Kiralık Aşk
gölcüklü cevap için sağ ol.
umarım kanadalım'dan sevgiler cephesinde her şey yolundadır.
bu gün okuduğum en güzel yazılardan biri de senin yazın aysunn,doğal, samimi ve içinden geldiği gibi.
herkes bir sıkıntılı,herkes bir daralmış ,herkes bir aktif olmuş yanardağ misali patlamaya yer arıyor.
ancak bu kadar kendimizi kamufile ederek,saklayıp olanca sığ ve gizlediğimiz duygularımızı nereye ,kime doğru savurup esip, silip, süpüreceğimiz belli değil.
hedef bazen defne ,ömer,bazen gamze ,bazen aysunn ,bazen bana, ona ,şuna isim önemli değil.
aslında olay tek fakat kendi çatı sistemimizdeki çatlaklıkları ,olayın bizdeki yarattığı sarsıntılara göre çıkan ,püsküren bir öfke sinsilesine dönüştürdüğümüzün farkında bile değiliz.
defne gurursuz mu?
gurursuz olmak o kadar yüce bir hale bürünmüş ki önünde eğilesim var.
hakikaten gurursuz defne,bir adım atsa boynuna atlayacağı ancak masanın öte tarafında acı içinde kıvrandığını bildiği lakin istifan burada aldım diyen ömere karşı dimdik kalabilip iyi günler diyerek kapıdan çıkarken parçalarına ayrılmadan tüm halinde çıkabilendi...
gurursuz defne !ağzını açıp ne ömerin söylediklerini ne de yüzüğü çıkarmasını sorgulamadı hatta ömerle o en özel yaşadıklarını duygusallığın en dibine dem vurarak ajiteye başvurmadan dimdik gitti.
bu gurursuz defne! aslında hakkaniyetli mi davranıyor ne? ömere yaptığını ve ömerin neleri kabul edip neleri etmeyeceğini bildiğinden olayları yokuşa sürmeden çekip gitmenin en onurlu davranış olduğunu mu düşünüyor ne?
yine bu onursuz defnenin! ömerin adaletli hallerini bildiğini ,onu aslında ne de güzel sevdiğini bildiği için biraz her şeyin yerli yerine oturması, ömerin de
kendi haline kalıp eğriyi doğruyu hakkaniyetiyle bulacağından emin olduğu için mi gitti?
bu onursuz defne! hiç gitmeseydi,haklılık çalışmaları yapıp olaydan sıyrılmaya kalkışsaydı eğreti durmayacak mıydı ? o zaman da ne yüzsüz bir defne, ah ömer vah ömer demeyecek miydik?
onursuz defne! ömeri gördüğü an buradasın demekle aslında her şeyin cevabını veriyor da biz niye anlamamakta ısrar ediyoruz?
buradasın işte! yaşamdaki tüm doğrularına rağmen onları hiçe sayarak buradasın ben nasıl buna yüz çeviririm ?nasıl görmezden gelirim ?kendin ile verdiğin savaşı ve benim için vazgeçişleri öperim o ellerinden ,yüreğinden dedi.ve bir kez daha anladı ki ömer kendisinden vazgeçecek kadar çok ama çok seviyor,onu.
bunu hissetmek o kadar mı zor? kalplerimiz sadece ve sadece kötüye ,kine,öfkeye mi bırakmış sadece sevebilmeyi ama sadece ...sorgusuz...
umarsız...teslimiyetçi...kaidesiz...
gönül elvermez öyle bir şeyler karşısında boyun eğmeyi,eyvallah demeyi ancak şair demiş ki "aşkın sevdanın karşısında eğil kızım".bir insanın duygularını şekle, forma koyup isimlendirmek ,yorumlamak kadar acımasızlık olamaz ,gerçekte .bizler niye olanı kabulde zorlanırız bir düşünmek gerek ?cevabını ben yazarsam olmaz hadsiz bir durum olur herkes kendi payına olanı ancak kendi çıkınında bulur biz o çıkına benlik algısı veya daha derinlere inersek bilinçaltı diyoruz, çıktılarına kişilik ,davranışlar örüntüsü ,huy vs de deniliyor.
aslında o kadar olması gereken ,naif (anlayana) bir defne karakteri çiziliyor ki işte ömer de günden güne diğer kadınlardan farklı olan bu özel kadına daha çok aşık oluyor . zayıf olmak ile özel olmak arasında dağlar kadar fark var.
ağır tahrik içerikli cümleler ,trip atmalar,kıvrandırmalar,kadınsı şekiller de ömere gitmez canlar... bir duruş ,sesiz bir bakış bazen her tür eylemden daha etkili işte her zaman herkese gidilecek yol aynı olmuyor,ya dar geliyor ya da çetrefilli,herkesin kalbine, ruhuna gitme yolu ,yöntemi farklı...
aslında hiçbir senarist bu kadar fena dağılmış defneyi işte tam da bu kadar özel kılıp ,farklı toparlayamazdı :biz bu senariste de meriç acemi dedik.
ömer çephesi de var tabi ki .
unutmadan ömere saydıranlar için tek bir cümlem olacak "geldim" demenin ömer cephesinde ne anlamlar büründürdüğünü çözümlememiş olanımız olduğunu sanmıyorum...
diğer türlüsü de evlere şenlik bir durum,sustum...
şimdi duyar gibiyim defnenin istifası,yüzük çıkarma ,15 gün vs diye sıralamaları ve fakat bu adam da kendine göre doğruları olan biri bunu da defne biliyor kabul etmiş beraber olmayı var sayıp.en büyük yanlışlarımızdan biri de bu değil mi?birini her hangi bir sebepten severiz ancak sevmediğimiz tüm formlarına format atmaya çalışır ve çökertiriz zamanla da.
o kendi kendine verdiği savaşı; defne gidiyor ,gitmesin ama! ikilemleri o kadar derin ve netti ki . kendinden her vazgeçişleri de bir defne vakası ile vukuu buluyor bunu da unutmamak gerekir.
şimdi bu adam defneyi mi aşağıladı , kendini mi paraladı?
basit bir yazı oldu ancak bu aralar elimden de bu geliyor .
duygu ve düşünceleri mi toplamakta yazıya söze dökmekte sıkıntı var.