Kaçak Gelinler
SÖZ "gözün arkada kalmasın " (eylül
Bayan
Aydın/Türkiye
26/9/1996 (29)
"damarlarımda sen" 60. bölüm
--nezar--
(nezo ve ışıl vampir bölgesinde bahçede oturuyodur. yanlarına kargo gelir)
aras:kargo
nezo:yinemi sen ya? denemediğin meslek kaldımı senin?
aras:dur bi düşüneyim... hımmm, evet var biraz daha :)
nezo:ay yine sırıtıyo!
işıl:kargo kime?
aras:sanamış :)
ışıl:bana?
aras:evet
ışıl:kimden acaba?
nezo:aç bak
(ışıl kutuyu açar. içinden şirin ve şirine çıkar. ve bi not çıkar)
ışıl:can göndermiş :)
aras:yanlız burayı imzalarsanız :)
ışıl: peki (imzalar)
aras:karabağ vampir kargosunu tercih ettiğiniz için teşekkürler :)
(aras gider)
nezo:sinir :-@
ışıl:bence senden hoşlanıyo
nezo: onu bunu boşverde sen notu oku
ışıl: okuyorum. "hatırlarsan eskiden hep ormana gittiğimizde uslu olup şirinleri görmeyi isterdik. ama belkide şirinler hep bizdik :) "
nezo:vay vay vay :)
ışıl: :)
nezo:bakıyorum ağzın kulaklarına vardı. ne ayak?
işıl:arkadaşça bence
nezo:bence pek öyle değil
ışıl: :)
nezo:çıkar yakında kokusu
ışıl: :)
--şebsel--
(şebsel bi dağın eteğindedir)
selim:giriş şurda
şebnem:acaba bizimkilere habermi verseydik. bence hepberaberken daha kolay bulurduk taşı
selim:biz buluruz işte. alt tarafı derine derine daha derine inip taşı bulcaz ve vampir nesli kurtulcak
şebnem:almila ve canın bu konuda bilgisi vardır, onlara sormamız gerekiyodu
selim:korkuyosan gelme şebnem. ben tek başımada giderim
şebnem:ben? ben korkcam öylemi? ben bu katlardan tazı gibi, tavşan gibi, ceylan gibi sekerim. tabi bende gelcem
selim:kitap
şebnem:burda!
selim:el feneri
şebnem:burda!
selim: 2 litre kan
şebnem:burda!
selim:unuttuğumuz bişey kaldımı?
şebnem:bugünün magazin dergisi, off!
selim:şebnem içerde oturup magazinmi okuyacaksın, saçmalama
şebnem:iyi hadi girelim
selim:de hayde
(dağın mağarasından içeri girip yürümeye başlarlar. gittikçe karanlık artıyodur)
şebnem:bi korku filmindede böyle biyere giriyolardı, sonra hayaletler, ölüler, kemikler, kan herşey vardı
selim:hayalet diye bişey varmı şebnem?
şebnem:vampir oluyoda hayalet niye olmasın?
selim:e oda doğru. aman ya vampiriz biz, onlar bizden korksunlar
şebnem:0_o
--kainat ve ışıl--
(ışıl ava gelmiştir, karşısına kainat çıkar)
kainat:vay vay vay vay vay anam vay
ışıl:iyimisin sen? ah canımm, kafadanmı problemin var? down sendromumusun sen?
kainat:evet deliyim. hatta bana buralarda "deli yürek yusuf" derler
(arkadan deli yürek fon müziği çıkar)
ışıl:ha?
kainat:yani yusufu at, onun yerine kainat olsun
ışıl:haaa, bi keresinde kızlar konuşurken duymuştum. sen o kainatsın
kainat:beğenemedinmi?
işıl:sen değil kralın gelsin
kainat:kemal sunalın bi filminden almışsın bu repliği
ışıl:sende kenan imirzaroğlundan çalmışsın
kainat:canın peşini bırakcaksın
ışıl:benim canın peşinde olduğum yok. hem sanane bundan. canın bekçisimisin sen?
kainat:benim olana yavşayanın cesediyle selfie çekerim anladınmı?
işıl:çekemezsin
kainat:bal gibide çekerim
ışıl:kızım vampirsin, nasıl çekcen?
kainat:e o da doğru
ışıl:hem sen kuzeyle evlisin. asıl sen bırak canın peşini
kainat:can beni seviyo
ışıl: o yüzdenmi bana bunları gönderdi
kainat:0_o
ışıl:inat yaptım lan, can benim varmı?
kainat:ben şimdi seni...
(kainat ışılı tuttuğu gibi kayaya çarpar. işıl geri kalkar)
ışıl:sen daha toysun, küçücük dişlerin var. beni yenebileceğinimi sanıyosun? :)
kainat:en azından ben taze, deli yüreğim. senin gibi kartlaşmadım daha!
işıl: :-@
(ışıl kainatı tutar ve ağaca çarpar. kainat ağaçla düşer)
ışıl:noldu taze kan? daha yeni başlıyoruz :)
kainat:haklısın ışıl nine :)
ışıl: :-@
(kainat ışılı tuttuğu gibi uçurumdan aşağa fırlatır)
kainat:nasıl bi hismiş ışıl nine? kalkamıyosan baston felan getireyim :)
(ışıl kainatın bacağını tutar ve kainatı denizin içine fırlatır)
ışıl:can benim ki, nihahaha! :)
kainat: (denizden çıkar) nine fazla gülme kalbin sıkışır :)
ışıl: :-@
(kainat ve ışıl bi süre yumruk yumruğa savaşır)
kainat: o elbise mavi-siyah bi kere!
işıl: lan renk körü! beyaz-sarı nasıl görmezsin?
(kainat ve ışıl boğuşurken çamur dolu göle düşerler)
--şebsel--
şebnem:selim çok dar burası, ve karanlık
selim:teker teker yürüyelim, ben arkandayım. el feneri nerde?
şebnem:cebimde ama alamıyorum
selim:dene biraz
şebnem:bi dakka... ayy! (şebnemin ayağı kayıp bi boşluğa düşer)
selim:şebnem!!! geliyorum aşkım
(selim peşinden atlar. ve küçücük kutu gibi bi yere düşerler)
şebnem:bravo ya! niye peşimden geliyosun? gidip yardım getirsene
selim:tek başına bırakmayım diye şey ettim ben
şebnem:kaldık kutu gibi yerde. yukarıda çıkamıyoruz. çıkış yok
selim:bekle
şebnem:napıyosun?
selim:burası yumuşak sanki. tüm gücünle it
(şebsel duvarı parçalar ve altta alçak bi tünel açılır)
selim:al işte çıkış
şebnem:nasıl sığıcaz buraya?
selim:yan yana sürünerek gidersek olur
şebnem:sürünmekte varmış kaderde
selim:hadi şebnem. kafaya dikkat et
şebnem:tamam
(şebsel tünelde sürünüyolardır)
selim:el fenerini aldınmı?
şebnem:sanırım alabilirim ve aldım
(şebnem ışığı açar. tam karşılarında ege ve hülya aynı şekilde vardır. karşı karşıya gelirler)
hüleg:selamınaleyküm
şebsel:aleykümselam
hüleg,şebsel: aaa! 0_o
bölüm sonu :))