Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk
Yapımcı: Ortaks Yapım, Melda Perahya Yalçın, Mehmetcan Yüksel
Yönetmen: Şenol Sönmez
Senarist: Meriç Acemi
Elçin Sangu
Barış Arduç
Salih Bademci
Puan: 8.1 / 10 | Oy: 33740
Yorum: 44994
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Kiralık Aşk Oyuncuları
Elçin Sangu (Defne), Barış Arduç (Ömer), Salih Bademci (Sinan), Levent Ülgen (Necmi), Nergis Kumbasar (Neriman), Ferdi Merter (Hulusi), Melissa Giz Cengiz (Esra), Osman Akça (Serdar), Hikmet Körmükçü (Türkan), Kerem Fırtına (İsmail), Sanem Yeles (Nihan), Onur Büyüktopçu (Koray), Müjde Uzman (Seda Berensel), Seçkin Özdemir (Pamir Marden)
Test
Yarışma
Anket
Kiralık Aşk Özeti
Yönetmenliğini Metin Balekoğlu’nun yaptığı Star TV’nin yeni dizisi Kiralık Aşk izleyenlere çok farklı bir aşk üçgenini sunuyor.
Başrollerinde Elçin Sangu, Barış Arduç, Salih Bademli'in yer aldığı dizinin senaryosunu Meriç Acemi yazıyor.
Defne’nin kalbinde bir aşk vardır fakat kapışana gelen şans onu baştan çıkartır ve bu 6 aylık oyun tarzında iş teklifini kabul eder. Yapması gereken 6 ay için zengin bir iş adamının kalbini çalıp kendisine aşık etmektir. Bunu yapabilmek için de aşık olduğu adamdan yardım ister ve ikili bunu gerçekleştirmek için işe koyulurlar. Fakat zamanla işler karışmaya başlar ve iş olarak başlayan bu oyun bir aşk üçgenine dönüşmeye başlar.
Kiralık Aşk Yorumları
<< önceki 44844 yorumu göster
fragmani izledim film muhteşem birbirlerine öyle guzel bakıyorlardı her ikiside harika...sabırsızlanıyorum...sosyal medyada gösteriyor...15 kere istemişimdir.başka oyuncularda bu elektrik yok yani...iyi degerlendirirlerse hem onlar hem biz mutlu oluruz.başarılar...harikalar ..bol giseler ...
ayfo
06-10-2017 13:43 !! ++
perilerim ben buradayım, uzun bir ara verdim çok şükür her şey yoluna girdi, eşimin sağlık durumu şimdilik iyi ancak 12 aralıkta tekrar bir müdahale olabilir, onu da zaman gösterecek. hepinizi okuma fırsatı buldum, sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. yazamadım diye buralardan kaçmadım, hep sizinle beraberdim. tamer bey yazılarınız o kadar muhteşem ki yazacak kelime bulamıyorum. yüreğinize kaleminize sağlık. selamlarınızı aldım sağolun. ben perim şiirlerini okurken bende o şiirlerin içinde oluyorum ne güzel yüreğin var canım benim. figenim neşe kaynağım, bu havalardan korun sana iyi gelmez, zorunlu olmadıkça evden çıkma, mümkünse evde okaliptüs veya viks buharı yap. nefesine iyi gelir ayrıca mikreninin azalmasını sağlar. kendine iyi bak canım. türkan hanımdan haberler nasıl bende merak ediyorum inşallah güzel haberlerini alırız.tüm güzel perilerim, hepinizi özlemişim. hepinizden özür diliyorum birkaç cuma geçti sizleri ağırlayamadım ama telafi edeceğim mutlaka, beni affedin.perilerim ben teaseri beğendim, yine aşk kokuyor. zaten filmde dolu dolu aşk yaşanacağını söylemişlerdi çünkü romantik komedi.inşallah altın kelebekte de ödül alırlar. çıkan dedikodular birilerinin dürtmesidir, prim yapmak için elinden geleni yapacak , böyle haberlerle gündemde olmayı beceriyor fırsat vermemek lazım. hepinize güzel hafta sonları diliyorum keyfiniz bol gönlünüz serin olsun hayat hepimize güzel, sizleri çok seviyoruuum kıbrıslı
07-10-2017 15:37 !! ++
fragmanı çok sıradan buldum.. çekici herhangi bir yeri yoktu.o sahnelerin olduğunu paylaştıkları fotolardan görmüştük.. asıl fragman önümüzdeki hafta diyorlar ama ben ilk fragmanı olay fragman olarak görmek isterdim.
seyircinin istediği sahneler ve fazlası bu fılmde vardır.. yakınlaşma olmaz bugra yazıyor demeyin tam tersi gelecek bence..
ispat çabası derim böyle sahneler gelırse...
fanların yaptığı çoğu shop sahnelenmıs...
örnek verecek olursam...
*gun batımından bir foto.
*bısıkletli sahne...
fanlar paylaşmış bende o şekilde hatırladım...
Love • 07-10-2017 21:57 !! ++
tamer bey çayınız için teşekkürler kurabiyeler benden olsun.elimden geldiği kadar yazmaya çalışıyorum ama bilmiyorum hayatımda birşeyler istediğim gibi gitmediği için biraz neşesizim diyebilirim ama inşallah toparlıycam sizlerinde desteğiyle her şey için teşekkür ederim... kıbrıslı iyi haberler aldığım için çok mutlu oldum önerilerini dikkate alıcam sağol ...yay kadını kahveler için ellerinize sağlık...ben peri tabii dinliycem ve dinlerken senin yazdıkların gelince anılar sohbetler havada uçuşucak zaten bazı şiirlerini telefonuma kaydediyorum arada okuyorum iyi hissediyorum kendimi...herkese iyi geceler 🌜⭐⭐⭐⭐
Figen • 07-10-2017 22:13 !! ++
verilen fragman değil,küçük bir tanıtım reklamı..gerçek fragman haftaya çıkacakmış,film güzel olacak eminim.zaten romantik komedi keyifli olur,üstelik bu ikili ne tür filmde,dizide oynarsa oynasın ikisinin yanyana olması yeter.seda
07-10-2017 23:08 !! ++
serin yağmurlu bir pazar gününden günaydın...
ben film yazısında sıralamıştım işleyiş nasıl olur diye ..tekrarlıyayım ..en vurgulayıcı olanlar gösterime gireceği zamana yakın olur ilgi uyandırılır ...
kısa tanıtımda ne var ..ipucu..ne seyredeceğine dair ipucu var ...
isminden belli mutluluk var .. öküzleri böğrümüzden aldık saldık gitti ..
komedi kısmından örnek gördük ...daha genişi kısa zamanda verilir bu her yerde döner tv,net ,sinema salonlarında oynayan filmden önce görücüye çıkar ..bizim ikili ve yönetmen sanıyorum etkili rolü olan yardımcı oyuncuda olur söyleşilere katılırlar ...başlarlar artık film bitti ...
yani malzeme bol olur ...
çocuklar dürüst olalım dedi ama çoğu kişi kızınca beklenti devam ettirildi
şartlar böyle ..kimse onca emeği heba etmek istemez ..peki tersi olsaydı ne olurdu ...yani sadece sanatıyla ilgileniyoruz bize ne denseydi ...
o bardakta fırtına kopmazdı ...beklenti karşılandı hadi bakalım buyurun sinemaya ...beklentileri görmeye ve malzemeleri toplamaya ..
ilk gösterimden çıkan kadın oyuncu şunu der mi ..
ama dünya hala yuvarlak ve dönmeye devam ediyor ...
...
love nin etkili tanıtımla başlanma fikri burada pek uygulanmıyor ama net yeni yaygınken blair cadısı filmi için bir tanıtım yapıldı tek bir plan vardı yüzüne fener tutulmuş bir genç kızın soluk alıp verişlerinden ibaretti ...
amatör bir film patladı en vurgulayıcı sahne oydu ...ve filmde cadı yoktu . devam filminde vardı ama kimse yutmadı ...tanıtım yüzünden gelen başarı değil kandırmaca idi ...kötü bir film büyük gişe yaptı ...
...
fanlar akla hayale gelmedik shop lar yaptığı için kaçarı yok her sahne tanıdık gelir ...
...
peri hanım kahve eşliğinde yazmak iyi geldi teşekkür ederim ikrama ...
...
havalar soğudu kalbimiz sıcak kalsın mutlu pazarınız olsun...
...
tüm hastalarımıza şifa diliyorum ...
tamer...
türkan ablanın oğlu ..kardeşim...
haber için teşekkür ederiz ..bizi habersiz bırakma olur mu ...
annen için dua ediyoruz umarım sağlığına kavuşur ...
kalben yanında olduğumuzu iletirsen memnun oluruz ...
rabbim derdi çekene de bakana da güç kuvvet versin ...
tamer...
08-10-2017 15:54 !! ++
evet biz mucizelere inanıyoruz, dizimizin sloganı bu. hiç vazgeçmeyeceğiz, sevgimizden sevdiklerimizden. türkan abla da bilir bunu. oğluna çok teşekkürler bizi haberdar ettiği için. dualarimiz türkan ablamiz ile. allahtan acil şifalar diliyoruz. koskocaman sevgiler türkan ablaya ve tüm şifa bekleyen hastalara.
filmimiz çok az kaldı 10 kasım da inşallah sinemadayım. çok merak ediyorum ada ve mert nasıl bir uyum içinde. özledik onları, ömer ve defnemiz, ada ve mert olarak gözümüze nasıl gelecek.
nihalce • 09-10-2017 02:05 !! ++
kayıp kentin insanları...
“zaman ki sonsuzdur
bitmemiş şiirler gibidir.
bazı hüzünleri
bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
isteğin bulanık kıyısında...
ilhan berk..
böyle bir mevsimdi... yıllar önce çalıştığım atölye önünde bir öğle molasında şiddetli yağmurun oluşturduğu kaldırım kenarından akan derecikleri seyrediyorduk ezgin dayı ile ...
sularda sürüklenen yapraklardan iki tanesi tam önümüzde takıldı ..
görüyor musun bizim gibi onlarda burada kaldı ,hayat buna benzer sürüklenirsin oradan buraya dedi ...
anlattığı yeşilçam filmi gibi hikayesini hiç yazamadım ..
hayat hakkındaki söylediği tespitleri aklımdan hiç çıkmadı ...
bizler de hayat dalgaları içinde sürüklenirken burada takıldık ...
dünyanın dört bir yanından burada toplandık, bir ara buraya geliş öykülerini herkes yazmıştı ...geliş kadar kalmak da önemli nedir tutan insanları ...önceleri dizimiz farklı bu yüzden dendi dizi biteli uzun zaman oldu ...ve sayfa yerinde...dizi devam eden sayfalar da bile günlerce yorum yazılmıyor ama burası hiç boş kalmadı ...o sayfalar da isim çok az burada tam tersi isimsiz az ..üstelik burada farklı konular da yazılar yazılabiliyor ...
çölde gizli vaha gibi varlığımız gizli ..sayfa da adımız yok artık ...bizi bilen biliyor ..kayıp kentin insanları gibiyiz ...
dizinin diğer adı mucize idi arkadaşlar arasında, aşkın mucizesi ...
oysa sanal alemin mucizesi bizleriz ...ömer mert oldu, defne ada ...
sanal olan onlar biz değiliz ...türkan abla sanal olmadığımızın kanıtı ...
duyan geldi yürekleri burada idi ...içimiz pır pır kuşlar gibi iyi haberini bekliyoruz ...umut bizim biriktirdiğimiz tek sermayemiz ...
ellimizde hastaya götürülen yiyecekler olmasa da gönüllerimiz de sevgi dudaklarımız da şifa dilekleri vardı ..
şen şakrak dizi izlediğimiz günler de yine hastamız ve düğünlerimiz oldu ve ilgilendik ..doğan bebeklerimiz neşe kaynağıydı ...
ben diziyle bağlantılı yazmıştım anne ve mahalle yazısını ...öyle başladı anı yazıları herkes mahalledeymiş meğer ...
unutamadığım bir kış yazım vardı çok sayıda arkadaş kış anılarını yazdı ..
hiç kendinden bahsetmeyenler vardı içlerinde ..sayende çocukluğuma döndüm diyen de oldu ...oysa içimizde bir çocuk hep vardır biz görmesek de ... ben bunu çocuk halimle anlamıştım.. yine bir kış günü mahalle kadınları merdivenlere sıralanıp kaydıklarında içlerinde güldüğü nadir görülen ağır teyzeler de vardı.. ve çocuk gibi neşeliydiler , içlerinde yaşayan çocuk karın cazibesine kapılıp dışarı çıkmıştı ...
benim yazımda unuttuğum ayrıntıları da yazmışlardı ,mahalleye kar yağmıştı ve hepimiz çocuk neşesiyle ellerimiz donana kadar oynamıştık,
sonrasında sıcak soba etrafında toplanıp ellerimizi ısıtmıştık soğuktan sıcağı gören parmaklarımız sızlasa da biz yine gülmüştük ...
yine kış geliyor kar yağdığında içimizdeki çocuklar yine serbest kalır ...
gerçi benimki hep özgür ben onun içinde yüreği yara bere içindeki adam gibiyim ...bir gün hanım ninenin bahçesindeki gibi ışıklı bir yerde annem ablam babam ve tüm akraba ve tanıdıklarımın olduğu halde kolunun altında topla kan ter içinde kapıdan girerse o çocuk ve bu sefer karanfilleri onlar uzatırsa neredesin seni bekliyorduk diye...adam ve çocuk orada vedalaşırlar ..
ben vedaları iyi bilirim her anı yazısı bir vedadır aslında ..ve selamdır geçmişte kalana... yüreğinden çıkarıp özenle bakıp içeriye akıtılan gözyaşları eşliğinde yerine koymak gibidir bir bakıma ...
yüreklerimiz bizi bir arada tutuyor.. dostluğumuz ..bu yüzden kaygılarımız .
sevdiklerimize bir şey olmasın tedirginliği ...sadece yazıyla ulaşabilmenin sıkıntısı yüreklerimizde ..
oysa türkan ablanın elini tutup abla yanındayım buradayım derdim ...
genç kardeşlerimin sıkıntısında yanlarında olmak isterdim nedir keyfinizi kaçıran,sizi üzen derdim sanki başıma hiç gelmemiş gibi ..
ama sanal olunca yazması zor olanlar var ...anlamasına anlıyorum ama tedavi kısmı insanın kendinde olana ancak moral verilebilir o da ulu orta olmaz ...sadece zaman diyebilirim çünkü yara içeride olunca merhem zaman oluyor ..ben kitap okuyarak aştım alışkanlığımın faydasını gördüm
birde sinema tutkunuyum büyük şehirde seçenek olduğu için şanslıydım ...
dostluk bizim hamurumuz ..birbirimize kaygımız bu yüzden ..aynı zaman da sevgimiz de ikramlarımız da sahici ben önce ki yazımı yazarken okumuştum çay ikramının içildiğini kurabiye isteğinin karşılandığını ve o anda elimde olan kahveyi mutfakta kimin yaptığının önemi yok kahve elimde niyetlenen de yaptı sayılır ..niyet esastır ...
zor süreçten geçen hastalarımız var bunu da atlatırız ...
sermayemiz umut, hamurumuz dostluk, dualarımız kalben olduğu sürece atlatırız ...inanıyorum ...
tamer...
10-10-2017 02:55 !! ++
abi...
ankaradan abim geldi
içimi kemirir durur zaman
olur olmaz bir yerde
olur olmaz sorular
açılır zaman zaman bir kapı
olur olmaz bir yerden
olur olmaz bir yere
bir sinemanın önündeyim
siyah beyaz bir film varmış
annem babam beni çok severmiş
ankara’dan abim gelmiş
evde bir bayram havası
annem babam beni çok severmiş
dağılır duman duman bir ömür
olur olmaz karşımda
olur olmaz geceler
karışır mesafeler o anda
olur olmaz uzaklar
olur olmaz kısalır
kadıköy’den istanbul’a
ilk avare akşamlar
alnımda ergenlikler
ilk aşkı müjdelermiş
annem babam beni çok severmiş
bir sinemanın önündeyim
siyah beyaz bir film varmış
annem babam beni çok severmiş
ankara’dan abim gelmiş
evde bir bayram havası
annem babam beni çok severmiş
of annem, annem
ilhan şeşen...
gurup gündoğarkenin hüzünlü parçası çok kişiyi etkilemiştir ankara'da abisi olmayanları bile ...
benim bir abim var ve ankara'dan geldiğinde bayram havası olurdu evde ..
gerçi öğrenciliğinde bir kaç il gezdi sonunda ekmek başka ilde olunca giderken hüzün gelince sevinç olurdu ...
kardeş olunca yaş farkından küçüklükte onun seninle anıları daha net olurken seninki kopuk kopuk olur hatırlama yaşına kadar böyledir ..
hayal meyal hatırladığım bir ege nahiyesinde kayboluşumuz daha doğrusu herkesin böyle düşünmesi ..
amcam nahiye müdürlüğü yaptığı için ortalık ayağa kalmış biz tren istasyonuna tren seyretmeye gitmiştik abim götürdüğü için azarı o işitti ...
aklımda bacasından yoğun dumanlar çıkan kükreyen dev gibi tren kaldı ...
dışarıda oynarken ona emanettim ve uslu çocuklar da yaramazlık yapar...
bozkırdaki son yazımızda kılıçlı kalkanlı bir oyun oynadık mahalleler arası başlı başına ayrı bir yazı konusudur.. onun hazırlık aşamasında marangoz akrabamıza yay yaptırmış kınnap iple telini bağladı balmumu sürdü bunları anlatarak yapıyor ip çürümesin onun için diye okun ucuna çivi yerleştirdi iyice sabitledi tehlikeli bir oyuncağımız oldu ...
meraklı bana vermiyor eski köşe yastığını bahçedeki dut ağacına bağladı
atış talimi yapıyor ama büyük bir sorun vardı kör nişancıydı ...
bir türlü vuramıyor ben atayım dedim neden sonra al sanki vuracaksın dedi ...attım vurdum kızdı öne geldin dedi adımladı buradan at diye geriye götürdü oradan da vurdum şans işte diye elimden aldı ...
askerdeki albayıma göre şans değildi ...ama çocukluk işte o günlerde hırs yaptım sürekli talim yapıyorum o bahçede değilken ..
bir gün bahçenin en uzak köşesindeyken onu vurup vuramıyacağım aklıma takıldı mesafeyi ayarladım yayı havaya diktim oku çektim ve bıraktım süzülerek gitti aman demeye kalmadı ayağından vurdum ..
bir feryat annem bahçeye fırladı abim öfkeli topallıyarak üzerime geliyordu annem durdurdu ..ben küçüğüm ne bilirim yayı o yaptı ...azarı da işitti..
unutmadı annemin olmadığı bir zamanda bende seni vuracağım dedi dikti karşısına attı vuramadı,bir kere atma sözü aldığım için kurtuldum ...
bozkırdan o yaz taşındık ama o gelmedi teyzemlerde kaldı bir ay sonra geldi bir ay içinde onu çok özledim geldiğinde sarıldım ..
zıt kardeşleriz biz ..huylarımız farklı fizikte tutmuyor ..ömerle sinan gibiyiz
tek fark o esmer ben beyazım ...anneme çok benzer ..huy olarak ta ben benzerim anneme ...
rol modelim oydu ...tuttuğu futbol takımını tuttum ...ilk giyim kuşam derslerini ondan aldım ...başımdaki kavak yellerini ilk annemle o farketti ..
yapı farklı olunca öğütlerini tutamadım sevdayı umursadım ...acı çektim ..
şimdilerde bir romantik de onda var oğlu için sana çekmiş dedi ...
edebiyat resim merakı ondan bulaştı ilk şiir kitabını o verdi ...
ressam olacakken istikbali belli değil diye mühendis oldu ..evdeki sanatçı oydu ,zanaatkar ben ...benden sinema alışkanlığını aldı ...zıt olmamıza rağmen kardeşten çok arkadaştık ...
sırlarını sakladım ..yakışıklıydı güzellik gibi o da başa bela aramızdaki fark ilgiye karşılık vermesi diyebilirim ...annemi bu konuda üzdü kalp kırmayın demesine rağmen akıntıya kendini kaptırdı ..o yüzden okulu çok geç bitti toplumsal olaylar da etkiledi ..ben hayata erken atıldım ...
aynı yıl evlendik ...ilk çocuklarımız aynı yıl doğdular ikincileri de ve cinsleri de sıralı aynı ...
ünlü tatil şehrinde görevliyken yazları yanına çağırıyordu gidiyordum oda görevle yakın yerlere gelince uğruyordu ..
tanıyıp sevmeyeni yoktu ..çay bahçesinde buluşma sözü verdiğimiz ortak arkadaşlarımıza göre buluşma saatine uymadığı için onlarda geç gelmeye başlamışlar bir türlü toparlanıp çıkamazdı evden ve bunu bildikleri için onlarda geç gelirmiş ben özür dilediğim de ortaya çıktı ama kızmazlardı etrafa neşe saçtığı için abin bu ya onuda öyle idare ederiz derlerdi ..
hastalıkla randevuya erken gitmesine alışamadım ..huyu değil çünkü...
kolay gitmeyecek bir dertle uğraşıyor ..zorlu bir süreç bu ...
sanki çocukluğumuzdaki gibi elinde ok yay karşımda duruyor ve kalbime nişan almış vaziyette ...dua ediyorum yine vuramasın ...
gönlüme aldığım insanlarda hasta sayısı çoğaldı ondan gönül telinin titremesi ... etme beni tek bırakma diye içimden geçiriyorum gerçi sabaha senetimiz yok ama kardeşler birbirini hisseder derler ..hissetmesini umuyorum ...diliyorum ..
rabbim tüm hastalarımıza dayanma gücü şifa versin ...
tamer...
14-10-2017 03:53 !! ++
fragman cıktı.
bence güzel bir fragman hazırlanmış ama, shoplardan olduğu için bazı sahneler bana pek ilgi çekici gelmedı...
açıkçası ben bu filmin senaristin şu gordugum fragmandan dolayı senaristler yazmış demem.seyırcı yazmış.oyuncu oynamış derim.. fanların istediği herşey var fragmanda...:)
gelelim oyunculara...
elçinin hala bazı sahnelerde kasılma olayı var.yada duruşu öyle bilmiyorum ama bariz göze batan yerler var..(bana gore)
barış da romantik sahnelerde çok ıyı..komedı yönünden de kendini iyi gelıstırmıs..acıkcası yakısmıs...
son olarak fragmanda ufaktan romantik sahneler gosterılmıs..ben dahası olduğunu düşünüyorum. beklentim yüksek o yonden...
komedi yönü de bütün oyuncuların çok iyi.. çok geleceğimiz sahnelerin olduğunu düşünüyorum..
cengiz-barış muhteşem ikili olmuş.. elbet zaten muhteşem..
bu film gişe rekoru kırar...bunu da herkes tahmin ediyordur zaten..:)
herkese iyi aksamlar...
Love • 20-10-2017 20:15 !! ++
ben izledim meriç hanımın projesine destek vericeğimi söylemiştim zaten ilk bölüm güzeldi...iyiyim ben peri sağol sen nasılsın ... teşekkür ederim tamer bey iyi dilekleriniz için...herkese selamlar hasta olanlara acil şifalar diliyorum ...turkuaz nerelerdesin...
Figen • 27-10-2017 14:39 !! ++
gazi...
ben onu dünya gözüyle gördüğümde o beni gönül gözüyle görebiliyordu ..
elleri ayakları yara iziyle dolu idi ..şarapnel parçaları isabet eden yerler olduğunu babam söylemişti ..savaş yıllarında kaptığı mısır humması olduğu söylenen görme kaybı zaman içinde gelişmiş ben tanıdığımda görmüyordu ...elleriyle yüzümü incelerdi her gittiğimde ...
hüzünlü hikayesini o yıllar da bilmiyordum bilsem de anlayamazdım ...
onunla ilgili anılarım çok az buğday ambarının üzerindeki terasta oturuyordu geniş bahçenin karşısındaki eve giderken elinden tutardım sonraları anladım kendisi ezbere biliyordu torun sevgisi olsa gerek benimle geçmeyi isterdi ...
büyük babam çok zor yıllarda yaşamıştı ilk gençliğinde trablus ve yemen taraflarında çarpışmış kısa süreliğine köyüne döndüğünü o bilmiyor sadece o değil kimse bilmiyor yaşı geldi diye evlendirmişler ...milli mücadelede tekrar cepheye koşmuş o zaman doğan oğluna çok sevdiği komutanın adını vermiş kemal olsun adı demiş ...
savaş kazanılmış bir çok arkadaşını kaybetmiş kader bu yine yaralı dönmüş köyüne savaşcı gazi çavuş ...
evine gelmiş hoş beş herkes durgun eşi ortada görünmüyor nerede deyince annesi kader oğul bir hastalık geldi kaybettik demiş ..
yaralı bedene gönül yarası da eklenmiş ...
parçalanmış aile tek onun değil ülke bu halde olunca yaşam mücadelesine kaldığı yerden başlamış ..
o günlerde gün aşırı biri ziyaretine gelmeye başlamış..
yüreği yanık bu anne yakın akrabası amca oğlunun annesi imiş..
geri gelmeyen oğlundan bir haber var mı umudu ile soruyormuş ..
beraber oynadığı aynı zaman da evlendiği amca oğlu haber alınamayan akıbeti meçhul askerler den biri ..ama ana yüreği dayanmıyor bir umut peşinde ..hali perişan yengesine gelmediyse şehit düşmüştür diyememiş kasabaya inmiş sormuş şehit haberi yeni gelmiş kasabaya acılı anneye haber kağıdını götürmüş ...vatan sağ olsun diye gözyaşları içinde bağrına basmış kağıdı acılı anne ..
bir süre sonra büyükler bu böyle olmaz tekrar evlen demişler ve amca oğlunun geride kalan eşini söylemişler ..
yenge bildiğini eş almak kolay değil çaresizlik var acılı anne olsun istemiş hiç olmazsa yadigar bıraktığı torunum göz önünde olur demiş ..
aynı durum şehidin eşi içinde geçerliymiş istemeye gelenler var abi bildiği birini kabul etmiş yaban yere gidip çocuğunu ziyan etmek istememiş ..
sade bir toplantıda nikahlanmışlar çift kanatlı kapıdan gelin olarak girmiş
çekik gözlü pembe yanaklı genç kadın... benim çok sevdiğim baba annem de tüm ülkede bedel ödeyenlerden biriydi ..
kolay kazanılmadı bu topraklar her karışında kan var gözyaşı var ...
o yüzden çok kıymetli cumhuriyet ...
bedel ödeyenlere...
tamer...
29-10-2017 15:07 !! ++
ufak tefek cinayetlerin ilk bölümünü beğendim.takipte olacağım.buradaki arkadaşlarla tekrar buluşacağımız bir sayfamız daha olsa ne güzel olurdu.ka gibi olmaz ama bekleyelim bakalım.barış arduc ve elcin sangu gibi olmaz . yeni cektikleri filmi izleyenler biraz bize anlatsa ne güzel olur. buraya yazan var ama kısa geciyolar.neyse daha fazla bilgi verilirse ben sevinirim.tekrar aramıza dönen arkadaşlar var ne güzel, hasta olan ve hastaları olan arkadaşlara şifa diliyorum.
gunay
29-10-2017 19:08 !! ++
iyi geceler...
peri hanım atilla ilhan şiiriniz dokunaklı okudukça sanki "külleri savrulanlardan" biriyim hissine kapıldım son zamanlardaki vaziyetim böyle diyelim ..elinize gönlünüze sağlık yazıma yorumunuza teşekkür ederim ...
...
figen hanım ..yorumlarınız için teşekkürler ..yazılarınızı bekliyorum ..
ama şu gönül hoşluğunu yakaladığınız da ..
...
günay hanım herkesin bir arada olacağı sayfa olur mu sanmıyorum ama olursa güzel olur ...ben bahsi geçen diziyi izlemedim yazarla dünya bakışımız uymuyor..
çoğu kişi orada buluşursa arkadaşlar sevindirici olur ...
üç diziye bakabildim ve yorum yaptım çukur dizisi için kapsamlı yorum yapacağım ..ver elini aşk dizisini izliyorum hafif seyirlik sıkmıyor diyebilirim...tutsak dizisi çok sürmeyecek gibi duruyor ...
...
kıbrıslı hanım ..nazik sözlerinize ve desteğinize teşekkür ederim ..
kahve ikramı için sağ olun ..hazan mevsimine uygun yaprak dökümü sürüyor türkan abla ve iki yakınım bir tanıdığımı sık arayla uğurladım
tanıdığımın öyküsünü bir ara yazarım ..hayat normal akışında devam ediyor bana rüzgar sert vurdu diye düşünüyorum her ne kadar belli etmesem de normal davransam da eşim dalıp gidiyorsun dediğine göre başarılı sayılmam bu konuda ..insanın içinde gönül defteri var ya sanırım bendeki iki tane birinde fani dünyada olanlar diğerinde ebediyete gidenler ve gidenlerin defteri son zamanda kalınlaştı gibi...
yazılarıma gelince isimsiz bir arkadaş iki kişiyle nereye kadar demiş
sorunun yanıtı bende değil sevgili derin hanımın tespitiyle"sonsuz sadakat" timsali peri hanım yazdığı sürece açık kalır ...
bir kayıp yaşadık bir kalabalık oldu baş sağlığı dilendi ve gidildi ..
yük tekrar ev sahibi peri hanımın omuzlarına bindi ben elden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum ancak bu aralar kendime hayrım yok üzgünüm beni anlayacağını umuyorum ...
...
habersiz kaldığımız tüm hastalarımıza şifa diliyorum ...eğer okuyorsanız
lütfen cevap verin...türkan abla ve sevgili oğlu her aşamada bilgilendirdi tekrar teşekkür ederim kardeşime ...kanadalı ve papatya hanımdan da hayırlı haber almayı bekliyorum...
tamer...
31-10-2017 03:53 !! ++
nedense meric aceminin yeni dizisi 4 kadin - 4 erkek bir filme gonderme gibi geliyor. dizinin adi da manidar bence
02-11-2017 11:15 !! ++
uzun bir aradan sonra merhaba. inşallah tüm arkadaşlar iyidir. filmin vizyona girmesine az kaldı. bugün düetlerini dinledim. cok güzel söyluyorlar. uyum derim başka bir şeyde demem. bana terapi gibi geldi. filmi sabirsizlikla bekliyorum.
02-11-2017 11:48 !! ++
ben de mucizelere inanıyorum, insan hiç bir zaman ümidini yitirmemeli . güzel yürekli perilerim, dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum, sizleri çok seviyorum. kahveleri yine içeceğiz, en güzel ikramlarımı sizler için gönülden yapacağım. figenim fıkran çok güzel güldürdü beni allah da seni öyle güldürsün neşe kaynağım. tamer bey yazınız için teşekkürler siz gerçekten gönlü yüce bir insansınız. yazılarınız daim olsun, abinizin durumu nedir haberdar etmeyi unutmayın. sayfamıza gelen arkadaşlar hoşgelmişler. 29 ekim benim doğum günümdü , cumhuriyetimizi de beraber kutladık. ama en güzel kutlamam da eşimin sonuçlarının temiz çıkması oldu bunu sizinle paylaşmayıp da kiminle paylaşayım. ayni gün haber geldi inanın sevincimi anlatamam. hepinizin duaları güzel dilekleri işte bu sevinci getirdi, çok teşekkürler .allahım hastası olanlara hasta olanlara şifalarını versin. sizlerede sağlık mutluluk ve huzur dolu güzellikler içinde uzun versin. hemşehrim şiirlerinle bizi yakıyorsun, her şiirin ayrı bir güzel anlamlı, yerlerine tam uyuyorlar. ellerine sağlık. bu akşam sizinle sevincimi paylaşmak istedim kadim dostlarım, kendi güzel gönlü güzel perilerim iyi akşamlar. çiftimize değinmeden geçemiyeceğim, düet bir harika, filmi merakla bekliyorum , vogue dergisindeki görüntüler de bir harika yapılan röportajda birbirlerine övgü yağdırdılar sanırım bunu arkasından başka bir proje daha gelecek. filmin hikayesini de barış yazmış.hadi şimdi hoşça kalın hepinize kucak dolusu sevgiler. kıbrıslı
03-11-2017 00:57 !! ++
uzuuun uzun yorum yapasım var...
afişler çıktı.
tanıtımlar çıktı.
bol foto geldi.
