Kiralık Aşk
ka arkadaşlarım yoğun değilsem sizleri okurken buluyorum kendimi!
ne ölmek nefessiz kalmaktır; ne de yaşamak nefes almaktır. yaşamak; sevilmeyi hakeden birine yaşamını harcamaktır.
atay, ne güzel de dile getirmiş bu satırları...her okuduğumda kendimi düşüncelere dalar halde bulurum.
ömer ve defne gibi hayatında aşk olan herkese bu satırların çok yakıştığını düşünüyorum.
ömer'de, hayatı nefesimizi kesen anlar olarak tanımlamıştı.
ne düşünsek..nefessiz kalmamız öldüğümüz anlamına gelmiyorsa,nefes almamız da yaşadığımızı temsil etmiyor olsa gerek.geriye kalan en doğru tanım ne o zaman?
sevdiğinle harcayacağın her an, nefessiz bile olsa en yaşanır,en kabul edilebilir
olanı mıdır?
sevdiğin olmadan aldığın tek nefes, nefes bile değil midir?
yani nefes alırken bile eğer sevdiğin yoksa yanında yaşarken ölmüşsünüz müdür?
evinde huzurlu huzurlu yanlız oturacağına,sevdiğinle uçurumlar da yaşa,onla birlikte ol da,nerde olursan ol anlamını mı çıkartmamız gerek?
ömer ve defne ayrıldıklarından beri kaç bölümdür,ayrı ayrı hayatlarında yaşamaya çalışıyorlar.nefes de alıyorlar.yeterli geliyor mu bu aldıkları nefes,onlara ve onları izleyen bizlere? elbetteki hayır.
birlikte nefessiz kalacakları,heyecandan konuşamayacakları anların gelmesi için bekler haldeyiz. nefessiz kalmaları peki bizleri ve onları mutlu edecek mi?
sorular, fikirlerin sekillenmesinin ve cevapların bulunmasının en kolay yoludur.
bence en doğru tanım; yaşamınızı sevdiklerinizin nefes'i olarak harcayın. böylece siz nefes'siz kaldığınız da onlarda sizin nefes'iniz olsun.
bibirlerinin nefes'i olabilmeyi başarabilmektir en büyük sevgi ve en büyük aşk!
ömer ve defne de birbirlerinin nefesi olmayı öğrenecekler! ve işte biz de o zaman mutlu olacağız.
sevgiler!