Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - geçtiğimiz iki bölüm hakkında içimde kalmasın
Kiralık Aşk
çiğdem
Bayan
edirne
8/10/1975 (50)
geçtiğimiz iki bölüm hakkında içimde kalmasın dediklerim... umarım sıkılmazsınız...
iki insanın aynı anda birbirini sevmesi, aynı anda aynı hislere akıyor olması mucize gibi birşeydi. defne ve ömerde kökü daha eskiye -bir köşe başı çarpışmasına- dayanan o mucizenin içine düştü. o zaman bedenen çarpışmış olsalarda yıllar sonra manu’da ömer’in defneyi izinsiz öpmesiyle ruhları da çarpıştı. o an’dan bu an’a çok fazla şey yaşamak ile aslında hiç bir şey yaşamamış olmak arasında kaldılar. sürekli engeller, tehditler, oyun, ayrılıklar, itiraf ve terk edilme! çok vakit kaybettiler. onlar yanyana değilken bile akılları, ruhları bu aşkla işgal altındaydı… hep sevgiliydiler... mesafelerin, uzaklığın, kavgaların hiçbir önemi yoktu onlar için. haber alamadıkları zamanlarda bile kalpleri aynı yerde, aynı ritimle atıyordu. bilerek ya da bilmeyerek çok kırdılar, acı verdiler birbirlerine, ama hepsi gelip geçiciydi, hissediyorlardı. “okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık “sevda” da boğulur…” demiş şair*. bu sevda da boğulacaklarsa varsın boğulsunlar. ama ne yaşarlarsa yaşasınlar aynı tarafta ve yan yana olacaklar. ne kadar savrulurlarsa savrulsunlar yine yörüngesindeler bu aşkın. olmayınca olmadığının, olduğunda da kıymetini bilmek gerektiğinin fazlasıyla farkındalar. artık, bu aşkı ziyan etmeye niyetleri yok. herkes kendi hikayesini yaşıyorken onlarında bu hikayeyi yaşama zamanı geldi-de geçiyor bile.
*cemal süreya
ele ele yürümeye, tamamlanmaya çalışırken yeni sorunlar çıktı karşılarına. ömerin kabuslar görmesi, uykusuz geceler geçirmesi… bunlar olup biterken defnenin aklında yalnızca ömer’in yanında yer alıp onun ilacı olmak vardı. ömerle yeniden sevgili olduğunu öğrenen ve bu durumu kabullenmeyen ailesine iyi olduğunu, ömerin ona iyi geldiğini anlatmaya çalışsa da anlaşılamadı defne! defne yanında yokken ömer nasıl kötü oluyor, iyi hissetmiyor, hastalanıyorsa defne de aynen böyle hissediyordu. ailesine göre ömer iyi gelmiyordu ona. işine gidip gelirken aklını karıştırıyor, gül gibi düzenini bozuyordu. “raydan çıkarıyordu” onu. defneye göre sadece işe gidip gelmek, sadece hayatta kalmak için nefes almak yani ömersiz geçen günler yaşamak değil “ot gibi yaşamak” demekti ve onunda raydan çıkmaya hakkı vardı. bu zamana değin bir kez olsun şikayet etmemişti ailesinin isteklerine karşı. çektiği acılarda ellerinden onlar tutup, baş ucunda onlar beklemişlerdi evet ama… artık herşeyi göze almıştı.. göklerede çıksa, yakıp kavursada bu aşkı yalnızca ikisi yaşasınlar istiyordu. onca engele, engebeye rağmen hep kalpleri birbiri için atıyorken yalansız başladıkları yeni hayat onlara neler sunacaktı yaşayıp görmek istiyorlardı ve bu en doğal haklarıydı… kalbi onların durduğu yerin biraz yakınından geçen anlardı bunu, durmazdı karşılarında. o kor başkadır. yakar kül eder.. sonunun acı bitme ihtimaline karşılık yine de yaşarsın. ne yani öleceğimizi bile bile yaşamıyor muyuz? her hücremiz hayattan sonsuz zevk alırcasına yaşamayı hak etmiyor muyuz?
ömer gerçekten iyi gelmiyor muydu acaba defneye? bu soruya benim vereceğim cevap defne ömersiz olmaz tıpkı tersinin olamayacağı gibi. zaten defne ömer’den önce sürekli işten kaçmaya çalışan, daima kovulan, mahallede kavga çıkaran arızanın teki değil miymiş? ne olmuşda içindeki potansiyel açığa çıkmış? ne olmuşda hayal kurmayı ve o hayallerinin peşinden gitmeyi, başarıyı öğrenmiş? ne olmuş da kendine güvenmeyi, kendini de sevmeyi öğrenmiş? “aşk” olmuş! başına ömer gelmiş. iyi ki de gelmiş. aşka düşen, aşk ateşiyle yanan iki yürek olmuşlar. defne tüm bu değişimleri yaşarken, kelebek gibi kozasından çıkarken ömer de çatlamasına izin vermiş kat be kat ördüğü duvarlarının. sakinleşip ehlileşmeye, insanları dinlemeye ve daha güzeli affetmeyi öğrenmeye başladı. aşk ile dokundukları her yeri, her işi ellerinde getirdikleri baharla taçlandırdılar.