üstüne düet ve video klip geldi.
atladıgım varsa ekleyin lütfen...
1-) ben tekli afişlerde mert'i yanı barıs'ı begenmedim. bi tuhaf durmuş.yapılı oldugundan kaynaklı diye düşünüyorum ama tam olarak çözemedim..
2-) tanıtımlar hakkında fikrimi zaten söylemiştim. seyiirci ister ekip uygular durumu olmuş..binevi yazar seyirci oyuncu,senarist birleşimi..
3-)fotoları begendım. özellikle cengiz-barış sahneleri bayagı güldürecek gibi görünüyor..:)
4-) klibi beğendim.. çekimler..vs çok hoş olmuş.şarkı da çok çok güzel... oyuncuların klip içindeki hal ve hareketleri de bayagı sempatik olmuş.. belli kurallar çerçevesinde gitmeye çalışıp,bir o kadar da gidememişler... biraz ciddi,biraz samimi,biraz utangaç,biraz gerçek... hoş olmuş ...
5-)galalar...
gala tarihleri açıklandı.öncelikle yurtdısı galaları açıklandı.neden bir anda bütün gala tarihleri ilan edilmez onu anlamış değilim.düzenli işleyiş yok mu?
neyse yurt dısı gala tarihlerinin bazıları açıklandı..yurt içi olanların da bilgisi yavas yavas geliyor.istanbul 8 kasım,9 kasım ankara,10 kasım izmir olarak görünüyor...bakalım neler olacak?
6-) bilet önsatışları ve süprizler...
biletlerin ön satışları başladı arkadaşlar.. ve bilet alana süpriz hediyeler varmıs. sosyal medya'yı takip edenlerin çogu görmüştür zaten hediyeleriin,süprizlerin ne oldugunu... dün görünce bayagı sok oldum...
millet gala için bedava bilet dagıtır.bizimkiler ön satış yapıyor.üstüne bilet alan kişilere süprizleri (selfie çektirmek,birlikte filmi izlemek,yemek yemek,kahve içmek...)
yemek ve kahve muhabbetine okey derim normal olur derim belki ama ,gala da birlikte izlemek,şu kadar kişiyle su kişi selfie çektirmesi... bu bana komik ve çok ticari bir olay geldi...
git biletini al gel belki su kişiyle fotograf çektirirsin
sende git biletini al belki oyunculardan biriyle sinema izlersin...
bana fazla ticari geldi ve şok oldum...
normal bir gala da
yeriniz bellidir gidersiniz oturursunuz salonda oyuncularla bırlıkte sinema filmini izlersiniz (çok yogun talep yoksa oyuncularla izlersiniz.ha buna söyle bir çözüm de olabilir en büyük salonu doldurursun herkes oyuncularla izler) sorularını sorar çıkısta yakalayabılırsen foto çeker çıkar gidersin... .benim bildiğim,gördüğüm normali bu'dur.
siz bu konu da ne düşünüyorsunuz?
gişe kaygısı diyecegım ama alakası olmaması lazım .zaten tutacagı yeterınce belli...
ya tamamen olaya ticari yaklaşmışlar.
yada ben abarttım...
sizce?
Love • 03-11-2017 09:43 !! ++
love baya dolmuşsun tek tek cevap vermişsin ..
15 kişi haricindeki kişilerle de ilgilenilir bunu görmemize az kaldı ..
taraflı olup olmadığına gelince bunu uzun süredir seni okuyanlar biliyor sen aksini söyleyebilirsin ...ayrıca taraf olma her konuda kötü değildir duruma göre gereklilik gösterir ..üstelik fikir değiştirebilirsin sandığın şeyin öyle olmadığını anladığında bunu açıklayabilirsin bunun ip uçlarını gördüm bitme konusunda yazdıkların da ...çiftçilerin yazdırdığı amerika (abd) anayasasında bir madde vardır sadece o madde hiç değişmez o madde her şeyin değişebilirliği maddesidir ..
şaşırdığın hediyelerin örnekleri var.. ilk değil sanırım sinema dünyasını takip etmiyorsun ellerinde bir kanal yok sabah akşam fragman döndürecek ilgi çekme adına ne uygunsa yapılır ...barış arduç iri değil uzun boylu ..
kaslı olduğu doğru ama hulk hoogan yapısında değil...
bayılma konusuna gelince onca zaman eser yerine eseri icra edenleri yazdın üstelik çoğu eser dışında ve yakıştırma ötesindeydi
bende böyle bir mizansen düşündüm gerçeğini bilme şansım yok dediğin gibiyse benim gibi davranıyorsun demektir uyumlu bir yanımız var demek ki...gerçi öteki türlü olsa ne olur heyecanına yenik düşüp ciyak ciyak bağırarak sevdiği sanatçının boynuna sarılanları sadece ben değil tüm dünya görüyor abes olarak görülmüyor yapı meselesi diyelim...
son yazdığın kısımda tamamen örtüşüyor düşüncelerimiz film hem onlar hem beklentide olanlar için iyi oldu ..hatta hikaye açık kalırsa devamı çekilir diye düşünüyorum ..ya da ilerde tekrar bir dizi olabilir arada başka yapımlar da oynarlar ...
bugün partnerleri okumak istiyorum diyenlere uygun oldu bolca yazdık ..
...
peri hanım şiir için elinize gönlünüze sağlık henüz dinlemedim en kısa sürede dinlerim ...
tamer • 03-11-2017 15:55 !! ++
söyleşi...
film üzerine haberler hızlandı görücüye çıkmasına az zaman kaldı normal akışında gidiyor süreç ...
son olarak barış arduç söyleşisini okudum ...önemlidir söyleşiler amerika da film anlaşması içinde vardır en sevmeyen oyuncu bile sözleşme de olduğu için katlanır söyleşiye ...biz de gönül rızası ile oluyor ...
barış arduç ne söylemiş dersek ,bilmeden inanılan bazı konulara açıklık getirmiş çoğu kişi burada yazdı bu film birden ortaya çıktı fanların gönlünü almaya yönelik bir film diye hatta bir kişi dizileri var gönül almazlarsa izlenmez dedi ...bakış açısına göre öyle düşünmüş sinema ile ilgisi yok demek ki küçük balık avlamak için kimse büyük balığı yem etmez doğrusu edemez üç kuruşa film çekilmiyor ...
gömlek değiştirir gibi yönetmen değiştiren dizinin son yönetmeni ile çok iyi anlaştığını ve arkadaş olduğunu biliyorduk iki oyuncunun da ...
barış arduç dizi devam ederken film fikrinin ortaya çıktığını üçünün dizi bittikten sonra film yapmak üzerine anlaştıklarını söylemiş yani sanılanın aksine ya fanlar bize kızgın hadi film yapalım diye oluşan bir durum değil üstelik final kızgınlığından önceye dayanıyor bu düşünceleri ..zaten film ciddi hazırlık ve bütçe ister öyle hadi yapalım diye olmaz çekilen film sayısı belli en büyük kanıt odur ...
geçenlerde burada bir yazı vardı barış arduç 6 projeyi reddetmiş duy da inanma yazmıştı bir kişi ..ben yeri gelmişken duy ve inan derim ...
bunu bağlı olduğu kanalın en üst düzey yönetici söyledi sanat haberlerinde var okuyanlar olmuştur ..yönetici şöyle açıklamış
futbolcu gibi bonservislerini alıyoruz bir bakıma hangi projede olacaklarına onlar karar veriyor demiş bu her şeyi açıklıyor ..
elçin sangu'nun beğeneceğim proje olmaz sa bu seneyi boş geçebilirim sözleri bu duruma yönelik bir açıklama ..tercih şansı var ...
söyleşi de birlikte seslendirdikleri şarkıyı herkes beğendi sözlerine ise elçin arkadaşım opera okudu ve yetenekli demiş başarıyı arkadaşına bırakmış bir albüm çalışması için ise düşünmediğini söylemiş...
güzel söyleşi olmuş ...başarıları daim olsun ...
...
peri hanım can yücelin harika şiiri için gönlünüze sağlık severek okudum..
...
hastalara şifa dilerim ...
tamer • 06-11-2017 02:13 !! ++
merhabalar ka severler mecidiyekoydeyim levent yonune gidiyorum.bilbordlar elcin ve baris resimleriyle dolu.ıstanbul un ana caddelerinde boy boy resimleri var.maşallah onlara .bu daha biraraya gelmez dediler.geldiler.dergi çekimleri yakalar.onlar çok iyi anlaşıyorlar.zaten o enerjileri bizlere geçti..bu film göre rekoru kurarsa neden 2.3.4 filmler gelesin.onlar mutlu is yapacak biz mutlu onları seyredicez.perşembe ntv de 17.35 gece gündüz programında çıkacaklar bol seyirciler filmlerinde başarılar birbirlerine şahane bakan muhteşem ciftimiz için sinemalara. ayfo
08-11-2017 12:55 !! ++
flimi izledim, boşuna zaman kaybı, sırf ticari amacla yapılmış, yazık!! sosyal medya da yazdım hızımı alamadıgım için de buraya yazıyorum bana göre berbat!! birlikte sahne sayısı sayılır vazifette bu bir!! birlikte sahnesi hadi sayılır olsaydıda uzun olsaydı bu ikiii!! yine dokunamama, komşuculuk oynamışlar bu üç!!! cekincemeniz var kardeşim yapmayın flim falan insanlar gidecek paralarına yazık, kiralıkaşkta daha tutkululardı, hele elcin buz dağı, capkınlık dersi nasıl verilir olsaymış flimin adı daha iyiymiş duygu tacirligi bu resmen, algı operasyonunun ticari ye dökülmüş hali, hiç boşuna gitmeyin yada gidin ben gibi sinir olun gelin, ya birde ayyy bayıldık, ayy cok güzel harika bi flim diyenler varya pess hiç bir elbarcı bu flime olmuş demez, diyenin vicdanından şüphe duyarım, kısacası berbat bir flim hepsine benden kocaaa bi sıfır!!!
aysunn
11-11-2017 19:17 !! ++
iyi geceler...
ben filmi hafta arasında izlemeyi düşünüyorum yorum üstü kapalı olur daha sonra kapsamlı yorumda bulunurum izlemeyen arkadaşlar tesir altında kalmasın diye ...
çok sayıda filme yorum yaptım ama ben filmleri çekim aşamalarından takip ederim gitmediğim filmin yorumunu mümkünse okumam sonra okurum bendeki iz ile karşılaştırırım ...
filmi herkes beğenecek diye bir beklenti olamaz mutlaka beğenmeyenler olur herkesin görüşü farklıdır ve önemlidir ...
beğenilmeyen kısmı sanat eserine ve oyunculuğa yönelik olmalı ...
algı üzerine gidersek yazacaklarımdan çok kişi rahatsız olacaktır o yüzden kandırıldık kısmına girmiyorum ...bir gün onun da sırası gelecektir
ticari sinemanın bildik kalıplarında bir film yapıldı ...ticari başarı önceden bekleniyordu ...kendi kulvarında iyi bir gelir elde ederler devamı dizi olabilir bu aralar çok sayıda dizi bitiyor ..bunun nedeni çok başka bir yazı yazılabilir bu konuda ...
...
figen hanım ...anlıyorum ama uzak yerden ne denilebilir ...kişiler farklı yapıdadır etki herkeste değişir ..diyelim bir yara var bunu sevgi kapatamıyor sa geriye fazla seçenek kalmıyor genç yaşta karşına çıkan insanı tartıya koyamıyorsun bu diyorsun bazen başlamadan sonlanıyor ya da başlar gibi olduğun da senden kaynaklanmayan sebep bitiriyor ...
yolunda gittiğini düşünüyorsun bir söz veya beklenti yıkıp geçiyor ...
sevgi emek ister ama karşılıklı olacak yoksa birinde az birinde çoksa o bile yürümez en tehlikelisi o zaten göz kapanır zamanla düzelir dersin bakarsın ömür gitmiş çok sevdiğim bir arkadaşım çok uzun süre çıktığı (8 yıl) kişiyle kısa süre evli kalabildi sonrası çile ve erken yaşta aramızdan ayrıldı ...bunun kriteri yok yaşayıp görüyor insan ...kalbinin sesini dinlemek en güzeli ...sonuçta kanayan o olacak söz hakkı olmalı değil mi...
bir arkadaşım vardı sürekli beraberdik birini sevdi aklınca arkadaşından da ayrılmak istemiyor kızın arkadaşını benimle tanıştırdı fizik çok iyi ama ilk görüşte ısınamadım sonrasında neyini beğenmedin güzel kız dedi ..
hiç hoşlanmadığım söz buydu o zamanlar.. güzelse tamam olmuyor ki ..
tek bakış bu olsaydı kendi sevdiği güzel değildi ama ona göre güzel ve kafa yapısı uyumlu önemli olan buydu...
sen ne yapıyordun olumsuz durumda dersen ne diyeyim kelin merhemi olsa başına sürer misali bende geri vites oluşta yok ama kalp var üzüntüyü seçiyordum ister istemez ...
ya nereden girdim bu sevda meselesine sorunun ne olduğunu bilmiyorum ki ..genç insanın tek sorunu budur diye düşündüm demek ki neyse sen beni dikkate alma yüreğinin götürdüğü yere git ..dersler önemli aman dikkat istikbal önemli ... fıkra işi sonraya kalabilir ..
mektubuma son verirken sağlıcakla kal..(mektup gibi olunca yazının sonuna bu uygun düştü)
...
peri hanım turgut uyar ne demiş"adın ekmeğe dönüşmüyor"
çok güzel şiir bir dizide karşımıza çıksa hoş olur ...emeğinize sağlık ...
...
hastalarımıza şifa diliyorum ...
tamer • 12-11-2017 02:21 !! ++
bütün arkadaşlara günaydın.bende filme gittim söylediklerinize katılıyorum romantik komedi dediler ama ben romantik hiç bir şey göremedim.k.aşkta daha romantik idi ikiside bu filmde dahada kasmışlar kendilerini .kendi söyledikleri gibi ya yapmayacaksın yada filmin hakkını vereceksin .sanatta sansör olmazmış ya .fanlara yazık
12-11-2017 09:06 !! ++
filme büyük bir heyecanla gittim ama pek beğenmedim bir tutukluk kopukluk vardı sanki kiralık aşktaki gibi bir sıcaklık yoktu pek güldüğüm söylenemez ama cengiz bozkurta kocaman bir alkış filmi alıp götürdü olmasaydı yarıda çıkardım herhalde bir daha seyredermiyim asla izmirden tülay
13-11-2017 14:34 !! ++
filme gittim ve begendım...
komedi tarafı cengiz bozkurt ve barış,romantık ve duygusal sahneler de barış ve elcınındı...
romantik sahnelerden çok,duygusal sahneler agırlıklı.
komedi sahneleri barış ve cengiz bozkurtta.gercekten güzel ikili olmuslar...:) film ne muhtesem,ne de çok kotu...
basit ama izlenebilir bir iş..
basit olmasının sebebini de ekibin ilk kez senaryo olusturup,uygulamasına bağlıyorum..
Love • 13-11-2017 16:14 !! ++
uzun zamam sonra herkese merhaba.ben.blk.gulmek isteyen 2 saat mutlu olmak isteyen gitsin.gunluk yasamin stresinden uzaklasip gulumseyerek cikiyorsunuz.esim ve minnos kayinvalidemi goturdum.bayildik.mutluluk arayan kisileri anlatiyor.carsamba arkadaslarimla gidecegim.basrol kasmis diyenlere cevabim.kasmis halleri buysa oyyy.sonuclar 3 gun icin gayet iyi bence.basroller icin ve hikaye baris in diye gitti.onlar yanyana gelince bana gore. sahane olumlu elektrik yayiyorlar.elimde olmadan gorunce gulumsuyorum.bu duygu pozitif enerjileri bana gulumsememe yetiyor.zaten film icin beklenti bu ve hatira olsun diye yapilmis.cokta iyi yapmislar.yollari acik olsun.sevgiler.blk
ha bu arada gorsel ve cekimler cok guzel.senol hocam dokturmus.cengiz ve baris cok ama cok komikler.baris ve elcin nin ilk basrol sinema filmi.blk
arkadaslar film zaten yapimci icin ticarettir para kazanmadir.getirisi olmayan projeye para baglanmaz.baris film icin bayagi ugrasmis.hatta ufak rollerde sporcu dostlarini oynatmis.baris elcin ve senol hoca.daha ne isterim.blk
14-11-2017 12:32 !! ++
iyi akşamlar arkadaşlar çookkk uzun zaman oldu ara ara girip okudum bugünde bi bakayım dedim aranızdan ayrılan arkadaş olmuş allah rahmet eylesin hastalara acil şifalar diliyorum mutluluk zamanı gerçekten ön yargısız yazılıp çizilenleri göz ardı ederseniz mutlu edecektir güzellik nasıl göreceli bir kavramsa beğeni de herkese göre değişkenlik arzeder ben gittim seyrettim hemde bir değil çok fazla neden mi? çocuklarımı çok özledim ka da istediğimiz sahneler için yırtındık dizi bitmesin dedik yanyana olsunlar dedik yönetmene yürüdük film çek diye ergen yerine konulup magazincilerden sayısızca alaya alındık biz o zamanlarda elçin ve barişi ailemizin içine alip kizimiz oğlumuz abimiz ablamiz kardeşlerimiz yerine koymadık mı? onlara gelen her eleştiride kanatlarımızın altına alıp korumaya geçmedik mi? o dönem hep arkanızdayız bizim sevgimiz pazara kadar mezara kadar dememişmiydik yoksa ben yanılıyormuyum ben şahsım adına diyorum ki çocuklarımın daima arkasında yanında olmaya devam edeceğim beğenmeyen arkadaşlarada saygı duyuyorum ama gitmeyenler var önyargıyla yaklaştırmayalım onları herşeye herkese rağmen ilk yapılmış bir film belkide ka fanlarına teşekkür mahiyetindedir işin ticari boyutu şu an beni ilgilendirmiyor ben onları gülerek mutlu olarak izledim naçizane tavsiye ederim sayfadaki herkese teşekkür ederim okudukları için izmir esma
14-11-2017 21:27 !! ++
filmi seyretmedim ama yorumlardan okudugum cogu kisi agzi kulaklarinda filmden cikiyor. ne mutlu!
magazin bu ciftle, hele sevgililer hep mansetlerde ve filmle cok ugrasmasina ragmen sonuclar iyi... filme destek verelim onlar boyle yaptikca ...diger romantik komedi filmlerinin gisesiyle kiyaslamak lazim. ogrencilerin vize zamani. daha duzelir bence...sonuclar iyi..
magazine inanmayin, ismi ustunde magazin:)) filme destek icin dostlara tavsiye edin ogrencilere bilet alin. ben internetten alip benim yerime gonderiyorum..
basrol oyuncusu soguk oynamis yazmislar, belkide oynadigi karakterin yapisidir. defom u unutup gitmek lazim arkadaslarin dedigi gibi✋️
iyi seyirler
bahar
14-11-2017 21:33 !! ++
selamlar arkadaslar lutfen bu filmimizi giselerde ucuralim biz istedik beraber filim yapsinlar kizginliklari on yargilari birtarafa birakma rara zamani ozellikle kizimiz icin onun ilk filmi hadiyin hep beraber ucusa gecelim nerdeyiz ki
ellcinin ve barisin fanlar nerdesiniz su ergen fanlar deyip bizi hsfife alan du magazincileri mors etmeye varmisini hadi kiralik ask cilar kizimizi vr oglumuzu onure etmenin tam zamani lutfeeem basaksehirli
16-11-2017 10:51 !! ++
ilk gün gittim, yarın da gitmeyi düşünüyorum. hatta haftada bir gitmek gibi çılgın fikirlerim var. biz ka'cıyız. galo'ya pabuç bırakmadık, leprikonlara dayandık, ne olursa olsun onları yalnız bırakmadık. kimimiz defneci oldu kimimiz ömerci... ama hep defömcü olduk son tahlilde. karakterler değişse de oynayanlar hep aynıydı. biri elçin, diğeri barış... ikisi de bizim bebeklerimiz... ben kendi adıma birinden bir yaş küçük diğerinden bir yaş büyük olarak onların akranıyım ve buna rağmen onları yeri geliyor bir anne şefkatiyle sarıp sarmalıyorum, yeri geliyor sanki küçük kız kardeşlerimizin gibi hissediyorum. ve ben bir ergen değilim. magazinle de pek işim yok. öğretmen adayı yetişkin bir bireyim. yani bu şu demek oluyor. biz onları yan yana görmekten mutluyuz. iyi ya da kötü, naif bir düşünceyle yola çıkmışlar. yani bize bir hediye mahiyetinde bir iş bu, yukarıda da bahsedildiği gibi. lütfen biraz daha anlayışlı olalım. onlar daha çok genç ve fazla tecrübeleri yok hala. zamanla olacak o da. ben her zaman arkalarından o iki pırıl pırıl değerin. aslan partnerler... ❤💕
yay kadını
biteli yaklaşık bir yıl olmuş bir dizinin sayfası hala sessiz ve ıssız kalmamışsa, kimse bizim sevgimizi ölçüp tartma zahmetine girmesin. daha çoook gişe yapar bu film. daha uzuuunca bir süre vizyonda kalır. bu da bir ka perisinden erken bir meydan okuma.
yay kadını
tamer abinin dediklerini göz önünde bulundurursam; ka'da elçin-barış-meriç usta idi benim için. şimdiyse elçin-barış-şenol hoca oldu. ama hep elbar vardı değişmeyenler olarak. gerçi ufak tefek cinayetler dizisini de takip ediyorum ilk bölümden beri. hala meriç acemi hayranlığım devam etmekte yani. çok değerler kazandık biz bu iki buçuk yıllık süreçte. hepsi heybemde yüklü, devam ediyorum yoluma... hepinize sevgilerimi gönderiyorum canlarım...
yay kadını
ha, unutmadan! bugün günlerden kiralık aşk... filmimiz var ama, ka'mızın yeri de bir başka... unutmayız, unutturmayız... 😉
yay kadını
17-11-2017 00:44 !! ++
iyi günler...
peri hanım cemal süreya şiiriniz çok güzel elinize gönlünüze sağlık ...
her gün unutmadan yazdığınız iyi dileklerinize çok teşekkürler iyi ki varsınız ve sizi tanımışız ...
...
ve yay kadını uzunca bir yazı yazmış çok güzel konulara değinmiş ...
ben dün akşam oğlumun davetlisi olarak izledim aynı şehir de olsak davet yay kadınına da giderdi ..beraber izlerdik onun pembe gözlüklerini yakından görürdüm ...benim bir yazımda bahsettiğim heybesi için bir yazı yazarım ..dün sinemada gördüğüm genç ağırlıklı idi ilk günlerde karışık görmüştüm semt ve saat faktörü de etkili (ulaşım) seyirci üzerinde ..
tahmin ettiğim rakama doğru gidiyor bu hafta sonu önemli(üçgün) hafta başı rakamlar açıklandığında 400 bin üzerine çıkacağını düşünüyorum ..şu anda 100 film içinde 24 .sıradan giriş yaptı yukarıya doğru ilerler kesin yeri son sinemada gösterimi kalkınca belli olur ve o yer esere emek veren ve sevenlerini mutlu edecek bir yer olur diye düşünüyorum ...
yay kadını bahsetmiş katılıyorum temiz niyetle sırf hatıra kalsın diye düşünülen bir film bence niyetleri filmden daha önemli ..bizleri hiç düşünmediler diyenlere en güzel cevap bu sanırım ...
bilmeden sanarak suçlamadan vazgeçmek gerek büyük bir havuz orası bir kişinin isteği ile dönmüyor işler her zaman yazıyorum kameranın arkası önüne göre çok güçlüdür kişisel ego yapanı ezer geçerler esamesi okunmaz bir süre sonra ...
yaşlarını yazmış yay kadını genç insanlara hoş görü gösterilmeli çok yol var önlerinde ..
başarılı oldular rahat izlenen bir film çıktı ortaya izlesin gitmeyenler yazarız uzunca film hakkında ...
huzurlu bir hafta sonu diliyorum hepinize ...
tamer • 18-11-2017 13:36 !! ++
love senin geri çekiliyor dediğin seyircilerden bir kısmı çoktan filme gitti ...
bir kısmı zaten baştan gitmeyeceğini söyledi ...hep yazıyorum senin devasa tarif ettiğin fanlar genel izleyici kitlesi içinde minik bir oran ..etkili olmaları sürekli yazıp çizmelerinden kaynaklı ..yoksa filme o kadar para yatıran bunlar (fanlar)istiyor filmede giderler zarar etmeyiz diye yola çıkmaz sayıyı biliyorlar o sayı filmi kurtarmaz esas kitle sessiz kitle ortada bu formatta film yok şu sıralar ilgi de varken oyunculara boşluğu değerlendirdiler ...romantik komedi tarifinde ilk on içerisinde üç tane ezgi mola filmi var ezgi mola güzel kadın ama komedyen sınıfında liste başı celal ile ceren filmi kim oynuyor iki komedyen ...komedi ağırlığı daha fazla romantizm az...bu filmde komedi yan rol(bana göre baş rol) cengiz bozkut'ta barış orduç komik olabilir yerine göre ama komedyen değil nasıl şahan gökbakar arzu edilen erkek tiplemesine uymuyorsa onun gibi bir durum var sınıflandırmayı çok keskin yapmıyoruz biz ve halkımız komik film sınıfına giren bazıları hiç güldürmeyen(en azından benim için öyle) filmlere gidiyor başka filmler üst sıralara çıkmıyorsa araştırma konusu olması gereken nokta burada ...400 bin az seyirci değil ne yazdığınıza dikkat edin bilmediğiniz ortaya çıkar bari çaktırmayın ...üstelik gösterimden kalkmadı ben bu hafta sonu bu rakam olur yazdım giderek seyirci düşer ama gidenler devam ettiği sürece belli salonlarda devam eder ...bu sayıya yansır ...bir kanal şimdiden tv hakkını kaptı hemde küçük bir rakama değil ...sayıdan onlar memnun çünkü maddi sıkıntı yok manevi olarak iyi iş yapan filmler sınıfına girerler sanırım onlarda biliyorlar durumu rahatlık ondan ...öbürü için yazmıyorum daha önce yazdım tepki çekti gerçekler biz kızınca ortadan yok olmazlar umarım anlaşılmıştır..
...
yay kadını kahveyi içtim teşekkür şimdiye kaldı ..ben kahveyi şekersiz içiyorum bir daha ki sefere şeker koymazsın değil mi...eline sağlık ...
...
peri hanım ihsan turhan şiiri için elinize emeğinize sağlık ...
...
sayfada emeği olan tüm arkadaşların ellerine gönüllerine sağlık ...
...
tamer • 20-11-2017 17:05 !! ++
love yanıt vermiş baya resmi dille ...çift mm ile yazarım niye ki karşı değilim ki yaz zaten sadece kısa bilgi için ayda yılda bir yazma ...
sessiz kitleyi yazmıyorum kısmına gelince tamam yazma ama fanların sayısını tahminen biliyorsun yaz da seni okuyanlar bilsin fanlar gitmeseydi filme ne değişecekti ...ben yanıltıcı bilgiden kaçınırım burada en yoğun günlerde 300 civarındaydık diğer yerleride toplayınca rakam ortaya çıkar .
özel tespitine katılmıyorum yanlış anlaşılmasın sürekli gündeme gelmesi konusunda hemfikiriz kimsenin özeliyle ilgilenmem oyuncularınki daha beter sanatlarıyla var olmalarından tarafım ...benim katılmadığım etkilenip gitmeyen var kısmı varsa bile konu olmayacak sayıdadır bunu belirttim...
tamer • 20-11-2017 20:23 !! ++
iyi günler peri hanım ihsan turhan şiirleri için elinize gönlünüze sağlık ...
...
yay kadını diyorsun ki sen dalgın adamsın farkında olmadan kahveye şeker atmışsın ...bu ihtimali düşünmedim çok detayı unutmam ama hayatın olağan akışında dalgınım ...afedersin diyeyim o halde ...
...
barış arduç'un açıklamaları var film ile ilgili ...burada pek yazılmıyor nedense sanırım ağızdan çıkan değil resme bakıp böyledir denen ilgi çekiyor ...ne demiş ..seyirci isterse tekrar film çekebiliriz ..
bu kısmı enteresan gelmiyor anlıyorum zaten değil arz talep meselesi ...peki ilgi çeken ne ...kendileri dışında bir rakam atıldı ortaya kitle buna odaklandı çoğu yapımcının şükür duası edeceği seyirci sayısına burun kıvırma bundan ...sanatçılar memnun ama sevenleri ne anlama geldiğini bilmedikleri sayı yüzünden suçlu arayışına girdi ...ayla filmi ile medyada bilmeyenler kıyaslıyorlar bir arkadaş yazdı salon sayısı bile farklı üstelik dünya devi pazarlıyor içeriği farklı isterim çok başarılı olsun ayla filmi türk sineması kazanır ama birini överken diğerini sayı bazında yermek niye hangi film ulaşmış o sayıya arada çıkar böyle seyircinin tuttuğu film ..bir benzerini yapsınlar çakılır ...sayı kötü olsa anlarım ama film yarım milyona giderken sayı bazında eleştirileri hak etmiyor içerik herkese göre değişir ona sadece beğendiğim taraflar üzerinden yazarım neden beğenmedin denmez ...aslında övme de beklemiyorum sadece gölge etmesin sevdiğini söyleyenler yeterli ...gerçek rakamlar netleşince ne dediğim anlaşılır ...
tamer...
tamer • 22-11-2017 17:03 !! ++
sayı...
510 bin seyirci 17 günde seyretmiş ...rakam kötü değil ...
yine de memnun olmayanlar var nedeni açık ..tek tuşla oluşan sayıları gerçek görmesi ve uçuk sayılar vermesi üstelik verdiği sayılara kendi de inanması kaçınılmaz bu sonucu doğuruyor ...
sevdiğim bir arkadaşımızın bir milyon yazısına olursa şahane olur demiştim ...bu rakam en azı idi çoğu kişi 2-3 milyondan bahsetti ...
bu yazıları yazanlar film sınıflandırmasından anlayanlar değil ..
öyle ki film niye kesilir onu da bilmiyorlar ...
örnek verirsek amerika'da çoğu film yaş sınırına takılmasın diye kesilir
çünkü amerikalılar filme ailece giderler ...
filmi kesintisiz olarak dvd versiyonundan izlerler ..üstelik koleksiyonerler için filmin çıkarılmış ve çekim hataları olan sahneleri de özel seçenekler de olur ...hatta bazı filmlerin alternatif açılış ve final sahneleri çekilir kullanılmayan seçeneklerde dvd versiyonunda olur ...
bizim film için böyle bir çalışma varsa yerinde olur diye düşünüyorum ...
sınıflandırma kısmına gelirsek romantik filmler ülkemizde kadın seyirciye özel görülür ..benim gördüğümde tek başına gelen erkek sayısının çok az olduğu şeklinde ..bu kısıtlayıcı bir sebep...korku filminde ise sevmeyen bir kitle mevcut...macera filmlerinde ünlü bir kadın başrolde değilse kadınlar tarafından tercih edilmiyor ...herkese hitap eden komedi filmleri görülüyor oysa seçmek gerekir küfre dayalı komedi anlayışı çocuklar adına uygun değil ...tercih bu yönde olunca komedi filmleri gişe şampiyonluğunu bırakmaz ...daha fazla seyirci gelir miydi filme dersek bunun için filmin bir yorumunu yapmam gerekir onuda hafta arasında bir gün yaparım ...
başarı var çok başarılı demek için seyirci sayısı daha fazla olmalıydı
yanlış anlama olmasın burada bahsi geçen ticari başarı... film yorumunda
sinemasal açıdan bakarız gişe oradan da görünür ...
bu her film için geçerli değildir tabi bazı filmler yerden yere vurulur ama gişesi vardır ...sanat filmleri (sevmiyorum ama tanımlama böyle) için gişe önemli değil onlar festival katılımından ya da devlet desteğinden yararlanırlar ...ama etkileri uzun yıllar unutulmaz kalıcı olan onlar istisna olan ticari filmler de vardır ..
