Kiralık Aşk
MDK
Bayan
istanbul / Türkiye
27/5/1979 (46)
selamlar,
14. bölüme şöyle hızlıca bir baktım. ne çok güzel duygu vermiş başlarda. beni nasıl heyecanlandırmış ve sonunda nasıl almış da o duyguları yere vurmuş. oyunculukları da süper bir bölüm. şarkılar süper (sezen aksu - seni istiyorum & badem – sen ağlama). bölüm sonu bu kadar duygu geçirilebilirdi herhalde. ömer’in dağ evine dönüş ve defne’nin gittiği andan itibaren barış arduç nasıl bir oyunculuk sergilemiş. bahçede ağlaması, sinan’a defne gitti demesi, evin önüne gelip defne’ye camdan bakması. ayrıca salih bademci’nin de ömer ile defne’yi öğrenmesindeki oyunculuk da muhteşem. defne’nin eve gelişinden itibaren; nihan, iso ve serdar’ın onun için kaygılanmaları ve mutsuzluğunu azaltma çabaları, kaygıları.
14. bölümde iso defne’ye bazen kaybolmakta keramet vardır. git bakalım demiş. bence yine defne kaybolacak ama bu sefer keramet de olacak.
ömer defne’ye italyanca “bu geceyi sonsuzluğun başlangıcı olarak daima hatırla.” dante’nin cehennemine muhteşem bir göndermeydi bence.
bir de dağ evinde çalan müzik galo’nun ömer’in odasında beklerken (anka kuşunu yaptığı zamanki) ve ömer’in odaya girdiği andaki müzik. fanlar kızmakta gerçekten haklılarmış. tekrar duyunca ben de sinir oldum.
14. bölümde karakterlerin sırrın neresinde yer alacığı belirlenmiş aslında. sinan – necmi defnenin yanında, sude ve neriman diğer tarafta. bu bölümde defne, ömer, sinan, neriman ağlamış.
14. bölümde pek çok ilk olmuş:
• defne ve ömer kimseye haber vermeden (sadece iso biliyor, evdekiler merak etmesin diye) ömer’in annelerinin evine – dağ evine gidiyorlar. el ele göz göze.
• ömer ilk defa gizli mabedini, kendini (sıcak ömer’i), aslında gerçek ömer’i defne’ye açtı.
• ilk defa çok güzelsin dedi. ev, ben, her şey sana benzesin dedi.
• defne ömer’e ilk defa misilleme yapar. onu kandırır. şaka yapar.
• ilk defa sevgili kelimesi kullanıldı. (insan sevgilisi ile alay eder mi? vs.)
• ömer defne’nin omzunda yaşamak istediğini anlatmıştı.
• albertine kayıp konusu konuşuluyor.
• defne ilk defa kıskandığını söylüyor. (yasemin ile roma’ya gitti diye)
• 2. defa yıldızları izlediler beraber
• ömer defne’ye italyanca öğretmeye çalışmıştı.
• ömer benim yanımdasın olman gereken yerde demişti.
• ilk defa sarılıp uyudular. şömine önünde süper görünüyorlardı.
• bu sefer uyanan defne uyuyan ömer’i izleyerek yüzünü ezberlemeye çalışıyordu.
• ömer defneye ensesinden huylandığını söylemişti. hani kimsenin bilmediği…
• necmi neriman’a oyuna son vermesini istedi ilk defa.
• neriman defneyi arayıp oyunu ve gitmesi gerektiğini hatırlattı.
• defne ilk defa oyunun çıkmazını yaşadı. ömer bunları hakketmiyor diye ikilimi yaşamaya başladı.
• ömer tek bir hareketle vazoyu parçaladı ve ağladı.
• ömer defne’ye ilk defa çiçek aldı ve bizim meşhur market & çiçek gerilimimiz başlamış oldu.
• defne tekrar kaçtı ve ilk defa ömer’i terk etti.
• neriman sude’yi çağırdı ve sude hayatımıza girdi.
• necmi de neriman’ı terk etti. ( bu bölümlerde de kopukluk varmış aslında. mesela necmi ömer ile defne’nin ayrıldığını, neriman’ın işleri tekrar karıştığını nasıl anlamış bilemedim ama bölümün güzelliği ve duygu yoğunluğundan üstünde bile durmamışız.)
• mr. tramba ölmüş ve hayatımıza deniz girmiş.
(devamı gelecek)
14. bölüm için devam...
14. bölümde kült diyaloglar varmış bugünlere gelecek neler neler anlatmışlar...
