Kiralık Aşk
günaydın herkese, kardeş kavgamızı da atlatmışız şükür, güne huzurla başlayalım o zaman.
aysun ve tamer, güzel bir örnek oluşturdunuz burada. taraf olmayanın bertaraf olduğu dönemlerde beni taraf tutmak zorunda bırakmadığınız için özellikle teşekkür ediyorum. kavgaya devam etseniz hiç araya girip ayırmaya çalışmazdım inanın, bebeği de misketleri de alır “ha hayt, yesinler birbirlerini hatta ne halleri varsa görsünler” diye topuklayıp uzaklaşırdım oralardan.
aysun , senle ben bir araya gelsek, “big bang” olur, tozu dumana katarız yahu. hele de avustralya yollarında düşünemiyorum ikimizi. takmışızı sepetleri kolumuza, gözümüzde kara gözlükler, çalmışız bir sabah mehpus’un kapısını: “iyi günler hanımefendi, biz kiralık aşk’tan geliyoruz!”
sıla’cım kulubenin anahtarı, yanındaki çalılığın altında saklı. tepe tepe kullanabilirsiniz. yatağı kırıp dökmek yok ama, çok anısı var bende.
kara kedi’m, ne etti bu “sürgün peri” diğer perilere, çok merak ettim. ay yoksa kedim bana taş mı atıyor dedim?
tamer kitap konusundaki önerin güzel ama bence o ayrı bir proje. masal fikrini sayfaya atarken aklımdaki buna benzer bir şeydi. çok da güzel olacağına inanıyorum. ancak ilk etapta burada hali hazırda yapılmış paylaşımlardan yola çıkmak lazım diye düşünüyorum. bakalım nasıl ilerleriz, ilerleyebilir miyiz?
beni az buçuk tanıyanlar, bölümden sonra ufak tefek hayal kırıklıklarım olduysa hemen burada dökülemediğimi bilirler. biraz daha düşünüp belki kendi hikayelerime dönüp ondan sonra uğrarım buralara.
neydi mottomuz: “savaşma barış” bir de: “yurtta barış, dünyada barış, her eve barış!”