...
peri hanım ihsan turhan doğru söylemiş kaygılar bize ait hayat yolunda devam eder gider ...elinize emeğinize sağlık ...çay için teşekkürler(çay her zaman birinci tercihim seçeneği değerlendirdim)
...
nilsu hanım.. türkan abla için yazdığınız dualara amin diyorum ablamın mekanı cennet olsun nur içinde yatsın müstesna insandı türkan ablam...
...
yay kadını ..doğum gününü öğrendik filmi bir günle kaçırabilirsin gel bunu perşembe gününden kutlayalım olmaz mı ...
...
sayfada emeği olan tüm arkadaşların eline emeğine sağlık ...
...
hasta olanlara şifa dilerim...
tamer • 28-11-2017 02:10 !! ++
hayırlı cumalar...
peri hanım..özdemir asaf şiiri moral veriyor insana en büyük sermayemiz"umut" ...elinize yüreğinize sağlık ...
çay ikramı için teşekkür ederim ...
...
kıbrıslı hanım bende sizin gibi gördüm salonlar ilk günlerde dolu olur giderek seyirci azalır bu hafta belli sinemalar hariç kalkma ihtimali var bugün üç hafta toplamı açıklanır 550 bin civarında olur sanıyorum ...
eğer bir hafta daha devam ederse 600 bini geçer ...
hep söylüyorum mütevazi bir bütçe ile iyi sonuç alındı filmin yorumunda yazacağım bazı noktalar var farklı olabilirdi o kısımlar daha fazla kişiyi çekebilirdi ...ilk başrolleri onlar da tecrübe kazanırlar ...yüreklendirmek gerekir çok gençler henüz...
nazik sözlerinize ve ikramlara teşekkür ederim ...ben güney yemeklerini pek bilmiyorum ilk defa duyduklarım var içlerinde bir gün kıbrısa gitmek nasip olursa kıbrıs köftesi ile cevizli macunu tatmak isterim...
tamer • 01-12-2017 12:34 !! ++
koruma ...
sevdiklerini korur insan ama objektif olmak kaydıyla ...benim çocuğum yapmaz anlayışı ne kazandırır ...
etrafımızda vardır çocuğunu öven insanlar ..herkes sevdiği iyi olsun ister iyi yanlarını görür ..başkasının gördüğü eksk yanları görmez,görmek istemez ...koruma ve kendinden olanı övme bir yere kadar olur ..
fazlası sevdiğine zarar verir ...nitekim veriyor ...
dizi bitti ikiliyi sevenler sürekli gündemde tuttu ..birlikte bir resme bile razıydı herkes ..
film olsun isteğine bende destek verdim başarılı olacakları belliydi ve film çekme ihtimalini daha dizi bittiğinde burada ve diğer yerde yazdım ...
kahin olmaya gerek yok gündemdeler ve sektör bunu değerlendirir dedim .
burada imkansız diyenler vardı şimdi sus pus oldular ...
film projesi başladığında bile gizli çekiliyor diyenler çıktı ...
o günlerde sayı vermeler başladı 2 ve 3 milyon dendi eskiden burada yazan bir arkadaşa bir milyon şahane bir rakam dedim en az sayı benimdi onuda en üst rakam olarak verdim ...
bu uçuk rakamların dert olacağını biliyordum ve oldu ...
sayıyı arkadaşlar verdi ama dedikodudan beslenen bir kısım magazinciler
iki oyuncuya sardı yakışıklı ve güzel olmak yetmedi diye ..
oysa onlar hiç fiziki avantajlarını konuşmuyorlar ,öyle bir iddiaları yok ...
hatta erkek oyuncu rol arkadaşlarının yetenekli olduğunu fiziki avantajla öne çıkmanın adil olmadığını söyledi dizi oynarken ...
şimdi film 551 bin kişi tarafından izlendi biraz daha yukarı çıkar bu rakam
başarılı gişe açısından ilk 20 içinde yılı tamamlar görünüyor ...
film hakkında yazılacaklar var ,ama bir kısım filmi kusursuz görüp suçlu arayışına girdi ve buldular kendilerine göre bu işlerden zerre kadar bilgileri yok bunu belirteyim ..
dağıtımcı ve yapımcı suçlu görülüyor ...neden vizyon tarihi böyle diye birde kopya sayısı az görülüyor ...
fazla kopya fazla maliyet demek artı sinema salonu sayısı yetersiz yeni yapılan avm ler olmasa bu salonlar da olmazdı ..
sinemanın boğuştuğu sorunlar fazla ayrı yazı yazmak gerekir ...
kısaca film için iki olumsuzluk vardı bu vizyon tarihi değildi film vizyona girdiğinde aynı kulvarda başka film yoktu bu avantaj sayılırdı aslında ...
ayla filminin ilgi göreceğini kimse kestiremez nadiren patlar bir film(dram)
o da oldu ve havalar çok iyi gitti hava günlük güneşlik olunca yine sinema tercih edilmez sonraya bırakılır ...
olmasaydı ne olurdu biraz daha yukarı çıkardı sayı ..o kadar ...bu sayıda konuyu kapatırdı ...
ellerini taşın altına koydu eser sahipleri izlenir bir film yaptılar ...biz teşvik ettik ama çocukları dev aynasına koymanın alemi yoktu hep yazıyorum kızanlar var ama fanlar genel izleyicide minik bir oran tutuyor yazmıyorum sosyal medyada olmayanı diyebilirsin ama yazmadığın sessiz çoğunluk sayıyı meydana getiriyor... eğer o gücü olsa fanların birden fazla gittiler sinemaya niye oran artmıyor ...demek ki tıklamakla olmuyor ...
fanlar canlı tutar konuyu bu işe yarar gündemde tuttukları sürece ancak sahada (sinemada) bilet sayısı önemlidir ...
film kendi kulvarında gişede başarılı başka yapımlarla kıyaslamak niye ..
uçuk rakamın suçunu birilerine atma peşinde olmamalı insan ...
herkesin başarısı kendine ...biz böyle sevmeliyiz gişe şampiyonu olursa filmin olumsuz yanları yok olacak mı ...kaldı ki olumsuz yan kişiye göre değişir film ne anlattı bize kusurlarıyla sevmeli insan ...
film ve çocuklar bizim kusur elbette olacak ..başarı tanımlamasının önü açık en başarılı olmasalar ne fark eder başarılı olmaları da yeter (ben başarısız da olsalar teselli ederim kaybederek kazanmayı öğrenir insan)
gerçi siz onları başarılarına göre değil bakışlarına bakarak sevdiniz
ben sadece hatırlatmak istedim...
...
ben çaya şeker yerine şiir koymayı seviyorum çayın tadını tam veriyor ...
iki gündür harika şiirler okuyorum peri hanım gönlünüze sağlık...tarçın ve karanfilli çay için teşekkür ederim...
...
figen hanım film yazınızı bekliyor olacağım bende vizyonun bitmesini bekliyorum ...
...
hastalarımıza şifa diliyorum ...
tamer • 06-12-2017 04:00 !! ++
mutluluk zamanı üzerine ...
"hatıra"
hatıra kalsın istedik...
bu sözler oyunculara ait ...yönetmen ve oyuncular dizinin sonunun göründüğü o zorlu günler de böyle bir karar almışlar ...
duygular yarıda kalmayan bir film olsun istemişler ...sevenler adına...
bu güzel düşünce aynı zamanda kısıtlar insanı ...
filmin anlatmak istediği çağımızın en çok karşılaştığı sorun... mükemmel olana ulaşma isteğinin kişiyi mutsuz edeceği ,oysa kusurlarımızla kendimiz olacağımız ve kusurlarıyla kabul edeceğimiz tüm insanlarla mutlu olacağımız gerçeği ...
üç ana karakter var filmde mert(barış arduç) ada (elçin sangu)ve ada'nın abisi tarık(cengiz bozkurt)
mert çapkın ve başarılı bir iş adamı ada ressam ve heykeltraş abisi ise onun bilgisi dışında mert'in yanında çalışan muhasebeci
buraya kadar normal gözüken durumun tersliği ilk sahneden seyirciye sunuluyor ...açılış sahnesinde ada'nın yaptığı heykelin önünde ada'ya asılan mert ve ona yüz vermeyen ada var ..
bu duruma alışık olmayan her istediği kadını elde etmiş mert'in bir elde etme iştahı kabarması ve şirketi büyütme kapsamında bulduğu uzak doğulu ortağın şirketteki bir kadına gizlice aşık tarık'ın başarısız intihar girişimine tanıklık etmesi , şirketin varoluş sebebi olan mükemmel insan mutlu olur durumuyla örtüşüyor ...
uzak doğulu ortak namzedi haliyle intihar eşiğindeki adamı mükemmel ve mutlu et görelim deyince tüm işler karışıyor ...
mert rolünde dizideki ömer karakterinin çok dışında bir karakter canlandıran ve oldukça başarılı bir barış arduç var ...
cengiz bozkurt son yılların iyi komedyenlerinden burada barış arduç ile çok iyi uyum içinde görülüyor ...ikilinin sahneleri yer yer düet halinde biri sakar diğeri gizli sakar olunca komik sahneler oldukça başarılı aksettirilmiş
elçin sangu son yılların en güzel ve yetenekli sanatçılarından ,buradaki rolü içine kapalı karşı cinse mesafeli hayatını abisinin mutluluğuna adamış biri ...hal böyle olunca çok başarılı olduğu, bizim de iyi bildiğimiz atarlı delikanlı kız hali film de yok ..üstüne birde olağanüstü kullandığı yüz mimikleri de olmayınca, mesafeli görülebilir oysa rol böyle bu açığı çok iyi oynadığı takip sahnesi ile bir ölçüde kapatmış bana göre o sahne biraz uzatılabilir baştaki fark edilmeyen adam tarık ve fark edilen adam mert'in sahnesi daha kısa tutulabilirdi
mert ve ada'nın sevgili olma durumu filmin ortalarına denk geliyor bu öne alınabilirdi..sinema özgürlük alanıdır ikilinin yakınlaşma sahneleri estetik kaygı gözetilerek daha fazla olabilirdi ...saydıklarıma rağmen akılda kalan iyi sahneler var , yer yer romantik macera tadında (yarış ve takip sahnesi) oldukça komik mert ,tarık yatak sahnesi ,ada'nın tarığı uyandırma sahnesi ve mert ve ada'nın arasında geçen duygusal konuşma da maskelerin indiği ve ardında görülen geçmişin acı izleri yine ada'nın geçmişteki güzel günler adına eski evlerini almış olduğunu anlatma sahnesinde çocukluğuna dönmesi ,ikilinin iskelede oturup konuştukları sahne( benzer anıları olanlar için) iyi sahnelerden ...
filmin hikayesi ve fikri iyi, anlatımında sorun yok ..tek sorun sıraladığım ufak nüans farkından daha büyük ilgiyi ıskalamış görünmesi ...
oyuncuların sevenlerine bıraktıkları " hatıra " kartpostal niteliğinde görüntüleri ve çekim açılarıyla hatırda kalır ..
iyi niyetle yola çıkılmış ,oyuncuların başarılı göründüğü küçük kusurlarına rağmen yılın eli yüzü düzgün bir filmi"mutluluk zamanı"
tamer • 10-12-2017 02:37 !! ++
iyi geceler...
yay kadını ..evet biraz özet gibi oldu ...biliyorsun ben pek yumuşak yazmam bu sefer niye böyle oldu dersen ,filmin yapım hikayesi bizi ilgilendiriyor bu yüzden kısıtlama var filmde bunu bir yazıda açarım ...
dvd olarak çıkması güzel olur özel seçenekleri doyurucu olursa iyi olur ...
yazıma yorum için teşekkür ederim ...
...
günay hanım hatırladığım yurt dışında yaşadığınız ...burada sinemalardan kalkmak üzere arkadaşlar izledi diye yorumladım ..mehpare (mehpus) de
yurt dışında onunla iletişim kurabiliyorum o filmi anlatmamı istedi seyretme imkanı yok diye anlattım ...aslında etkilenmeden izlemeli ama imkan yoksa tercihe kalmış bence yazıyı filmi izledikten sonra okumanız daha iyi olurdu karşılaştırma adına ...yorum için teşekkür ederim...
...
peri hanım ihsan turhan şiiri ve esmeray şarkı sözleri paylaşımınız çok iyi elinize gönlünüze sağlık yorum için teşekkür ederim ...
abim için ne söyleyebilirim ...aslında çok şey var yazabileceğim ama yazacak gücüm yok ...
bozkırda oynayan iki kardeş hafızamda dün gibi ,ama zaman aynı değil
burada hasta arkadaşlara yazılarımda cebimdeki umutlardan bahsediyorum ,hani sıkıntıya düştüğümde avucuma alıp baktığım umutlarım ...işte tam o günlerdeyim ...avucumdaki umutları sıkıca tutma günlerindeyim ...ilginize teşekkür ederim iyi ki varsınız ...sağolun..
tamer • 13-12-2017 02:24 !! ++
yukarıda da yazmıştım hande ercel bile ödül aldı.ben ona oyuncu bile demem.nasıl oluyor anlamıyorum. bu yarışmalardaödül alan oyuncular hakkıylamı aldı diye düşünüyorum.adaletli olunsa keşke
tamer bey yurt dışında yaşamıyorum.ama sinemaya da gidemiyorum.tek sosyal faaliyetim bu bilgisayarım.abiniz daha iyiye gider inşallah.allah yardımcınız olsun.cevabınıza teşekkür ediyorum.
bu pazartesi benim ve eşimin başından gecen bir olayı aktarıyorum.bindiğimiz halk otobüsü yeni binenlerle birlikte kalabalıklaştı.orta kapıda eşim ayakta duruyor.onun arkasında da bir yolcu eşime kolunuza dikkat edin dedi.eşimde saoğlun dedi.ama arac duraklarda durdukca yolcu aynı şekilde eşimi uyardı.eşimde sinirli bir yapıya sahip.şimdi birşey söyliyecek diye ben endişe ederken ineceğimizyere geldik. önden eşimi uyaran yolcu arkada biz indik.eşim farketmedi ama ben yolcunun bir kolu olmadığını gördüm.kot montununun bir kolunu katlamış.bir kız cocuğuyla birlikte önümüzden gittiler.eşime anlattım.üzüldü tabii.eve dönesiye kadar,iyiki bir şey dememişim deyip durdu
gunay
13-12-2017 14:25 !! ++
iyi günler..
peri hanım üç şiir için elinize gönlünüze sağlık ...
...
figen hanım modern tarifini biraz daha açsaydınız geniş bir yazı yazılabilirdi ...ikilinin fazla sahnesi olsaydı demişsiniz bunu film yorumunda yazdım konu ilerleyişi bu şekilde değişmesi gerekirdi konu ...
yinede diziden çok fazla birlikte sahneleri vardı her bölüm sinema uzunluğunda olan bölümlerde bir arkadaş dakika tutmuştu 12 dakika beraber sahneleri olduğunu ve konuşma nerdeyse yok gibiydi demişti ...
kimin sahnesi vardı o zaman derseniz sinan- seda ikilisi ve güldürme çabasında olup oldukça tepki toplayan neriman- koray vardı ...
ve onca açık uç nereye bağlandı sorusuna kim doyurucu cevap verebilir .
izlediğimiz filmde mesaj bu günlerin en önemli konusu sevgisizliğe ilaç gibi kusurlarıyla sevin insanları, sizde kusurlusunuz kabül edin ve mutlu olun diyor ...bu açıdan filmin en önemli yeri fikri diyebilirim ...
...
figen hanım peri hanım nazik sözlerinize ve dileklerinize teşekkür ederim..
figen hanım türkan abla acılar içinde tamamladı ömrünü ,ben ona acılarını anlatmasını defalarca yazdım ..ama kalp pili olan kişi dikkat etmeli uyardım senin yerine biri okusun ve yazsın diye ...yani yasaklara uy kısmı bunu kapsıyordu... içini dökme kısmı için geri döndüm bu konuda hiç uyarmadım ...vasiyetini bıraktı gitti ışıklar yoldaşı olsun ablamın...
benim durumum farklı ben iletişim halindeyim sizlerle uzun süre iletişim keskliği olmadı...yineliyorum değişen durumla ilgili bilgi veririm sizlere tabi bu mevlanın biçtiği vadeye bağlı kim kalır kim gider bilinmez ...
ilginiz için tekrar yüreğinize sağlık ,sağolun ...
tamer • 18-12-2017 13:00 !! ++
diziler...
sadık dizi izleyicisi değilim ...burada izlediğimiz dizi sırasında bir merak oluştu kurgu açısından diğer dizilerde ne var diye ...bazılarını sırf bu yüzden belli süre izledim ...hikayeler değişik ama bazı unsurlar tamamen aynı benim itirazım bu unsurlara ...
tüm dizi sayfalarında belli bir gurup var onlar izledikleri diziyi mükemmel bulan kişiler ,öyle ki aksi yorumda bulunanlara saldıracak kadar korumacılar .
dizi yayınlanırken iki karakter dışındakiler içinde yorum yaptım itiraz olmadı erkeği eleştirince çok beğenildi yazı ...ama dokunulmaz olana(defne) yorum yapınca sayfanın en önemli görülen yazarı(benim için en etkili yazan başkaydı halen öyle) oldukça nazik dille bir hikaye kapsamında eleştirme dedi ...onca kaba kelimelerle saldırı önemli değildi konuşacak sözü olmayan bu yola girer ..ama o yazı belki en üzüldüğüm yazı oldu diyebilirim umutları yok oluyor insanın... en etkili yazanlardan biri bile karşı cinsi eleştirip kendi bedeniyle aynı olana cinsiyetçi kimlikle dokunulmaz bakarsa nereden başlayabiliriz sorusu havada kalıyor ...
sevdiğim insanlar da yapma gitmeni istemiyoruz deyince şimdi keşke yazsaydım dediğim yazıyı yazmadım ...
modaydı o zamanlar bizim dizi klişe değil demeler ...oysa koreliler klişe yapmışlar adapte edende aynı kurguyla devam etmişti(17 bölüme kadar)
sonrası romantik dram ...defne üzerinden klişe nedir ne değildir üzerine uzun bir yazı yazılırdı ..belki hep söylediğim daha iyisini hak ediyorsunuz ne demek daha net anlaşılırdı ...
o dönemde bir arkadaşla dizi üzerine yorum farkıyla bir süre yazıştık belki yorum sayfası olmasına örnek teşkil edecek yazışmaydı tatlı sert diyebileceğimiz yazışma da defne niye eleştirilmiyor dediğim de öyle bir eleştirdi ki ben bile bu kadarını beklemiyordum (kübra hanımı cesaretle yazdığı yazı için tekrar kutlarım)
bu sezon dört diziye bakabildim ikisi kendi seçimim diğer ikisi eşimin seçimi idi ..beraber izledik benim seçtiğim romantik komedi olanı devam edebilirdi sabredilseydi ve kurgu dağınıklığı giderilseydi ..dram olan tutsak esrarengiz başladı sanırım dördüncü bölüm izlenme oranı düşük olunca panik butonuna basıldı tüm kartlar açıldı yalpaladı ben eleştirdim yayınlanmadı yumuşatarak yazdım bu sefer korumacılardan biri mükemmel diziyi niye eleştiriyorsun dedi ben uzun sürmez demiştim arkadaş mükemmel dedi ..mükemmel bir şekilde final yaptı ...
o dizi kötülük açısından zirvedeydi ..(tutsak)
bir tane olumlu kadın karakter yoktu ..izleyenler ise hukuk eğitimi yarıda kalmış kadın karakterin iki erkek arasında seçim yapması taraftarıydı ...
erkeklerden zengin olanı hizmetçi kızı seviyordu ve hizmetçi kalmasından yanaydı ..aklına hiç kızın eğitimini bitirme gelmedi ...seyirci kadınların bu konuda talebi olmaması en yürek burkan kısmıydı ...
toplum içinde kadının yeri iyi değil diyenler bile kurtuluşu evlilikte görüyorsa ve eğitimi önemsemiyorsa ne diyebiliriz ...
dizilerde edilgen(pasif) kadın kahramanlar ve kötülükte sınır tanımayan kadın karakterler var ve senaristler bunları yazıyor senarist hayranları da tüm gücüyle savunuyor ...daha iyisini hak ediyorsunuz demeye devam ediyorum ancak bunu kadınlar talep etmeli diğer sayfalarda dram filmlerinin yorumlarını okuyun... söylenen çok kişi var ama izlenme oranı yüksek, bu yaman bir çelişki... zaten söylenenler de sevdiği erkeğe kavuşmasını istiyor ,kurtuluşu bu yönde görüyor.. hayata hazır ayakları üzerinde duran birey arayışı yok ..
talep edecekler bu duruma razı oldukça itiraz edene karşı mevcut durumu korursa aynı tas aynı hamam devam eder ...
herkese "mükemmel" dizi izlemeler ...
...
...
...
kıbrıslı hanım geçmiş olsun ...iyileşin yine yazarsınız nazik sözlerinize teşekkür ederim ...
peri hanım şiirlerinizi beğeniyle okuyorum ..son şiirdeki gibi umut tek sermayemiz ...elinize emeğinize sağlık ...
...
figen hanım kırmayı istememek iyi bir seçimdir ,ama yan etkisi fazladır kırmak istemezken bakarsın kırılmışsın ...içe atarsın yürekteki tuz buz olmayı saklamak ise bonus'u olur...ne yazık bunun çaresi yok fıtrat meselesi ömür boyu böyle yaşarsın ...yine de iyidir böylesi hoyrat dünyaya uymadığın için minik mutluluklarla idare edersin ...
...
hastalarımıza şifa diliyorum...
tamer • 24-12-2017 18:32 !! ++
şiir...
şiir ancak zeka diyarlarından,
uzun ve üzücü seyahatlerden
sonra doğabilir ...
honore de balzac...
şiirle gerçek karşılaşmam yeni yetmeliğime denk gelir ...
önceleri babamın abimin şiir kitaplarını öylesine okumuşluğum vardır ..
utangaç sevdalar günlerin de abim vermişti oku iki kelime kaparsın diye..
okudum ama kullanma cesaretini ilk günlerde bulamadım ...
bulduğumda o başka yere taşınıyordu o duygularla dökülüverdi ..
ikimiz de döküleni toplayacak güçte değildik ...
o günden sonra şiire sevdalandım ...tüm duygularıma eşlik etti ...
şiir yaşam gibidir ...tüm duyguları barındırır...
acılar,sevinçler onda şekillenir ...en fazla sevdalılar sahiplendiği için aşık olan şiir okur algısı var ama öyle değildir ...karanfil gibidir şiir yaşama da ölüme de yakışır ..
ben şairler tanıdım olanca kibarlığına karşın ölüme koşan ..
ve olanca kibarlığıyla annelerinin saçlarına düşen yıldızı koparmasına üzülen, ağlamasına kıyamayan ...
utangaçtır şairler aynı zamanda yüreklidir şaşarsın zalimliğe bu kadar sağlam duygu duvarını nasıl ördü diye ..
şiir ince duyguların eseridir ...ebedidir ...
direncin timsalidir ...özgürlüğün bayrağı ...
söyleyene de söylenene de kıymet verir ...
ilaçtır şiir gönül yaralarına ...yarendir kırık yüreklere ...
çaresizliğin çaresidir ...unutulmaz yaz ayında bu sayfa o çare ile şenlendi .
şiirler bir çiçek bahçesiydi burada ...bu günler de ise,
masal diyarında kalan tek peri her gün elinde bir tutam şiirle beziyor sayfayı ölmesin diye ..
arada gidenleri çağırıyor hiç tükenmeyen umutla ...
bir hoyrat'ın sözleri ona değmedi ama bizi üzdü ...
dilerim bir gün şiirle tanışır ,bu yazdıklarından utanır ...
...
peri hanım şiirler ve çay,kahve ikramınız için teşekkür ederim elinize gönlünüze sağlık ...
...
figen hanım ..sorulmak iyidir ..memnun oldum iyiyim teşekkür ederim...
...
sayfada emeği olan herkesin eline emeğine sağlık ...
...
bir hatırlatma...
ben her yazımı gerçek ismimle yazıyorum ..isimsiz yazım yoktur ...
...
hasta ve yakını hasta olanlara şifa dilerim ...
tamer • 31-12-2017 00:54 !! ++
iyi geceler...
peri hanım şiir seçimleriniz yine yerinde ..dün gece geniş bir yazı yazdım enerji kesintisine kurban gitti ...edip cansever çok etkileyiciydi ...iki bölüm kısa bir öykü yazabilirim birde bir dosta özlem yazısı eğer elim giderse ..kahve şiirler için elinize gönlünüze sağlık ...
...
sende bir tanesin yay kadını kardeşim ...var mı başka pembe gözlüklü yay kadını ...kakao ve portakallı kek için teşekkür ederim unutmadan kahve içinde ...şiir harika tam içinde bulunduğumuz duruma göre olmuş sağol ...
...
ben her eseri yorumlarken topluma sunulan eserin fikrini ve birden fazla kişinin uyguladığı eser ise uygulayanlar hakkında bana göre eksi ya da artı yönler de görüneni yazarım..
ileriye dönük henüz sergilemedikleri eserler hakkında tutmayacak diye kesin hüküm veremem bu eser yorumlamanın dışında kişiler için olumsuz düşünceye girer ve yaşanmamış olanı bilmem mümkün değildir ..
üstelik eser dışında genel oyunculuk vasfına da yönelik değilse karalama sayılır ... üstelik bunu (karalama)sanat çevresin de hiç kabul görmeyen bir tanımlama çerçevesi içine sokamam okuyanlar ne düşünür ve ne derler diye kendime sorarım ...
...
hastalarımıza şifa diliyorum ...
tamer • 06-01-2018 02:05 !! ++
ka dizisinde yapılan ve açıklanmayan olaylar nedeniyle çoğunluk kırgın hatta filme bile bu yüzden ilgi olmadı.bundan sonra yapacakları tutsa bile ka'daki coşkuyu,fanatik sevenlerini asla bulamazlar.ikisi de,küplerini doldurdu zaten helal olsun.bundan sonra da,dizileri olmasa bile reklam,vs.yürütür giderler.arada sırada sanki aralarında bir yakınlık var balonu uçurulur,hala ümit eden iyi niyetli fanları coşturur geçerler. nil
a.arman röportajını okuyun,g.ile olan..g diyor ki, ona laf edenler kendileri mutsuz olan insanlarmış.o çok mutlu bir birliktelik yaşıyormuş.kadınlar elmanın yarısı olup yarısını bulma derdinde olmamalıymış.önce kendi ayakları üstünde durup sonra barış gibi bir armut bulmalılarmış.arman da şişirmiş de şişirmiş,iltifattan geçilmiyor. nil
06-01-2018 19:06 !! ++
teyze...
arkadaşlar teyze derlerdi ...erkek oyuncunun "hayat arkadaşına" ...
hayat arkadaşı terimi son yılların ürünü öyle yazıyor bende kullandım ...
teyze deyince çok yaş farkı akla geliyor öyle sandım önceleri ...
dizideki rol arkadaşına prenses ,kızıl kuzu ,meleğim,tarçın'ım ve unuttuğum bir çok yakıştırma ile hitap edilirdi ...
özellerin burayı işgal ettiği günlerde merak ettim acaba kaç yaş var sürekli vurguluyorlar diye ...
baktım ve oldukça şaşırdığım gerçekle yüzleştim ...
şaşkınlığım oyuncu ve birlikte olduğunun yaş farkı değildi ...
evet bir fark vardı ..benim gibi anadolu yetişmesi için abla denir üç yaş farkına, teyze değil ...şaşkınlığım teyze ile prenses arasında ki yaş farkına.. prenses ile teyze neredeyse aynı yaştalar ...
aylı ,yıllı bir yaş küçük prenses teyzeden ...yani abla terimi onun içinde geçerli ...peki niye birinin yaşı abartılıp teyze oluyor öbürü küçüldükçe küçülmüş yaşı için tek satır yok ...
çünkü prenses yakıştırılıyor, ama öbürü hiç sevilmiyor ...öyle olunca
takvimler bile yamulabiliyor(bilerek kullanıldı)...
bu yamulma sevgide yaş farkını yok edip küçültürken ,diğerin de teyzeye ulaşmış oluyor ...
sevilmemesi için ne kadar haklı sebep olsa da ,gerçeklerin istediğimiz doğrultu da eğilip bükülmemesi gerekir ...
bir yazımda sanatçı dedim tepki gösterildi ...değilmiş ...
tabir bana ait değil bir sanat dalında farklı kademelerde eseri olana denir sanatçı ...yazarken tepki olacağını biliyordum bu yazıya da olur ...
tanıyanlar bilir gerçekleri eğip bükmeyi sevmem ...
nil hanım okuyun söyleşiyi yazmış, okudum...
çok mutlu birliktelik yaşıyorum yazmıyor .. daha önce söylemiştir nil hanım yazdığına göre ...elma kısmı aslında kadınların sahiplenmesi gereken kısım ,ben yakın zaman da yazmıştım diziler de ayakları üzerinde duran kadın karakterler olmalı diye benzer cümleler kurmuş ..
armut kısmını ben nil hanım gibi algılamadım ..akıllı olun bir armut(eş) bulun gibi değil meyvenin yarısı yerine tamamı olun başka meyveyle bütünleşin demiş ...
gazeteci hanım'ın yazı tarzı bu kadın karakterlerin özelliğini fazla ön planda tutuyor...önceki yazılarını bilenler vardır (şişirdi demesi üzerine belirttim)..
söyleşi de bir korku da var sanki şakayla karışık film tutmaz sa başka iş yaparım demeye getirmiş ...
gazeteci hanım bir gerçeği vurgulamış ..
yazan ,oynayan, yöneten ilk türk kadınısın demiş ...
prensese gelince benim çok beğendiğim bir oyuncu ..güzellik ve oyunculuğun birlikte olduğu aynı zamanda duruşunu bozmayan ender sanatçılardan ..
yıldız kavramının içinin boşaldığı günümüzde gerçek yıldız konumunda .
fazladan parlatmaya gerek yok zaten parlak bir yıldız ...
söyleşilerini okuyun/izleyin eğip bükmeden hep aynı tutarlılıkta ...
yeni projesinde farklı bir tarzla karşımıza çıkacak onca proje içinden bilerek farklı tarza yönelmiş ..yaşam tarzını bozmadan işiyle gündemde kalmaya özen gösteren sanatçımıza başarılar dilerim...
tamer • 07-01-2018 02:29 !! ++
merhabalar..tamer bey yorumunuzu okuduktan sonra tekrar okudum söyleşiyi.ondan öncesinde şunu belirtmek isterim teyze ve prenses yakıştırmalar için.bu iki yakıştırma da,yaş göze alınıp yapılan şeyler değil,bazı kadınlar giyimiyle,duruşuyla,genetik şansıyla yaşından küçük bazısı da aynı şekilde büyük gösterir.elçin zarif ve naif görüntülü bir kadın,tabi ki iç yüzünü bilemeyiz.teyze denilense kendi tabiriyle deli bozuk,kendisi giyim kuşamı önemsemediğini de söylüyor,ne bulsa geçirirmiş üstüne,diğer söyleşilerinde demişti.barış'ın yanında da büyük duruyor,elçin gibi yakışıyor mu allah için siz söyleyin erkek olarak..
gelelim diğer yazdığım için yorumuma,tekrar okuyun bakın,diyor ki,ilişkisinin düzgün gitmesinden insanların rahatsız olduğunu belirtmiş,başlık gibi yazmış zaten yazar.
