Kiralık Aşk
alara
Bayan
istanbul
23/5/1978 (47)
iyi akşamlar
fragmanı gördüğümden beri neden huzursuzum anladım nihayet,
hani çok güzel geçen bir tatilin ertesi gün biteceğini bilerek uyanırsınız ya
işte 37. bölüm sonun başlangıcı olacak o nedenle mutsuzum ...
aşağı yukarı 10 bölüm sonra masal bitecek, bu haftalarda neler olur diye düşündüm son sürat düğüne gidersek öykü tıkanacak... bu zamanı aynı tempoda geçirmek için mutlaka gerginlik yaşamamız lazım. diziyi sürükleyecek temayı gallo, ömer ve sude etrafında gelişecek kurgular sağlayacak muhtemelen...
bende rahatsızlık yaratan bazı yorumlar oluyor
en başta ömerin egosu ve törpülenmesi için gerekli olan gallo faktörü geliyor.
kişiliklerimiz 0-3 yaş arası oluşuyor ve ergenlik döneminde oturuyor malum,
ömer karekteri kendine güvenli, hayata karşı onurlu ve vakur duruşu olan adil biri,
bu yapı asla bozulmaz. egonun temelinde insanın kendini güvende hissetmesi vardır, vicdan önemli bir erdemdir bu noktadan bakınca ömer egosu yüksek biri ama en önemli kriter olan kendini düşünme ve en etkili ifadesi olan tutkular - cinsellik konularında ömere egoist diyebilir miyiz ? kaldı ki gallo ömerin egosunu törpüleyen değil bilakis parlatan biri gibi geliyor bana bu nedenle de hoşlanmadım kadından isterse milyonlar saçsın iyilik yapmak için hatta simurgun kendisi olsun farketmez asıl mucize defnedir bu hikayede, rol çalmasın...
her zor anında sendelediğinde düştüğünde koşulsuz yanında olan defne ömerin gerçek mucizesidir, ömer bunu anlamadıysa boşa seyrettik bunca ay kapatıp gidelim arkadaşlar :) ömer defneye tereddütlü güvenmeye başlamıştı, eminim ki son haftalarda güven sorununu aştı, kendisi de bu bölüm fark edecek ve bizlerde oh be diyecez... ömer defneye oyun hazırlamıyor bunu düşünmek bile ihanettir hikayeye, zaten böyle bir oyun kursa en çok kendisi yara alır, geçmişten ders alan biri neticede böyle hata yapmaz...
ömer elbette sırla ilgili kuşkular duymalı, sonuçta hayatını temelden sarsacağı söylendi, sır ortaya çıkmadan bu aşk özgür kalamaz, mutlaka çıkacak kendimizi kandırmayalım...