günaydın arkadaşlar,
dün saat 24 gibi okudum ama yazmaya mecalim yoktu yine giribal bir enfeksiyon durumu (şeker hastalarının bağışıklık düzeyi çok düşük olduğu için) ancak sabahı zor ettim.şimdi iş yerinde işlere başlamadan hemen iki cümle sarf etmek istedim.
öncelikle güzel bir bölüm hatta çok çok güzel bir bölüm bizi bekliyor inanıyorum, tüm tiyolar verildi .
ikincisi galolu da olsa galosuz da olsa güzel bölüm güzeldir.
arkadaşlar ben bazan korkuyorum bu kitleden diyorum ya bunun içinde sadece gençler mi var artık şüpheleniyorum.çünkü gençler sanki daha kolay toparlanıyor ve kızsalar da vazgeçmiyorlar gibi .
ergenlerin arkasına sığınmış bir belirsiz gurupta var sanki daha ne istediğini bilemeyen anlık öfke ve kızgınlık ile asıp kesen yıkıp geçen her şeyi bir çırpıda sfırlayan.hatta bana bu gurubun travmatik oduğunu hissettiren semptomlar oluşturuyorlar enteresan çıkış ve tepkileriyle duygu bürünmeleriyle.
ya da ki bu da ihtimaller dahilinde bu dizinin bitmesiyle kendince çıkarımları bulunan gurup ve ya şahısların ,bu eldeki var olan kitleyi bu tür kışkırtmalarla veya demorilizasyon ile çökertme yolu yöntemi olmuş bir perşembe ve cuma kıstası oluşuyor .
durun allah aşkına! giden, yiten ,ihanet eden, terk eden yok biz aynı diziyi mi izliyoruz .
hangimizin hayatında veya hangi filim de,dizide yok bu gerçeklikler ki kiralık aşk bu konuda pürü pak e! o olmasın bu olmasın sadece tek düze mış mış bir hayat.
yok böyle bir hayat canlarım,yok.
elimizi suya sabuna dokunmadan kirsiz passız ,sorunsuz yaşamayı becerebilen var mı? yok .
kırılıyoruz en sevdiklerimiz tarafından veya hakaretlere uğruyoruz hiç tanımadıklarımız tarafından sevgilerimiz,değerlerimiz ,umutlarımız ,yarınlarımız çekip koparılarak alınıyor sol göğüs kafesimizden de elimiz yanımza düşerek bakakalıyoruz arkasından.
yaşamımız dikensiz güllerle donatılmıyor her zaman hep bir yerimize batacak diken, pıtrak oluyor canımızı yakan.
e! bu diziler de yaşamın iz düşümü değil mi ?
inanamıyorum !ömer mi galoya tercih edecek veya defneyi ekarte edip galoya mı?
yürüyecek,inanamıyorum.
nasıl bir anda yaşanılan öncesini unutup,silip sadece o an ki durum ,olay ile tümü yargılayabiliyoruz.defne ve ömer o yazlık evde masumiyetlerini birbirlerine sunmadılar mı?
ömer , sevdiğinin gözlerinin içine bakarken oradan süzülerek inmedi mi en derininde kendini defneden anlayıp bilmedi mi? defnenin gönlünü görmedi mi?
ben anlamıyorum dönüp dönüp ya !böyle olursa ,ya!şöyle olursa diye ya !
çıkmazlarına saplanıyoruz,kör kuyulara atılmış gibi tırmanıp tırmanıp aynı yere düşüyoruz.hatta izin bile vermiyoruz hikayenin evirilip, çevrilmesine yeni konu dahil olmasına.
sözün kısası arkadaşlar kaçan ,göçen, giden ,bırakan olamaz bu dizi de.
net !
bırakalım da konu çıkarsınlar kendilerine.
mesajları da doğru yoralım bir zahmet.
hemen galeyana gelmeyelim bir poz bir resim bir yazı ile oyun oynayanların oyununa yağ sürmeyin.
toplumca histerik mi oluyoruz acaba?ay ay ayyy diye bayılıyorum, ölüyorum, tutmayın beni bir fena oluyorum modundan çıkalım kızlar.
bu gün bence yine güzel bir bölüm olacak izleyelim izletelim tabi ki bir şeyler de kekremsi olur hayatta.
bitmesin bitmesin bu rüya diyelim bu ikisi(ömer-defne) şahane olmadılar mı?
e!kıskananıda çok olur.
mavi

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.