Kiralık Aşk
merhaba,
platformda yazılanları okuyunca şöyle durdum ve düşündüm. bende bir problem mi var acaba dedim. çünkü diziyi seyrettiğimde meriç hn. bu hafta dostluğa dokunmuş ne güzel yapmış dedim. aşkın, sevginin, dostluk teması ile bütünleşmesi tamamlanan denklem gibi benim için. yorumları görünce adeta kitlendim.(genel olarak defom yakınlaşamaması, özel hayatların eleştirileri vs.)
algı her insanda farklı olur. bir noktaya bakıp herkesin aynı çıkarımları yapması beklenemez tabi. zaten doğrusu da budur. ancak tekrarlamak isterim ki şahıs olarak özel hayat benim için kutsaldır. kişilerin izni olmadan yorum yapmak (şahısın kim olduğu hiç önemli değil, kendim için yapılmasını istemediğim hiçbir davranışı başkaları için asla yapmam, yapan bakış tarzını da susarak protesto ederim.)
burada küçük bir tırnak açmak istiyorum izninizle “unutulan ama unutulmaması gereken; problem olarak gördüğünüz olaylar davranışlar için bakış açınızı değiştirseniz aynı yorumları yapar mısınız? çok bilinen ama hep unutulan örneği tekrarlamak istiyorum. sokağın tam ortasında durun etrafınıza bakın neyi? ne şekilde görüyorsunuz? nasıl yorumluyorsunuz? şimdi aynı sokaktaki bir gökdelenin en üst katına çıkın aynı sokağa bakın lütfen aynı soruları tekrarlayın. cevaplarınız aynı mı? olur. sizce
hemen diziye geri dönüyorum. olaylara farklı bakabilmek bilgi, tecrübe ve tabi olgunluk gerektirebilir. dar açıdan bakmak taassubu ve bencilliği doğurmaktadır. dizinin genel olarak ana karakterlerin duygu geçişlerini verememesi gibi. galo karakterinin bencil düşünce tarzı neriman karakterinin pozisyon değişikliği gibi. yazarımız duyguları tamamlama gayretinde görünüyor. bu süreçte sancıların olması da bence normaldir. küçücük bir hikâye, köyün birinde bir çiftçi varmış. tarlasını sahip olduğu öküzü ile sürüyor geçimini böylece sağlıyormuş. bir gün yine tarlasını sürerken öküzü birden yere yığılmış ve ölmüş. çiftçi köyün içindeki dağın tepesinde yaşayan bilgeye koşmuş. öküzünün öldüğünü ve yaşadığı zorluğu anlatmış. bundan daha kötü şey olabilir mi? diye cümlesini tamamlamış. bilge “olabilir de, olmaya bilir de “ demiş ve susmuş. çiftçi koşarak köyün meydanına gelmiş. köylüye aman bu bilge delirmiş deyip söylediğini tekrarlamış. aradan iki gün geçmiş tarlada dertli dertli otururken başıboş bir at bulmuş. atı eğitmiş. tarlada öküzünün yerine görev yapmasını sağlamış. hemen bilgeye koşmuş. atı anlatmış. yine bundan daha güzel bir şey olabilir mi? diye sözünü bitirmiş. bilge yine “olabilir de, olmaya bilir de” demiş ve susmuş. çiftçi yine bu bilge delirmiş diye olanları köylüye anlatmış. aradan kısa bir süre geçmiş ki çiftçinin oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. çiftçi bilgeye koşmuş. bilgem ben şimdi ne yapacağım oğlum bana yardım edemezse ben nasıl tarlamı sürerim bundan kötü ne bir şey olabilir mi? demiş. bilge yine “olabilir de, olmaya bilir de” demiş. tam köye gelmiş, köylülere bilgeden dert yanacakken askerler köye girmiş, savaş büyüdü köyde eli ayağı tutan tüm erkekleri askere alıyoruz demişler. büyük savaş maalesef o savaştan eve dönen köylü olmamış. çiftçi bilgeye gitmiş. şimdi seni anladım bilgem demiş…(zor anlamiş ama anlamiş)
sakin kalıp, tüm olasılıkları bize yazarın vermek istediklerini anlamaya çalışınca sanki daha mutlu oluruz gibi…
bölüm içinde yasemin karakterinin koray’ın evinde masanın üstünde mehmet ercan’a ait “dudak payim” adli kitabi hakkında kendi okuduklarımdan yaptığım çıkarımı paylaşmak isterim. merak eden, okuma fırsatı olmamış arkadaşlar için kavuşmanın bir son, kavuşmamanın ise devamlılık anlamına geldiğini aşkını ifade edemeyen, bilerek susanlara sitemini yoğun duygu aforizma ve kısa yazılardan oluşan manifestosudur. gidenlere gönderin geri dönsünler diye… (sanki yasemin ve sinan ilişkisi için gibi gibi…)
son olarak gamzem canım o güzel naif kalbinle yazdığın yazında belirttiğin tüm detaylar ve tarz için söylenecek söz yok. tebrikler.. canım galo’nun duvarında yazan yazı “every love is beautiful but ours is my favorite” (her aşk güzeldir, ancak bizim ki en sevdiğim )ama “but” kısmından sonrası görünmüyormuş. galo kaplamış sanırım zaten mesaj ama/lakin/fakat gibi bağlaçlardan sonraki cümlelerin içerdiği anlam……
sevgiler saygılar
yazdığım hiçbir detay formda yazan arkadaşları eleştiri niteliği taşımamakta olup, kendi düşüncelerim dir.
ayrıca büyük kalpli, bilgemin düşünceleri üzerine bir ömer mi? var yazım bilimsel hiçbir kesinlik taşımadığını tamamıyla kendi duygularımı /olasılıkları ifade etmeğe çalıştığımı belirtmek isterim
aysuun canım ben bu hafta yokum izninle bak özellikle sana söylüyorum.sonra küsme konferans var malesef ama kalbim seninle olacak!!! allaha emanet canım sevgiler..