Güneşi Beklerken
Merve
K: Evet, demiştim öbür yoldan gidicez diye.
Z: Gitseydin o zaman.
K: Doğru, haklısın. Salaklık bende, ne güzel bırakıp seni kurda kuşa yem olacaktın... Ne oldu, cevap veremedin?
...
K: Ağaçların yosunlu yüzlerine de mi bakıcaz.?
Z: Kuzeyi mi gösteriyordu onlar.?
K: Ne bilim ne işimize yarayacaksa artık.
Z: Off. (Zeynep Kerem'e bakarken ayağı takılır ve düşer.) Ayyy.
K: İyi misin? (Göz göze gelirler )
Z: İyiyim.
K: Bi iki dakka oturalım, ayağına bakalım.
Z: Iııı, kalkarım ben.
K: Bak saçmalama, sakatlayacaksın kendini. (Zeynep onu dinlemez ve kalkar) Peki sen bilirsin koşucu olan ben değilim sensin (Zeynep bu sefer Kerem'i dinler ve oturur) Bi hava alalım, bi iki dakka oturalım.
Z: Hava mı alalım? Ormandayız zaten
K: Neyse...Ohhh, İyi mi, acıyo mu, sıkınca acıyo mu?
Z: Acıyo tabi, niye sıkıyosun
K: Boşver ya oturalım biraz dinlenelim. Yiyecek var mı çantanda?
Z: Yok. Olsa da vermem zaten, geçen sefer aç kalmıştım.
K: Vaay, her şeyi de hatırlıyomuşuz.
Z: Ne yapayım, hafızam kuvvetli.
K: Hıı, ne güzel (Zeynep Kerem'i izler )
Z: Hadi gidelim artık.
K: Ya, bi otur, dur.
Z: Hayır. Ahhh
K: Gel buraya (Kerem Zeynep'i kucağına alır)
Z: Yaaa, napıyosun?
K: Valla hoşlandığımdan değil de, sakatlanmanı istemiyorum.
Z: Ben sana bayılıyordum sanki. Şurdan gidicez.
K: Valla abla karşının taksicisiyim, o yüzden tarif ediceksin
Z: Haha, çok komik.
ÖZLEDİM,ÖZLEDİK 💖💖