Kiralık Aşk - herkese merhaba, hepiniz ne güzelsiniz. davut heykeliyle

Kiralık Aşk Kiralık Aşk
herkese merhaba,
hepiniz ne güzelsiniz.

davut heykeliyle başlayayım.
çok sayıda heykeltıraşın yaptığı davut heykelleri var fakat michelangelo tarafından yapılanı en ünlüsü. sol elinde sapan sağ elinde taş tutan rönesansın en üst noktası denilen, muhteşem güzelliğiyle kendine hayran bıraktıran heykelin orijinali de replikası da floransada. floransa diğer şehirlere nazaran çok daha demokratik ve bu yapıyla övünüyorlar. zaten medici ailesi , da vinci ve başka sanatçılara tanıdığı özgürlükler ve diğer ayrıntılar " da vinci's demons " dizisinde de görülebilir.

donatello'nun yaptığı davut'un ayaklarının altındaki çelenk ise defne yapraklarından yapılmış ve zaferi temsil etmektedir. apollo defne'nin iffetinin ve namusunun sonsuza dek hatırlanması için savaşlarda galip gelenlere , müzisyen ve şairlere defne yapraklarından ve dallarından çelenkler takılmasını istediğini söyler.

eski ahit ( the old testament )'te yer alan hikayeye göre davut , hiç kimsenin karşı karşıya gelip savaşmak istemeyeceği dev goliath (calut ) ile savaşacak kadar cesurdur. zırh giymeden savaşmıştır. goliath ( calut) un tek zayıf noktası alnının çatısıdır. oraya da miğfer giymiştir. davut onu çıkarttırmak için ordusunun kalkanlarını yansıtır. dev, miğferi çıkardığında sapanla taşı alıp devi yere indirir. heykel, cesaret, zeka, rahatlık, etkili ve güzel olarak gösterilen erkek vücudu, insan anatomisi gibi sebeplerden önemlidir.

gamze son senaryonu okurken ohh dedim. cebinde mendiliyle gezen son centilmen ömer iplikçi'ye güller, şaraplar, havai fişekler yakışır. aşk herşeyi ve herkesi eşit kılan en güzel devrimdir ve gamze'nin eli değdiyse benim cümleme nasıl isterse öyle söyler, onun olmuş cümlemi söylesin gamzece, bundan büyük aşk var mı?
sen bana her güzel söz söylediğinde ya da beni anlayıp üzerine yorum yaptığında içimdeki quasimodo dönüp " bana su verdi " diyor. kadınlar sevilmek ister ama anlaşılmak da insanın ömrüne ömür katar. sana da su verenlerin çok olsun gamzem.
ve tung bağa tarkan ( alp kutluğ bilge kağan ) ile ilgili sadece keşke diyebilirim. kim hayran olduğu sanatçıdan böyle bir gönderim istemez ki :)

gülçin nasıl ve nereden geliyor aklına diye soracakken böyle bir soruya cem yılmaz'ın verdiği cevabı hatırladım :) çok güzel bayıldım. hep yaz lütfen :)

perihancım, valentine's day aynen can'ın anlattığı gibi bir hikaye. can eline sağlık, teşekkür ederiz. kavuşamamış aşıkların sonu efsane olmuş.

mavicim, semboller metin içerisinde yani metine göre değerlendirildiğinde doğru en doğru ya da yanlış diye bir şey yok. sen böyle düşünürsün ben farklı. yeter ki ana metine ve hikaye akışına aykırı şeyler olmasın. tavşan çok anlamı olduğu için bir çok bölümde farklı yerde farklı anlamda da kullanılmış olabilir. can yine hızlı bir hayvan demiş. evet kesinlikle bütün mitolojik anlamlarına ek olarak ya da aslında temelde bu söylenmek istenmiş olabilir.

tavşan merakı ateşleme, baştan çıkarma vazifesi görüyor. ( bu yüzden bir tane tavşan amblemli erkek dergisi var. tabii tavşanın üreme, bolluk gibi anlamları da var ama kullanıldığı yere göre değişiyor. mesela " the matrix" te morpheus-rüya tanrısı neo'ya ilk mesaj olarak ' follow the white rabbit' beyaz tavşanı takip et dedi. )
donnie darko'da tavşan rehberlik, değişim, ve koruma anlamları taşıyor.
yani burada da değişim, koruma/şans, rehberlik ve olayların hızlanması denebilir.

sunflower kuzuyu sormuş. kuzu uysallığıyla biliniyor. aç karnına kahve içmesini istemeyen defne için ömer'in fincanını kaldırması ve " itaat" etmesi uysal bir davranış olduğu kadar aralarındaki efendi-köle , patron- çalışan ilişkisinin de zaman zaman yön değiştireceğini gösterdi.. koyun gibi giyinmiş defne'nin, ömer'in üzerine titremesi yavrusunu, kuzusunu koruyan, besleyen bir koyundan farksız olması..

ama şu var ki bu diziyi gençler de çok izliyor ve kuzu onların birbirine hitap şekli.yani düz mantık da olabilir.


bir de daphne apollo'dan kaçarken apollo arkasından " ben çiftçi ya da bir çoban değilim ! delfi'nin tanrısıyım " diye bağırıyor. burada iffet sembolü defne ve arzularına,şehvetine karşı koyamayan apollo var. yani av ve avcı, kuzunun olduğu yerde kurt da olabilir.

nakkaş iyi ki hatırlattın ben de aklıma gelenleri yazdım, yanlışım varsa lütfen düzelt. aslında toplumun içinde kimsenin birbirini sevmezken iletişim kurmaya çalışması ve bu yolla icat edilmiş diplomasiyi çürütüyor ömer'in karanlık tarafı. yaşadığı aile kaybının neticesinde geceleri gidip mezarlıkta kedi kesmiyor. sizin yüzyıllardır süre gelmiş ikiyüzlü, samimiyetsiz, vicdansız sisteminizi reddediyorum diyor. sevgiye, saygıya,hak yememeye, adalete dayalı kendi sistemini , oyununu elinden geldiğince sürdürmeye çalışıyor. yaşadığı 2 öfke patlamasında da zararı kendisine verdi. orda sude'ye birşey yapmış olsaydı evet karanlık tarafı var derdim de ömer'in şu ana kadar verdiği bu tepkileri gayet insani buluyorum. ergenlik döneminde de izole etmiş kendini insanlardan. sadri usta'nın dükkanının arkasında yaşamış. suratına bakarak oyun oynayan, yalan söyleyen, iki yüzlülük yaptığını bildiğin insanları görmektense yalnız kalmayı tercih etmek de gayet insani bence. yani insanları sevmediği için değil tamamen bunlara katlanamadığı için bilinçli bir yalnızlık tercihi. fakat neriman ve necmi cemiyet hayatında sürü pskolojisiyle yaşadıkları için onların bu davranışı karanlık bulması normal. yanlış hatırlamıyorsam ilk necmi'den duymuştuk " bu çocuğun karanlık bir noktası var " diye.

görüşmek üzere...

Oy Ver

7
Berbat Sıkıcı Ehh işte Güzel Harika
Ehh işte

Yorum Yaz

Yorumlar

Yorum Yaz

:: Test ::
:: Yarışma ::
:: Anket ::
:: Günlük Diziler ::
:: Dizi Rehberi ::

reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.