iyi hoş ama biri çıkıp nurgül yeşilçay'a devleti aliyye diye bir şey olmadığını o adı geçen devletin devleti a-liye olduğunu. o a nın uzun okunması gerektiğini söylemeli . hoş bunlar konservatuarda öğretilir ama yeşilçay o dersleri asmış sanırım
ha bi de yeşilçay'a bunu söyleyecek yiğit kişi hazır eli değmişken yönetmene de uğrasa onun vasıtası ile bazı oyunculara da bir kaç ikazda bulunsa ve herkesin gördüğü bir kaç gerçeği onlarda görüverse. mesela osmanlıda emeklilik olmadığı gibi 4. murat bile olsa bir insan diğer bir insanı ( cismani ağırlığı olduğu gerçeğinden hareketle) kağıt mendil atar gibi surlardan atamaz. hiç bir fani (bu bir sultanın cariyesi bile olsa) suratı nar gibi kızarmış mangal kömürüne bastırılırken koyun gibi kafayı eğerek teslim olamaz hiç olmazsa ayıp olmasın diye birazcık direnir. ayrıca cariyesinin suratını ateşte dağlayan sultanda elindeki nesnenin hala yaşayan bir insana ait bir baş olduğunun farkında olur ve dahi suratına o acımasız ifadeyi vermekle yetinmez, olaya biraz bedenini de katar.
bunlar say say bitmez bu dizide ama son bölümde zindandaki yemişçi lakaplı haini öldürmekle görevli cariyenin kapıdaki nöbetçiyi kibarca öldürmesi ve nöbetçinin pek gönüllü bir şekilde ölüvermesi rezalet sahneler arasında açık ara birinci idi. o vakit seyretme kardeşim diyenler olabilir ama ben kolay pes etmem şu iki sorunun cevabını alana kadar izlemeye devam edeceğim soru1- prenses farya nın nedimesi ( nedime soylu bir kadına eşlik ve yardım edene denir) konuşma içindeki r leri telaffuz edebilirken, neden prenses kelimesindeki r yi frako aksanla söylüyor. soru2-dizinin içine aman bu iş çok ciddi oldu hadi biraz komiklik yapalım edası ile yerleştirilmiş hezarfen ve evliya sahnelerini yazanlar bu sahneleri komik buluyor mu.

Oy Ver

reklam ver • iletişim • © 2024 YazarOkur Dizi.