kadına şiddet gibi toplumsal konuları ele alması sebebiyle başında teşekkürler etmiştik, beğenerek izlemiştik. ancak filmin şimdi geldiği nokta olumlu değil !! hülya'nın hiç yakalanmadan felaketlere yol açması, şebnem'in yaşam biçimi, isaac isimli şahsın filme girip çıkması, artun'un bunca kötülükler yapıp (bilhassa aşçının ölümüne sebep olmak gibi) hiçbir bedel ödememesi kabul edilemez, bunlar kötü örnekler. filmin başından beri iyilik timsali mustafa'nın filmde kalıp iyi dersler vereceği yerde filmden çıkması, ayrıca mustafa'nın yetişkin ve ağabeyine saygı duyan bir üvey kız kardeşi vardı, bu kişilerle film devam edebilirdi (mustafa ailesinde tek değildi) ve başlamış bir konu; üvey kardeşlerin de katılımıyla sürebilirdi. diğer taraftan töre cinayetinde diyar öldürülmeyip hukuk mücadelesinde başarılı olup iyi örneklenebilirdi ki ortada bir de, öksüz ve yetim bir bebek kaldı, sonuç? ayrıca diyar'ın cani babasının cezaevinde ciddi sıkıntılar yaşadığı gösterilerek bedel ödediği ortaya konulsa cinayetlerin caydırıcılığı bakımından faydalı olacağı düşünülebilirdi. başından beri fikriye'nin durumu da hülya, şebnem'den hiç farklı değildi, o da normal hayatını sürdürüyor (arada sırada mirat ve ailesine karşı tuhaf yardımlarla), onun da ruhsal durumunun yerinde olmadığı, ima ediliyor ancak, iyi örneklemeler değil ! yosef filme girdiği yakın tarihten beri hiçbir olumlu sahne sergilememiştir, sağlık durumu ortaya konulmuş, kötü olaylara sebep olmuş, iyi mesajlar vermemiştir. diğer taraftan, kadına şiddet konusunda filmin başında deniz'in hayat mücadelesinde karşılaştığı ciddi problemlerin gösterilmesi iyi bir mesajdı (örneğin eve temizliğe gittiğinde karşılaştığı taciz, çalıştığı lokantada ki çirkin olaylar) ancak saflık derecesinde hülya'nın yaptıklarını görememesi ve hala da bu şekilde devam etmesi mücadeleci bir insanın karşılayacağı durumlar değildir. ayrıca eşi tarafından maddi ve manevi çok zor konumlara düşürülen iki çocuğu ve babası ile aç ve açıkta kalan deniz'in gidecek bir yerinin olmaması sebebiyle belki mirat'ın evinde ilk başta ailesiyle kalması olabilirdi, ancak çiftlikte aşçılığa başlar başlamaz, babasının da emekli maaşıyla bir ev kiralayıp mirat'ın evinden ayrılabilirdi, nitekim tabular yıkılsın adı altında yabancı insanların bir arada birlikte yaşamaları dünyanın hiç bir yerinde iyi örnekler değil. bir kadın işini, sosyal durumunu normal hale getirdiğinde, çocukları, babası vs. ile birlikte başkalarının evine yerleşeceğine, "kendi evinde hayat mücadelesini" verebilir mesajının verilmesinin çok çok faydalı olacağı düşünülmelidir. nitekim yalnız veya dul veya bekar bir bayanın tek başına çalışarak yaşam mücadelesi verebileceği, bir birey olduğu, herkes gibi başarıları veya başarısızlıklarının olabileceği mesajlarının verilmesi; kadına şiddet, taciz, tecavüz gibi insanlık dışı hallerin önlenmesinde faydalı olabileceği değerlendirilmektedir. iyilik timsali olarak gördüğümüz mirat karakteri başından beri koruyucu bir figür teşkil etmiş, evini çok sayıda insana açmış, tabii ki insanlık yapmak, yardım, dayanışma güzel davranışlar, ancak yardım eden ve edilen açısından bunların da bir sınırı olmalı, hem kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç açısından, hem de aile kavramı açısından.
filmde; mirat'ın evinde, diyar, seldem, deniz, çocukları, baba, büyükanne, raşel, yusuf bir arada kalmaları, güvenlik, yardım için ilk başta belki olabilir, ancak insanlar kendi hayatlarını idame ettirecek hale gelince anne, çocuklar, diğer bireyler başkalarının evinden ayrılmalı, ayrıca eşinden boşanmış deniz, mirat duygusallığı başka evlerde ikamet etmekle de devam edebilirdi.

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.