Kiralık Aşk
herkese merhaba,
ben bu hikayeyi izlerken en kucuk ayrintinin bile ne kadar cok sey ifade
bir kez daha farkediyorum.
neden "istakoz" degil de "yapar sarmasi" hic dusundunuz mu?
hic dikkatinizi cekti mi?
burada "yaprak sarma" iliskideki emegi anlatiyor aslinda. cunku istakoz
"beyaz yakaliysa", yaprak sarma da "mavi yakalidir" emektir, emek
verendir.
birlikte yapilan "yaprak sarmasi" iliskilerine verdikleri emegi simgeliyor.
on hazirligi ne kadar zorsa, tuketimi de bir o kadar hizli oluyor. tencereyi
doldurana kadar sirt agrisi, bel tutulmasi...helak oluyoruz ama sarmayi
masaya koymamizla tencerenin dibini gormemiz bir oluyor.
pisirmenin inceliklerini dusunsenize...alta yaprak diz, ustunu yaprakla ort,
dagilmamasi icin uzerine tabak kapat, o da yetmiyormus gibi tabagin
uzerine bir de agirlik yerlestir...
sonra sarmadan bir kez tadan onun tutkunu olup cikiyor. ve bunca emege
ragmen hic bir zaman "ana yemek" statusune erisemiyor.
kimimiz ovunuyoruz "kalem gibi" sarmakla, kimimiz "kocam dolgun sever"
bahanesiyle sariyoruz. ince, dolgun, uzun ne fark eder ki, onemli olan
ozunu ve degerini yitirmeden vermektir...hele ki bu etmekte birden cok
kisinin katkisi varsa...
evler nasil yuva olur biliyor musunuz?
icinde birbirini dinlemeyen, kucaklasmayan, yemeklerin kokulari olmayan
insanlarin yasadigi evler bombos bir yapidir sadece,
ama icinde insanlarin konustugu, kaynastigi, paylastigi, sarildigi... daha kapidan girmeden etrafa yayilan mis gibi yemek kokularinin ortaligi sardigi
evler evdir...
emeklerinizle iliskilerinizi guclendirin, evinizi "ev" yapin.
hepinizi sevgiyle kucakliyorum.
kanada'dan sevgilerimle...