hasret, güneş, arinna tekrar çok çok geçmiş olsun.
hülya tam destek arkandayız.
yine harika yorumlar var. chili yorumunu göremedim çok merak ediyorum. benimle de paylaşır mısın?
ayşegül yazın her zamanki gibi super. kalemine, duyguna sağlık. kanatlarına diken batan gül bahçesindeki bülbül defne’yi aldın koydun önümüze ateşe uçan pervaneyi. ama ben hep ömer’i biraz daha fazla sevdim, hep biraz daha ömer’den yana oldum. o yüzden diyorum ki mumun aşkı ise nasıldır? mumun tepesinde bir ateş vardır hep. kendi eriyene, tükenene, onu yakan can ip tamamen bitene kadar yanar ve kendi göz yaşlarında içinde boğulur aslında… pervane mi olmak zor bu aşka yoksa mum mu bilemedim. pervaneyi herkes görüyor, anlıyor evet kimse bir şey yapmıyor bir çoğunuzun dediği gibi ama başını yaslayacağı birileri var etrafında. aynı leyla’nın, aslı’nın, şirin’in durumu gibi. mecnun’un, kerem’in, ferhat’ın aşkını hepimiz biliriz, dillere dolanmıştır ama ya leyla’nın, aslı’nın, şirin’in, ömer’in aşkı… (ki kendi bile bilmiyordu birkaç bölüm öncesine kadar) bu durumda pervane mi olmak kolay yoka mum mu? leyla mı yoka mecnun mu? ömer mi yoksa defne mi? ama gerçek şu ki bu aşk ikisinin de canını yakıyor ve ikisini de tüketiyor. bizi de aynı zamanda 
lk izlediğimde kilitli odadaki sahnelere ben de çok kızdım ama sonradan düşününce defne’nin saçmalamalarına anlamda verdim bir nebze. nefes almaya çalışıyor. hiç kimseye zarar vermeden düştüğü kuyudan çıkmaya çalışıyor ve karşısında sürekli flörtöz bir sevgili var. nasıl kapılmadan kalacaksın tüm gece kilitli odada kapılmadan adama ve aşka. ancak böyle kasılarak saçmalayarak. çok o güçlü, tek başına kaya gibi sağlam sevdiğin adam bana en son beni terk ettiğinde ağladığını söylediğinde nasıl sarılmadan durabilirsin? için erir o anları ve acıları tekrar yaşarsın ama sevdiğinin acısı içini daha da çok yakar o zaman nasıl uzak kalabilirsin ki. aslında bizim kadar defne de ne çok istemiştir kafasını ömer’in göğsüne yaslayıp ömer’in kokusunu içine çekmeyi. aradığı güveni olması gereken yerde ömer’in kollarında bulmayı… bu ikilemleri kaldıramıyor defne’nin çocuk ruhu işte…
bu bölümde elimde bir adet; ilk defa net ve açıkça ömer’in gözlerine bakarak “evet bir şey var saklıyorum, söyleyemiyorum hatta yalan söyledim ama sadece kendim için değil senin için de sessizim. (sadece kendimi sensiz bırakmaktan değil tutunduğu dalları kırmaktan korktuğum için susuyorum) derdim sadece kendim değil hem biz, hem de sen.” diyen çok canım acıyor dedi defne ama vazgeçemiyorum da, mengeneye sıkışmış gibiyim diye anlattı çıkmazının büyüklüğünü anlatan bir defne var. defne aslınca ne çok şey söyledi. ömer derdin aslında defne’nin sevmemek, aşkının büyüklüğü vs. olmadığını duydu net net. sorunu halledince dolu dolu seven, kaçmayan bir defne olarak geleceğim dedi. ben de çabalıyorum söz bu sefer halledeceğim. defne engelin ömer’in kendi olduğunu söyledi, defne’ye güvenmeyen ömer. açıkça belirtti; korkuyorum, söylediğimde sen bana yine güvenmezsen, gidersen dedi.
ömer artık biliyor emin bence defne’nin sevgisinden. o yüzden sormaya başladı aramızdaki engel ne diye. şimdiye kadar korktu defne sevmiyorum, aşık değilim derse diye ama artık aşklar da itiraf edildiğine göre engel ne peki defne diyor ömer. bu yüzden belki de defne engel sensin deyince bu kadar şaşırması. kendince daha çok çabalayan ömer daha yeni farkına varıyor bir şeylerin. ama bence ömer bulmasın sorunu defne anlatsın. ne yapsın etsin ama defne anlatan olsun. anlatırken aşk dolu baksın. ömer’in kolu kanadı kırıldığında defne sarmalasın ömer’ini. ikisi de acılarını beraber yaşasınlar ki beraber sarabilsinler.
son olarak çok zeki ömer nasıl olur da sırrı çözemez diye düşündüm. bu noktadan bakınca bana hani çok zeki, başarılı, kariyerlerinin zirvesini yaşayan, çok anlayışlı, çok iyi arkadaşlar vardır ya bir de onların anlam veremediğimiz eş/sevgilileri ve manasız bulduğumuz ilişkileri onları hatırlattı bu bölümde. bu dahi adamlar aslında farklı nedenlerden ikili ilişkilerinde tüm hayatının aksine beceriksiz ve ne yapacağını bilemezler, yönlendirmeye ihtiyaç duyarlar. çok güzel severler, büyük büyük severler ama ipleri verirler karşılarındakilere. bu yüzden de çok şaşırırız. ömer de öyle gibi sanki. verse ipleri defnenin eline sadece sevse defnesini kocaman kocaman. sadece olması gereken yerde olsa. defneye kendisini bırakabilse koşulsuz. defne de ömer’in tüm hayatını kendine benzetse. sadeleştirse, su gibi duru yapsa.
sevgiyle

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2025 YazarOkur Dizi.