Kiralık Aşk
bombelere gel.
senaryo ekibimiz yoğun baskılar sonucunda senaryoda ne tür bir değişiklik yapılacağını konuşmak üzere bir araya gelmişlerdir.
ma: arkadaşlar, çok üzülerek söylüyorum ama maalesef arkamızdan bıçaklandık, hatta satıldık. reytingler semalara yükselirken “arkanızdayız, hikayenizi nasıl isterseniz öyle anlatın, yürüyün, kim tutar sizi” diyenler “ver gazı, ver coşkuyu” diyenler, bugün itibari ile 3-5 puancık bir düşüş nedeniyle gemiyi terketmeye başladılar. senaryoda değişiklik yapmamız konusunda ciddi bir uyarı aldık.
s1: ne büyük acılar bunlar yarabbim.
s2: efendim, bütün sanal alem yeniçerilerin isyan haberi ile çalkalanıyor, bu iç karışıklıklardan faydalanmak isteyen bazı dizi taifelerinin bizim pasta payımıza saldırma hazırlığı yaptığı söyleniyor. yani bence de tedbir almalıyız.
ma: alıcaz, alıcaz da ne alıcaz?
s3: hocam, galoş’un kellesini istiyorlarmış, “ya defne sultan başa, ya kuzgun leşe” diyorlarmış; bir de "biz eski usul destiye kurşun atmak, keçeye pala çalmak isterük diyorlarmış ama onu tam anlamadım, araştırıyorum hocam.
ma: vermem, galoş’un kellesini vermem. feryal’i yediler, iz’i yediler ama galoş’u yedirmem. hep gericilerin ayaklanmaları bunlar. ben bu ülkeye fransa’lardan ithal senaryo matematiği getireyim, şu cahillerin yaptıklarına bak.
s3: hocam, anlıyorum tabi ama ben yine de verip kurtulsak mı diyorum? maazallah, vermezsek yakında bizim kellere sıra gelecek gibi görünüyor.
ma: offf…vermesek de kelleyi değişik bir formata soksak. böyle biraz daha sevebilecekleri bir hale falan getirsek olur mu ki?
s2: olabilir aslında, ömer’in kardeşi olsun mesela, kan çektiği için öyle baktı deriz.
s1: hoorrr, ay pardon, geldik mi?
s3: onu bizden önce düşündüler hocam. bizim 11. fikir ilkemize ters olur.
ma: kim düşündü, nerde düşündü, niye düşündü, nasıl benden önce düşündü, olmaz öyle şey.
s3: “hem okudum hemi de yazdım” diye bir site varmış hocam, yani ben de tamamen tesadüfen gördüm, merak edip okumuyorum aslında. okusam da anlamıyorum, anlasam da hemen unutuveriyorum. orada işte kendine peri diyen (hıh, pabucumun perisi) bir grup hadsiz, habire böyle bir senaryolar, diyolaglar, monologlar, anılar, fıkralar, işte komiklikler, şakalar…yani, demem o ki, bunlar yazmış hocam, ömer’e bacı olsun, defne’ye kardaş olsun, iso’ya yar olsun, daha da olmadı toz olsun gibilerden. ilk 15 fikir tükenmiş durumda hocam.
ma: fransızca biliyor muymuş o hadsizler?
s3: rivayetler var hocam, içlerinden bazılarının ileri derece fransızca, çince, arnavutça, bazılarının da derdini ummana anlatacak seviyede rusça bildiklerine dair duyumlar aldım ama henüz teyit edemedim.
ma: napıcaz peki bu galoş’u şimdi? bütün fikirler tükendiyse uzaydan mı geldi diycez?
s2: hocam, bu periler denen hadsizlerden destek mi alsak acaba?
ma: ama bu bir senaristin 10 altın kuralına aykırı. nasıl yaparız?
s3: yani çaktırmadan sorsak, sorduğumuzu hissettirmesek, ser verip sır vermesek, arkadan dolanıp…
ma: başıma ağrılar girdi yemin ederim, ben biraz ave maria dinlemeye gidiyorum, s1 kahvem… siz bir an önce şu perilerle temasa geçin.