Kiralık Aşk - hastalikli eleştiri.. sürekli olarak içimizdeki katı

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
hastalikli eleştiri..
sürekli olarak içimizdeki katı beklentilerimizi listeler halinde olmasını istediklerimiz, fakat olamayanlar olarak görmekten kaynaklanıyor. hatta aynı tarzda olumsuzluklar listesi sunan başka bir yazı gördüğümüzde evet ben bunları gördüm ve dile getirmiştim. ben daha başarılıyım gibi bir duygu oluşumu…
farkında bile olmadan olumsuz bir yazının okunmasından sonra yazı ya da yazarla adeta savaşa girip daha detaylı eleştiriler yazmak. üstelik masanın eleştirdiği tarafı hakkında hiçbir bilgisi olmadan, sadece kendi tatmin olamayan egosunun konuşması ile oluyor. kabullenemediği gerçekler ile karşılaşınca, başlayan acı kelimelerin dökülmesi oluyor. sürü içgüdüsü ile hareket etmek insanları özgürleştirdiği için olsa gerek çoğalarak devam ediyor. örneğin; bir eleştiri yazısında sn. meriç acemi’nin matematik bilmediğinden bahsedilmiş. aynı anda yazan tüm yazıları kontrol ettim. bir kişi bile meriç hn elektrik mühendisi olduğunu matematik bilmese… söylemedi. ama söylemesi gerekenler eleştirenlerden olmasını beklerdim. yapılan eleştirilerin hepsinin yanlış olduğunu söylemek amacında değilim. bu düşünce sahipleri bizlere saygı duymasa da ben kendilerinin eleştirilerine sonsuz saygı duyuyorum. kişileşmedikçe, şahıslara indirgenmedikçe özel hayata saygısızlık yapılmadıkça… tek problemim şu; yazıların ruhunu kayıp etmesi, bu tür yazılarda o kadar çok kontrolsüz öfke var ki. yazı yazan emek harcayan kişinin diziye, insanlığa ve hatta kendisine olan sevgisi, hoşgörüsü, empati yeteneği en önemlisi de saygısından izler görünmüyor. bura da bir tırnak açmak isterim. öz eleştiri diyebilirsiniz. dizi de gelişen mantık hataları, görsel sorunlar, oyuncuların performansları, teknik kadronun yansıttığı sorunlar vs. tarafımca ya da benim tarzımda düşünen arkadaşlarım tarafından çokça dile getirilmedi. benim sebebim çok nettir. görmemek değildir ya da polyana cı olmam hiç değildir. ben uzmanı olmadığım bir konuda, emeğe olan saygımdan bütünü değerlendirmeyi tercih eden bir karaktere sahibim. eğer okuduğum kitap, seyrettiğim eser bütününde bana hissettirmeye devam ederse, belki de bu size, bana göre yanlış gelenler bir anlatımın kişisel yansımasıdır der sabırla beklerim.

uzun yıllar hepimiz tarihin tozlu sayfalarını karıştırdık. ne tesadüf değil mi hırslı, beklentileri fazla hayallerinin olması için yakıp yıkan insanlar ve bu insanların oluşturduğu toplumlar bilgiye gerçeğe ulaşamayan sürekli gerilim üreten, kıskanç mutlu olmasını bilmeyen toplumlar olmuşlar. sonuçları da hepimizce malum…
biraz fantastik olacak biliyorum ama, antik çağlardan bir karya duası; tanrım beni yavaşlat.
anlık güzellikleri ve zevkleri yaşayabilme sanatı öğret.. bir çiçeğe güzel bir manzaraya bakmak için yavaşlamayı, güzel bir kediyi, köpeği okşamak için durmayı, güzel bir yazıyı okumayı, bir deniz kenarında balık avlamayı ve hülyalara dalmayı öğret bana. bana lütfen kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat… hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın kazanmadığını hızdan ve hızı arttırmaktan önemli şeyler olduğunu bileyim. beni yavaşlat tanrım. bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasında ki farkı bilmek için akıl ve beni aşkın körlüğünden ve yaralarından koruyacak dostlar ver…
duanın tamamı bu değil dir . özetidir. bilimin temellerinin atıldığı medeniyetlerin “tanrım beni yavaşlat demesi ne gariptir…
doğa ve denizi hepimiz severiz ne garip bir çelişkidir. oysa her ikisi de az ile yetinme ahlak,ı bütünü görmenin verdiği haz ve mutluluğu armağan eder insanoğluna… o zaman ???
aşk’a âşık insanlar…
sevgiler saygılar

okuyup beğenen beğenmeyen herkese şimdiden sonsuz teşekkürler.
not:
uzun zamandır iş seyahati nedeniyle aranızda olamadım. hepinizi çok özledim. ancak maalesef yoğun tempo kep törenlerimize kadar devam etmektedir. sizlerle çok sık beraber olamasam da kalbim sizlerle …
mavi canım şimdi birkaç yorumu okudum. çok üzüldüm. geçmiş olsun en kısa zamanda ailen ve sana sağlıklı huzurlu günler diliyorum.
aysuun canım kalpler bir olsun..
tamer bey, bazen insanlara, cevabını vermenin en iyi yolu susmak ve görmemek… bildiğimiz doğru dili kullanarak susmak.. sevdiklerimizi üzmeden ..

Oy Ver

6
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.