elbette yaşadıkları acılar unutulur cinsten değilken ikisi de “bunları yaşamamız gerekiyordu demek” diyerek yola devam etmek istediler.. içinde küslük olan, başkalarını rahatsız eden bir ilişkileri olmasın diye uğraştılar… ikna edemediler. su akıp yolunu bulsun istediler, olmayınca da önlerine çıkan taşı çatlatmak gerekir dediler. her şeyi geride bırakıp yeni bir dünya kurmak üzere gitmeye karar verdiler, birbirlerinden başka kimsesi olmayan defne ve ömer. bu dünyada tanışıp, bu dünyada aşık oldular, tutuldular, sevdiler. birinin kalbi hep diğerinde atarken, mutlu olmak için gerekirse uzaya bile gitmeye hazırdılar. defne’nin ailesi bu ilişkiye sıcak bakmıyorken gitmek belki de en iyisi dediler. kapıyı çekip çıkarak sorunları da arkamızda bırakmayız aslında. geride bıraktıklarımız canımızdan önemli parçalarsa özellikle. yakar bizi bu yaşananlar. aklımız hep orada kalır. ömer tanır defneyi, bilir.. ailesi yanında değilken mutsuz olacaktır defnesi…sonra… sevdiklerini, anılarını bırakıp gitmenin öyle kolay olmadığına karar verip herşeyi zamana bıraktılar. öyle deniz aşırı ülkelere gitmeye gerek kalmadan halledebileceklerini düşündüler. kaldılar. hem aile yalnızca kötü günlerini değil mutlu anlarını da paylaşabileceğin insanlardan oluşurdu, bunu unutmamak gerekir. ileride yaşayacakları mutlulukları paylaşabilmek için kaldılar.
defnesinin yüzü gülsün, moral bulsun diye “defo akşamı” planlayan ömer defneyi ne kadar mutlu ettiyse beni de o kadar mutlu etti. görecekleri karşısında belki beni artık beğenmez diye düşünen defne ise bir o kadar güldürdü. ah be defonzo.. sen arızasın marızasın ama böyle saf, duru olduğun için, su gibi olduğun için sever seni ömer. defne yaprağı imajın hiç bozulmaz onun aşkla bakan gözlerinde inan bana. gittiğiniz mekanda salon adamı diye adlandırdığın ömer iplikçi tuhaf kaçmadı, hiç eğreti durmadı yani. tıpkı onun olduğu yerlerde, dans salonlarında defne onun kollarında nasıl mutlu ve rahatsa aynen öyle mutluydu ve rahattı o da defnesinin yanında. bu arada söylemeden geçemem, buraları terk edip gitmeye karar verdiklerinde defnenin bir kaş göz işaretiyle ne söylemeye çalıştığını anlayıp vedalaşmaya gelen şükrüye sarılan ömer detayı kaçmadı gözümden. güzeldi.
ve sorunu her ne ise onu halletmeye gideceğini söyleyen ömere sen en doğrusunu yaparsın diyerek sonsuz güvenen defneye karşılık, ömerde defnenin isteklerine kulak vermekle yetinmeyip ne karar verirse versin yanında kalmayı, ona güvenmeyi seçiyordu sonunda.
bu dünyada milyonlarca insan bir kez olsun sevda ateşine düşmeden, aşka değmeden başka dünyalara göçüp giderken defne ve ömer sevmeyi ve sevilmeyi karşılıklı yaşıyorlar. bizlerde kaç haftadır buna şahit olduk. kendi adıma konuştum bunca zaman. yine aynen öyle devam edeyim. bazen bir an bütün bir ömre bedel olur dediniz. ben de sizler gibi “o anın” içindeyim. tüm hissettirdikleriniz için, aşkın güzelliğini hatırlamamı sağladığınız için, görmesemde yeryüzünde hala güzel insanların var olduğunu gösterdiğiniz, yaşattığınız için çok ama çok teşekkür ederim.
notlar:
koray: ilber hoca taklidine ayrı, sinanın teklifini megafonla bozuşuna ayrı güldüm. ama niyeyse “ay tam siz evlenirken gelin hayır der ve gider bizde bir ay bunu konuşuruz diyen zevzekliğine çok güldüm. sağolasın onur büyüktopçu
pamir: hoşçakal! ne için geldin sonra böyle evrilecekmiydin kestiremiyorum tam olarak ama güzel bir renktin dizide. sana hep temkinli yaklaştım. ama fitili ateşleyen rolünle iyi ki geldin. bu yüzden de seçkin özdemir’e kendi adıma çok teşekkür ederim. yolu açık olsun
iso: sana da bir gün kader güler inşallah diyorum, olacakları kestiremiyorum.. kerem fırtınaya seni hayat buldurduğu için çok teşekkür ediyorum.
sinan: tek hayat acemisi sen değilsindir emin ol. sevdiklerin her an gider diye anksiyetende tutmasın. gelecek günler güzel olacak diye hayal etmeye devam. salih bademci iyi ki buradaydın, iyi ki o parlayan oyunculuğunu izleme şansına sahip oldum. teşekkürler
benim için beklenmeyen bir zamanda bitiyor da olsa bu diziyi bizlere sunan kimler varsa işin içinde hem ruhumun hem kalbimin güzel bir yerinde saklı kalacaklarını bilsinler isterim. ellerine, yüreklerine ve emeklerine sağlık..
Paylaş
Oy Ver
Gün içinde sadece bir kez puan verebilirsiniz!
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz