tercih ederdi ama açık sözlü olmasi hoşuna gitmişti.
" emin misin ? sonradan pişman olursan. ."
" hala benimle evlenmek istiyor musun istemiyor musun ?"
dedi sinirle ahmet'in kararsız olduğunu düşünerek. .
" istiyorum tabi istiyorum .. ama seninde mutlu olmanı. ."
" bunun bir önemi yok artık. "
diye kestirip atınca ahmet onun bir şeylerden kaçtığını anladı. .
aklına gelen ihtimal ahmet'in canını acıtmisti ama yine de onu burdan götürecekti. .
çünkü onsuz yapamayacağını şimdi daha iyi kavramısti. .
" tamam iki gün sonra yola çıkicam
eger.."
" olmaz yarın gidelim. .bekleyemem.."
dedi sözünü keserek. .
" tamam olur.."
" ama .."
dedi yüzü gölgelenerek. .
" noldu ?"
dedi telaşla ahmet onun birden yüzünün soldugunu görünce
" kasabanın otobüsüne binemeyiz..
yoldan geçen otobüslere de binemeyiz şoförler beni tanır. ."
" bizim arkadaşın külüstürü
var onunla ilçeye kadar gideriz ordan otobüse biner gideriz. . olur mu ?"
gülperi onun söylediklerini dikkatle dinledi ve kocaman bir gülümsemeyle cevap verdi. .
ahmet onu mutlu ettiği bir için kendi kendine gurur duydu. .
" tamam o zaman. . ben bu gece vedalaş.." sözünü bitirmedi
kimle vedalaşicakti ki. .
az önceki mutluluğu kaybolmuştu.
" yarın sabah ezaniyla yola çıkarız o zaman. ."
dedi ahmet onun hüznünu dağıtmak için. .
" tamam " dedi gülperi yere bakarak. .
" ben gideyim o zaman. . biri görmeden. ."
dedi ve koşarak yola çıktı ...
ahmet, içinde karışık duygularla arkasından baktı. .
mutlu muydu? endişeli mi ? bilemedi. .
içindeki ses bu yaptığının birilerini üzecegini biliyordu ama gülperi'nin ona ihtiyacı vardı bunu çok iyi biliyordu. .
gülperi eve geldiğinde "güneş"
batmak üzereydi.
evde akşam yemeği hazırlığı vardı.
birazdan işçiler babası yemeğe geliceklerdi. .
çocukken gülperi'nin en sevdiği saatlerdi bunlar. .
öylece durup koşturmacayi izledi
bu sahneyi bir daha ne zaman göreceği belli değildi. .
belki hiçbir zaman. .
sonra ayperi'yi gördü. .
karşı karşıya durup birbirlerine baktılar düelloya hazırlanan iki düşman gibi. .
ikiside birbirine doğru yürümeye başladılar. .
karşı karşıya gelip durdular. .
ikiside birbirini süzdü ..
ikiside konuşmak karşısındaki aksine hesap sormak istedi ama
" nasıl bakalım benim güzel kızlarim .."
diyerek ikisinin arasına girdi cevher ağa . .
birini sağına diğerini soluna aldı
" uzun zamandır birlikte sofraya oturmadik bir türlü. . bu akşam
herkes sofrada olsun. ."
dedi gülperi'ye bakarak. .
" olur baba .."
dedi çok istekli görunmeye çalışarak. .
bu onun için çok zor olacaktı ama babasının son isteğini yerine getirmezse sonra çok pişman olacağını biliyordu. .
" tamam o zaman ben elimi yüzümü yıkayıp geliyorum siz sofraya oturun. .
daha çok cevher ağanin konuştuğu diğerlerinin aklının başka yerde olduğu sıkıcı bir yediler. .
yusuf çabucak yemeğini yedi ve
" kusura bakmayın ben biraz yorgunum." diyerek sofradan kalktı. .
son bir kez gülperi'ye baktı gitmeden önce. .
o farkında değildi ama bu gülperi'yi son görüşü olacaktı. .
" çok çalışkan ..
tahminimden daha iyi bir çocuk
çıktı. .inşallah her zaman mutlu olursunuz .."
dedi cevher ağa ayperi'ye bakarak.
" sağol baba. ."
dedi ayperi ona ait olmayan bir eşyanın üstüne konmanin verdiği suçluluk duygusuyla. .
gülperi'nin yakıcı bakışlarını üstünde hissedince
rahatsız oldu..
" müsadenle ben yusuf'a bakayım baba. ."
diyerek sofradan kalktı. .
"her ne kadar evlenmeleri olaylı olsa da yusuf'tan memnunum. .
allah sana da böyle bir koca nasip etsin gülperi'm.."
dedi kız kardeşini kıskanmasin diye.
gülperi sadece başını salladı. .
" sana kahve yapayım ister misin baba şöyle baba kız başbaşa oturup sohbet edelim. ."
" çok iyi olur. . bugün çok yoruldum. . gözlerim kapanmak üzere .. "
dedi minnet dolu bakışlarla. .
baba kız yan yana oturup sohbet ettiler saatlerce. .
gülperi, herseyi arkasında bırakıp gittiğinde cevher ağa hep böyle hatırlicakti kızını..
gülperi'nin amacı da buydu zaten. .
iyi hatırlanmak.
eskiye dair ne kadar güzel anı varsa konuşup gülüştüler.
o zaman farketti gülperi hiç kötü bir anları olmamıştı babasıyla ve kız kardesiyle. .
" baba !.."
" efendim ?"
" bana küçükken bir hikaye anlatırdin hatırladın mı ?"
" hangisi gül ile bülbül mü ?"
" evet .. onu anlatsana bana. ."
dedi babasının dizlerine yattı küçük bir kız çocuğu gibi. .
babası tebessüm edip anlatmaya başladı ;
" beyaz gonca her türlü ezayi uygun gördüğü divane aşık bülbüle, o muhteşem yüzünü bir türlü göstermiyormuş. . koskoca kışı sevgilisinin açtığı, görebilmek ümidiyle geçiren bülbül ise gitmiş gülün bir dalına konmuş ve onun açacağı zamanı beklemeye başlamış... gül, ise inat etmiş ve bir türlü açılmak bilmemiş...bülbül uykusuz geceler geçirmiş, kendini harap etmiş... en sonunda uyku ağır bastırmis ..dalıp da gülün açışını kaçırmamak için büyük uğraşlar veren bülbül ne yaptıysa da uykusuna engel olamayıp o dalın üzerinde uykuya kalmış.. bir müddet sonra uykusundan büyük sarsıntıyla uyanmış ve gülün açıldığını, o dilleri làl , gözleri kör eden güzelliğini başka bir aşıkla paylaşmakta olduğunu görmüş... o anın da verdiği kederle durduğu daldan büyük bir hızla düşmeye başlamış bülbül. . düşerken gülün dikenleri çizmiş bülbülün dört yanını ve bülbül cansız halde gülün dibine düşmüş... işte rivayet edilir ki o günden sonra açan bütün güller bülbülün kanı nedeniyle kıpkırmızıdır."
diye anlatmış babası gülperi huzur içinde uykuya dalarken. .
devam edicek. ..