şunu belirterek son vereyim,ülkemizde çok zor şartlarda okuyup kariyer yapan nice kadınımız var.şanslı olarak ekonomik ve sosyal güçlü bir ailede doğup,film yazıp çekme şansı olan bir kadın zaten hayata galip başlamış,bu kadar abartılacak ne var onu anlamıyorum.tüm basının da bu kadar şakşakcı olmasına da hayretler ediyorum.
nil
07-01-2018 17:22 !! ++
iyi geceler...
yazıma iki cevap var.. beklediğim yanıtlar diyebilirim...
nil hanım ve isimsiz hanım ne demişler ona bakalım ...
isimsiz hanım kesinlikle yaş değil ,davranış demiş ...bizim toplumda yaşı büyük kadına teyze derler ilginçtir hala denmez, tanımadığın birine yaşı büyükse direk teyze denir ...erkekler de ise genellikle amca derler ,nadiren dayı diyen olur ...
olumsuz davranışa karşılık teyze denk düşmez ,düşerse de teyzelere büyük saygısızlık olur ...
nil hanım yaşı da katmış işte esas beklediğim buydu ...beklediğim derken güzellik kıyaslamasını sormuş ...bam teli burası ...
nil hanım ben her yazımı erkek gözüyle yazıyorum aksi mümkün değil ...
yazımı dikkatli okuduysanız elçin sangu hakkındaki düşüncelerim yazının sonunda var ve bu şekilde diğeri için bir yazım yok ...hiç olmadı ..
davranış olumsuzluğuna vurgu olarak "haklı sebeplerimiz olsa da" yazdım buradaki arkadaşları üzen açıklamaları olduğu için ...
yakıştırma için ne denir herkes yakıştırıyor, ben bunu hep yazdım ...dizi bu kadar süre gitmezdi ikisi birbirine yakışmasaydı ...
sadece biz değil kıyaslayın dediğiniz de yakıştırıyor ...açıkça söyledi ...
fazla özgüven gibi duruyor ama nihayetin de söyledi ...
esas kendimize sormamız gereken mutlak güzellik peşinde miyiz ...
birinin güzel diğerinin yakışıklı olması birlikte olmaları için yeterli midir?
sorun sadece bu değil sorun gerçekleri işimize geldiği şekle sokmaya
gayret etmek ...bildiğimizi örtmek istediğimizi bilinen yerine koymak ...
algı üzerine bir yazı yazacağım ,mümkün oldukça yumuşatarak yazarım bu konunun daha kapsamlı anlaşılacağını sanıyorum ...
söyleşiye gelirsek ...gazeteci sormuş insanlar sizin ayrılmanızı mı bekliyor diye,cevap olarak yolunda giden birlikteliği mutsuz insanlar istemiyor demiş...yazdığınız gibi çok mutlu birlikteliğim var dememiş ,ben bunu söyledim ama ilave ettim farklı zamanda kullanmıştır sizin aklınız da kalmıştır diye ...şunu belirteyim ben bu konuda söylediklerine katılmıyorum ...insanların böyle bir davranışı olduğu mantıklı gelmedi bana
en son yazdığınıza üzgünüm katılmıyorum her imkanı olan yazıp,yönetip oynayamaz ...yetenek meselesi bu işler, bu konuya girmeyeyim uzun yazmak zorunda kalırım, belki bir gün gireriz etraflıca ve örneklerle niye zor yazarım ...
isimsiz hanım ve nil hanım yanıt için teşekkür ederim elinize gönlünüze sağlık ...
...
peri hanım ..cemal süreya şiiri şahane ...cemal abi gibi bende besliyorum hüzün kuşlarını canımla ...emeğinize sağlık ...
...
bahar hanım yorum için teşekkür ederim ama total seyirci nasıl davranır bilinmiyor ve fanlar total seyirci için de küçük oran olduğu için kesin veriye ulaşılmıyor önce filmi yapan inanıyor tutacağına ya nasip diye yola çıkılıyor sonrası büyük sessiz kitleye kalıyor ,son söz onların...
tamer • 08-01-2018 02:32 !! ++
iyi geceler...
nil hanım...
abartma bizde sadece basın da yok her yer de var...
çoğumuz gittiğimiz düğünler için bile söyleriz amma abartmışlar diye ..
tavsiyem ciddi sanat dergileri okumanız orada yaptıkları eserleri yazarlar.. mesela şöyle çanak soru olmaz ...
birlikte olduğunuz oyuncuyu kadınlar beğeniyor size tepki gösteriyorlardır
şimdi soru futbol tabiri ile muz orta gibi olunca o da topu doksana artistik bir şekilde gönderiyor ...
sevmeyenler tepki gösteriyor ,sevenler mest oluyor ...böylelikle amaca ulaşılıyor daha fazla okunuyor ...siz yazmasanız benim haberim yoktu olsa bile bakmazdım ..okuyun dediniz diye okudum...
söyleşi başarılı ...ancak ilgi çeksin diye gerek olmayan kısımlara girilmiş ..ne yazık bizde böyle ...sadece işi yazılsa az okunur diye özeller de yazılıyor ...yazar gülse birsel'den bile üstün görecek demişsiniz ...
kendisi ustası olduğunu söylüyor ..gerçek olan üç işi yapan tek kadın konumunda
gülse birsel yapmadığına göre vasıf konusunda öne geçmiş demektir ...
filmi vizyona giriyor bu aralar bahsedilir ..
yaptığı filmler çoğunlukla gişe başarısı olan filmler ...devam filmi risk taşır önceki gişe söz konusudur ..geçer veya geçmez yakında belli olur...
esas sorduğunuza gelirsek ..saray veya samanlıkta hayata gözlerini açanlar hayata galip veya mağlup başlamazlar... önde veya geride başlarlar... hayat uzun bir maratondur ortalama ömür sürenler için ...
ben size bir örnek vereyim ...yıllar önce beraber tiyatro sahneleyen iki oyuncu ile tanıştım ...birinin babası tiyatronun temel taşlarından biriydi
diğeri ise kazınarak yükselmişti ...kazınarak yükselen zeki alasya ...
diğeri ise naşit özcan'ın oğlu adile naşit'in abisi selim naşit idi ...
ikisi de değerli ve mütevazi insandı ama kim daha bilinendi ...
onca oyuncu var özellikle reklam filminde oynayanlar çok ciddi kazanç sağlıyorlar varsa yetenekleri oturup yazarlar ve bir yönetmenin yanında yetişirler ...proje arasındaki boşlukları ülke ülke gezerek tatil yaparak değerlendirme yerine değil mi?
haksızlık konusuna gelirsek ...bu hep var nil hanım yeni değil ...
hayatın içinde sadece kadınlar değil erkekler içinde söz konusu kenarda kalmak ..sosyal bir bozukluk olarak karşımıza çıkan bu durumu kime fatura edelim sevmediğimiz kişilere mi?
fırsat eşitliğini savunalım ..daha fazla kişi sevdiği yeteneği olan işleri yapsın ..buna çaba gösterebiliriz ..
başarılı olan yokluktan gelseydi yine kızar mıydık ,yoksa sevmediğimiz için gözümüze batıyor olabilir mi sorusunu kendimize soralım ...
bunu ben uzun zaman önce kendime sordum ve eserleri bakış açımla örtüşmeyen sanatçıların işlerini takip etmemeyi seçtim ...
soranlara sadece bu açıklamayı yapıyorum izlemediğim için yorum da yapmıyorum ...
güzel yazışmaydı nil hanım teşekkür ederim tüm yorumlarınız için...
...
peri hanım...
ceyhun atıf kansu şiiri çin elinize gönlünüze sağlık ...
...
kıbrıslı hanım iyi olmanıza sevindim ...yorumunuza teşekkür ederim ...
sizde aramızda olduğunuzda mutlu oluyoruz ...
tamer • 09-01-2018 03:23 !! ++
rumuz...
takma ad..sanat dünyasında olanların kullandığı ise mahlas ...
şimdilerde sanal dünyada nickname kullanılıyor kısaca nick deniyor...
buraya ilk geldiğimde yazı sonlarında rumuz olduğunu görünce ben de bir tane seçtim yine sülale ile ilgili bir rumuz 'du kısa sürede yanlış bir anlama ve cinsiyet yüzünden kendi ismimi kullanmaya başladım öyle gidiyor ...rumuzlar kişinin seçimine göre çeşitlilik gösteriyor bu durum benim en zor da kaldığım kısım oluyor...
yazının sonuna hanım yazma durumun da anlam düşmesi söz konusu...
yoğun yazıların olduğu ilk dönemdi böyle bir rumuzu olan bir yazı ile karşılaştım ..iki kere okudum cevap vermedim ...
çok etkili bir yazı idi ..sonraki günlerde yazısını göremedim ..
benim yazıma yorum yazanlar arasında adını gördüğümde sevindim ...
çok güzel sözleri kadar ismen hitap etmesi rahatlattı..arada bir yazardı
hiç bölüm yorumu yapmadı bölüm içinde herkesin bir anlam vermeye çalıştığı objeler üzerine derin yazıları vardı ...
ömer'in sadri usta ile dükkanda çay içtiği masa üzerine masa yazısı yazdım ...cevap yazısında çınar altındaki masada yer varsa ben seninle demli çay eşliğinde koyu sohbet yapmak isterim yazdı ..sonra masa simge oldu tüm arkadaşlar etrafında toplanma hayali kurduk ...
samimi ifadeleri vardı ...arkadaşlar kendi aralarında en çok "canım"der birbirine... anatomi farklı olunca bana kullanılmaz ve benim kullanmam da mümkün değil ...
zaten bu cinste olanlar çok özel olanlara kullanır ve bir ek alarak kullanır samimi olduklarına ...bana burada ilk o kullandı kardeşim ekiyle ve sarılıp alnından öpüyorum yazdı ...
oysa alnından öpülecek oydu öyle bir yazı yazmıştı ki çok kişi etkilendi ..ama o benim cevap yazımdan çok etkilendiğini yazdı ...
anılar hep sizin bilmediğiniz taraftan olmaz bazen sizin bilip en yakınlarımın yüzeysel bildiği olur ...bu böyle bir anı.. olan biteni burada çok kişi biliyor .. ailem ve yakın arkadaşlarım iki gün önceki yemekte öğrendi ..
yemeğe oturduk tabak önüme geldi daldım gittim ..yüzüme hüzün kuşları gelip konmuş, ne kadar sürdü anı yolculuğu farkında değilim... derinden ismim söyleniyor kaçıncı da kendime geldim bilmiyorum, tüm bakışlar üzerim de ...
arkadaşın eşi endişeli seversin diye yaptım çatal elinde elin gitmiyor deyince ..doğru severim ,bir arkadaş aklıma geldi yemekten sonra anlatırım dedim ısrar edildi ,şimdi anlat diye... hüzün kuşları yüzünüze konar dedim dinlemediler ...anlattım bitince baktım kuşlar onlarında yüzündeydi ...belki gökyüzünde değildir dediler ..
yay kadını bilir ondan rica etmiştim kırmadı kısalttı ismini "bir" kısmını kaldırdı üstelik abi dediği için hanım yazmıyorum ...
benim sofrada dalmama sebep olan yemek yaprak sarması.. efsane sarma yazısını yazan, kanada'dan sevgilerle rumuzuyla yazan kanadalı ...
ben ona sormadan kısalttım ismini sadece kanadalı derdim ...
ne yaşadığını hepimiz biliyoruz ...beyin ameliyatına girmeden dua istedi tüm arkadaşların isimleri balonlara yazıldı kanada semalarına uçuruldu ...
çok yazı yazdım ona iyileşmesi için moral olur diye ...zübeyde bilir uğur böceği ile dua göndermiştik ...
çoğunu eşi okudu hastanede ...bir ara iyileşir gibi oldu ..yazılarımı okuduğunu iyileşince mutlaka beni bulacağını yazdı ...
tam bu günler de son yazıların'dan birini yazdı ortalık toz dumandı az kişi anladı ne demek olduğunu ...
dizinin bitimine hem üzülüyorum ama bir yandan seviniyorum en azından sonunu göreceğim yazmıştı ...anlamı malüm...
türkan abla gibi yazılarını topla bir araya dedi bir çeşit veda gibiydi ...
sonrasında çok yazı yazdım ...ama ses çıkmadı bunca zaman geçti illa bir yazı yazardı ...masa fikrin de başta üç kişiydik kanadalı ben ve mehpare(mehpus) mehpare ve ben uzun süre bekledik masa mehpare'nin bahçe de ..ve benim yaşadığım yerde ..
ah kanadalı ...
yaprak sarmasını yoğun emek üzerinden öyle bir yazmıştı ki bende bir emekçi olarak nerede sarma görsem saygıyla eğilirim yazmıştım...
cevabında canım kardeşim senin emekçi yüreğine sarılır alnından öperim yazmıştı ...
burada ne kadar devam ederim bilmiyorum ..ve hayata ne kadar devam ederiz bilinmez ..
sanıyorum sonsuzluk diyarına yolculukta çınar altındaki masada bekler beni ...bu sefer ben ona söylerim ...
canım kardeşim ben geldim nerede kalmıştık diye...
tamer • 15-01-2018 03:50 !! ++
dördüncü...
dördüncü olmak pek sevindirmez insanı. eğer spor yapıyorsanız kıl payı kaçırdınız demektir madalyayı ...
normalde seni seviyorum dördüncü'sün denmesi insanı sevindirse bile kimseyi kesmez ...hep birinci olmak ister insanoğlu ..
iki gün önce dördüncü olduğumu öğrendiğimde çok sevindim ...
ben üç gün önceden almış oldum karnemi ...karnede dört yazıyor ..
iyi anlamına gelir ,hayat boyu iyi olma çabası veren biri için büyük ödül bu olsa gerek ...
önümüzdeki hafta kar geliyor bende çocuklar arasına karışırım ,onlar gibi mutlu mesut karla oynarım ...
üç abisi olan biri etrafında onca abi konumun da insan varken, görmediği birini yazılarından severek, daha doğrusu hissederek gönlüne abi olarak koyduysa benim ödül kıymetli ...
yaşadığı şehir'i iyi biliyorum ..belki o küçükken çok yakınlarından geçmişimdir ...onu da hayat kamerası biliyor ...
işte bazen o kayıtlar yıllar sonra denk gelir önüne ...sık görüşmediğim bir abim vardı.. abim derken kan bağımız yok abi konumda olan bir iş arkadaşım zor bir döneminde bir gece zilini çaldım onunla beraber kapıya küçük kızı çıktı biz abiyle konuştuk derdine derman olmaya çalıştık küçük kıza şaka yollu takılmıştım her çocuğa yaptığım gibi ...yıllar sonra bambaşka yerde o küçük kız hayatın içinde görevler almışken denk geldik birbirimize, oradan buradan derken oturduğu semte bir gece bir arkadaş için gittiğimi söyledim tarif edince öylece kaldı ...o sendin demek babam çok sevinmişti arkadaşlarım sağolsun dediğini hatırlıyorum birde kapıdaki şaka'nı ...ilginç unutmamış ama simayı hatırlamıyor ...yanağını okşayıp söylediğim sözleri hatırlıyor ..küçük kız da yıllar sonra benim gönlümü okşadı..babasıyla buluşturdu ..güler yüzle ikramı çayını içtim ...
yay kadını kardeşimde dördüncü aslında, burada bana abi diyenler de dördüncü ...diğer üçü gibi kıymetli benim için ...
oysa mesafeli başlamıştı arkadaşlık ben yazılarını görüyordum ..fikren anlaşamadığım bir arkadaşın yazı karakterine benziyordu yazıları ,sayfadan ayrılmıştı tekrar gelip farklı isimle yazanlar olduğu için beklemeyi seçtim ...oysa benim her yazıma yorum yapıyordu ...
bir süre sonra anladım ondan sonrası uzun isim için takıldım,kısalt demedim zeki insan hemen kavradı ..
yay kadınından vaz geçmem bir kısmını çıkaralım dedi ...bir isteği de abi desem olur mu olunca samimiyet başladı ..
burçlara merakım hiç olmadı ..meraklı biri söylemişti saat merakımın burç özelliği olduğunu ..akrepler saat sever demişti...merak paha da değil görünüm de ...eşim ve çocuklarıma da benden geçti kanımca ..
bana göre kadına en yakışan takı saat ..fark yarattığını düşünürüm...
yay kadını burcumun özelliği demişti iyimser olmak ...
bir yazısına sert bir eleştiri yazdım ..senin gördüğün, benim göremediğim nedir anlat,pembe gözlüğü biz de takalım diye..cevap olarak bir açıklaması yok seviyorum o kişiyi,istersen sana da verebilirim o gözlüklerden bende çok var demişti ...
bir ara uzaklaştı ...yokluğunda özledim,aklıma pembe gözlükler geldi ..
pembe gözlüklü yay kadının çağırdım sayfaya ..kırmadı geldi...
yarın karneler günü o benim için değerli hediyeyi verdi bende beklemesin istedim ...abi diyenler de dördüncü ama yay burcun da ailemde kimse yok
,üstelik pembe gözlüklü bir onu tanıyorum gerçek adını bilmediğim , burcunu isim olarak taşıyan pembe gözlüklü yay kadını kardeşim bu özellikleriyle gönlümde tek ...
tamer • 19-01-2018 03:35 !! ++
merhaba ka cilar selam ve sevgilerimi sunuyorum.bende burdayım peri hanımın emeği büyük..
hepimiz yavaş yavaş uzaklaştık.paylaştığımız şey azalınca herkez hayatına döndü..sağlıcakla kalın hepiniz..ayfo
29-01-2018 10:46 !! ++
iyi günler ..
peri hanım özdemir asaf şiiri çok güzel seçim ...nazik sözlerinize teşekkür ederim ancak kimse sizin kadar emek vermiyor son zamanlar da ... tüm yaşatma çabanız ve şiir için elinize emeğinize sağlık ...
...
ayfo evet haklısın dizi bitti film de konuşuldu ..ben geniş yorumunu yaptım
ama çok sayıda yorum göremedim özellikle sosyal medyada galalar konuşuldu ...gala derken daha çok iki oyuncunun ne kadar birbirini sevdiği üzerine vücut dili paylaşımları vardı ...sonuçta oyuncular kendi hayatlarına döndü ...şimdiler de başka film gündemde erkek oyuncunun arkadaşı bir film yaptı seri haline gelen filmin ikincisi onun üzerine paylaşımlar vardı ilk üç gün gişesi görününce sessizlik oldu o konuda bitti
ben yazmaya devam ederim gösterim bitsin tüm gişe verilerini vermeyi düşünüyorum ...izlemedim, izleseydim geniş bir yorumunu yapardım .görsel bir ürün varsa konuşulur ...
sayfaya arada uğradığını görüyorum tüm paylaşımların için eline emeğine sağlık ...
...
melekcan hanım sanırım genç yaştasın ..ama gençlik bir ayrıcalık değil dönemdir, ömrün olursa çok çabuk geçtiğini göreceksin ...
ve yaşlı diye tanımladığın yaşa ulaşınca bulunduğun dönemi yaşlı diye görmezsin geçmişte ne yazdığını hatırlarsan eğer ki bu yazı bu amaçla yazılıyor tahminen ben görmesem de yüzünde hafif bir renk değişmesi olur..çok sayıda kitap okumanı hayatı kavramanı ve ismin melek gibi bir birey olmanı yürekten diliyorum ...
...
hasta ve yakını hasta olanlara şifa dilerim...
tamer • 31-01-2018 13:37 !! ++
iyi geceler,bu sayfa hala devam ediyor ne güzel.çok sık olamasa da ara ara bakıyorum.ka zamanlarını ve ikilimizin bir olsunlar isteğimiz coşkusunu hep anıyorum.hemen herkes vazgeçti tabiki.olmaz elbet,benim hayatta olsun istediğim hiçbirşey olmaz zaten.bende şimdi g ve b ikilisine sıcak bakmaya karar verdim hatta g nin filmine gittim,geçen hafta film ekibiyle onu sahilde gördüm merhaba dedim.kimsenin sevgisi için kimseyi sevmek ya da sevmemek duygusuna kapılmamaya karar verdim.size saçma gelecek belki yazdıklarım ama insanlar dünyaya iyiler ve kötüler diyemi yoksa şanslılar ve şanssızlar diyemi geliyor çözemedim ben.umutsuz..
01-02-2018 01:07 !! ++
ben ufak tefek cinayetleri de izledim ve beğenmedim, kiralık aşk'ın baş rol oyuncularında sorun vardı ama kesinlikle senaryosun da da sorun vardı.utc'yi de izleyip soğuyup bırakınca bu kesinleşti benim için.ilk 5-6 bölümü ilgiyle izledim 7-10 arası ilgim kayboldu sonra bakasım gelmedi.
şu da va rki utc'de oyunculuklar daha kaliteli ama yaratılan karakteler itici olunca oyuncunun yapabileceği bişey yok.barış ile elçin'e ne kadar kızarsanız kızın ama şunu da düşünün ki aslında ömer ve defne çok itici yazılmış karakterlerdi. barış ve elçin'den başkası oynasaydı bu kadar sevilirler miydi ? gökçe bahadır oya'yı kurtarabiyor mu mesela ? gökçe'nin daha önceki dizilerini bilmesem sadece utc'ye bakarak ona da kötü oyuncu derdim.
şimdi burası kiralık aşk sayfası, neden utc eleştiriyorsun diyeceksiniz.ikisi de aynı senaristin dizisi olduğu için kıyaslama yapmak istedim.
ben zaten elçin, barış, adının söylenmesini isemediğiniz hanım'ın magazin haberlerine zerre kadar takmamış, takip etmemiş ne kıskançlık ne ilişki mevzularına zere kadar inanmamıştım.magazin falan benim dizi başladıktan sonra oluşan sanal dünyaya girmemi engellemiyordu.
eğer dizi dediğiniz gibi oyucuların ve sevgililerinin kapris, kıskançlık ve kısıtlamaları yüzünden bittiyse bu da bu oyuncuların bundan sonraki projelerinde çıkacak ortaya.ama özellikle 1. sezon başlayan 2. sezon devam eden kötü senaryo ve yapım grafiğinin sadece ounculardan kaynaklandığını hiç sanmıyorum.bu gafikle dizi devam etseydi bile memnuniyet yaratmayacaktı bende.
öyle böyle diziyi sonuna kadar izledim ama sonuda değerlendirme yaptığımda gördüm ki ilk izlerken büyülendiğimiz kadar büyülü bir hikaye yok ortada.dikkatli ve planlı yazılmış bir hikaye bile yok, çalakalem yazılmış, seyirciden tepkiler geldikçe birşeyler düzeltilmeye çalışılıyor, bu çalışma esnasında başka bir hata yapılıyor; başka bir tepki geliyor, başka bir düzeltme hamlesi başka bir hata, tutarsızlıklar oluşuyor.
kiralık aşk forumlarında çoğu yorumu bile dizi bittikten sonra okudum ve gördüm ki dizideki replikler bile forumlara tepki veya onaylama adına yazılmış.mesela ömer'in defne'ye kız iseme merasimi sonrası ayrılık konşmasında söylediği sözler adeta forumlardaki ömercilerin defne karakterine söylemek istediği sözler.mesela hep suçu başkalarına atıyorsun kendi karalarını alamıyor musun cülesi forumdan çıkmış gibi.bir senaryo bu kadar seyircini insiyatifine bırakılır mı ? sırf gönderme yapmak için senaryo yazılır mı ? demek ki kendi anlatacakları bir hikaye yoktu, bari seyircinin neyi seveceğini doğru anlasalardı, anlamak istediler, anlayableceklerini sandılar ama anlamadıar.
senaryoyu nasrettin hoca'nın eşşeğe nasıl bineceğin fıkrasına döndürdüler.
biri der defne kariyerli olsun hep ezik olmasın ömer'in yanın da çalışmasın kız alele acele tasarımcı yapılır.başkası bu hamleyi yemez derki bu nasıl oldu birdenbire.geçmişe dönük bölümde defne tasarım kazanmış bırakmak zorunda kalmış olur.çalışmak içintasarımı bırkmak zorunda kaldı da turuzimi nasıl okudu.
biri der tasarım bu defneye hiç yakışmadı, hırs küpü oldu. ömer'in rakibi olmamalıydı bu sefer lojistik müdürü yapılır.
biri der ömer kızı nikah massasında bırakmasın rezil etmesin ömer nikahlanmış ertesi gün nikah iptal etmiş olur..bir gün önce evlenip bir günsonra nikah iptal etmek dahabüyük rezilliktir, nikah masasından kalkmak dah iyidir.böylece ömer düşünceli davranmak isteyen bir düşüncesiz olur.
biri der defne bir yıl boyunca çok ezildi daha ezilmesin, ömer affederek italya'dan döner.öbürü der bu adam kendine yapılanların hesabını niye hiç sormadı.
biri der biz dram izlemek istiyoruz klişe istemiyoruz öbürü der nikah sonrası konuşmalarını hesaplaşmalarını bir yıl boynca yaşadıklarını niye hiç göremedik.dram az olsun diye ömer defne hesaplaşma sahnesi yazılacağına ömer iso hesaplaşma sahnesi yazar, herkesin gönlü olsun klişe de olmasın der ama tutmaz bu sefer de millet ömer iso'yu mu terk etti der.
kısacası herkesi memnun etmek istediler; kimseyi edemediler.
( yine de şunu söyleyim ki internet'te diziden yola çıkarak yazılmış çok kafa açan yorumlar ve yazılar var ki dizinin kendinden bile daha kıymetli.)
ben meriç acemi'nin kiralık aşk'ta kendi hikayemi anlattım lafına hiç katılmıyorum. seyircinin istekleri onun için önemliydi ama insanların beğenisine dair dağru bir öngörüsü yoktu bence.keşke hiçbir yoruma ve isteğe takılmadan kendi bildiğini yazsaydı.
öyle böyle izlenecek birşeyler bulmuşuz ki 1/5 sezon bu diziyi izlemişiz.şimdi şikayet etmenin hiç anlamı yok.yok bize saygısızlık ettiler, yok bizi aptal yerine koydular yok sırtımızdan para kazandılar, yok hayallerimizle oynadılar, yok sevgilisinin reklamını yaptılar...
izlemeseydin kardeşim aptal yeine konmasaydın.beğenmiyorsan bırakırsın.oyuncu işne saygısızlık mı yapıyor iyi oynamıyor mu bakmazsın.senaristin kalemini mi beğenmiyorsun, işini takip etmezsin.
bırakan zaten bıraktı yarısında birdaha dönmedi zlemeye.bu dizi elçin ve barış uyumu olmasa m.a.'nın kalemini izlemem diyenlerle, m.a. yazmasa elçin barış'ı izlemem diyenlerle sürüp gitti.
benim son kanaatim elçin'de barış'da meriç'de deçok bir keramet yoktu ama eylendik mi eylendik.yine de dönüp soruyorum kendime ben ne izledeim aşk desen aşk yok, komedi desen komedi yok.şimdi ben bunu yazan çeken oynayana mı kızayım, kendi me mi kızayım?
10-02-2018 19:07 !! ++
haksızlık etmeyin bence..yeni dizilerde de güzel yakışan çiftler var ama hiçbiri ömer defne aşkının verdiği hazzı vermiyor.fragman çıksın diye deli gibi beklemelerimizi unutamıyorum.dizimiz yaz dizisi olarak hazırlanmıştı.uzayan tüm dizilerde saçmalama sorunu var,sürekli aşıkları ayırıp ajitasyon yapma derdi.meriç hanımın kalemi güzel ama ters köşe yapayım derdi de çok.utc dizisi uzayınca neler olacak meraktayım.dizimizin ilk ondört bölümü süperdi.başka kişiler oynasaydı aynı tadı alır mıydım şahsen almazdım gibi geliyor,elçin ve barış bir elmanın iki yarısı. seda
11-02-2018 19:03 !! ++
selam gönül dostlarım, işte yine sizlerleyim. hepinize saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. iyi ki varsınız ben peri, tamer bey, figen, yay kadını, günay ve ismini sayamadığım dostlarım dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. yorumlarınızı okumak bana moral oluyor gün geçtikçe iyiye gidiyorum. daha çok hareketler yapabiliyorum. buralarda olmak sizlerin yazılarını okumak bana çok iyi geliyor.ben perim şiirlerlerin harika, tamer bey sizin yazılarınız muhteşem, zevkle okuyor ve huzur buluyorum. aramıza yeni arkadaşlar katılmış onlara da hoşgeldin diyorum bu sayfada dostluk arkadaşlık saygı ve sevgi var, bizler ka ailesiyiz ama dizi bitti bizim dostluğumuz bitmez, yay kadını kalemine sağlık bende ayni düşüncedeyim. güzellerim benim sanırım 3 hafta sonra cuma kahvelerinizi ben yapacağım , sizin güzel yazılarınız ve dualarınızla ayaktayım hepiniza kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. iyi geceler hepinize sağlıkla kalın tüm güzellikler sizin olsun güzel yürekli dostlarım benim. kıbrıslı
12-02-2018 01:10 !! ++
40 mum
ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
gönlü her yerde buhurdan gibi .
ve serin serviler altında kalan kabrinde
her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.
yahya kemal beyatlı..
15 yıl önceydi film market'ten içeri girdiğinde ...
iki kız getirmişti dalgın adam'ı kızlar eski müşteri senli benli olmuştuk...
tanıştık dalgın ve suskun adamla da ... kızlar film beğenirken suskun oturdu ,başka bir alemde gibiydi...
akşam saatlerin de kendi demlediğimiz çaydan ikram ettim kızlar evde hazırladık dediler suskun ben içerim dedi ikrama teşekkür etti kızların beğenilerine karışmadı ,ayrıca kendisine istedi kızlar seçti yine kısaca olur verdi ...gittiler...
kasıntı gibi geldi bana kızlar ertesi gün geldiler aldıklarını teslim ettiler ..
suskun gelmedi...üç ve ya dört gün sonra kızlar yine geldi suskun yine yoktu ..hatırlattım biz getiririz dediler ...sonra iki yada üç kez kızlarla geldi hava aynı, kızların ilgisine karşılık vermeden öyle oturdu, çay sevdiği belli ikramı çevirmedi ...
hikayesini ertesi gün öğrendim ,kızlara pek kanım ısınmadı deyince anlattılar ..o zaman anladım niye suskun ve başka alemde yaşar gibi dalgın olduğunu ...ve kızların da niye pervane olduğunu...
ben kadınları konu alan çok yazı yazdım, bir tanesi "hare" yazısıydı
beğenen çok oldu... işte bu kızlar o başlarının üzerin de ışık "hare"olan
kadınlardan iki tanesiydi ..
suskun'un yürek burkan hikayesine gelince ...
bir kızla birbirlerini sevmişler ...askerlik iş derken uygun zaman oluşunca evlenmişler ...altı ay sonra kız dermansız bir hastalığa düşmüş ...
suskun olmuş deli divane henüz kurduğu işi satmış elde ne imkan varsa seferber etmiş aylarca hastane de yanından ayrılmamış ..
ancak kız hayata veda etmiş ...
kızlar sadece komşuları, olanı biteni görmüşler ..kalbi paramparça adamı hayata döndürme derdindeler ...kalpleri iyilikle dolu kızlar tembihlediler aman abi kendisine konuyu açma diye...
ben açmadım kendisi açtı ...
havanın kapalı olduğu bir gündü ,yağmur başladı başlayacak bir akşam üstüydü kapı da durdu kısa bir tereddüt geçirdi sonra içeri girdi ..
