gülizar'ın çiftlikten ayrılmasına kadar hadi hiçbir şeyi eleştirmeyelim ama gülizar'ın gitmesiyle birlikte aniden her şeyin değişmesi o kadar anormal ki...biraz zaman geçseydi de gülizar çok da hızlı olmayan bir yükselişe geçerken onlar da yavaş yavaş sıfırı tüketseydi; mesela tuğrul'un kumarı filan bitirseydi o serveti. hem gülizar'ın gitmesini mi beklediniz, bu ne acele! koca sepetçi ailesinin bir anda 10 şiddetinde bir depremle enkaza dönmesi, babaannenin hizmetçi kadrosuyla birlikte gülizar'a verilen lojmana sığınması vs. doğrusu hiç inandırıcı olmadı. karun kadar zengin olan bir aile bir günde bu kadar mı acze düşer? o kadar zengin, saygın, itibarlı bir aile...hiç çevreleri, dostları filan yok. gösteriş meraklısı annenin parmağındaki yüzükten başka mücevheratı da yok. mesela şu nadan candan hanım kaldığı o berbat otelde yalnız kalacağı boş bir oda arıyor yatıp uyumak için. ha, ha, ha! kadın bulduğu boş odaya giriyor, kapıyı bırak kilitlemeyi, kapatmıyor bile. o odaya adamın birinin gireceğini hiç düşünmüyor yani. aha da birdi adam, belliydi ne baştan yuh diyorum artık. böyle senaryo olmaz. çağan irmak nasıl oluyor da bu kadar berbat bir senariste imza atabiliyor? seyretmeyeceğim bu diziyi artık. sey-re-de-mi-ye-ce-ğimmm!!!
şok! şok! şok! meğer her şey büyük hanımın bir oyunuymuş! meğer her şey gülizar'a burun kıvıran candan hanım'a, mine'ye ve tuğrul'a ders vermek için hayriye hanımın bir kurgusuymuş. işte gerçek senaryo. vay be! helal olsun hayriye hanıma! oyunu yazdı ve sahneye koydu. her şey onun istediği gibi gelişiverdi. iki günde candan, kızı ve oğluyla gülizar'ın ayağına geldi.

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.