Kiralık Aşk
bu yazıma başlık koymak gelmedi içimden. istedim ki sizler okuyunca kendi başlığınızı seçin…
hayat insanoğluna sunulmuş bir artmağındır. der ataol behramoğlu bu yolculuk da beraber yürüyebileceği kişiyi de kalp uyum sağlayan enerji ile seçer. başka hesap kitap işin içine giremez. eğer girerse bakın neler olur. şimdi sizlerle paylaşacağım hikâye ömer ve defne’nin son bölümde fikret galo’nun onların ilişkisi için ne denli önemli olduğunu anlatıyor…
bir zamanlar çok çalışkan yaptığı işi severek yapan bir çiftçi varmış. ne yaparsa yapsın mahsul istediği gibi olmamış. tanrıya yalvarmaya başlamış. tanrı sonunda çiftçinin yalvarışlarına karşılık vermiş. ne istiyorsun? demiş. çiftçi bir yıl için güneşin ve yağmurun kontrolünü istiyorum demiş. tanrı peki bir yıl için isteklerini kabul ediyorum demiş. çiftçi çok mutlu olmuş.
mahsul inanılmaz bol ve hiç bu kadar yemyeşil olmamış. fakat zaman geçmiş hasat zamanı gelmiş. çiftçi buğdayları biçmeye başlamış. kalbi duracak gibi olmuş. çünkü başakların içleri bomboşmuş.
tanrı gelip sormuş; ne oldu? neden üzgünsün? istediğin her şeyi sana verdim oysa… çiftçi efendim bende o yüzden çok şaşkınım zaten güneş ve yağmur bende olmasına rağmen neden mahsul yok!!
hiç anlam veremiyorum demiş. tanrı cevap vermiş;
peki sen hiç rüzgâr, fırtına, kar ve buz istemedin mi? bilmez misin ki bunlar olmazsa hava temizlenmez kökler güçlenmez! ve tabi kökü kuvvetli olan başağında içi dolu olur. hep güzel hava ile yalnızca görüntü yeşil olur. işte bu yüzden mahsul alamamışsın der.
sonuç olarak fikret galo dünyanın en mükemmel kadını bile olsa birlikte olmaları imansız sonuç aynı içi boş başaklar gibi olacaktır. ömer ve defne bu zamana kadar çok fazla yol aldılar. bu durumlar artık onların son dakikaları istasyona gelmek üzereler. evlilik çok yakın…..
sevgiler saygilar