çayın var mı dedi var dedim oturdu ..
ben eşimi kaybettim abi, bugün mezarına gittim diktiğim çiçekler açmış ağaçlarda kuşlar ötüyor, ne kadar oturdum başında bilmiyorum derken dışarı da yağmur bunun gözlerinden yaş inmeye başladı...
anlattı yaşlar eşliğinde unutmak istiyorum ama utanıyorum ben unutmak için sevmedim ki dedi...
ne yapayım ben abi bilmiyorum ,duramıyorum buralar da vedaya geldim dedi...
ben de bir sevdiğini kaybederse insan içinde 40 mum yanarmış zaman içinde biri hariç hepsi söner ama o bir tanesi ölene kadar yanmaya devam edermiş dedim...vedalaştık başka bir şehir'e gitti...
3 yıl kadar sonra bir kızla döndü o şehir den eşim diye tanıştırdı ..
güler yüzlü bir kızdı bir süre gelip gittiler tek geldiğinde halini sordum iyi olmaya çalışıyorum dedi...kıza her şeyi anlatmış kız bu halinle sevdim deyince evlenmişler ..abi rabbim'e çok sordum niye ben diye, ama karşıma bunu çıkarmasa ne olurdum bilmem ,beni uçurumun kıyısından aldı dedi...
bir süre sonra mahalleden şehrin öbür ucuna taşındı yine vedalaştı ..
iki kere karşılaştım birinde benim de yanım da ailem vardı kısa bir hoş beş oldu ikincisi bu hafta sonuydu ikimiz de yalnızdık ...
çay sever olduğumuz için oturduk bir yere hal hatır dan sonra komşu kızların hakkını ödeyemem birinin düğününe gelemedim çok mahçup oldum dedi..sen görüyor musun dedi ben de ara sıra gördüğümü birinin çok tatlı bebeği olduğunu söyledim.. artık kalkacağımız zaman bana bir mum örneği vermiştin hatırladın mı dedi...
başımla evet dedim ...abi haklıymışsın o mum hiç sönmüyor ..
ben de sönsün istemiyorum iyi bir insandı içimden çıkmasın melek olarak kalsın dedi...
Tamer • 14-02-2018 03:33 !! ++
iyi geceler..
yay kadını kardeşim bunlar olur alışman gerekirdi bu zamana kadar ...
bu yazı da o sayfa da olmalıydı ...cevap niteliği taşıdığı için...
baktım yorumlara seni ne üzmüş diye ...sen senarist tarafındasın çoğunluk karşısında ,olan bu ..bir ara başka bir arkadaşımız da buraya taşıdı o sayfada kendisine olan sitemi üstelik buradan biri olduğunu ima eder şekilde ... burada belli kişiler yorum yazıyor üstelik senaristin bakış açısını sevmeyen tek kişi var burada.. ben imaya net cevap verdim, her yazımı kendi ismimle yazarım isimsiz yazım yoktur diye ...
bahsi geçen diziyi tek kare dahi izlemedim izleyen yakınlarım var fikrimi bildikleri için bu konuda konuşmuyoruz ..ancak kimseye izleme demedim
sosyal medyada dizi replikleri yayınlanıyor sanırım üç tanesini gördüm paylaşım önüme gelince... birinden oldukça rahatsız olmama karşın bütününü bilmediğim bir eserden cımbızlanmış repliğe cevap vermek istemedim ...sevip sevmemek ayrı konu ..talip olduğumuz eseri izledikten sonra yorumlama taraftarıyım böylece eser sahibine haksızlık yapmamış oluruz ...bu yüzden tek kare izlemedim tek yorum yapmadım...
yazı sildirme konusunda en çok suçlanan kişilerden biriyim bu sayfa da ..
iki yorum için itirazım oldu makul bulundu ..tüm itirazlarım herkese açık yerden buradan oldu..yazı silinme konusunda da önde sayılırım yazılarım sert olduğu için silinmesinin çoğunu normal buldum itiraz ettiklerim de oldu
en çok burası yorum sayfası beğenmiyorsan izleme yazısıyla karşılaşıyorum ..bu hiç doğru yaklaşım değil eser topluma sunulunca eleştiriye açık hale gelir ve artı-eksi yorumlanır ..sadece beğeni yazılarını yorumdan saymak doğru değil ...ve tüm eleştiriler eser üzerinden olmak zorunda ..oysa görünen eser ile başlayan fikir alış verişi kısa sürede eseri yaratanın kişiliğine sonrasında yorumlayanın kişiliğine yöneliyor ...
burada dizi yayınlanırken seninle de senarist konusunda uyuşamadık
karşılıklı yazılarımız oldu ama sonuçta abi, kardeşiz değil mi...
benden sana abi tavsiyesi...
sevdiğini terk etme...yazılarına geri dön ...
nasıl buradaki dostlarını bırakmıyorsan sevdiğin yazarı da bırakma.. eser üzerinden savunmanı sürdür ...
suçlama üzerine bir yazı yaz ilgin olmadığına dair ,sonrasında kaldığın yerden devam et...
yolun çetin baya kızan varmış...olsun insan sevdiği fikirleri savunmalı ...
yarın öbür gün bir yazı yazarım bakalım yine gizli hayransın mı denir
yoksa adam şunu demek istemiş mi denir göreceğiz ...
...
peri hanım...şiirlerinizi okuyorum cahit külebi şiiri gündeme tam uymuş
elinize gönlünüze sağlık...
...
sabah kahveleri benden olsun ...
...
sayfaya katkı yapanların ellerine emeklerine sağlık...
Tamer • 15-02-2018 03:59 !! ++
merhaba,
ben yazarın yada yazarların farklı senaryo yazdıklarını düşünüyorum.neden derseniz;
*simdiye kadar dogru düzgün hiç görülmeyen bir topluluk(fan) oluştu.
*senaryo içindeki her detayı kapmaya çalışan, bir anlam arayan ve bulan bir seyirci kitlesi oluştu. mitolojik,pskolojik,numaratoloji,isim analizleri...vs daha nicesi arastırıldıgında ''evet'' bu dediğimiz bir çok şey ortaya çıktı.
* bu detayları gördükçe senaryo da farklılaştı.seyirci de daha faza dizinin üstünde yogunlaştı. daha detaycı oldu.daha çok kurcaladı.
*ortaya dedikodular,söylentiler ,belki de gerçek olan seyler seyirciye sızdırıldı.bunun uzerinden konu yaratılarak senaryolaştırıldı.evet bu,bu bölüm vardı.burda sunu anlatmaya calısmıs dendi.bu da seyirci için daha çekici olmaya basladı.binevi oyuncular üzerinden ilerleyen bir oyun gibi...
*dizi ister oyuncu,ister senarist,ister seyirci yazımıyla ilerlesin hiç fark etmedi.seyirci her sekilde diziyi izledi.tepkisini,duygularını,hal ve hareketlerini ortaya koydu.ilgili kişilere de çok da güzel malzemeler verdi... bir çok kişinin de aklında hala kiralık aşk var.iyisiyle kotusuyle... bu da bir başarı öyküsüdür bana göre...
herkese iyi akşamlar...
Love • 15-02-2018 22:28 !! ++
algı...
duyu organlarına gelen uyarıların anlamlama süreci...anlamı bu...
algı ne ise gerçek odur ...önemli olan yaşanan olaylardan ziyade nasıl algıladığımız ...işte sıkıntı burada ...kişinin algısına dışarıdan yön verme adına yapılan baskı en fazla baş ağrıtan konu...kısaca algı yapıldı denen de budur...
bu yazı belli kişilere yazılmadı içinde hepimiz varız mümkün oldukça yumuşatarak yazıyorum benim gözümden tespit yazısı olarak kabul edilmesini umuyorum...
ben buraya geldiğimde çok fazla ayrışma yoktu...kısa süre içinde iki oyuncu üzerine yazılar başladı ..
yaz dizisi olarak başladı ve hedef gençlerdi ...oysa orta kuşak sahiplendi ve burada çoğunluk orta kuşaktı ...
ve orta kuşak izleyici sanal eleme ve teknolojiye tam hakim değildi çoğunun sayfa üyeliğini çocukları yapmıştı ..küçük bir bölümü bu konuda bilgili idiler..diğerlerinden ayrı isimle anıldılar ...
az sayıda olan gençler sanal alem ve teknoloji kullanımın da başarılıydılar
bir süre sonra orta kuşağın başrol oyuncularını çok beğenmeleri ve birbirine yakıştırmaları boyut değiştirdi ...
izleyicilerin büyük bir kısmı oyunda olanın gerçek yaşamda olması tarafındaydılar...burada da ayrışma oldu yine küçük bir kısım yakıştırmanın gerçekleşmesinin oyuncuların özgür iradesi ile olmasını karışılmaması yönünde iken, daha büyük oran karışılmasını bunun onlara iyilik olacağını düşünüyordu ...
gençler burada devreye girdi bilgi akışını sağladılar ...artık her hareketleri bilinmek isteniyordu ..
dizideki aşk masalsı görüldü arızalı kısmı yok sayıldı ..bir sorun vardı iki oyuncular da başka kişilerle birlikteydiler ..hemen masal gerçeğe uyarlandı iki kişide istenmeyen ilan edildiler ...erkeğin yanındaki tıpkı masallardaki kötü üvey anne, kadın oyuncu ise prenses görüldü ...
kadın oyuncunun yanındaki daha şanslıydı birlikte olmalarını kadının minnet duygusuna bağladılar ,yoksa çoktan göndermişti dendi...
kitle inandı öylesine ki oyundaki kadına eleştiri yapmak yürek ister durumdaydı ...benim gibi yazan az sayıda kişi oldukça fazla hakaret yedi...
dizinin gidişatı ise 17 bölüm sonunda drama döndü ..bundan sonrası daha vahim oldu hedefe konan ömer karakteri hedef tahtası oldu..
gerçekleşmeyen birliktelik erkek oyuncuyu da tepki doğurdu ..
kadın ve erkek oyuncuların eğitimleri konu edildi ve erkek zaten yakışmıyor , üstelik mahalle çocuğu dendi öbürü saraylı değildi ama es geçildi ...mahalle dedikleri yerin tarihi 500 yıllık ve eskiden kızın yetiştiği yer taşra diye anılırdı ...bilmeyince sorun değil tabi...
yine de ikinci sezona girene kadar beklentiler canlı tutuldu ...
sezon başı iki oyuncu da bir açıklama yaptılar baştan beri yaptıkları açıklamanın aynısı ...bir fark vardı özel yaşamımızda daha güzelini yaşıyoruz demeleri büyük tepki çekti ...oysa sanal ile gerçek arasındaki fark belirtilmek istendi olmadı ..algı kırılmaz bir kale kapısı gibiydi...
dizi beklenenden erken bitince ve açıklama alakasız biri tarafından yapılınca kıyamet koptu ..giderek azalan kitle yazın yapılan filmle canlandı şimdiler de az sayıda kişi umut taşıyor ...
eskiden bu birliktelik yazılarına kızardım artık alıştım bir istek olarak bakıyorum, ancak oyuncular bizim oyun hamurumuz değil istediğimiz gibi şekillendirelim ...istediğimiz şekil olmayınca kızıp söylenelim..kaç gündür türlü türlü yazılar var ..ben ne istersem olmaz diyen arkadaş isteğinin bir insanın hayatı olduğunu düşünürse sağlıklı bakmaya başlamış demektir ...
haybeden başarı geldi diye düşünende eğer görebilirse büyük çaba ve emek olduğunu , sadece bakış olmadığını anlar...
neydi algı.
"nesnel dünyayı duyular kanalıyla öznel bilince aktarım"
gördüğümüz neydi "oyun" oynayanlara ne denir adı üzerine"oyuncu"
gördüğümüzü aktarımda farklılaştırıp gerçek kabul ettik diyelim ...
ve bir kısmımız da bunu körükledik ...böyledir diye pekiştirdik...
niye algı yaratıldı diye başka yerler de suçlu arıyoruz biz inandık biz körükledik demek çok mu zor..
yine bir kısmımız baktı olmuyor ..baştan beri aynı konuşan oyunculara yönelip "belki de vardı" yahut"algı yaratıldı" diye konuşarak olan durumdan kendini sıyırıp oyuncuları sorumlu tutması olacak iş mi...
üstelik tam tersi algıyı besleyen onca yazısı hafızalar da dururken...şimdi biri çıkıp sızdırılanı kim sızdırdı derse ne olacak...
vicdan soğutması desen ,bunun yolu böyle olmaz ..
çıkarsın ben inanıyordum ama """yanılmışım""bu kadar basit...
ve insan hata yapar, yanılır ...insani durumdur yani...
Tamer • 17-02-2018 04:02 !! ++
23.09...isminiz yok giriş yapmayı unuttuğunuzu sanıyorum beye karşılık hanımefendi yazıyorum sizce uygunsa ..yazı algı üzerine ...
fan ve sanatçı haklılığı üzerine değil ..baştan başlayalım neden unutulmadılar demek istemişsiniz ...nedeni belli birlikte çalışmaları devam ediyor filmleri yeni gösterimden kalktı ...
kanıt var demişsiniz..nerede o kanıt? söylentiyle yola çıkılmamalı ...
yanlarındakilerin paylaşımlarını sıralamışsınız ben takip etmiyorum sadece arkadaşların yazdıkları ile haberdarım ...
peki ben size sorayım o zaman bunu bana cevaplayın diye sormuyorum kendinize cevaplayın...
ne değişirdi?
üst başlık bu yani şimdi yazdıklarımı okuyun sonra kendinize sorun "ne değişirdi"
diyelim erkek oyuncunun yanındaki sessiz hiç bir şeye karışmayan ve şimdikinden daha güzel biri olsaydı ...
kadın oyuncunun yanındaki sessiz sosyal medyada gezmeyen ve olduğundan çok daha yakışıklı olsaydı...
ne değişirdi?
yakıştırma olmayacak mıydı..yine olacaktı ..ve mutlaka bir neden bulunurdu ...mevcut olanlar da aramaya gerek kalmadı malzeme bol ama dediğim gibi olsaydı yine bir kulp bulunurdu...
algı burada devreye giriyor...
algının değişmesi zordur gözün gördüğünün inkarıdır demiş bilim adamları...
algısı değişmeyene sözüm yok o buna inanıyor ve bu şekilde mutlu ...
ama algısı değişene ne demeli ..zamanın da bayrak tutup sonra fikir değişti diyelim yapılacak bellidir ...
onu da yazdım yazının sonun da okumuşsunuzdur ...
hani hatırlarsınız görünen köy kılavuz istemez sözüne orada köy yok demiştim ..evet yokmuş yanılmışım denilebilir...
sıraladıklarınız da fan ve sevgililer kısmına girmiyorum ne yapılır ne yapılmaz kısmı tartışmaya açık halde çünkü...benim vereceğim cevaplar konuyu başka yöne çeker yazı algı üzerine mümkünse burada kalsın..
tek bir konu da bilgim olduğu için yazayım siz senaryo ve kurguya müdahale oldu gizlice diyorsunuz...
mümkün değil diyorum bunu daha önce de yazdım ...lütfen farklı algılamayın bu konu da bilginiz olduğunu sanmıyorum...
senaryo ve kurgu çok farklı yerde yapılır ...
senarist ve sevgilinin birbirini tanıdığından yola çıkılarak geliştirilen savlar sağlam temele oturmuyor ...
hele kurgu odasına girip bunu çıkar bu kalsın denmesi asla gerçekleşemez hayalidir ...
sanat çevresinde ürün çok fazla kişinin katkısıyla oluşur ve dokunulmazdır ...ve ortak olarak en nefret ettikleri söz "sansür" dür ..
bir sanatçının bunu düşünmesi bile üzerine çizgi çekilmesi anlamını taşır .
ve o çevrede barınamaz ...üstelik karşısında dev bir ürün alıcısı kanal varsa esamesi okunmaz yok olur gider...kimse kapris çekmez...
son söz... yazınızın sonuna olsun...
yanındakiler suskun kızıştıran yok..ancak paylaşımlar tam gaz devam ediyor arkadaşlar paylaştıkça görüyorum.. hangisi makbul hangisi değil kişiye göre değişir ...
bunu ayrı bir zamanda yazabiliriz...sevginin sınırı nerede başlar nerede biter diye adlandırabiliriz...
Tamer • 18-02-2018 03:33 !! ++
arada birde olsa okuyorum yorumlarinizi... ben peri siirlerine saglik... cogu kiside benim gibi galiba sadece okuyorlar...
tamer bey son 3 senedir olaylari takip etmediyseniz, hakkeden yorumlariniz kismen yanli duruyor.
basrol oyuncularinin cogu kisi tarafindan itici bulunmasi kendi hareket ve tavirlari.. gorsel degil..net! once bunu netlestirelim. yorumlarda gecse bile yaptiklari paylasimlar, reportajlar buna sebeptir. gercekler oyle ya da boyle, farketmez. simdi sessiz olabilirler ama seyircinin bakisi onlara koyduklari sifatlar degismeyecektir. biz burdan ne desek bos aslinda:)) artik agizlariyla kus tutsalar, net!
asil soru seyirci yanlarindakini itici bulduklari halde bu acimasiz sektorde nasil ne sekilde tutunabilirler? yari ka seyircisi erkek besrolu takibi birakti, ne yakistirma kaldi nede sevgileri. tek sebep sevgilisinin hareketleri ve onun buna destek cikmasi. yanlis mi, hayir! sektor cok acimasiz, seyirci affetmiyor kolayca. yolu acik olsun ama isi zor. begenmeler yorumlar birinci sezonda uc sifirliydi, tek sifirlara dustu malesef. bunu tartisin bence, kaybettigi sevgiyi nasil geri kazanir?..
diger konu gecmis bitmis cunku
bahar
19-02-2018 09:41 !! ++
ne yazıldığını kavrama kısmında sıkıntı var sanırım ...mutlak gerçeklikten bahsedilmiyor tersine kişiselleştiriyor o tanımlama ...
"algı neyse gerçek odur" tanımlaması kişinin inanışı neyse gerçeği o şekilde anlar şeklinde.. mana pekiştirmesi bu yönde...
senin algın benim bu yazıları yazmamdan zevk aldığımı söylüyor oysa başkası çıkar doğru yazılmış der onun algısı o yöndedir bir başka deyişle "algıladığı" gerçek odur...
gerçi bizim derdimiz geniş bir çerçeve sunan tanımlamanın dizi ile ilgili kısmı ..buradaki algı herkeste aynı değildi çünkü sizin inandığınıza ben ve benim gibi düşünenler inanmıyordu ...
diziyi izlerken ne "algıladık" bu kişilere göre değişiyor ...
yazımda zaten tek bir izleyici tipi yok "algıda çeşitlilik" yazıyor orada neye inanıldı kısım kısım verildi...
yazı kişinin neyi algıladığı ve sonra bu algıdan döndüğü bir anlamda "algıda yanılgı" üzerine de değil...
yazı algıdan döndükten sonra hiç ilgisi olmayan sürekli bu algıyı reddeden oyunculara suç bulma üzerine ...
sanki bunu beslemişler de buna inanılmış kendisinin bunda payı yokmuş algısı oluşturma ve kendini bir nevi bu oluşumdan soyutlama derdinde olanlarla ilgili ...
ben uzun süredir buradaydım sizin gibi şimdi isminiz olmasa bile kim neyi yazar az çok bilinir ...ve bu gözler burada çok yazı okudu ...
ben oyuncuların birbirine hangi his beslediği kısmında değilim yazı da belli ancak birileri önce aralarında sevgi var diye onca yazı yazıp sonra bir algı yaratıldı diye oyuncuları suçlarsa ,ve bu algıyı yaratma adına uğraş veren bir yazı yazmışsa buna karşı çıkarım ...biz balık hafızalı değiliz ...algıyı yaratanlardan biri bunu yazabilir ama inanmamızı bekleyemez ...
yazının yazılış nedeni budur ...yoksa ben hala bu kanıdayım diyene karşı yazılmadı bu başka bir yazı konusu olur ...
yazınızın can damarına gelince ...ne yazmışsınız hatırlayalım...
"bizim anlayamadığımız ,bilmediğimiz fakat tahminler yürütebileceğimiz bazı olaylar" üzerine sözlerimizin olmasının ne zararı var demişsiniz ..
devamında sırf merak dürtüsüyle bunlar yazılmazdı demişsiniz bu kısım yazının yine oyuncuların üzerine doğru gitmesine neden olur...
ancak yine yazımda var oyuncular kimsenin oyun hamuru değil elinize alıp gönlünüze göre şekil vermeye çalışamaz kimse ... tahmin yürüttüğümüz ve kime zararı var diye sorduğunuz bir insan hayatı sizin veya başkasının oyuncağı değil .kişinin hayatı kendi iradesindedir .başka söze gerek var mı
son kısım da "krupiye" sözü hakaret olur oyun kurucu yazsaydınız daha doğru olurdu ...takip etmediğiniz ve bilmediğiniz oyuncular hakkın da yorum zevkli demişsiniz ...öyle inanıyorsanız ne diyebilirim ...
ben oyuncuların eserlerini takip ediyorum kişisel takip ettiğim hiç bir oyuncu yok üstelik "bilirkişi kisvesi" dediğiniz işte çok uzun yıllarım geçti kisve kısmını kullanmadan bu yakıştırma ve fazlasını işittim ...ama bunlara hiç girmemeniz gerekir..sürekli neden yazıyı bırakıp yazan kişiye yöneliyorsunuz oysa fikirlerimiz yazılmalı okuyanlar bunları görmeli..
oyuncuları siz takip ettiniz ve bir süre önce benimle yazışmanızda erkek oyuncunun yanın da olanın film projesinin ne kadar geciktiği üzerine tarihler verdiniz...konuyla alakalı değildi siz oraya çektiniz...
ben size o zaman ilgilenmiyorum dedim ortada başlanan bir eser yoktu .. siz takip ediyorsunuz hiç yazmadığınıza göre proje iptal mi oldu ...
bu konu da bir yazım olur sonra cevap yazın mümkünse...
...
bahar hanım ...
takip etmediğimi sürekli yineliyorum ancak gerçekse yazdığınıza göre inanmadınız demektir buna üzüldüm...
yanlı bulmanıza diyeceğim yok görüşünüz bu şekilde ...
yanındakilerin nasıl davrandığı bilmiyorum arkadaşların yazdığı kadarıyla haberdarım ve umurumda değil ben ikisini yakıştırıyorum herkes gibi ancak bir beklentim hiç olmadı o yüzden yanlarındakiler ilgi alanım da değil erkek oyuncunun yanındaki kişi sanatçı olduğu için onun çalışmalarını son ikisi hariç biliyorum...diğeri için bilgim sınırlı yine paylaşımlar da gördüğüm kadar ...
ben ürüne talibim ancak burada gördüklerimi yazdığım yazıda kısaca değindiğim kısım daha fazla ön plana çıktı oysa yazı algı ve bunun sanatçılara olumsuz yönelmesi hakkın da ...
doğru olan kim ne yazdı ise arkasında durmalı ...değişen görüşleri olduğun da ise bunu dürüstçe itiraf etmeli bir suçlu aramamalı ve oyunculara yönelmemeli ...oyuncular sevdiğimiz zaman kıymetli isteğimiz olmadığın da ise horlanıp kötülenmemeli insan olduklarını ve tıpkı bizim gibi hataları olduğunu unutmamak gerekir hepsi bu ...
diğer yazdığınız sanatçıların itibar kaybetmesi konusun da aynı düşünmüyoruz ... yanlış anlamayın ben takip edenlerin ve vazgeçenlerin sayısının genel izleyici içinde minik bir oran tuttuğuna inanıyorum... yoksa yazdığınız oranlar hakkında bilgilisinizdir ...
benim sosyal medyada buradan tanıdığım arkadaşlar var onların büyük çoğunluğu hala takipteler ve birlikte resimleri paylaşılıyor dizi ise hala izleniyor ...
uzun süre oldu birbirimizi biliyoruz ve ara sıra yazılarımıza yanıtlar yazdık ben yararlı olduğunu düşünüyorum, her seferin de görüşlerimiz örtüşmez ancak her seferin de kendinizi isminizle ifade etmeniz ve yazılarınıza hariçten yine kendiniz isimsiz destek yazıları yazmadığınız için teşekkür ederim ..yanıt için elinize gönlünüze sağlık bahar hanım...
Tamer • 20-02-2018 01:04 !! ++
sevgili şenay, ben de aynı şeyi söylüyorum işte. meriç acemi muhteşem senaryo yazdığı için değil, alt metinde anlatmak istedikleri, satır aralarında aktarmak istedikleri için sevip takip ediyoruz çoğunlukla. bizim gibi düşünenleri öyle en azından. bu haftaki bölüm bile az önce bitti ve yine çok şey öğrendim hayat ve insanlar hakkında. ben kitap okumayı çok seven biriyim. dizilerle de aram yoktur. meriç acemi'yi de ka ile tanıdım ve kalemine hayranlığım o şekilde başladı. buradakiler bilir. şimdi de yeni projesini takip ediyorum düzenli olarak. fragman takibi, sosyal medya olayı yok bu sefer ama izliyorum. onunla aramda bir ruh birliği olduğuna inanıyorum üç senedir ettiğim takip neticesinde. beğenmeyenler de olabilir. var da. en başta sevgili tamer abim. 😊 ama işte kişisel görüş ve algı da burada devreye giriyor. onun yaşadıkları, mesleki tecrübesi ve dünyaya bakış açısı böyle düşünmesini sağlıyor, benim iyimserliğim ve daha da ileri gidecek olursam ütopyalara olan düşkünlüğümden dolayı seviyorum o kadının yarattığı steril dünyayı. ka'da hissettiğim o berrak duyguyu burada da algıladım ve bunun meriç acemi'nin alamet-ı farikası olduğuna iyice ikna oldum. hatta eğer daha önce bu dünyada bulunmuşsak bir şekilde, hayatlarımızın bir yerinde birbirimizle tesadüf ettiğimizi düşüneceğim kadar yakınlık hissediyorum. neyse. çok uzattım sanırım konuyu. kimsenin şakşakçısı değilim bu arada. hayatta yapamadığım şeylerden biridir bu. hissetmediğim hiçbir şeyi söyletemez kimse bana. bunları söylüyorsam, inandığım içindir. rahmetli levent kırca'nın dediği gibi; niyetimiz kimseyi kırmak değildir. yüreğimden geçenleri dile getirdim sadece. yine de birilerini kırdıysam affola.
tamer abicim, pazar günü yaptım keki yine. ama bir şeylerin ters gittiği iki gün geçirdim. daha yeni kendime gelebildim bugün. buraya girecek halim olmadı. sağlık problemi yok çok şükür. merak edip endişelenmeyin beni merak eden dostlarım. özel meselelerde bazı problemler oldu. ama hayat bu. her gün güllük gülistanlık olmaz. bazen yıpratıcı deneyimler de yaşayabiliriz ki bu da çok doğal. ama söz veriyorum tamer abi, en kısa zamanda yeniden yapacağım o keklerden ve isteyene çay ile isteyene kahve ile ikram edeceğim kendi ellerimle. herkese sevgiler, saygılar... ❤
yay kadını
21-02-2018 00:44 !! ++
umarım bu son olur yoksa bu böyle sürecek ..fikir üzerine değil kişiler bazında yazıyorsunuz ...
ilk bölümde ne yazmışsınız ...
benim dünyayı yargıladığımı, yazılanı anlatmada sorunlu olduğumu,
çevreye tepeden baktığımı ve herkesi kendime hayran bırakmak istediğimi yazmışsınız ...
öyle anladıysanız ne diyebilirim ...sizin gibi düşünen olabilir tam tersini düşünen de çıkar umudum tersini düşünmeleri ...
...
devamın da dizi değil bıraktığı izlenim tartışılıyor burada demişsiniz ..bura da uzun süre durdunuz yazılanlardan bunu anlamışsınız ...
geçelim..gazino tabirine yersiz değil demişsiniz oyuncuların yanındakilerin korku cumhuriyeti ve haksız yükselişine uygun olduğunu belirtmişsiniz ...
tekrar kısır bir tartışma içine girmeme adına bu kısmı cevaplamıyorum zira karşıdan görerek verilen kararınıza yorum yapamam ...o yüzden bu kanıya hangi kanıtlarla ulaştınız diye sormuyorum...
sonrasın da oyuncuları çocuk farz ederek bir örnek vermişsiniz ..ben karşıdan seven sevimsiz adam oluyorum sizin gibi düşünenler onları kucaklayan ...
ne diyelim çocuklar adına üzüldüm keşke böyle sevmeseydiniz...
çünkü bu sevgiden şikayet eden onlar benim gibi sevmenizi defalarca söylediler ... kucaklamanızdan canları ne kadar yandıysa artık...
...
bu bölüm de nadir görülen bir uyumda diyerek bir sürü şey yazmak istemişsiniz ve şiirsel bir dilde yazmaya çabalamışsınız ..
neden?böyle yazınca hayatlarına karışmamış mı oluyorsunuz ...uyuma kapıldık ,aklımıza çılgınca fikirler geldi ..gerçekleşeceğine inandık ..
çok güçlü bir isteğe dayanıyordu bu düşünce demişsiniz kader ve yazgı aynı anlam da ama siz farklı gibi kullanmışsınız ..sonrasında yazılanları çözümleyelim zor da olsa ...bir şeyler yaşandı ya da yaşadık ve dillendirdik demeye getirmişsiniz...
peki...öyle olsun...
yazı bunun için değildi ne için derseniz tekrar okuyun
...
isim koymaya saçma sapan moda demişsiniz ...
gerçi bir isminiz vardır modaya uygun ...üç tane seçenek sunmuşsunuz önceki yazınız da yay kadınına ...birini seçin yazın ilk ikisi güzel ...
son kısıma gelince ...
benim ilk yazımı okudunuz ve cevapladınız yazımda sizin yazınızla ilgili kısa bir yer var ve bu kadar tepki doğuracak bir tanımlama da yok ...
siz yazımın bütününü kendinize yazılmış gibi algıladınız ..balık hafıza kısmı sizinle ilgili değil ...
"abartılı dürüstlük" demişsiniz içinde dürüstlük varsa abartılı olana da razıyım ...hayatım boyunca bunun için çabaladım.. çabam halen sürüyor
sizin gibi abarttığımı düşünen varsa ve bunu hata olarak görüyorsa
hatamdan dolayı affola ...
...
şenay hanım yorumunuz ve sayfaya katkınız için elinize gönlünüze sağlık...
peri hanım...
şiirleriniz için elinize emeğinize sağlık...cemal abi harika..ihsan turhan kısa ve öz...
Tamer • 21-02-2018 03:03 !! ++
şenay hanıma bir cevap yazmıştım, silinmiş nedendir acaba?
utf dizisini ka sayfasında eleştirmemin sebebini yorumuma yazdım daha dikkatli okusaydın dedim,
tespit ettiğin destek yazıları zaten benim yorumumla alakalı değil saatleri doğru tespit edememişsin dedim ( bu destek olunan yazıyla destek olanlar aynı kişidir demek değil ),
bir de lütfen hikayenin alt metninde senin gördüğün benim göremediğim derinliği açıkla dedim.
madem biz buraya hikayeyi tartışmaya geliyoruz, hikaye tartışalım o zaman.biri de biz bu hikayeyi böyle sevdik eksiğiyle fazlasıyla sevdikten öte neleri sevdiğini ne mesajlar aldığını açıklasın ekskleri zaten biliyorum fazları açıklasın.
madem güzellikler kalsın diyorsunuz, güzellileri yazın bilmeyen öğrensin bilen hatırlasın.
uyumu algısı beklentisi hayal kırıklığı barışı elçini gupsesi hatta gupsenin köpeği herşey hakkında herşey yazıyorda merak ettiğim şey yazmıyor şu forumda beğenenlerin neden ve neyi beğendiği bilgisine talibim bakın direk ürün hakkında bir soru kişilerin gerçek hayattaki durumlarıyla alakalı değil
hiç ilgilenmiyorum algı yaratıldı isyanyla ya da oyuncular şımardı hikayemiz yarım kaldı isyanıyla yarım kalana kadar neyi beğendiniz hikayede söyleyin algılarım açılır değerlendirmem değişir belki
sorunca beğenmiyorsan neden izledin karşı sorusuyla karşılaşıyorum.izlemeden mi beğenmedim deseydim evet suç bende neden izledim.artık beğenmediğimi orta yerinde bırakmayı öğrendim bu dizinin katkısı bu oldu bana.