ömer – defne arasında. d:ne kadar güzel bir ev, çok sıcak. ö:çok yakıştın bu eve. d:sana benziyor, senin hiç göstermediğin yüzüne. o şehirdeki şıkır şıkır ev sert, soğuk ömer, burası benim tanıdığım ömer sanki. ö:sana benzesin, evler, ben her şey sana benzesin istiyorum artık. ö:şakanın bir cezası olacak. d:çok mu geç kaldık acaba? ö:hayır, bence tam zamanı. d:neden ben? sen öyle bakınca ben kendimi milyonlarca kişi arasından seçilmiş gibi hissediyorum. ö: özel birisin sen. asıl ben kendimi şanslı hissediyorum, beni seçtiğin için. çok özelsin, çok gerçeksin, her anında kendin gibisin. insanlara güvenmek, güven duygusu benim uzun zaman önce unuttuğum bir şeydi. ta ki seni tanıyana kadar. sana bakınca dünya daha güzel geliyor. d:rüyada gibiyim. çok mu saçma. heyecanlanınca çenem düşüyor. nefret ediyorum bu huyumda. ö:ben bayılıyorum ama bu haline, böyle heyecanlanmana da, böyle konuşmana da. d: insanın sevgilisiyle alay etmesi hoş değil. ö:sevgilisiyle. .d:sen bi gelsene ben seni bir seveyim. ö:şuranda (defne’nin omzunda) yaşamak istiyorum. mümkün müdür? mesela şuraya bir yuva kursam. d:sen beni bayıltmak istiyorsun. ö:burada yıldızları seyrettim. yıldızlar hakkında söylediklerini düşündüm. sonra nasıl aklımı başımdan aldığını, sana nasıl tutulduğumu. d:yüzünü ezberlemeye çalışıyorum, her ayrıntısını, her santimini. bir gün ayrı kalırsak, yüzünü gözümü kapattığımda hatırlayayım diye. ö:o güzel aklını buna yorma biz hiç ayrılmayacağız. seni bırakmam merak etme. ö:benimle berabersin defne, birlikteyiz. d:birlikte olabilmek için bütün dünyadan kaçmamız gerekiyor. ö:sadece birkaç günlüğüne dünyada sadece bir tek biz varmışız gibi davranmak istedik. sen yanlış bir şey yapmıyorsun. benim yanımdasın. olman gereken yerde.
iso – defne: d. ben kaçıyorum i: nereye? d:bilmiyorum. i:ne zaman geleceksin? d:bilmiyorum. i:merak etmeli miyim? d. hiç merak etme, çok iyi olacağım gerçekten. i: bazen kaybolmakta keramet vardır. git bakalım.
defne – serdar: s: iyi misin? ne yaptığını biliyor musun? aklın başında mı? d: değil ama şu an sadece burada olmak istiyorum. kötü bir şey yapmıyorum. sence yanlış mı? s:değil. yanlış değil. sen kendine yanlış bir şey yapma da gerisini boş ver. d:hayatım boyunca kendime yapabileceğim en büyük iyiliği yapıyormuş gibi hissediyorum. s:tamam o zaman. sorun yok. iyi olduğunu bileyim bana yeter.
nihan – iso: i:büyüdük. n:aşk mı büyüttü bizi. i:aşk birden büyüttü. n:bir kapı açtın kendine çıktın gittin ama bizi bırakmadın. yine buradayız eski günlerdeki gibi.
nihan – defne: n:uçurumdan attın kendini bile bile. çocuk gibi bir mucize bekledik. d:bir buluta tutunup uçmayı hayal ettim. ama tutunamadın, kafa üstü çakıldım.
ömer – sinan: ömer sinan’a birlikte olduklarını yeni başladığını anlatır. s:başbaşa kalmak için dağ evine gittiniz. ö:her şey o kadar güzeldi ki, o kadar güzeldi ki hiç olmadığım kadar mutluydum. ama gitti. ban hiçbir şey söylemeden gitti. s:eğer nedenini bilseydin gidişini kabul edebilecek miydin? duyacağın şeyin seni bir sonuca ulaştıracağını sanıyorsun ama kendini bir başka açmazda bulabilirsin. arkadaşlar bu günler içindir. ö:böyle bitemez burada kalamaz, çekip gitmek bu kadar kolay değil. s:kolay olduğunu bilmiyoruz, sadece gittiğini biliyoruz. kendine iyi bak. yalnız bırakma. ben buradayım hangi saat olursa olsun ara…
sinan – lila diyalogları. sevdiği defne ile ömer’in birlikte olduğunu öğrendiğinde. ömer benim kardeşim. benim dik durmam lazım. ömer bir şey hissetmemeli. ben onu yarı yolda bırakamam.
neriman – necmi: ben sana çocukları rahat bırak, aralarına girme demedim mi? oyun tehlikeli, köşkü alıyoruz. dede ve ömer’den kurtuluyoruz. kızımıza gelecek hazırlıyoruz. ben sana yapma demedim mi? sakın demedim mi? ömer benim canım sen benim canımı yaktın.30 sene buraya kadarmış.
sevgiyle