Kiralık Aşk
kızlar pek karamsar gördüm buraları. size bir masal başlangıcı yazdım. hadi buyrun kalemi kuvvetli olanlar burdan devam etsin, kırk periler ve kara prensin hikayesini yazsın.
kirk periler ve kara prens
bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer, tellal pireler berber iken ve ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken…
çoook çok uzaklarda bir karlar ülkesi varmış. bu ülkenin de çok yakışıklı, kara kaşlı kömüş gözlü, bal dudaklı ama maalesef buzdan kalpli bir prensi varmış. yakışıklı prensimiz kraliçe annesi ve kral babasını çocukken kaybettiğinden beri ülkeyi yöneten naip amcası ile birlikte ülkesine hizmet etmeye ve halkını mutlu etmeye çalışırmış. gerçi amca bey biraz sorumsuzmuş, saftirikmiş falan ama prensimiz ona saygıda kusur etmez, bütün enerjisini tebaası için harcarmış.
karlar ülkesinin halkı da kara prensi çok severmiş. ülkenin bütün genç kızları ona aşıkmış, uğradığı bölgeler, geçtiği yollarda hep onu gözler ondan bir güzel söz bir bakış yakalarız diye umutla beklerlermiş. anneler kendi evlatları gibi severmiş kara prensi, her akşam dualarına onun mutluluğu için bölümler eklerlermiş. prensimiz ise herkesin derdine derman olmaya çalışırmış ama kimsecikleri yanına yaklaştırmaz, herkesle arasına mesafe koyarmış. yüzü de maalesef hiç gülmezmiş kara prensimizin. kalbi o kadar soğukmuş ki, ona dokunanlar teninden hissederlermiş bu soğukluğu.
naip kral, yeğeninin bu durumuna çok üzülürmüş. karısı ile birlikte onun buzdan duvarlarını yıkacak çareler arar, komşu ülkelerin prenseslerini saraya davet eder balolar düzenlerlermiş. olur ya belki de birine gönlünü kaptırır, buzları eritirse diye. ama nafile, prensimiz dünyanın en güzel kızları olan prenseslere gözünün ucuyla bile bakmazmış. hep dalgınmış bakışları, uzaklara çok uzaklara bakarmış…saray soytarısı da prensimizin peşinde dolaşır, onu güldürmeye çalışırmış sürekli ama bütün karlar ülkesi’nin sevgilisi olan soytarı bile küçücük bir gülücük konduramazmış dudaklarına.
bir gün bu duruma daha fazla dayanamayan naip kraliçe amcayı dışarıdan yardım almak için ikna etmiş. e, ne de olsa ülkenin bekası söz konusu imiş. tahtin tek varisi olan kara prensimiz en kısa sürede evlenip soyun devamını sağlamazsa kraliyet ailesinin bir numaralı düşmanları trombon ailesinin halkı galeyana getirip tahtı ele geçirmesinden korkarlarmış. işte bu yüzden son çare olarak komşuları olan rüyalar ülkesi’nin meşhur kırk perilerine danışmaya, onlardan yardım almaya karar vermişler. haber salmışlar, yardım istemişler…
bekledikleri cevap gelince de bir gün tebdili kıyafet rüyalar ülkesi’ne geçip kırk periler’in karşısına çıkmışlar…