şenay hanım soruyorum alt metin demişsiniz kavramınızın içini doldurun lütfen uyum çok güzeldi büyülü masalsı bir aşk anlatıldı metaforlar vardı ters köşeler vardı yuvarlak laflarına girmeden birkaç örnekle sizi bu kadar etkileyen alt metni anlatın.
ben beni etkileyen alt metni anlatayım:
defnenin hikayesi diye başlayan hikayenin hiçbir şekilde defnenin hikayesi olmaması özne diye tanıtılan karakterin edilgen ve hep nesne olarak kalması seyircinin çoğunluğunun kendini defne karakteriyle özdeşleştirmiş olması hikayenin işlenişini bu alanda değiştirmedi hikayeyi yapanlar çabalandı ancak karaktere gerekli olan derinlik verilemedi o hikayenin başında şansı mükemmel ömer iplikçinin aşkı olarak seçilmesi olan bir sıradan ve kusurlu insandı öyle de kaldı
sanırım seyirci de bunu beğendi ama bazılarını da isyan ettirdi isyan defne karakterini aşırı sahiplenme ömere kusur bulma seklinde cereyan etti ki ömer de iddia edildiği gibi mükemmel erkein temsilcisi değildi ancak seyircinin ömerin kusurlarını görebilmesi de hikayeye tarfsız bakabilmesinden değildi barışa ve sevgilisine gıcık olma durumu ömer karakterine yönelen eleştiri oklarında ne kadar etkiliydi onu bilemem
bu bir külkedisi masalıydı zaten kül kedisi de hayatını düzeltmek için kendi çabalamak yerine mucizelerin peri annelerin ve prensinin kapısına gelmesini bekleyen çok acı çekmiş ve acı çektiği için - çektiği acılarda az çok kendinin ve basiretsizliğinin de katkısı olmasının hiç bir önemi yok - acınması sevilmesi ve sonunda mutluluğa kavuşması ereken bir kurban değilmiydi
mesela üvey annesine ve üvey kız kardeşlerine karşı hakkını hiç aramamıştı külkedisi çünki o iyi bir kızdı ve haksıza karşı çıkmak için bile iyiliğinden taviz veremezdi
sonunda nasılsa iyiler kazanır kıymeti bir şekilde anlaşılırdı neden uğraşsındı tek uğraşı acılara sabredip kazanacağı günü beklemekti.
defnenin hikayesi de bu tuhaf iyilik anlayışı ile devam etti ve çekilen onca çileden sonra karmanın ondan yana dönüşü ile taçlanarak son buldu.bu bile defnenin başarısı değil ömerin lutfuydu.ömerin görevi lutfetmek defnenin görevi lutfedileni kabul etmekti.
çile demişken bir de ne kadar çile çekersen o kadar kıymetli insan olursun alt metni vardı dizide ömer karakteri adeta çileye aşıktı ha bire kaçıp kaçıp kendini herkesten soyutlaması çileci mistiklerin ermek için dünyadan el etek çekişine benziyor.
aynı alt metin utc'de de var edip'in oyaya ilk bölümlerdeki dünyada iki insan var haydutlar ve öteki neydi hatırlamadım aman ha diyor haydutlarla mücadele etme zaten kazanamazsın kazanmak için onlardan biri olmalısın sanki başka seçenek yok tam bir çileci kafası acıyı sev diyor onu kucakla hatta acıya şükret hala izleyenler oya ile edipten süpriz ataklar ve planlar göreceğiz diyor benin öyle umudum yok kiralık aşk tecrübemden dolayı görecez diye diye bekleyip havayı almaya niyetim yok.
aşk iyileştirir mottosuyla başlayan hikayenin aşk hasta eder sonucuna gelmesi hikayenin başında hayatta zaten ikisi de yeterince acı çekmiş olarak tanıtılan iki ana karakterin birbirlerini tanıdıkça birbirlerinin yaralarını saran değil yaralarını derinleştiren birbirlerini yoran yıpratan karakterlere dönüşmesi bunun sadece gerilimi merak unsurunu ayakta tutmak için de yapıldığını sanmıyorum.
hikayede bir ' aşk acı çektirdikçe güçlenir ' felsefesi vardı neden çünki insan acı çektikçe kıymetlenirdi.o yüzden defne ile ömerin kavuşup mutlu olduğu sahneler müzikle geçiştirildi belkide replik bulunamadığı ya da replik yazılmaya zaman olmadığı için değil mutlu olunan zamanlar zamandan sayılmadığı için.halbuki tam romantik komedi yapılacak zamanlardı.
zaten proust'un da öyle bir sözü varsanırım 'gerçekten yaşadığım zamanlar haytımın en acılı zamanlarıymış ' diye yanılıyorsam düzeltin belki de proust bunu acılı zannettiğim zamanların içinde ne güzellikler vardı da ben anca görüyorum manasında söylemişti ancak senaristimiz bu sözden etkilendiyse onun acılı hikayesi bana acının içindeki güzellikler olarak değilde işini bilmeyen çavuşlar acı çekmeye mahkumlar olarak yansıdı.
ömer üstün zekasına rağmen neden gerçeği göremedi, görememek bir yana neden araştırmak için doğru dürüst çaba sarfetmedi üstelik çoğu seyirci onun zaten bilip sakladığını düşnüyordu ki ben hiç düşünmedim ucundan bile bildiğini hadi üst metin hatası olarak değil alt metni olan bilinçli bir seçim olarak düşünelim bu ayrıntıyı alt metin ne olabilir ?
çünkü bilip saklasa ömerin dürüstlüğüne ters düşecekti, araştırıp söylese defnenin kendi itirafını yapıp 'aklanma' sını gerçekleştirmesi mümkün olmayacaktı.peki itiraf etmek aklanmak mıdır?defne karakterimiz onu yüceltmesi ve olgunlaştırması gereken bunca acıdan sonra itiraf edebilmek dışında nasıl bir olgunlaşma ve yücelme belirtisi göstermiştir ki acıyla olgunlaşacak bir karakter olsaydı hikayenin başında zaten olgun bir karakter olması gerekirdi.
hikayenin başındaki acıları yüzünden olgunlaşmak şöyle dursun güdük kalmış iki karakterin, yine acıları ve çektikleri acılardan kaynaklanan korkuları zayıflıkları yüzünden güdük kalıp aşklarını yaşayamamalarını izledik aşk iyileştirir yerine ikinci sezon tam çekilseydi daha da izleyecektik mutluluk evlilik falan yine son bölümlere sıkışacaktı.
bir de durmadan kadın şöyledir erkek böyledir diyen utc'de de devam eden genellemeler...
cinsiyetçi lafını kullanmayı hiç sevmiyorum ama cinsiyetçi be kardeşim.
haa toplumda onun anlattığı gibi erkekler ve kadınlar yok mu ama öyle bir iddialı replikler yazıyorlar ki sanki toplumdaki bütün erkek ve kaıdınları tanıyorlaryok be meriç acemi bütün kadınlar da bütün erkekler de senin tanıdıkların gibi değil
sonra seyirciden tepki geliyor türk kadını böyle değil diye, seyircinin bütün türk kadınları aynı kalıptanmış gibi yaptığı iddialı yorum nasıl aslında bosa senin de toplumdaki bütün kadınları ve erkekleri tanıyormuşcasına yaptığın genellemeler boş onlar senin 'algın' ya da 'algıda seçiciliğin'
aile kavramı felaketti ka da utc'de de felaket.diyeceksiniz ki mutlu mesut ailelerin hikayesinden dizi olmaz zaten sorun ailelerin mutluluğu değil olmaması bütün ana krakterlerin mi anası babası ya ölmüş ya kaçmış ya ilgisiz olur.karakterlere bir derinliksizlik hissinden de öte bir köksüzlük hissi veriyor.
yazarın kendi ailesiyle bir sorunu nu var diyeceğim...yok demeyeceğim...kişinin özeline giriyorsun derler
gerçi bu aile meselesini başka bir mecrada başka bir arkadaş başka bir konu üzerinde açıklamıştı.peri masallarında ana karakterler çoğunlukla ailesizdir diye
hanselle gratelin ailesi onları ormana terkedecek kadar ruhsuzdur
kırmızı başlıklı kızın ailesi onu ormana tek başına gönderecek kadar ilgisizdir.
pamuk prensesin annesi zaten ölmüş babası da üvey annesinin kızına olan tutumunu farkedemeyecek bir budaladır.
masallardaki fantastik olayların gerçekleşmesi karakterin o maceranın kollarına atılabilmesi için karaterin önce desteksiz ve ailesiz bırakılması lazımdır.
sanırım ailesiz karakterler bu peri masalı takıntısından ortaya çıkıyor.yazar kendi dünyasını yaratbilmek için karakteri gerçekliğinden kökünden ayırıyor.bir karakteri kimliğini gerçekçi kılan en önemli unsur ailesi oysa yazar gerçekçi bir dünya değilbir masal dünyası istiyor.
siz diyeeksiniz ki herkesin kimliğini ailesi mi sağlıyor, ailesi olmayanların bile bir arkadaş çevresi eşi dostu ahbabı var yazarın ana karakterlerinin arkadaşlık ahbaplık ilişkileri de sınırlı.
yazarımız asosyallik seviyor, e asosyallerin hikayesi anlatılamz mı derseniz alt metinde neden hep asosyallik var.
defnenin ailesi kayıptı ve kayıp kaldılar. westworld diziside bir sahne vardı
anthony hopkins'in canlandırdığı karakter ürettiği robotlardan biri ile konuşurken sana sadece kötü bir geçmişten kaynaklanan bir acı ve suçluluk duygusu verdik ama o geçmişin ne olduğunu hiç yazmadık çünk gerek yoktu gibisinden bir cümle kuruyor.hikayelerimizdeki karakterlerin de o talihsiz robotlara benzediği çok belli oluyor.
defnenin ailesinin onun yanında kaln kısmı da defnenin dediği gibi evinin kapısını kapattığında ona dışardaki mutsuzlukları unutturacak insanlar olmak söyle dursun mutlu olmak için yanlarından dışarı kaçmak isteyeceğin insanlardı.bir iso'su vardı kızın o da ilaç niyetine.
21-02-2018 04:14 !! ++
hem benim ismimi anarak benden cevap bekle ama hala adını yazma ilginç.her baktığı yerde çile gören bozuk bir algıyı nasıl düzelteceğim bilemedim ama bir deyeyim bakalım
ömer çileye aşıktı demişsin yoo o aslında mutluluğu isteyen ama mutluluğu ancak yalnızlığında ve kendi kabuğunun içinde bulacağına inammış bir adamdı ve hikayenin başında kendi yalnız dünyasında muluydu sadece mutluluğu yarımdı ve bu yarımı tamalayıp mutluluğunu tamamlayacağına inandığı bir eş istiyordu belkide sizin tanımlamanızla onu derinliksiz kılan sadeliğinden dolayı defneyi seçti.çünki ömer sade hayatına büyük bir patırtıyla girip onu dağıtacak birini istemiyordu bu yüzden yasemini veya feryali seçmemişti.
defne hiç çabalamadı sadece acılara göğüs germekle yetindi demişsiniz dizi de defne kadar çabalayan bir başkası var mı idi acaba.evet bazen sahada boşuna koştu, bazen golü kaçırdı, bazen kendi kalesine gol attı ama koştu.o ailesi için çalışmaktan kendisi bir hayat yaşamaya bir hayat tecrübesi biriktirmeye fırsatı olmamış acemi bir insan acemi bir aşıktı.
hikayede bu karakter ne gibi bir gelişme gösterdi demişsiniz.hikayenin başındaki duru haline geri dönebilmesi oyunun üsyünde yarattığı bulanıklığı atabilmesi yeterli bir gelişmedir benim için.
itiraf etmek aklanmayı sağlar mı demişsiniz defne için evet, çünkü zaten içine düştüğü oyuna mecburiyetten düşmüş aşık olduğu ve aşkından ve tecrübesizliğinden dengesini şaşırdığı için o oyunun içinden çıkamamış tek suçu da bunu itiraf edememiş olmasıydı.
ömer lutfedip onu affetmeseydi, hatta ömer hiç geri dönmeseydi de defne aklanmış olacaktı.defneyi affedip affetmemek, defneye ona olan hatalarını tamir etme yaralarını sarma fırsatı verip vermemek ömerin kendi seçimi olacaktı.
önce kaçtı çünki defnenisiz yaralarını daha kolay tamir edebileceğine defnesiz daha iyi olacağına inandı.olmayınca geri döndü.yani ömerin lutfedişi bir sevdiceğine lutfediş değil basbayağı kendi iyiliği ve mutluluğu için geri istedi defneyi evet herkes kendi iyiliğini düşünür sevse bile kendine zara verenin iyi gelmeyenin yanına dönemez
yalnız burda benim de rahatsız olduğum bir durum var ki ömer defnesiz iyi olabilse benden sonra ne oldu bu kızın hali diye hiç düşünmeyecekti.ömerin defneye böyle bir borcu yok derseniz evet oyun meselesi açısından bakıldığında yok ama aşk meselesi açısından bakıldığında var.
yani hikayenin edilgen karakteri kesinlikle defne değil ömerdi konkur meselesi dışında hiçbir yerde oyun kurucu ve etkin kişi olduğunu göremedim.
utc de de çileci anlayış var demişsiniz, kastettiğiniz kelime tam olarak pasivist eğer diziden erken vazgeçmeseydiniz dizinin şu an tam olarak pasivistliğin zıddına gittiğini görebilidiniz.haydut olmadan da haydutlarla baş edebilmenin bir yolu olduğu anlatılmak üzere siz bunu kaçıracaksınız.yani ortada iyiler mücadele etmeden zaten bekleyerek kazanırlar sadece kötülere tahammül edip sabretsinler beklesinler onlar cezasını zaten bulur mesajı yok. gerçi bu dabir yöntem lao tzu mesela
epip in söylediği senin kaderin acı çekmek yavrucuğum bunu kabullen ve kucakla değil mutlu olmak istiyorsan seni mutsuz edenlerden uzak dur unut ve mutluluğu ara onlardan intikam almak senin acılarını dindirmez ve zaten onlar için harcayacağın zamana yazık zaten zaman kaybettin onları kendi pisliklerinin içinde bırak ve uzaklaş idi.sora oyanın geçmişin hesaplaşmasını yapmadan oradan uzaklaşamayacağını anlayınca o da oyaya destek olmak için sarmşığa yaklaştı, ya da başka hesapları mı var şimdilik bilmiyoruz.
aile meselesini ben de bilemiyorum yazar anne babaları ile bağları zayıf karakterleri neden seviyor ama masal dünyası kahramanı olmanın yolunun ailesizlikten geçtiğini hiç sanmıyorum.
karakterin gerçeklğini yaratan en önemli unsur ailesi değildir duyguları düşünceleri eylemleridir.
defnenin ailesi hakkındaki söylediklerinize katılıyorum esra dahil hepsi sevimsizdiler.hatta bence hikayedeki en kötü ve suçlu karakterler neriman ve necmi değil türkan ve hulusidir
şaşırdınız değil mi o minnoş ihtiyarlar nasıl en kötü karakter olabilir diye
kötülerin en kötüsü iyi olduğunu sanıp başkalarının hayatına güya iyilik adına müdahale etmeye çalışan insanlardır, onların seçimlerine önem vermeyip herşeyi ben bilirim edasında dolaşan insanlar, senin seçtiğin seni mutlu etmez benim seçtiğim mutlu eder o yüzden benim seçtiğimi yaşayacaksın
yoksa zorla yaşatırım diyen insanlar.cehennemin taşlarını iyi niyet adına döşeyen insanlar.işte hulusi iplikçi böyle bir adamdı cehennemin taşlarını yıllar boyunca yonta yonta döşemişti hikayenin zeminene.
favori oğlunun karşısında hayal kırıklığı olarak gördüğünü ezerek, ezik gördüğünün favorisi gibi güçlü olmasını sözde isterken aslında ezik olanın ona bağımlılığından ve itaatinden hoşlanan, favori oğlunun favori olmasına sebep olan güçlü ve bağımsız kişiliğini de cezalandıran. lüx düşkünü gelinini yumuşak karnından yakalyıp refahını kaybettirme korkusuyla eziyet ede ede gitgide kaypak ve vicdan yoksunu birine dönüştürmek hulusi iplikçinin işlerindendi.oyunu planlayan kendisi olmasa da oyun kurucuları adeta elleriyle yaratıp oyunun kurulmasına neden olan tehtitleri savuran adamdı.
ömer de bu huyları için sevemiyordu bir türlü minnoş dedesini.
bakın burda aile kavramı yok sayılmak ne kelime harika bir şekilde işlenmiş.
yalnız ailelerimiz örnek alınacak değil ibret alınacak birer aile.
nesillerin bir önceki kuşaktakilerin hatalı davranışlarıyla nasıl hatalı bir şekilde şekillenebildikleri daha basitce nasıl anlatılır.
türkanı da anlatacaktım ama neyse kalsın şimdilik.
bir de cinsiyetçi genellemeler demişsiniz utc'de bir replik var kadının ruju ne kadar kırmızıysa hayatı okadar iyi gitmiyor demektir diye.şimdi bunun neresi cinsiyetçi söyleyin kadınları hor gören bir cümlemidir bu.insan pskolojisi ile ilgili bir tespit yazar kadınları daha iyi tanıdığı için kadınları anlatıyor daha ziyade.
şenay
21-02-2018 11:56 !! ++
yazınızdaki abartılmış yalınlık, ve nezaket maskesine karşın beklemediginizi sandıgım itiraz ve sorulardan rahatsız oldugunuz açıkça ortada ...
size tepkim dürüstlügünüze değil mevcut dürüstlügü şişirmenize göze sokma çabanıza sanmayın ki ben basiliskm.
yanlarında oldukları kişilerin varlıgını:::ipotekte tuttuklarını sanan , sizin ısrala dilinize doladıgınız, kullandıgım o kelime benim daha doğrusu bazılarımız için bir bilmece degildir eger ki takip lütfunda bulunsa idiniz «cesur » davranıp bu konudan özellikle kacınmayı yeğ etmezdiniz.
burada kimin neyi yazdığını biliyorum , tavsiyeniz için teşekür ederim gerek duydugumda gözden geciririm.
diğer atmış oldugunuz başlıklara sizin deyiminizle karşı yazım olmayacak uzatmama davetinizi geri çevirmem, ki sizinle ortak bir noktada buluşacabilecegimiz ihtimal dahilimde degil, çünkü aynı kafilede bulunmuyoruz..
isim tercihim de son verdigimden yana üzgünüm bu konuda da anlaşamıyoruz .
başka yazanlarla karıştırılmasını istemedigim için tercih ettigim niçkin baş harflerini yazmayı uygun buluyorum. hoşçakalın.
«sni»
22-02-2018 11:22 !! ++
aradan aylar geçti hala kiralık aşkı tekrar tekrar izliyor ve sizi takip ediyorum.bende bu ka aşkı herhalde hiç bitmeyecek.nasıl da yürekten inandırdılarsa demek.bariş ve elçin arasındaki o enerji kafamdaki o düşüncenin kesinlikle var olduğuna beni herseferinde inandırıyor.kim ne derse desin ben bunu hissediyorum sevgili ka arkaşlarım.sizi çok seviyoru.nazar
22-02-2018 19:16 !! ++
şenay hanım..
iki gün bekledim yorumunuzu okuyup cevap veren olur mu diye ..
olmadı...diğer diziyi bilmiyorum ancak bizim dizi ile ilgili kısmı değerlendirirsek çok beğendim ömer ve defne kısmın da bazı yerler de
farklı düşünüyoruz ama yazı sonundaki hulusi dede kısmını tekrar tekrar okudum ...nerelerdeydiniz şenay hanım.. bende benzer düşüncelerle yorum yaptım ama bu muazzam olmuş ...
bir insan sevdiğine çok sevme adına nasıl zarar verir güzel anlatılmış ..
diziyi izledik orası kurgu ...kurgudaki iki kişiyi birbirine yakıştırdık ...
gerçek yaşamda da bunlar aynı huylar da diye düşünüldü bir kısım izleyici tarafından ..bundan sonrasını yazmama gerek yok herkes biliyor ne olduğunu ...
peki onca zaman hulusi bey gibi yapmayalım hayatlarını mahvetmeyelim kararı kendilerine bırakalım yetişkin bireyler düşüncesinde olan ben neden sürekli tenkit ediliyorum hakarete uğruyorum ...
tek tek hafızamda olan cevapları yazsam destan olur buraya ...
en son iki gün önce oldu siz de okudunuz ..ben kızılacak ne yazdım ...
sadece artık aynı düşünmüyorum diyen çıksın yanılmışım desin oyunculara boşuna suç atmayalım dedim ...durduk yere demiyorum ki artık fikrim böyle değil bunlar bizi kandırdı yazıldığı için dedim ..bunu sürekli yazdım onlar da insan ve bir hayatları var ve en az çok sevdiğimiz sanal kahramanlarımız ömer ve defne kadar kıymetli ...onlar yaşamıyor ama bunlar yaşıyor ...
ömer ve defne bir hulusi ile uğraştı ,oyuncular kaç hulusi ile uğraşıyor sizce ...en önemlisi yaşayan hulusiler iyilik adına ikiliyi bir araya getirelim derken hulusilik yaptıklarını farkında mı?(masumane yakıştırma ve olmayanı yazmadan sadece dilekte bulunanları kastetmiyorum.)
tamam en kolayı inanmasam da bende öyle düşünüyorum derim geçerim
abartılı dürüst olmam belki ama ya ayna ne olacak oraya baktığım da hulusi ile yüzleşirim...
böylesi zor.. biri çıkar çoğu kişinin ve kendisinin anlamakta zorlanacağı kelimeler arasından bir dünya ince ince hakaret eder ,güya birileri de destekler ...unutulan ben burada çok eskiyim ve bundan öncede benzer durumlarla karşılaştım ve bana yazanla yazılarımız yeni değil geçmişte ismi var şimdi yok olsa bile yazı karakterleri kişiyi görünmez kılmıyor ...
şenay hanım türkan yazınızı da bekliyorum ...
ha unutmadan bana onca hakaret yazan sizden özür bekliyor ..o yazısı yok artık oradan bile uyanmamış ..olmamasının benle ilgisi yok,yazdıklarıyla ilgisi var.. belki alınır diye belirteyim ..şaka gibi ama gerçek bekleniyorsunuz... bir incelik yapın artık...
güzel yazınız için elinize emeğinize sağlık ...
...
peri hanım edip şiiri yarım kalmış çok uzun diye sanırım bir kısmını yazdınız olsun yine çok güzel devamını kendim mırıldandım
...
bilmezlikten gelme ahmet abi
umudu dürt
umutsuzlugu yatıştır
diyeceğim şu ki
yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
bir kısmını yazdım böyle gidiyor upuzun ama şahaser...
elinize emeğinize sağlık ...
...
yay kadını kek sözünü yazdım bir kenara ...unutursan hatırlatmak için ...
çay demlerken yedeği de demle bir iki bardakla kalmayalım olur mu...
diğer sayfayı kontrol ettim yazılarına dönmüşsün sevindim ...
...
cumanız mübarek olsun...
rabbim hastalara şifa dertlilere deva versin...
Tamer • 23-02-2018 02:48 !! ++
şenay hanım,
size gönderdiğim yorumum 3. kez yine silindi, isim de yazdım
ismim 19.07 olsun
bunu da silmeyin artık site yönetimine olan eleştirilerimi de kaldırdım.
herkes benim hakkımda konuşuyor benim bir cevap verme hakkım olmasın mı?
20-02- 2018 16:23 ve 10-02- 2018 19:07 bana ait
19-02- 2018 19:52 ve 19-02- 2018 11:55 değil
bir de 21-02- 2018 04:14 bana ait
özür beklemiyorum şenay hanım'dan özür beklesem kendi yazımda söylerdim.
benim yazılarım asla ne oyuncu ne de buradaki insanların karakteri ile alakalı ben izlediğim hikayeyi
bilirim. yapım-senaryo- oyuncu-yazar arasında ne geçti ya da özel hayatlarında bilemem bilmediğim
şey hakkında da yazamam. yazdığım şeyler de belli bir başka yorumcuya yönelik değil genelde
herkesin üstüne konuşabileceği şeylerdi. şenay’a sorduğum soruya ahmet’te cevap verebilirdi.
magazin haberlerine ve ülkemizdeki magazin haberciliğine hiç güvenim olmadığından bunları kale
alamam. gazeteci etiketi taşıyan kişilerin güvenilirliğini sorgularken fanların yaptığı magazinciliği hiç
kale almam. bunları okumak beni sadece yoruyor ama ucundan kenarından maruz kalmaktan da
kurtulamıyorum.
ben bir oyuncunun gerçek hayatta hiç etkilenmediği hatta belki anlaşamadğı rol arkadaşıyla bile
sahnelerde sanki karşısındaki kişiye çok aşıkmışcasına rol yapabileceğini düşünüyorum eğer işinin ehli
ise.
kara sevda bunun bir örneği idi ve bence elçin ve barış'tan da daha başalı idi o dizin baş rolleri.
o yüzden diziye bakıp bunlar aşık demek tam bir saçmalık. karıştırıldığım arakadaşın deyimiyle iyi
eğitimli iki çift göz olmak , çok aşık çok inandırıcı bakabilmek onların işi zaten yerilecek bir özellik
değil. ( kaldı ki bazı sahnede de bırak etkilenmeyi sanki yakın olmaktan rahatsız oluyorlarmış gibi
kasılıyorlardı barış ve elçin )
sorun şu ise bir gerçek hayatta da var gibi bir algı yaratıp sonra bundan rahatsız gibi davrandılar mı
davranmadılar mı ise tek cevabım var - bilemem - ayrıca ilgilenmiyorum
umurumda değil hayatlarında ne yaşayıp yaşamadıkları, yaşasalar bana ne faydası olacak. beni
ilgilendiren televizyon karşısına geçtiğimde izlediğim hikaye.
ben sadece yazdım ki oyuncular değildi tek sorun yapım ve senaryo ekibi de sorunluydu.
bunu söylemeye hakkım var çünkü izlediğime yansıyor.
bence dizinin sevilmesinin nedeni - ilk başlarda -barış ve elçin uyumundan çok senaryonun yine aksak
olmasına rağmen seyirciyi yakalyan bir ton tuturması, ik yönetmen metin bakeoğlunun bakış açısı ki
bu yönetmenin kiralık aşk sonrası işini de beğenmişimdir.
sonra metin bey gitti yerine benim beğenmediğim barış yöş geldi
senaryonun tonu bozuldu karakteler sevimsizleşti.bunu dizi
sürelerinin uzunuğu ile de açıklayamıyorum, çünkü dizide sorun yazılacak şey bulunmaması değil,
yazılacak/yazılabilecek şeylerin yazılmaması idi. karakterlerin neyi neden yaptıklarını açıklayacak daha
iyi sahneler ve replikler yazılabilecekken hep boşlukta bırakıldı, seyirciler bir sonraki bölümlerde ucu
açık ve boşluk kalan yerler doldurulacak diye beklerken doldurulmadı.bir
ama seyirci diziyi benimsemişti ve barış ve elçin rollerini daha iyi oynamaya başlamıştı. özellikle elçin
başka oyuncu oynasa bakılmaya tahammül edilmeyecek derece de kötü yazılmış defne sahnelerini
izlenebilir kılan tek şeydi.
yakınlaşma demişken illa sevişme öpüşme sarılmaya gerek yoktu.bir el ele tutuşma ile söylenen
vurucu repliklerle de bu yansıtılabiliridi yakınlaşma, pek tercih edilmedi malum senaryo ekibinin iyi
diyalog yazmada sorunu vardı.
bu güne kadar tamer beyin yazdıkları ve kişiliği hakkında tek satır yazmadım. aslında oyunculara ve
özel hayatlara bakış konusunda benziyor onunla düşüncelerimiz.
tamer bey madem usluplardan kimin kim olduğunu anlamanız lazımdı.
iki gün bekledim şenay hanıma cevap yazan olmadı demiş tamer bey, herkes her gün buraya yazı mı yazıyor düzenli
olarak. üstelik belki bu yazı da siz okumadan silinmiş olacak.
yazdıklarıma kendi kendime alkış tutmak gibi bir tarzım yoktur, kimsenin de olduğunu sanmıyorum
ben bu konuda şenay hanım gibi düşünmüyorum.
şenay hanım, alt metni bu denli güçlü olduğunu söylediğiniz yazarın üst metni neden hep yalpalar, kendini bu
konuda geliştirmekle uğrşamıyor mu gerek mi görmüyor acaba ?
utc'den erken vazgeçtin dizinin bıraktığın yerden sonrası daha güzelleşti dedin, senin hatrına gittim
izlemediğim bölümlerin önemli sahnelerine baktım utc yalpalamakta ka'yı da geçmiş şimdiden
edip ve oya'dan hiç bir efsane atak da göremedim hiç bir umut ışığı yok bu iki karakterde
sizin alt metin yorumlarınıza karşılık ka ve utc;de izlediklerimi de katarak bir yorum yazacağım şimdilik
kalsın bu yazı uzadı.
19.07
site yönetimine eleştilerimi sildim, artık yazımı yayınlarsınız demek bile site yönetimine eleştiridir farkında mısın 19.07 yoksa kendi yazdıklarını almgılama sorunun mu var
hem algı aratıdı mı bilmiyorum diyorsun hem yaratıldıysa da ilgilenmiyorum bu ne çelişki ?
diyorsanız onu da kaldırayım.
ben buraya oyuncular sımardı, algı yaratıldı yorumlarına karşı çıkmak için geldim, algı yaratıldı diyen kişiyle aynı kişi oldum.
