Kiralık Aşk
MDK
Bayan
istanbul / Türkiye
27/5/1979 (46)
sevgili kiralık aşk perilerim,
wolfistg, gölcüklü ve hülya analizlerinizi çok beğeniyorum lütfen devam edin. senaryolara bayılıyorum, büyük zevkle okuyorum. yazılarınızla beynimi çalıştırmaya çalışıyorum. sıla35 (sıla 100. bölüm için çok heyecanlıyım… ) , karakedi, (iyi tatiller. bol bol enerji ile geri dön lütfen, senaryoların için çok sabırsızım.) baküden sadaget, gülçin senaryolarınızı bir yerde toplamaya ne dersiniz, bazen dönüp dönüp okuyorum keyfim yerine geliyor. tüm senaryo yazan arkadaşlar süpersiniz. belki okur yazar bize bu tarz bir alan sağlar. ne olur kusura bakmayın hepinizin ismini tek tek yazamıyorum ama hepinizin yazılarından çok şey öğreniyorum. sağ olun zenginleştiriyorsunuz beni.
ömer sırrı biliyor mu? bilmiyorum ama biliyor ise bu kadar acı çekmeleri ve yıpranmaları biraz tuhaf gelmiyor değil hani. ama biliyor diyen arkadaşların analizleri de çok güçlü.
gelelim 2. fargmana. ilk izlediğimde böğrüme öküz oturdu resmen. bi bunaldım ama sizleri okuyunca biraz da düşünmeye başladım. eee burada o kadar güzel şiirler paylaşılınca şiirli bir fragman evrenden bir mesaj mı dedirtti ban. dizi ekibi ile, meriç hanım ile aramızda telepatik bir durum var bence.
şiir üçlemesi:
ilk olarak şiir okuyan erkeklere bayıldığımı bir daha söylemek istiyorum. hele sesi güzelse, hele okuduğu şiiri seviyorsam, hele bay iplikçi okuyor ise işte o zaman dağılıyorum… şiir ömer ile sinan arasındaki ilişki için mi yoksa defne ile ömer ilişkisindeki bir dönüm noktası için mi bilemedim. ama şiirin tamamını okuyunca bir arkadaş, bir dost ya da kardeşe okunmazmış gibi geliyor. ben ömer’in defne ile ilişkisini sorguladığı ya da daha çok kendi aşkını sorguladığı kanısındayım.
bu hafta yine üçlemelerden bahsettik ya aklıma geldi: ömer’in 3. defa şiir okuduğunu duyuyoruz. her biri defne ve ömer’in aşkının farklı bir düzleme taşındığı bölümlerde okundu.
1 – beni bu havalar mahvetti şiiri (ömer neci ile birlikte okumuştu) – 13. bölümde defne ile artık bir ilişkiye başladıkları bölümde gelmişti. 12. bölüm ömer defne’ye ben varım, eminim artık dedi ve ilk defa aşklarını konuştular. 13. bölüm sonu beklenen öpüşme gerçekleşti ve 14. bölümde dağ evinde baş başa kaldılar.
2- sevme beni (ömer rüyasında eskrim yaparken okumuştu) – 24. bölüm bu şiirle başladı. şiiri okurken ömer kiminle olduğunu hala bilmediğimiz bir eskrim maçındaydı. (hala ömer’in karşısındakinin kendisi mi? defne mi? yoksa aşkı mı (kalbi ile beyni mi)? bilemiyorum ama bölüm geneli itibari ile kalbi ile beyni olması yüksek olasılık) 23. bölüm sonu itibari ile ömer meşhur bankta güvenmiyorum diye defne’yi terk etmiş ve 24. bölümde birbirleri olmadan eksk olduklarını ve birbirlerinin yörüngesinden çıkamadıklarını anladıkları bölüm olmuştu.
3- herkes kadar, ker şey kadar, sen kadar – 43. bölüm. an itibari ile artık nişanlı olduklarını herkese ilan etmeye başladılar. ömer annesinin yüzüğünü bir daha çıkartılmamak üzere defne’ye taktı. birbirlerini kıskanıyorlar. beklenen tehlike deniz ve fikret’ten gelebilir. deniz yine para meselesi ile ortalığı karıştırabilir ama bence düşük ihtimal. fikret ömer için son kozunu oynayarak sırrı söyleyebilir. ki anka kuşu olayı bibi ömer’in dinleyeceğini, defne konusunda fikret ile konuşacağını pek düşünmüyorum. sürpriz: araları iyice gerilen ve sinirine hakim olamayan sinan’ın sırrı söyleyeceği. bu durumda ömer ve sinan’ın sesinden şiiri dinlemek anlamlı olacaktır. her ikisi de her ruhları bunaldığında içi sıkıldığında yaptıkları gibi basketbol oynayacaklar ama ilk defa ayrı ayrı. kendileri ile yüzleşecekler belli ki.
atarlı defne’nin saçını çok sevdim. bence çok güzel olmuş. umarım galo’ya yürüyordur. yarını 4 gözle bekliyorum.
son olarak fragman ile gelen can yücel şirine yine can baba’dan bir başka şiirini hatırlattı bana. sanki ömer defne’ye aşkını anlatıyor bu şiirle…
“seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi… isırmazdım dilimin ucunu… özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda… yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki…
ya aklin başka yerlerdeydi ya yüreğin…”
sevgiyle