Kiralık Aşk
#direnin ka perileri
iki gündür sizi eğlendirmek için yapmadığım şebeklik kalmadı, hala morali bozuk olanlar var, kabul etmiyorum. bakın yeni haberler geldi. ekibimiz fragman sonrası durum değerlendirme toplantısı yapıyorlarmış bu sefer. benim ortam dinlememe takıldılar, kimseye çaktırmayın. ha, toplantıya cast direktörümüz de katılmış bu sefer.
hp: arkadaşlar, fragman yayınlandı, sosyal medyadan ilk tepkiler gelmeye başlandı, bir durum değerlendirmesi yapalım. ne diyorsunuz, hasta yaşayacak mı?
ob: ay h. beyciğim beyin fırtınası da yapabilir miyiz, hep hayalimdi, hiç yapamadım bugüne kadar, halbuki ne de güzel estirirm benç
hp: koray, pardon o. çık şu karakterden hiç sırası değil. m. h., senaryoda yaptığınız değişiklikler fragmana nasıl yansıdı, ben pek anlayamadım. defne döndü mü şimdi eve?
ma: h bey, şimdi ben defne’yi bir süre daha evde tutup, kıştan bahara geçerken mevsimin anlam ve önemine uygun meyve sebzelerle evi doldurmayı planlamıştım. ama malum b. arkadaşımız bu kadar muş olunca, dedikodular ayyuka çıktı: “yok ömer, şöyle böyle miymiş, yok libidosunu mu aldırmış, yok anane defne giderken valizine şap mı koymuş” falan filan. yani baktık ömer’in karizma hepten çizilecek , bari defne’yi eve geri gönderelim de durumu biraz kurtaralım dedik.
hp: b, evladım senin bir sorunun mu var son zamanlarda, niye böyle oldu. aylardır, “defne bize yatıya gelsene, pijama partisi yaparız, sana pul koleksiyonumu gösteririm… deyip duruyordun”. al işte, cillop gibi kız, ikinizi bir odaya kapattık naptığınız belli olmadı, eve kapattık, merdivenleri indin-çıktın, indin-çıktın bana fenalık geldi. biz sana spor yap derken, step kastetmemiştik. ne oldu, niye böyle kal geldi?
ba: abi şimdi ben bilmez miyim, o merdiveni çıkmışken, o banyolara dalmayı; o odalara girmişken, o yatağa zıplamayı, sonra…ehem, çok ayrıntıya girmiyorum, yani her türlü, bende bir sorun yok da… insaf be abicim bi bölüm kızı evde koala gibi giydirdi stil danışmanı olacak kıskanç, onun da bende gözü varmış galiba.
ob: var var, herkesçiklerin sende gözü var, gözü olmayanın gözü çıksın, seni sevmeyen ölsün, bir allah’ın kulu da bana yürümüyor senin yüzünden.
hep birlikte: koray, sus!
ba: işte abi, ben o kamuflaj giysilerinin altından defne’yi nasıl bulacağımı çözemedim abi. dokunsam ısırıcak gibiydi o pijamalar beni. tırstım bir nevi.
es: ay, hadi ordan, ben senin tırsmamış hallerini de biliyorum. al, geçen bölüm en femme fetale giysilerimi giydim, ipin ucunu tutup bir çeksen hepsi yere düşecek şekilde ayarladık, n’oldu? tık yok! asansörde şapır şupur, eve gelince “meee”.
ba: elço’cum olmuyor ama yani, bizim de bu alemlerde bir itibarımız var. ben o elmayı sana yedirir, o ipin ucunu da tuttummu koparırdım ama sadri ustam işte, offf. bu büyüklere saygı bazen ne fena bişey ya…
hp: o., bu sadri ustayı kasta sen mi dahil ettin, “vuslat göründü” sahnemizi sabote etsin diye mi dahil ettin?
ob: yok şimdi tam olarak öyle değil, o sahnede bazı dış mihrakların etkisi var diye duydum ben. amaaan, neyse hadi benim doğum günüme gelelim, fanlar bayılmış mı aykut’çum fragmana? süprizimi çaktırmasaydın.
ay: yani şimdi tam olarak bayıldılar diyemem. bir de bir koriş yılda iki kere doğarsa, 35 senede kaç kere doğmuş olur diye kafalarına takılmış, ygs’de çıkacakmış bu sene. fanlardan biri, havuz problemleri bundan iyiyidi diye mesaj atmış.
hp: m. hanım yine mi zamanda atlamalar, zıplamalar yapıyorsunuz, ne demek bu?
ma: ama lütfen, rica ediyorum, zaman göreceli bir kavram. bizim dizimizde bir gün 24 saat değil, bir yıl 12 ay değil, ka takvimine göre yazıp çekiyoruz biz. bir de koriş çok kıskandı sinan kaç kere doğumgünü yaptı, benimkini kapalı kapılar ardında yapmış gibi geçiştirdiniz, parti yapmazsan ölümü gör, hem gör hem öp dedi. ben de galoş’dan kırptıklarımı koriş’e yamadım, fragmanı toparladık işte.
es: ya, bu arada m. hanım fragmandaki o anahtar ne acaba, ben de çok merak ettim, nihan’la da kafa patlattık, hoş onun kafa zaten patlak bu aralar da, çözemedik bir türlü. ay, yoksa hulusiş dedeciğim köşkü bana verecek, neriman hanım kalpten gidecek, sır denize dökülecek, ben de nihayet beyaz parti kıyafetlerimle vuslata erebilecek miyim? n’olur, lütfeeen.
ma: ha defne, ha erecen. ne vuslat meraklısı çıktın başıma. libidosu yok diyorlardı sana, içten yanmalı motor gibi oldun maşallah. adamın da gözünü korkuttun. o anahtar galoş’umun çeyiz sandığının anahtarı, hadi bakalım, buyrun burdan yakın, var mıydı bunu düşünen?
hp: pes diyorum, başka da bir şey demiyorum. benim devreler yine yandı. daha fazlasını içim almayacak. gidip şu meşhur hint dizisini seyredip ferahlıycam. kapıya not yazın, “cuma’ya gittim gelicem” diye.