23-02-2018 14:14 !! ++
defne'nin babası o küçkken gitmişti, annesi de biraz büyüyünce öğrenemedik hiç niye gittiler gerçi niyesi olmazdı
bir çoduğun ailesinden bekleyeceği iki şey var sevgi ve iyi eğitim
türkan hanım torunlarıana anne ve babalarından eksk kalan sevgiyi verdi kendince ama bir yol gösterici olup doğru bir disiplin ve eğitim verebildi mi hiç sanmıyorum.
eğitim derken tahsili kastetmiyorum,hayattın nasıl olduğu ve nasıl bir insan olmak istedikleri ne olabilecekleri ne olmaları ne olmamaları konusunda bir yol göstericilik.
bunu yapamazdı zira kendisi yaş almasına karşın bir yaşlı bir büyük değildi.asla filimde sözle öyle tanıtılan bilge ihtiyar değildi yakınından bile geçmiyordu.torunlarından daha çocuktu ve o çocuklar onun yanında düşe kalka kendi kendilerine buldular.
o ev 4 çocuğun eviydi 4yalnız çocuk yanyanaydılar belki ama birbirlerinden bihaberdiler.belki her sabah kahvaltıya her akşam yemeğe birlikte oturuyorlardı ama gerçekten konuşmaları gereken şeyleri hiç konuşmuyorlardı.
defne kapıyı kapayınca evde birlikte mutluyuz demişti ama nasıl bir mutluluk, polyanna gibi bir mutluluk hep olumlu tarafları görüp sorunları yok sayarak peki gerçek mutluluğa böyle ulaşılabilirler miydi
ne diyordu defne abisi sedar’a o mafyaların elinden kurtulunca , geçti gitti işte geçmiş miydi gerçekten
neden sevdik defneyi çok iyi olmasından hep çok olumlu kendini açıkça üzene üzmek isteyene bile asla sert bir tavır göstermemesinden
peki iyilik bu mu
her şey iyi olsun, tadımız kaçmasın düşüncesiyle herşeyi içine atan insanlar elbet bir yerde patlar, ya da tükenir yolun ortasında kalakalırlar
defne’nin ayrılık sonrası depresyonunun tek sebebi ömer’den ayrılması mıydı yoksa yılların yorulmuşluğu aşınmışlığı üzerine gelen son darbe mi bir dibi görme mi
ailesi hastalanınca ona çok iyi baktı tabi, ancak onca zaman bangır bangır gelen çöküşü neden göremediler
gerçekten aile olmak bazen karşındaki konuşmasa bile bazen bir bakışından ne düşündüğünü ne hissettiğini anlamak demktir, ailesi defneyi neden anlamadı ya da anlamak işlerine mi gelmedi
bazen üzerinize gönüllü alarak aldığınız yükler bir süre sonra sizin ödeviniz olur, karşındaki ne fedakarlık yapıyor diye düşünmez, o zaten bunları yapmak için var der.öyle bir zamn gelir ki karşınızdaki kişi sizin ondan bağımsız bir varlığınız olduğunu bile unutabilir.
nasıl biriydi defne abisinin ve kardeşi esra’nın gözünde popiler olmayan zaten çok arkadaşı olamyan, zaten gönül işlerinden anlamayan.acaba arkadaş edinmeye sosyalleşmeye gençliğini yaşamaya aşık olmaya bizim için çalışmaktan mı vakit bulamadı diye sormadılar cevap vermesi güç olurdu çünkü o zaten öyle biri canım dediler.
bir de ben türkan’da erkek çocuğu çok serbest bırakan kız çocuğunu çok sıkan klask zihniyeti gördüm.defnen iş seyahatine gidiyorum dediğinde bile sorgulandı acaba aynı şekilde serdar’ı bu kadar sorgulayabildi mi. serserilik yaparken, serseri arkadaşlarla gezip nerde ne yaptığı belli değilken aman oğlum başına iş açıp başımızı belaya sokma bizi rezil etme dedi mi hiç sanmıyorum tek yapabildiği bütün yükleri zaten yüklenmiş olan defne’ye sedar’ı şikayet etmek serdar kirayı ödememiş, sedar eve gelmemiş çare bul defne.
annane yaşlıydı ne yapsındı, peki o annane daha gençken ve serdar daha çocukken olaylar nasıldı gözümde canlandırıyorum, serdar okuldan kaçmış, çocuktur yapar, eve geç gelmiş delikanlıdır gezer, ev işinin bir ucundan tutsun, erkeğin ev işiyle ne işi var, serdar çalışmak istemiyormuş, defne çalışsın.
peki defne fazla gezme söz olur, ona bakma laf gelir, aman bizi rezil edecek bir şey yaparsan, zaten işe gidiyorsun geç geliyorsun diye laf ediyorlar tatil gününde gezme evde otur kız işinde gücünde bir de annanesinin dizi dibinde desinler.acaba o kız dha önce başka bir erkekle flört etme şansı dahi yakalsaydı ömer’le tanışınca bu kadar kendini şaşırır mıydı
uzun yazmak sorun oluyormuş, bunundevamını daha sonra yazacağım.
şenay
23-02-2018 23:30 !! ++
izdüşüm...
çukur dizisine ilk yorum yaptığım zaman isimsiz bir hanım yazımı çok beğendiğini ve siyah -beyaz aşk sayfasında yorum yazmamı çok istediğini belirtti...cevaben aynı gün de çukur'u izlediğimi mümkün olmadığını belirttim ..hanım arkadaş netten izleyebileceğimi düşündüğünü belirtti...
bir hafta sonra aynı kişi buradan da çağrı yaptı gelin aynı k.a diye hatırlayanlar vardır ...
diziyi hiç izlemedim ve yorum yapmadım...
buradan tanıdığım arkadaşlardan biri izliyordu ..kısa süre de sayı çoğaldı
resimler paylaşılmaya başlandı sadece bir kişi benim izlediğim diziyi tercih etti çoğunluk aşk dram dizisine yöneldi ...
k.a dizisini başka bir yer de yorumlayan deniz aşırı bir ülkede yaşayan yazara rica ettiler yazın diye... önceleri üzerine gül koklamam dedi ancak yoğun ısrar sonucu yazdı ..
hemen paylaşıldı yazının tamamını okumadım paylaşılan kısmını okudum
yazar arkadaş duygulu kelimelerle aşkı yorumlamış bir de senaristi tebrik etmiş böyle yoğun duygu aktardığı için ...senarist kendisine teşekkür etti bu da paylaşıldığı için gördüm ...
içim de acaba ne kaçırdım duygusu oluştu davet edilen yere bizim tarafa bakayım ne yazılmış diye düşündüm ve baktım ...
adı üzerinde siyah- beyaz kadar fark vardı yorumlar da...
tanıdığım kimse o sayfa da yazmıyordu çoğu isimsiz hal böyle olunca beğeni ve tepki saat vererek yapılıyordu beğenenler tek bir kişiyi beğeniyordu ..kadın oyuncuyu ...nadiren erkek oyuncunun karizmatik olduğunu yazanlar da vardı ...
yine kadın oyuncuyu beğenenler oyuncunun güzel giyinmediğine hem fikirdi ...gerçi çuval giyse yakışırdı aslıya ...
ferhat ve aslı aşkı efsane idi onlar "asfer" di yoktu böyle uyum...
ancak bir sorun vardı yazanlara göre erkek oyuncu evliydi ve yazanlara göre eşi sete geliyor"muş"...bu yüzden ferhat aşkı gösteremeyebilir"miş"
zaten kadın oyuncu olmasa bu kadar ilgi olmaz"mış"
çünkü kadın oyuncunun "beden dili ve emsalsiz mimikleri varmış üstelik aşk'ı gösterme de hiç tutuk değilmiş"
üstelik kadın oyuncu "etkilenmeyecek biri değilmiş erkek oyuncunun cazibesine kapılmaması mümkün değilmiş"
hele makyaj ve giysi iyi olsa bir içim su imiş ..."üstelik her halinden zerafet akıyormuş " tek sorun ferhatı oynayanın yeni evli olmasıymış ...
kimine göre eşini takmıyormuş bu sahneler de bariz belliymiş..
acaba ben sayfayı mı karıştırdım desem değil doğru yerdeyim peki neden okuduklarımı daha önce okudum hissine kapıldım o zaman ...
iki taraf farklıydı renkli taraf dizi günü en çok bahsedilen olmak için çaba gösteriyordu yazar yazdıkça bizimkiler çoştu hiç sorun yok görünüyordu geçen gün tekrar bakayım zor görünen izlenme oranı ne durum da bu emsalsiz aşkın diye bizim tarafa yöneldim ...
baktım kılıç sırtı durumu devam ediyordu peki izlenme sıkıntı da aşk ne durum da diye yorumları okumaya başladım ..
bakalım bu yeni eşi benzeri olmayan oluşum ne yazmıştı...
belki "uyuma kapıldık""aklımıza çılgınca fikirler geldi""gerçekleşeceğine inandık""bir şeyler yaşandı" yazabilirlerdi ...
giderek ibrahim hedef olmuş ...donuk oynuyormuş rolün hakkını veremiyormuş ...birce olmasaymış kim tanırmış onu ...
biri rolü tarif etmiş dudaklarını alnında saçların da hafifce gezdirebilirsin ne var bunda bön bön bakmakla olmaz demiş ..
henüz buradaki bir arkadaşın yeteneği geriledi gibi akla seza yorum yok .
ama eşinin etkisinde rol yapamıyor tabi tablo gibi kadın etkilenirsin demiş birisi ...bir tanesi de geri durman normal korktuğun başına geldi değil mi demiş(aşık oldun anlamın da kullanmış)
ödül almış oyuncular erkek eşiyle gitmiş vay niye gittin partnerin dururken yazılmış ...kadın oyuncu ödül almadan ayrılmış salondan bu yüzden kıyamet kopmuş ...öyle ya birce olmasa ibrahim olur muydu denmiş ...
karısı kıskanıyorsa bu kadar karizma adamla olmasaymış ...başkasını seçseymiş ...biri kıskanır tabi kadın daha önceki dizilerindeki iki rol arkadaşıyla evlendi demiş ...karısı fanlarla dalaşmasın denmiş..
olsun diye beklenen ibrahim üçüncü eş namzedi anladığım kadarıyla ...
daha önceki iki eş kıymetini bilememiş naif zarif ve su gibi kadının ...
ödül törenin de niye beklemedi diye git dizimizden asferi mahvettin diyenler var ...adamın bir sıkıntısı olabilir diyen hiç yok...
tabi ben bunları daha önce okudum bu ikinci baskı bir nevi "izdüşüm"
bakın sayfaya daha fazlası orada bir tıkla ulaşılıyor ...eşi benzeri olmayan bir kitle de orada oluşmuş ...
gidişat aynı ...ilk bölümlerin çok beğenilmesi bile aynı ...tek fark ibrahim evli (ben isim yazmayı pek sevmem hatta tek isim yazmam ama onlar böyle yazmış uyum adına böyle yazdım oyunculardan özür dilerim)
evli olmasa ne olurdu ...şu olurdu ikisinin kucağına bebek çoktan verilirdi ve o resimler ışık hızında paylaşılırdı ...
bir zamanlar buradaki kitle için bir arkadaş demişti ...
"biz aşka aşığız"
kitlenin eşsiz olduğuna inanılıyordu o zamanlar ...
ama tıpkısının aynısı var...onlar da aşka aşık ...
görünen puzzle de eksk bir parça olduğu ...aranan o olmalı ...
nerede olduğu önemli bulunabilmesi adına ...
sanal da mı...gerçekte mi...
Tamer • 24-02-2018 03:56 !! ++
şenay hanım ...
of ..of..beklediğimden çok daha iyi bir yorum geldi ...
çok beğendim ..türkan'ın serdara olan tutumu ona özel değil bunu ince ince vermişsiniz aslın da... kanayan yara burası ne yaparsa yapsın arka çıkılan erkek çocuklar içinde maalesef suç makinasına dönüşenler var
zor mahalleler de büyüdüm sıkı aile eğitimi aldım bize söylenen başımızı yere eğdirmeyin idi.. o yüzden bizim başımız eğildi aman yanlış anlaşılmayalım diye ...itirazınızı anlıyorum ama bu diziye özel değil erkeğin yüceltildiği bir coğrafya da yaşıyoruz klişe sevmeyen(tabir arkadaşlara ait aynı kanıda değilim) burada niye genelden gitmiş bunu yazabiliriz bir ara ...
defnenin edilgin halini çok defa dile getirdim ..ayakları üzerin de dursun diyenlere ayakları yok ki dursun dedim ...
ben hep görünenin arkasına bakmayı yeğ tuttum ... sizin de yazınız da bunu çok güzel yansıttığınızı düşünüyorum ...
yazılarınız kadınlar adına umut verici ..cesaretle yazmayı sürdürmenizi diliyorum ...güzel yazınız için elinize gönlünüze sağlık şenay hanım...
...
peri hanım can yücel şiirine kahve benden ..isteyen arkadaşlara kahve ikramım olsun
...
yay kadını sesin çıkmıyor kek dedin çay dedin unutmadım...
...
hastalara şifa dilerim ...
Tamer • 24-02-2018 14:54 !! ++
sevgili love arkadaşım « bu sayfa bir anda neden bu kadar aktifleşti ayrıca bunuda merak ediyorum » yazmışsınız, bu muhbir cümleyi neden kurma geregi duydunuz? sayfanın aktifleşmesi sizi neden bu kadar endişelendirdi ve tersindeki durumun size getirisi nedir ?
ortalık karıştırma gibi niyet taşımadıgımı beyan ettigim görüşte bilincimin gayet yerinde oldugunu , yazılarım silinmiş olsa bile fikrimde müktedir olduğumu düşünüyorum..
kudret sahipligi size oldukça özgüven getirmiş olsa gerek , yoksa böyle bir cümle kurma gafletine neden düşesiniz?
yazımım size göre agır olabilir mümkündür fakat kişiye sadece ayna tutup dışarıdan görünüş şeklinin bilmesinin hakkı olabilecegidir .
tamer bey , aynı kafileden olmayayışımızın nedeni sizin bahsettiginiz benim kölelilik kuramı diye adlandırdıgım durumda sizin tek tarafa « bana göre » hakkettiginden fazlasıyla yüklenmenizdir.
bu davranışda bende irite oluşturmaktadır ben adeleti sorgulayan birisi olarak
soruyorum:
hırsızın yapmış oldugu eylemde ev sahibinin hiçmi sucu yoktur? anahtarı paspas.altına koyarken, tacize ve tahribe ugrayacagı hiçmi akıl dahilinde degildir?
sanık kendini suçu işledigi sırada zeytin yagı misali bilincinle oynandıgını ileri süremez mi?
peki ev sahibi savunma tezine neyi sürebilir?
isimsiz yazan 19.07 diye adlandıran daha dogrusu , o arkadaş ile fikirlerim büyük ölçüde örtüşür mahiyette.
senaristinden, magazincisine
yönetmeninden, set işcisine
«var» diye akıla sokuldu mu , sokulmadımı?
ben öpüştürmüşüm kesseler ne olur cümlesi, bu gözler neler gördü ifadesi nedir sizce, insanları kışkırtmak, bugza sürüklemek reva mıdır ?
24-02-2018 15:02 !! ++
subjektif...
burada yazdığım süre boyunca dizi yorumlarım subjektif "öznel" görüldü bir kısım tarafından.. ben objektif "nesnel" olmaya çalışsam da durum bu..
neden subjektif"taraflı" sayıldığım belli ...
peki niye objektif"tarafsız" sayılmıyorum esas konu bu ...
bir kaç gün önce siyah beyaz aşk dizisi üzerinden kitle tarifi ve algı tanımlaması yaptım ..ve okuyun o sayfayı dedim...
merak ettim acaba okuyan oldu mu diye burada hiç yazı olmadı ama orada bir tane var uyarmış bir arkadaşımız ...
doğru sözlerle "algı oluşumu var " demiş .. bir bakıma kökü dışarıda aramamış zaten arasa da yok ,kök içeride... hep öyle olur dışarısı seyreder zararı olmadığı sürece susar ...hoş konuşsa da dinleyen olmaz .
peki kimse uyarıya kulak astımı ...ne gezer ,tam gaz devam ediyorlar ...
zor masallar da prens olmak ...olacaksa insan prenses olmalı ...
buradaki aşk masalını biliyoruz peki komşu sayfadaki nasıl biter ...
çok bekleyeceğimizi sanmıyorum kısa sürede bitecek görünüyor ...
hiç izlemedim ama davet edildiğim sayfayı okuyorum ...ayna gibi üstelik geçmişe de ışık tutuyor ...yazıları tekrar okuyorum hissiyle okuyorum ..
o kadar benzerlik var ki inanılır gibi değil ...merak ettim izlemiyorum ama "su gibi" dedikleri prenses ile karizmatik prens ne zaman başlamışlar masal diyarına diye ...ve baktım...prenste sorun gözükmüyor ara sıra göz ucuyla gördüğümünle aynı ...
ama "su gibi" prensesi tanıyamadım yıllar insanı ne kadar değiştiriyor diye düşünmeye fırsatım olmadı ..
önceki hali ve sonrası diye sıralamışlar ...yani güzellik kudretten değil kul işin içine girmiş böyle olunca "su gibi" denir mi ...
su gibi demek doğal demek...öyle uygun görmüş sevenleri diyelim ...
zaten sorun su gibi olan da değil prens olan da çünkü evli ...
beni araştırmaya sürükleyen kısım burası niye prensin eşinden bahsederken kıskanç deniyor da başka bir kulp bulunmuyor ...
nedeni resimler de görülüyor ...çünkü güzel ...ve hepsi biliyor ...
prens ne kadar mutlu görünüyor siyah-beyaz resimlerde tıpkı prensesini bulmuş gibi gülümsemiş ...eş güzel ve sessiz olunca ne yapılabilir ..
geriye tutunacak tek dal kalıyor ona tutunmuşlar " kıskanç"
o masal da olanların işi zor güzel bir cadıdan kurtulmak zor olsa gerek...
ben hep rol değiştiririm ya böyle olsaydı diye ..
huyum kurusun bir türlü objektif olamıyorum dediğim gibi ...
ya prenses cadı ,cadı ise prenses olsaydı ne olurdu ...tahmin edeyim ...
öncelikle malzeme bol olurdu eski yeni resimleri ortaya dökülürdü ve yüzündeki aşamalar ballandırarak anlatılırdı...
medeni hali hiç göz ardı edilmezdi orası da katkı yapılarak ortaya serilirdi .
artık ilave olarak isteğe bağlı olarak "korku hakimiyeti" "güçlü bir aile""camia da söz sahibi" denilebilirdi yemek olmuş nasılsa sos niyetine inanan varsa servis edilirdi ...
objektif bakan prensesler kızabilir ..ne yapayım kusur ben de subjektif bakıyorum objektif olayım derken ...
masallar güzel prensesi sevmek ve kişinin kendisiyle içselleştirmesine diyeceğim yok...ancak masal kahramanlarını eğip bükmeye gerek yok
bırakalım masallar da yaşasınlar... onları izleyen seven içselleştirenlerin yaşadıkları yerden gerçek dünyaya taşımaya çalıştığı kahramanlar masallardaki gibi mutlu görünmeyebilir..gerçi ben prens olanların masal da bile mutlu olduklarından şüpheliyim ...
öyle ya prensesi içselleştirenler masal ve gerçek yaşamda prensesi mutlu etmesini bekliyorlar prensten ...
oysa prensin seçeneği yok. insan olması bile prensesin dudaklarına bağlı .
öperse insansın aksi takdirde kurbağa olarak yaşamaya devam...
Tamer • 02-03-2018 03:54 !! ++
tamer bey,
masallarda prens olmak mı zor bilmiyorum ama dizilerde bence prenses olamak daha zor.
yazar-okur dışındaki mecralara da biraz baktım k.a. konusunda acaba böyle mi diye, buradakinin aksine defneden ziyade ömer karakterinin savunulup sahiplenildiğini ve yüceltildiğini gördüm.oradki defneciler de neden herkes bu kadar katıksız ömer hayranı, ömer kusursuz bir erkek değil, defnenin bir sürü iyi tarafı var erkek hayranı kadınlar bunu göremiyor diye savunma yapıyor.ömerci k. a. cıları hormonların esiri ergenler olmak ile suçluyorlar. ömerci k. a. cılarsa defne severleri yalanıcının ve haksızın yanında olmakla.
peki senaryo yazanların gözünden nasıl bayan ve erkek karakterler. (sadece k. a .için söylemiyorum pek çok dizinin ortak noktası bu. )
genelde diziler hep kadın karakterlerin yaptığı entrikalar ya da çeşit çeşit zayıflıklar saflıklar basiretsizlikler üzerinden devam eder, uzatma gereken yerlerde değirmen bu suyla döner.
baş erkek karakterlerse hep mükemmel, karizmatik, güçlü, haklı görünmek zorundadır. hata da yapsalar bir sebebi vardır.
aslında bu senaryolar alt metinlerde mükemmel erkek davranışı derken pek çok hasarlı fikir de iletirler, ama bunun farkında değillerdir. toplumun hasarlı kalıp fikirleri entelektüel ve kalıplara karşı olması gereken kişilerin bile kemiklerine işlemiştir ve bu kalıpları çökertmek yerine yeniden üretip pazarlarlar mükemmel diye iddia ettikleri erkek karakterleri ile.
baş kadın karakter ise seyircinin kendini onla aynı yere koyduğu karakter olduğu için ne yapılırsa yapılsın hep empati yapılıp affedilecektir. yeter ki ne kadar mecbur ve mağdur olduğu vurgulansın.
ancak dizde döngüleri sağlamak için hep kanın karakter üzerinden yürümekte kantarın topuzu kaçınca seyirciler kendini onla aynı yere koymaktan vazgeçebilir ve hikaye ile de bağını koparabilir.
ardından fazla dengesiz yazdık biraz da erkek karaktere hata yaptıralım derseniz çekicilik kozunu da kaybedersiniz.
keşke bu dizileri yazanlar hikayede ki karakterlere bir matematik denklemindeki değişkenler değil de gerçek insanın bir yansıması olarak bakabilse. acıları ile sevinçleri ile yanlışları ile doğruları ile bu budur ve bundandır diye yazabilse.
ben masalları bu yüzden de sevmiyorum galiba, masallarda da böyle neredeyse matematiksel keskin düalistlikler var.
gerçek hikayeler, gerçekten kök alan hikayeler masallardan daha çekici.
19.07
siz masalda prens olamak zor derken, seyircinin erkek oyunculara karşı tutumunu söylemiştiniz.işte o da çekicilik unsurunun beklenenin gerçek hayatta da rolüne devam etmesini bekleyecek kadar genişlemesinden kaynaklanıyor.
ama bir de şöyle düşünün, baş kadın karakteri oynayan kişi çıktı kendi şahsı adına herhangi bir konuda toplumun çoğunluk bir kısmına çok ters gelecek bir şey beyan etti.
seyirci tarfından hemen özdeşleşmek istenen kişi konumundan çıkarılacağı için, röportajları ile dizinin önüne geçip diziye zarar vermekle suçlanacak, biz onu görmek istemiyoruz başka bir başrol bulun istekleri yükselecek seyirciden.
19.07
02-03-2018 17:26 !! ++
sezar'ın hakkı sezar'a...
tarihi severim bunda tarih öğretmenimin de katkısı var...öğrenciye ilgili ve yumuşak yaklaşan bir tavrı vardı..en önemlisi merak etmeni sağlardı
tabi dersi seversen yoksa o merak sözcükleri yanından geçerken farkına bile varamazsın..ben yanımdan geçen sözcüklerin peşine takılmayı tercih ettim ...tıpkı başlıktaki tanımlamayı duyduğum gün gibi...
ilk önce eğitimci babaya sordum o bana iki tanımlaması olduğunu söyledi birincisi tanımlamanın gerçek öyküsü idi onu kısaca geçti .. ikincisi bizdeki farklı bir tanımlama ile özdeşleşen kısmıydı ...
onun üzerinde çok uzun durdu ders olacak bir konuşma yaptı ...
daha sonraki yıllarda tekrar bir konu üzerine duyduğumda artık yetişkindim ve ilk tanımlamayı araştırdım ...
çok kimsenin bilmediği öyküde aslında bilinenler de inanılanlar da ekskti .
sezar'ın hakkını sezar'a verin..
"redde caesari quae sunt caesaris" bu latince yazılışı...
orijinali bu sanılır oysa hz isa latince değil aramice konuşuyordu ...
sözün geçtiği olayın gerçeği şu şekilde olmuş...
hz isa'nın yaşadığı topraklar da o dönemde romalılar hakim ve bir vali var
hz isa karşıtları onu ortadan kaldırmanın yolunu ararken akıllarına bir fikir geliyor üzerinde sezar'ın kabartma tasviri olan paralarla yanına gidiyorlar
aralarında şöyle bir konuşma geçiyor farisi topluluk hz isaya efendim vali bizden vergi istiyor mutlak hakim göklerdeki tanrımız diyorsun şimdi biz sezar'a para verirsek inancımız gider mi.?..o dönem de roma imparatorlarının ortak ismi olan sezar'ın tanrısal güçleri olduğuna inanılıyor ve bu sözlerle hz isayı köşeye sıkıştırma amacındalar...
hz isa o zaman hangi paralarla ödeyeceksiniz vergiyi diye sorunca üzerinde sezar kabartması olan paraları gösteriyorlar ..bunun üzerine hz isa soruyor bu paralardaki resim kime ait..hep bir ağızdan sezar diyorlar ..
işte o zaman ünlü sözün tamamını söylüyor ..
"sezar'ın hakkını sezar'a tanrının hakkını tanrıya verin"...
yani getirdiği hizmeti aldığınıza göre verginizi verin ve tanrıya da inanın .
kabartmada resmi olan sezar meşhur jul sezar sanılır değildir hatta ondan daha kudretli olan augustus da değil onun üvey oğlu tiberius'dur
kutsal sayılan julian kanı taşımıyordu tiberius romalı claudia ailesindendi
bu haliyle sezar bile değildi augustus nufusuna aldığı için sezar olabilmişti...ve paradaki sezar oydu...filmlere konu olan olayda zalim güçlü roma valisi pontius plate daha çok geçer bilinen odur ...
niye bu sözler bize "yiğidi öldür ama hakkını yeme" şeklinde geçmiş kesin bilen yok..
özdeşleştiği şeklinden çok niye söylendiği mühim ...
diyelim sevmediğimiz biri var ha bire kötülüyoruz ama başardığı bir işi ya da davranışı olduğun da söyleriz kardeşim tamam kötü huyları var ancak yiğidi öldür hakkını yeme derler bak bunu da başardı deriz ...
ben ömür boyu buna dikkat ettim tüm yetiştirenler de dikkat etmemi söylediler ...aman bu dünyanın öbür tarafı da var dediler...
"taraflı" "abartılı dürüst"görülmeyi göze aldım ...huzur-u mahşer de karşılaşmak var sezar sorabilir hakkım nerede diye...
tabi sadece bana sormaz uzun süre konuşup birden susanlara da soracaktır ...ne oldu dut mu yuttunuz konuşmuyorsunuz diye...
Tamer • 05-03-2018 04:26 !! ++
uygun...
"yazıklar olsun" kınama için kullanılır ...ancak oldukça geniştir kullanılma alanı ..yaşadığı hayal kırıklığı üzerine hayıflanma olarak kullanan çoktur ..
yaptığı iyilikleri sıralayıp onun kadir kıymet bilmediğini belirtip sonuna bu cümle eklenir ikinci a uzatılırsa etkisi daha fazla olur ...
bir yerde okumuştum yazanla hemfikirim "içinde argo barındırmayan küfür" yazmıştı ...
benim benimsediğim argo içermeyen küfür etkisi olmalı ki .genel eleştiri yazılarına şiir seçimleriyle ve bence oldukça naif yöntemle fikir belirten arkadaşımız beğenmiyorsan okuma yazdı...
pembe gözlükleri olan arkadaşımız nadiren çıkardığı gözlüklerini çıkardı
küfrün sebebini sordu ...
cevap benden gelsin ...hayal kırıklığı ...
ne yazmış anket sayfası sanıyordum sohbet sayfasına dönmüş ...
burası hiç anket sayfası olmadı ..ara sıra anket gibi sorular oluyor ancak anket sayfası kimliği olmadı ...
kim diye merak ettim baktım sadece anket soruları cevaplamış ..bir diziye yorumu yok ..o haliyle tam üye ..ben sürekli yazıyorum arkadaş ekle kısmı bile çalışmıyor ...sanırım yine tam üye olmayı beceremedim ...
esas soru neden buraya uğradığı değil.. anket sayfası sanmış gelmiş bakmış değil haliyle hayal kırıklığı olmuş.. devamında ki öfke niye ...
bu yazı ona karşı yazılmadı çünkü o tek değil ...çok var ondan ...
diğer sayfaları okuyanlar vardır öfke hep hakim... kaynağı hayal kırıklığı ...
diyelim dizi gidişatından memnun değiliz mutlaka kızacak biri bulunuyor ve artık o anda akla ne geldiyse sıralanıyor ...
yaşam hayal kırıklığı ile bezelidir ...her seferin de öfke kayığına binilir mi ...
tek ilacı sabır olmalı ...evren bizim isteklerimiz doğrusunda şekillenmiyor .
kimsenin elinde sihirli değnek yok dokununca istediği olsun ...
insan istediği olmadı diye illa bir suçlu aramamalı ..aranırsa bulunur ..
gerçekte suçlu olması gerekmez suçlu olduğuna inanılması yeterlidir ...
sonrasında dizi ile bağlantı kurulan herkese öfke duyulabilir ...
öyle ya isteğimiz olmadı ..nasıl olur ...ben izleyenim benim dediğim olacak
düşüncesi sağlıklı mı..olsaydı bunları konuşmazdık ...
beklenen ise kişinin isteklerinin karşılanması... işe bu mümkün değil boşuna beklenilir.. çünkü hiç bir zaman kişinin her isteği olmaz ...burada ki anahtar sözcük "her"...isteklerin bazılarının gerçekleşmesi mümkün olabilir ama "her" imkansızın tarifi gibi...
imkansızı isteyenlerin öfkesi çoğaldı son zaman da ...eğer aile öğretmediyse her istenenin olmayacağını hayat öğretir ...ve öğretirken acıması yoktur ...deniz dalgası gibi vura vura öğretir ...
öğrenmediysen hayatın getirdikleriyle yetinmeyi ..boşuna beklersin mutlu olmayı kaçan trenlerin ardından el sallayarak...
mutsuzluğun dışa vurumu gibi duruyor memnuniyetsizlik ...
buradaki örnek gibi baktın anket sayfası değil ...memnun olmadın suçu kendinde değil hep başkasında arama alışkanlığı ile "yazıklar olsun" dedin...kime dedin..burada çok kişi yok yazanlar belli ...
her sabah şiirlerini çiçek demeti gibi sunan arkadaşımız sırf yaşatma adına uğraş veriyor o olmamalı ...
pembe gözlükleri ile portakallı kek ve çay, kahve ikramı yapan da olamaz .
ben alışkınım ..bana onca ağır laf yazılıyor okuduğuma göre uygun demektir ve bunu da okudum uygundur bu da bana gelsin ...
"yazıklar olsun" bana...
Tamer • 14-03-2018 03:40 !! ++
şenay hanımın 21-02-2018 11:56 tarihli yazısına karşılık bir yazı yazacaktım kalmıştı.
ben her baktığım yerde çile görmüyorum olan yerde görüyorum.
utc'nin izlemediğim bölümlerini parça parça izledikten sonra artık utc dizisi hakkında yorum yapmamaya ve bıraktığım hiçbir yapıma "arkadaş" tavsiyesiyle geri dönmemeye karar verdim.
zira havuz yarışı, kavanoz kapağı üzerinden ilişki tarifi, hele hamile olmayan kadına 3 hafta süre verme olayından sora anladım ki benim yazarımızla üslup kurgu beklentilerimiz değil baya hayata insanlara ilişkilere bakış açılarımız da uyuşmuyor. kendisine ve yazdığı/yazacağı dizilerine başarılar dileyerek utc'yi bir kenara bırakıyorum. sadece şenay hanım'ın yazdıklarına karşılık bir şeyler yazacağım.
ömer karakteri hikayenin başında mutluluğu kendi kabuğunun içinde bulmuştu demişsiniz. kabuğunun içinde olduğu doğru ancak mutlu değil 'güvendeydi' sadece bunu da paylaşacak kimse aramıyordu çünkü ömer'e göre iki kişinin paylaştığı yerde güvenlik olmaz. ömer statüko sevdalısı bir adam, kendince doğru bir yol bulmuş, ikinci kez sorgulamadan öylece gidiyordu, teyzesi ittirmese yolunu değiştirmez sittin sene kimseyle ilişkisi de olmazdı.
mutlu değildi, sinirliydi, gergindi baya ızdırap içindeydi gönüllü yalnızlığından ancak bunu değiştirmek için ne başkalarına ne kendine güveni ne de inancı vardı. bu güvensizliğini de inkar etmek için tuhaf bir ahlak kuramı geliştirmişti güya etrafına kirli insanları toplayıp kirlenmek istemiyordu. başını kuma gömen devekuşunun ahlakı.
oysaki ömer kirli insanlardan tiksindiği için değil korktuğu için kaçıyordu, onlarla baş edememekten ya da başetmeye çalışırken onlardan aslında farklı olmadığını görmekten. çok sağlam andığı prensiplerinin elinde kalmasından ki ömer bayin kendi işine gelen yerlerde gayet ikiyüzlü davranabildiğini de gördük.
ama mesele o değil, mesele şu insanlar çok kirli onlara güvenemezsin olayı. evet insanların pek çoğuna güvenemezsin, bazlarına güvenebilirsin. mesele şu ki güvenebileceklerini bulmak için güvenemeyeceklerini tanımak ve onlarla baş etmek zorundasın. ömer temiz kalmaya çalışan ahlaklı bir adam değildi sadece kolayı seçen zayıf bir adamdı. zaten bunu bilen ailesi de onu esen ilk rüzgarda dalı kırılacak zayıf bir çiçek gibi küçüklüğünden beri yalanlardan yapılmış cam bir fanusun içinde yaşatmış. annesinin hastalığında yalan söylenmiş, babasının ölümünden sonra evden kaçınca usta bulunmuş, bakmışlar ki evlendiği evlenebileceği yok defne bulunmuş.
