aile bağlarının önemi, insan egosu ve hırsının nasıl gözleri kör ettiği ve değerleri temel alan bir yaşam felsefesinin önemi gibi ele almaya çalıştığı konular itibariyle oldukça güzel ve vakit harcayıp seyredilebilecek bir dizi. ancak her hafta 2.5 saati doldurmak için nasıl aksiyon yaratırız mantığı ile bu güzel konuları işleyiş biçimi oldukça sığ kalıyor ve inandırıcılığını kaybettiriyor diye düşünüyorum. yaşanan olaylarda mantık-sonuç ilişkisi doğru bir biçimde kurulamıyor her şeyden önemlisi iyi ve dürüst olmak salaklık ve beceriksizlik ve bu memlekette hiçbir kural nizam yokmuş gibi kötülerin her oyununun başarılı olduğu sunuluyor. mert’in kaybolması, çetin cinayeti gibi konularda emniyet teşkilatı ne yapıyor? velayet davası nasıl hemen 1 celsede bitiyor ve velayet kararı kolaylıkla yönlendirebilecek bir çocuğun tercihine bırakılıyor? polis gözetiminde bir hastanın odasına herkes istediği gibi nasıl girebiliyor ve polis bunu nasıl izleyemiyor? şirketlerin hisseleri halka arz edildiğinde tek bir kişinin bütün hisseleri alması durumunda spk ve rekabet kurumu ne yapıyor? ayrıca bir izleyici olarak öncelikle amerika’larda tek başına okumuş/yaşamış azra karakterinin bu kadar duygusal ve ezik olmasını, herkese iyilik dağıtıyormuş gibi sunulan ağır abi kadir karakterinin bu kadar sinsi, tuzak kuran ve şantajcı biri olmasını çok mantıksız buluyorum. umarım izleyenlerin bu forumlarda dile getirdikleri görüşler dikkate alınır, sadece türkiye’de değil dünyanın bir çok ülkesinde izlenen bu dizinin hak ettiği değeri ilgiyi görmesini diliyorum.

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.