Kadın
sayın senaryo yazarları;
*umarım bu yorumlarımız okunuyordur!...
*bazıları belki sizlere abartılı gelebilse de...birçoğu umumi izlenimi kapsıyor!..
*birkaç yıl önce tv de 80 küsur dizi olduğunu duymuştum...
*ben dizikolik bir kişi değilim...hatta hayat msj.ı olmayan bir sinema filmi veya komediyi bile seyretmeye vakit ayırmak istemem!..
*şu anda mutlu mesut izlediğim 2 dizi var ki...biri "istanbullu gelin" diğeri de sizin diziniz "kadın"...
*herkes gb dizi günleri evde olmaya çalışsam da...misafirlikte olmam durumumda bile herkesi bu diziyi izleme zorunluluğu yaratıyorum!..
*harika temposu ve heyecanıyla "ist lu gelin" de hiçbir sıkıntı olmuyor ki...onlarda da gayet yoğun duygusal sahneler seyrediyoruz!..
*ama "kadın" sanki bir dizi tadın da değil de...romandan uyarlanmış bir sinema filmi ağırlığında ki uyuşuk denebilecek temposu ile...sank insanın arada, o sahneler geçene kadar başka yerlere zaplayası geliyor!...resmen biran evvel reklama girsinde...veya bitsin de işime gücüme bakayım ya da yatayım diyorum!
*lfn.topluma değerli msj.ları olabilecek bu kadar güzel bir diziden seyircileri soğutup...reyting kurbanı edilmesine müsaade etmeyin!
*bu arada birçok dizi de, heyecan ve sürükleyicilik yaratma adına "iyi ve kötü" savaşında... "kötü" hiç belasını ve ettilerini bulmaksızın (dokuz canlıymışcasına ölmeden) keyifle kötülüklerine devam etmesini sürdürterek seyircinin içini "katilt"manın anlamı nedir acaba?!...seyretmeyi bıraktığım birçok dizide ki gb...karabela...fazilet hn.ve kızları...affet beni...
*ama geçen haftalarda ki kötülüğün yanında kalmadığı...iyilerle uğraşmanın iyi olmadığını seyrettiğimiz sahneleri mizahla birleştirmeniz gayet yerindeydi!...
(baharı evden çıkartmanın bedeli!!!)
*yine hatalı bir konu vardı ki...adamın biri "ben polisim" diye çocuğu elinden tutup görürmesi...tamm sonuçta da polis çıksa da uygulama hiçbir zaman öyle olmaz!!!...
o an ister resmi, ister gayri resmi görevde olsun derhal ekip otosunu çağırıp çocuğu annesinin ilk ulabileceği noktaya göndermesi lazımdı...yani polis demek her zaman güvenilir anlamına gelemez ki zaman zaman örneklerini gördük...
nitekim 4 yaşında bir çocuğu karakola mı yürütüyordu ki?!
*tabi ki dizilerde artık anlaşılan birşey var ki...seyirciyi 2.5 -3 saat bir konu nasıl bulunur nasıl uzatılır?!...
*gerçekten zor bir iştir...tabi ki geri hatırlamalar + duygusal sahneler+ çalınan müziklerle zamanı doldurmak zorunluluğu doğar ama bu da dozajında yapılsın lfn... tempoyu bu kadar düşürerek ancak izleyici kaybedilebilir!..
*tabi bu bizim nacizane fikirlerimiz...yine de emeğinize sağlık küçük msj.larının altında büyük msj.ları olan ve olacak çook güzel bir konudur "kadin" ve "anne" lik .. şimdiden güzel yol gösterişleriniz ve örnek alınacak hayat görüşleri sunduğunuza inanıyorum ki...
en azından benim yeniden pekiştirdiklerim şu ki!...
...bir anne çocuklarının 'ruh' larına ve 'beyin' lerine hertürlü bilgi ve beceriyi sevgi ve şefkatle ekerse o çocukta bu %100 tutar!..
...bir anne nin hayatın her zorluk ve sıkıntılarını "olumlayıp'...bunların sadece atlatılacak "hayat maraton"unun bir engeli olarak sunması ve ömrünün sonun da da o meşaleyi mutlaka kaldırabilecek çocuklar yetiştirebileceğinin göstergesini sunmanız da yine gayet kayda değer!
*evet sonuçta doğru değilmidir ki;
"her iyinin içinde bir kötü...her kötünün içinde bir iyi vardır!"