ömer yalanları öğrendiğinde hep üzülüyordu beni yine çocuk gibi kandırdılar diye ama etrafındaki insanlara göre ömer tamda buydu hayatın gerçeklerine sağduyuyla karşılık verecek bir adam değil, masallarla avutulması gereken bir çocuk.
sadeliğinden dolayı defneyi seçti çünkü ömer sade hayatına büyük bir patırtıyla girip onu dağıtacak birini istemiyordu bu yüzden yasemini veya feryali seçmemişti. demişsiniz evet burası doğru defne ömeri korkutamayacak kadar sade bir insandı ne zaman ki alengirli olmaya başladı işin rengi değişti ama tutulmuştu bir kere ömercik.
efne kadar çabalayan bir başkası var mıydı demişsiniz, bir ileri iki geri gitmekten, sürekli tehtditleri sineye çekmekten her sana para verecemğim sorunu çözeceğim diyene (neriman/tramba/galo) inanp bel bağlamaktan başka ne yaptı. ama kendi kalesine gol atma konusunda haklısınız. size bir soru : takım kaptanı olsanız takımda sürekli kendi klesine gol atan bir oyncu ister misiniz? gerçek hayatta defne gibi bir akrabanız olsun ister misiniz ? ben istemem (serdar olsam isterim)
madem karakterin gelişmesi hikayenin başındaki haline geri dönmesiydi bunca olayı neden yaşadı, bunca derdi neden çekti, defnenin mucizesi neydi? sadece aşkı bulup evlenip çocuk sahibi olmaksa aşkı mahllesinde de bulabilirdi. evlenmesinden ve 3 ayda tasarımcı 6 ayda müdür olmasınn haricinde karakter olarak ne kazandırdı defneye bu hikaye. ananesi türkan ile ilgili yazınızda defnenin hikayenin başındaki durumu çok güzel anlatmışsınız da sonundakinin farklı olması gerekmez miydi?
itiraf etmek aklanmayı sağlar demişsiniz ancak katoliklik’te.
önce kaçtı çünkü defne’ siz yaralarını daha kolay tamir edebileceğine inandı demişsiniz. pek yara tamir etmek için gittiğini sanmıyorum. gitmese ömer karakterinin yaratabileceği hiddet daha hasar verici olurdu. ne var ki köprüleri atmak bir daha geri dönmemek üzere gidiyordu, elbet yaralarını sarmak için gittiği yerde birşeyler yapacaktı, affedebileceğini hiç düşünüyordu ama saramadı yaralarını, özledi düşündü affetti yine de geri dönmedi sinan alıp getirdi. affedemese özlese acı çekese bile sinan da getiremezdi.
tabi bu hikayede bize anlatılan ama ömer aslında niye gitti. başından beri bakarsanız hikayede hep bir gitmek kaybolmak kaçmak teması var. giden dönmeyen baba, giden aramayan anne, babası ölünce evden giden ömer, ömerden ayrılınca istanbul’dan giden defne, yalanı öğrenince romaya giden ömer. gerçek insanlar bu kadar kolay gidemez, gidip yeni bir yer bulmak kolay değildir orada tutunmak o yüzden ne kadar parçalanmış olsa da kalıp hayatlarını tamir etmeye devam etmeye çalışırlar.
yazar bize gidin diyor, işinize gelmiyorsa kendinize uymuyorsa gidin yeni bir yerde yeni bir hayat kurun. iyi de nereye ve ne malum orada daha iyi insanlar bulacağım ya da orada daha bir insan olacağım. giderken kafamı geldiğim yerde bırakmıyorum hoş, kafa aynı kafa, ben aynı ben ne değişecek.yine korkakça bir tavır ve faydasız bir nasihat.
karakterin gerçekliğini yaratan en önemli unsur ailesi değildir duyguları düşünceleri eylemleridir demişsiniz. ama masal karakterlerinde de duygu düşünce eylem var la fontaine’nin kargaile tilkisinde hepsi var ama bu konuşan kargaile tilki karakterine gerçeklik katmıyor. karakterin yaşadığı tarihi, yeri, etnisitesini, dini inancını, sosyal sınıf özelliklerini, çevresini, ailesini tanıtırsanız kurgu olsa da bir gerçeklik kazanıyor, zira ne kadar çok ayrıntı verirseniz o kadar gerçekçi yazmanız gerekir. ( gerçi postmodern romanla beraber bu ortadan kalktı heralde .)
14-03-2018 08:27 !! ++
bir varmış bir yokmuş...
bilmiş...bilmemiş
masal dünyasında bilmişler ve bilmemişler yaşarmış bir de ikizleri varmış..
neredeyse buranın ikizi gibi siyah beyaz aşk sayfası ..farklılıklar var tabi.
farklılık eşi benzeri olmayan kitlede onu başka bir yazıda anlatırım kitlenin farklılığı tamamen kişilerle alakalı diziye bakışta fark yok gibi...
iyi ki diziyi izlemedim böylesi daha sağlıklı gözlem adına ...ne olduğunu sadece okuyarak anlıyor insan ...izlenme oranı sınırda seyrederken bitişi yakın demiştim üç haftadır sınır geçildi artık tehlike çemberin de bu rakamlar bitiş kararı aldırır...
yorumlar da bu açıkça görülüyor ...bitsin ben zaten izlemiyorum diyen fazla ..peki insan izlemediği dizinin sayfasına niye yorum yazar ? cevabını karşılıklı otursak da söylese...muhtemelen kem küm eder...
erkek oyuncudan sonra erkek senarist de hedefe kondu belki burası ile en önemli fark bu görünüyor, ancak bu olağan bir durum hedefteki erkek oyuncunun eşi öyle çok kötülenecek veriye sahip değil ...
sanat çevresinden değil ...böyle olunca medyada görünmüyor ,haliyle elde kalan tek veri uzun süren set çalışması nedeniyle belki çıkışta bir yerlere gideriz umuduyla sete uğraması...
vay sen misin uğrayan ..ne kıskançlığı kaldı ne hadsizliği ...bu yeterli değil başka biri olması gerekir çünkü veri az ...oysa sanat çevresinden olsaydı tadından yenmezdi...ne söyleneceğini biliyorum ...daha önce okudum...
sanatçı olmadığı yaptığının sadece belli çevrelerce izlendiği yazılırdı(hakaret içeren sözler çoğunlukta ben tekrarlamıyorum )
üstelik tüm sanat çevresini parmağının ucunda oynattığı ve dizideki tüm kontrolün elinde olduğu ve çok kudretli olduğu yazılırdı ...
ben böyle bir kudretin olmasının mümkün olmadığını çok kere yazdım ve tepki aldım ...bizim kudretli kadın erkek oyuncuyu yurt dışına götürme uğruna diziyi bitirdi dendi ..kim dedi kitlenin bilmişleri bir de bilmemişler var onlar bir süre geçip olmayınca sordular bilmişlere hani gideceklerdi diye bilmişler erkek oyuncunun kızılan kanalla projesi olduğunu dizi olacağını söylediler ...zaman acımasızdır gelir geçer tüm gerçekliğiyle ...bilmemişler yine sordu hani dizi diye... bilmişlerin elinde önemli bir koz var erkek oyuncunun sanatçı hayat arkadaşı ...kıskandığı için dizi de bile oynatmıyor dendi ...bilmemişler her zamanki gibi inandı o zaman evinde oturtsun dizinin dibin de dendi...
o sırada film projesi ortaya çıktı bilmemişler anlam veremiyordu nasıl olur cadı dediğimiz müsade eder miydi...
bilmişler hemen bir kılıf buldu efendim bunların sezon da dizileri var izlensin diye film çekecekler bizim gönlümüzü alacaklar ki dizi izlensin ...
bilmemişler insanların ne kadar çıkarcı olduğuna hayıflandılar soğumuşlardı ikisinden de ...
bilmemişlere film basit iş değil sinema bu sektörün tepe noktasıdır koçu kuzuya kurban etmezler desem de bilmişler her zaman ki gibi yanlısın diye söylendiler ...film çekildi bilmişlere göre dizi tutsun diye çekilmişti öyle olsaydı erkek ya da kadın oyuncunun kanalı sahip olurdu gösterimine.. kim aldı gösterim hakkını... iki kanal da almadı haber sunmayan eğlence kanalı aldı haklarını ...bilmişler buna da kulp bulur eminim ...
oyuncular üzerinden yazarken istenmeyen gereksiz denen erkek oyuncunun arkadaşının film projesinin gecikmesini tarih vererek sormuştu bilmişler den biri... ciddi hazırlık gerekir açıklandıysa çekilir zaman geniştir diziye göre dedim hodri meydan der gibi göreceğiz bakalım yazdı ...
geciken o film çekildi üstelik sinema tarihimiz de bir ilk olarak yazan ,oynayan, yöneten istenmeyen kişiydi ..
risk aldı devam filmleri çok risklidir bir öncesiyle kıyaslanır sonucu kimse yazmadı bilmişlere bilmemişler sormadı sanırım sonuç biliniyor o yüzden tık yok ...ilki bir milyon altı yüz bin izlendi devamı iki milyon yüz bin ikincisi birinciden beş yüz bin fazla izlendi...
başarısız olsun beklentisi olmadı sessizlik bundan ...
beğenmemek ayrı hakkını teslim etmek ayrı ne kaybeder insan gerçeği yazsa ..beklemiyordum ama başardı dense ne çıkar... hiç bahsetmeyenler için sözüm yok ... ama iki lafın birin de bahsedip sonra susuyorsan önce aynaya koş masaldaki gibi bakalım ayna sana ne söyleyecek ...
diziye kurban edilen film çekildi galalarda nasıl durdukları aşık oldukları falcı gibi anlatıldı(çok başarılı birini tanıyorum ) yine beklenen olmadı evli evine köylü köyüne döndü ...artık başka bahara bir proje olursa oyuncaklarını ellerine yine alırlar ...oyuncuların hayatını oyuncakları gibi görenler olduğu için yazdım kişiler kendilerini bilirler...
ikize gelirsek orada erkek oyuncuya yakıştırılanlar burada ki ile aynı ..kadın oyuncu içinde söylenenler aynı ...oysa iki kadın oyuncu çok farklı bakıyor hayata fark niye sıfırlanmış... bu çok uzun bir yazı konusu klişe üzerine yazarsam tam anlaşılır ...
erkek oyuncunun eşi için veri az yazdım geri kalan boşluğu senarist ile doldurmuşlar ..senarist erkek olunca atış serbest diye düşünülmüş ...
önceki işleri kötülenmiş ,sen git vurdu kırdı yaz erkek oyuncu da orada oynasın denmiş ..aşktan ne anlarsın hissetmen mümkün değil denmiş ...
erkek aşktan anlamaz hakim görüş neredeyse ...peki onca aşk şiiri okuyorsunuz kim yazmış bunları...aşktan anlamayan erkekler ...
oysa aşk iki kişiliktir biri hissedip diğeri hissetmiyorsa aşk denir mi...
tek cinsiyete hangi mantıkla indirgenmiş anlamak mümkün değil ...
insana dair duyguları bile cinsiyet tasnifine sokarak aşkı sadece kendi cinsiyetinin bildiği duygu görerek senariste yazamıyorsun ben anlarım hiç duygu geçişi yok denirse erkek oyuncu sevdalı bakmıyor oysa kadın her haliyle mükemmel görülürse ve o kızdığın erkek oyuncunun eşini bırakıp kadın oyuncu ile evlenmesi gerektiğini yazarsan (aynen böyle yazılmıştı)
bu kadar çelişki de neye inanayım ben ...zaten oradaki kadın oyuncu iki kere inanmış sanalın gerçek olacağına ama olmamış ...ne hikmetse erkek oyuncu suçlanıyor o konuda da..dizi aşkları var denmiş yani bu niye olmasın beklentisi hakim...olan niye yürümemiş diye kadına soran yok ...
anatomik olarak bilmişlere göre aşktan anlamıyorum demektir belki o yüzden bu kafa karışıklığı ...eğer anlayan böyle görüyorsa komşu cinsi anlamamak daha iyidir ...gerçi bu fani dünyada yaşadıklarım neydi diye tekrar düşünmem gerekir ..anladığım duygu sanmıştım..değilmiş ..
Tamer • 22-03-2018 17:20 !! ++
ayna..
yazma denmiş ...suç benim mi aynanın mı...
ne fark eder kısmından başlayalım...eserler topluma mal olunca zamana bağlı olmaksızın yorumlanır ...uzun yıllar sonrasın da bile yorum yapılır ...
ve bu durum ağıza sakız olarak yorumlanmaz ..doğasında vardır eserler ölümsüzdür ...ve sırf bu yorumlar olsun diye açık olan eserin ismini taşıyan yerde olması en doğalıdır ...abes olan böyle bir yerde üstelik burası yaşasın diye çaba göstermesi gereken yetkili kişinin hala niye yazıyorsunuz başka işiniz yok mu demesidir ...
ben dahil çoğu kişi başka dizi de izliyor buradan tanıdığım arkadaşlarım var ...ve zaman zaman o sayfalara da yorum bırakılıyor ...
izlemediğim diziyi değil kitle benzerliğini yorumluyorum ve kitle benzerliğinde kişilerin farkı olduğunu belirttim sadece diziye bakışta örtüşen yerler çok konu bunun üzerinde yazıldı ...
ve orayı neden okuduğumda yazıldı başkalarını bilemem ben başka bir dizi sayfasına yazarken oraya davet edildim sosyal medya da takip eden arkadaşlar var bu yüzden baktım benzerlik üzerine ara ara okudum ...
peki sen niye oraya uyarı yazısı yazdın diye sormuyorum benim tespitime katılmıştın o doğrultuda uyardın ...
duymak bile takip şeklidir kısmına doğrudur derim ..okumak bile ilgili olduğun anlamına gelir... ama seyretmek başkadır seyretsem orada yorumlardım ...
beni ilgilendiren kısmı kitlenin diziye verdiği tepki ve bu tepki burada ki tepkiye çok benzer biçim de o yüzden yazı burada ...
neden buradasın kısmına gelince bunu defalarca yazdım hepimizin bir nedeni vardı önemli olan neden gidemeyişi ...
ben onu da yazdım çok seferinde ve gitme niyetim olmadan bile isterseniz giderim dedim kimse git demedi bu güne kadar kısmet bu güneymiş ..
üstelik gitme düşüncemi yazdığım da çok kişi gitme dedi bilenler biliyor ...
neden 2-3 erkek takip etti ...bilemiyorum bu sayfaya özgü sanırım sosyal medya da denge bu şekilde değildi çevremde de izleyen erkekler vardı ...
araştırmaya konu ben olamam zira işim buydu benim ben her türlü filmi izlerim esas saha sinema dizi az sayıda bunu da yazdım gerçi ..
sen diğer erkekleri incele diye tekrar yazdım işin içinde olanlar denek olamazlar malum...
yardımcı olacak bir bilgi vereyim sanıldığından çok fazla erkek romantik film izler ve sanıldığından çok fazla kadın da korku gerilim izler ...
kadınların çoğu savaş ve kovboy filmi izlemezler bunu şiddet ile açıklayanlara korku filmini neden sevdiğini , sevmediği şiddetin orada bolca olduğunu sorduğumda çok net yanıt alamadım ..üstelik çelişkiye hayret ettiler...çoğu farkında bile değildi...
başla bakalım araştırmaya sonucu burada yazarsın ...
gerçi sen bunun için yazmadın bu konuyu diyorsun ki ne işin var bura da burası kadınlara özel çek git ...bana böyle geçen yazanlar kadındı onlara da yazma dedin bir ara g yasaktı ..benim yazıma tepki de g yüzünden mi...hayat tuhaf değil mi..bir ara niye yazıyorsunuz ne ilgisi var onun diziyle dediğimde ilk tepki sendendi şöyle demiştin dizi oyuncularının yanındakiler de diziyi ilgilendir ...nereden nereye ..ben aynı düşüncedeyim konuşanlar yine konuşsun dedim .. hale bak kovuldum..
böyle olur bazen aynaya gerçeklik güneşi vurunca gözler kamaşır rahatsız olur insan böyle olunca da aynayı tutana öfke olur normaldir ...
onay kısmına gelince peri hanım ile benim cuma yazım bir gün fark etti peri hanımınki cuma benimki cumartesi günü yansıdı sayfaya .. o yazıda cuma dileği vardı tıpkı peri hanım gibi ne uygun değildi diye sormam artık cevabı aldım yazanın ben olması yeterli ...peri hanım onaycı olmadığı sürece bu böyle sürecek görünüyor...
umarım bu yazıda uyulması gereken kurallar dahilinden çok senin uygun gördüklerin arasındadır ...
...
peri hanım nazım hikmet ve can yücel şiiri için elinize emeğinize sağlık ...
Tamer • 25-03-2018 03:40 !! ++
iyi geceler...
davet mükellef... bize uymak düşer..yay kadını gönülden ikramın güzel hem kahve hem çay vazgeçilmez ikili ...yanındaki ikramlar da harika ...
kahve ile ilgili yazım vardı uzun zaman önce... yeni yetmeliğe geçişte ikram edilmişti ... delikanlı olduğu düşünülenlere sunulurdu ilk kahve oysa çocuk sayılırdım ...sakin yapıdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum zamanından önce verilmişti ...hala o tadı unutamam ilk olduğu için sanırım, kokusunu çok küçükten beri biliyordum... evde çekilirdi kahve, küçük bir kahve çekme değirmeni vardı hevesle çekerdim dibindeki küçük hazneye öğütülenler birikirdi onları kavanozuna koyardım oyun gibi gelirdi bir de işe yarama hevesi vardı tabi ...
yay kadını kardeşim gönülden ikramına teşekkür ederim eline emeğine sağlık..
Tamer • 26-03-2018 01:29 !! ++
fark..
kiralık aşk ve siyah beyaz aşk sayfası yorum benzerliği üzerine yazılarım oldu ,benzerlik dizinin gidişatı ve oyunculara bakış ile ilgiliydi ...yorum yapan kişilerin farklı olduğunu belirtmiştim bu yazıyı fark üzerine isim belirtmeden yazacağım her isim değerlidir benim gözümde atlamış olarak görülmesin... sadece gidişatı anlatımda önemli dönemeçlerde kim varsa tarifte o yer alacak... yoksa kalbimde sevdiğim çok fazla arkadaş var
iki dizi arasında izleyici yorum benzerliği fazla ancak sayfa farklı ...eşi benzeri olmayan kitle deyimi dizi adına değil burada toplanan kişiler için geçerli olabilir ...
ben ilk geldiğimde kadın ağırlığını fark ettim ama rumuzlar muhtelif olunca kısa bir zaman aldı yalnız olduğumu fark etmem ...
bir arkadaş daha vardı hafta da bir yazardı...yalnız olmak sadece anatomik açıdan geçerliydi kimse bu durumu yadırgamadı ve bana bu yönde hissettirmedi ...
diziye bağlı yorumlarda ömer üzerinden cinsiyet genellemeleri beni rahatsız etti karşı çıktım o zaman bile sadece genellemede haklı yanlar vurgulandı ama kimse rahatsız isen gidebilirsin demedi ..tam tersine bugün olduğu gibi gitme dendi ...
ilk gitme kararıma sayfanın bana göre en etkili yazarı karşı çıktı "gelmek irade ile gitmek müsade ile" dedi ilk gitme diyen oydu ..sonrasında sayısız yazı doldu sayfaya ...cinsiyet değil insanlık ağır bastı ...
üstü örtülü "git" önemli değil ...geçmişteki "gitme" ler önemliydi...
içimdeki önsezi ile savaşır saf yanım ...önsezi tanı koyar saf yanım karşı çıkar ..öyle olmuştu önsezi bak böyle dedi dediğimde, etkin yazar kardeşim tanısan çok seversin dene demişti ...saf yanımda ona uymuştu sever yanıltmayı pek başarılı olmasa da ...ah benim zavallı tarafım ,saf tarafım.. ne çok isterdim haklı çıkmanı en sevdiğim tarafım ...
denedik olmadı saf tarafım... ne diyelim biz buradayız yaşatma adına...
diğer sayfalar ile en bariz fark isimli yazılar ...cevap adına önemli ..giderek anlıyor insan isim olmasa da yazıdan ...ben kısa uzun farksız yazıları okurum ancak buradaki kadar uzun yorum yok diğerlerin de ...
ve kısacık bir yazıda dünyaları anlatan yazar da yok ...dünyanın her köşesinden yazan var mı? belli değil...burada belliydi ...
iş yaşamı üzerinden kendi örneğini diziyle çok iyi bağdaştıran küçük kıta da yaşayan yazar ve ta kanada dan sarma üzerinden emek tarifi yapan da diğer sayfa da yok ..dizi izlemek için her hafta üç yüz kilometre giden kimse de yoktur muhtemelen ...gece yazdığım yazının sonunda paylaştığım şarkının sabah işe giderken çalındığında çok sevindiğini söyleyen izmirli var mıdır acaba ...
ya da işte gizlice yazımı okuduğunu söyleyen olur mu ..konferans zamanı yazımı kaçırma korkusu olduğunu aralarda okuduğunu söyleyen oysa buzdolabı çalışma düzeninden aşk tarifini emsalsiz yazan çıkar mı ..
kiraz çiçeğinde şiirsel dille tüm yaşamın anlamını diğer sayfalar da okuyan oldu mu ...hiç şiir gördünüz mü diğer sayfalar da sabah kahvesi eşliğin de
adı aşk olan dizi çok.. senaryo yazan ağır içiler var mı ..ölümden öte köy yok kayıplarına rağmen yazan var mı...
gerçek bir yaşamın sırrını saklayıp senaryoyu gerçeğe yakın hissederek yazan nur yüzlü biri var mı...
her hafta tüm isimler yazılır mı diğer yerler de..sahi yoklama alan var mı..dizi günü misafir almama adına plan yapanlar vardır belki diziyi maç seyreder gibi seyrediyor olabilirler mi...
buranın en şakacısının fragman çıktı kandırmasına çok isabetli terlik atan var mı..bu konuda takılmalarımıza gülüp geçen engin hoşgörü sahibi birini kolay bulur mu insan ..
herkese rengarenk huni dağıtan da bulunmaz sanırım ...deli mi onlar...
fıkralarla bizi gülümseten birini de görmedim ..
portakallı kek yapan pembe gözlüklü biri de yoktur o buraya özgü ...
cuma duaları sıralayan dua perisi de yok...
haftalık dizi yorumu yaparken sırf istedik diye efsane sezon aralığında yazmaya devam eden olur mu...
ölüme yürüdüğünü hissederek yalnız bırakmama adına geri gelip her gün ona moral verirken hakkın yoluna yürüyeceği günü yüreği burularak bekleyen olur mu diğer yerler de...hiç görmediği birinin vasiyetini yerine getirirken gözleri dolan ama içinde kocaman boşluk olan var mıdır oralarda da mutlaka eşsiz yüreği temiz insanlar vardır ancak ben burayı biliyorum ...
mahallem burası ...şiirdeki gibi orhan zamanından kalma duvar, vakıf çeşme, ve ulu çınar altındaki masa da hep beraber çay eşliğinde demli sohbet seviyor olabiliriz..
belki kalma sebebim gönlümüzdeki insanlık uçurtmalarını gökyüzüne salıp dalgalanmasını seyrediyor olma hayalidir ...kimbilir ...
Tamer • 29-03-2018 04:19 !! ++
bir kişi
herkesin buraya geliş öyküsü farklıydı ..bir arkadaşımız sordu hepimiz cevapladık ..ben bir karakterin(ömer) kültürel donanımındaki bir tutkusuna itiraz etmeye geldim ilk buraya baktım ve yazdım halen yazıyorum ...
yazılar ayna gibidir görebilene ...kısa sürede senaristi çok seven bir gurup olduğunu gördüm ..onlar eleştirmek bir yana serzenişe bile anında cevap veriyorlardı ..bu cevaplar çoğu zaman yazılan itiraza senaristi savunma adına eser üzerinden değil itirazı olan kişiye yönelik oluyordu...
şahsım senaristi eleştirdiği için bolca nasibini almıştır bu gurubun sözlerinden ...
eleştirenler de fazlaydı burada senaristi ..beni diğerlerinden ayıran kısım ben ömer karakterinin kötü tasarlandığını düşünürken çoğunluk defnenin edilgin halinden senaristi sorumlu tutuyordu ...
konu defne olunca senaristi çok savunan kesim onlara daha ılımlı yaklaşırken hali hazırda kızılan ömerin içi boşaltılmış durumunu sorgulayan bana ömer taraftarı denmesi en seviyeli olan cevaptı ...
ben ömer üzerinden senaristin karşı cinse sorunlu baktığını ve yine ömer üzerinden hedef gösterdiğini yazdım halen aynı düşüncedeyim bu yüzden biten dizi haricinde başka çalışmasını izlemedim ..
senaristi koşulsuz sevenlerinin taktığı onca yakıştırma arasından biri çok sevildi"kalemlerin efendisi"
oysa gidişata itiraz edenler konu ömer ve defne olunca kalemi mi köreliyor efendinin diye sordular ..
çünkü giderek ömer ve defne yan karaktere dönüştü bazı bölümlerde inanılmaz kısa süre aldılar ..
senarist taraftarları her zamanki gibi ortalığı yatıştırma adına konu böyle ilerde neler olacak bekleyin dediler ...
bir türlü ucu açık konular birbirine bağlanmadı dizi tam dram oldu ..
her objeden mana çıkarıldı ama hepsi boş çıktı ...
senarist bizzat tek sır smurg dese de yine kendisi merak uyandıracak bolca malzeme serpiştirdi diziye ..
çok zeki kadın asla klişe sevmez dendi ..oysa klişenin ağa babasını yazdı
gerçi tam olarak o yazmadı koreliler yazdı o sürdürdü...
bana kızanlar bunları yazıyorum diye yine kızabilirler peki şunları da ben mi yazdım ...
niye sahneler kopuk kopuk her bölüm bittiği yerden başlamıyor ...
onca sarma yaptı bu kız bir kere ömerle karşılıklı yemedi ..bırak yesinler
neden kaynana gibi ayırıyorsun tlf ve kapı çalmasa veya biri rahatsız etmese olmaz mı ..
neden beraberken müzik çalıyor klip mi izliyoruz ...
defneye bir garezin mi var sedaya daha çok rol veriyorsun...
bu kızı(defne) safoz yazmaktan usanmadın biz söylemeye usandık..
onca yan hikaye oldu hiç biri bağlanmadı...bağlamayı bilmiyorsan yazma.
madem kimse yok orada niye böyle yazıp kafamızı bulandırıyorsun(roma da ömer'in evden çıkışındaki duş sesi üzerine)
...
bunlar yumuşatılmış hali ömer ile ilgili sayısız ağır yorumları yazmadım
bunları ben yazmadım arkadaşlar yazdı ortak kanı diziyi böğrümüzde oturan öküzle izliyor olmamızdı ...
bir yanda kalemlerin efendisi diyenler diğer yanda bu yorumlar ...
birde kalemlerin efendisi taraftarlarınca kızılan ben ...
bir kişi hariç.. üstelik o kişi beyin kıvrımlarını öpüyorum yazmıştı ...
karşılıklı yazılarımız oldu ama eser dışın da kişiliğe girmeden yazdık
bir ara uzaklaştı çağırdım sayfaya kırmadı geldi sonrasın da abi kardeş olduk ..
senaristin yeni işini takip ettiği sayfada ki bir eleştiriyi burada paylaştı artık yazmayacağım dedi ben sevdiğini bırakmamasını savunmaya devam etmesini söyledim ...o da devam etti ...
ama insan hayal kırıklığına kolay dayanamaz yay kadını kardeşim beyin kıvrımlarını öpmeyi bırakmış sadece bırakmamış üstelik eleştirmiş...
"olmadı demiş devamında hayal kırıklığı ve saçmalık ..ve izlediğim ikinci ve son işin meğer deföm yüzündenmiş ilk işini beğenmem diye eklemiş"
ne diyelim...kendin de olmayan başkalarına ait sihirle bir yere kadar ...artık pembe gözlükle bakan bile görüyorsa gerçeği gidecek çok yol var demektir..umarım daha iyi işler çıkarır ...
bir sezon sürmeyecek dizi bir buçuk sezon gitti nedenini sürekli yazdım.. iki uyumlu genç ve yetenekli bazı yan rollerle bu kadarı bile büyük başarıdır .
kızanlardan biri sürekli hatırlatırdı bana "gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü huyu vardır" diye
ben zaten gerçeğin peşindeyim bana bu sözü yazanın erkeğin yanındaki hakkındaki iddiası patladı ses yok senarist hakkındaki de patlamak üzere
bakalım ses çıkar mı ..ben hatırlatırım...
"orada kimse var mı " diye
Tamer • 05-04-2018 03:48 !! ++
kanatlı...
ilk defa evinin kapısında gördüm ,arkadaşımın annesiydi ..
göçmendiler ..çakır gözleri hep gülerdi ..
onun da kanatlı olduğunu hemen anlamadım yaşayarak öğreniyor insan ...
"kanatlı" tabirini ilk annemden duyduğum da bozkırda ufacık çocuktum ...
oyuna dalıp evden uzaklaşmıştık dayımın oğluyla ..aynı yaştaydık
akrabadan daha çok arkadaş sayılırdık ..oyundan zamanı unuttuk acıktığımızı hatırladığımız da ev uzakta kalmıştı annemin dayısının evi ise yakındı ..dayımın oğlu oraya gidelim dedi gittik büyük yenge hiç sormadan elimize ekmek arası yiyecek tutuşturdu ...orada da oyalandık yenge annenlerin haberi var mı diye sorunca birbirimizin yüzüne bakakaldık ...yenge durumu anladı bizi eve yolladı ...
annem ve dayımın eşi küçük yengemi ilk defa telaşlı ve kızgın gördüm ..
annem ilk sitemin ardından açmısın deyince yok dedim ve anlattım ...
kanatlı kadın halden anlar dedi ..."kanatlı" aklımda kaldı ...
onca laf duyunca sormadım ne demek diye ..kısa süre sonra bozkıra veda ettik büyük şehre geldik ..."kanatlı" anlamını bilmediğim ve unuttuğum minik bir sır olarak kaldı ..
tekrar duyduğumda kanatlı bu dünyaya veda etmişti annem arkasından ağlıyordu ...o gün ağlarken anlamını da söyledi ,haberi getiren babama herkese koştu onca horanta(kalabalık aile anlamın da söylenir yörede)
kanatları altındaydı ..az çile çekmedi dedi..
anladım ki anaç yapısı gelişmiş kişiye kullanılıyor "kanatlı"
içim de geçmişe ait bir parça kopmuştu ..çok üzüldüm ...
hafızamda dal gibi zayıf gülümseyen yüzüyle kaldı büyük yenge ...
arkadaşımın annesinin kanatlı olduğu kahvaltıya çağırdığın da ortaya çıktı
öncesin de arkadaşımın çaktırmadan kahvaltı da ne sevdiğimi sorması
sonrasında hepsinin sofrada olduğunu görünce anladım ..
kayıpları zor gelir insana sanki dünyayı yeniden anlamaya başlarsın ...
üzerinde kabuklar olmaya başlar ,acılar dan bir kabuk... içe dönersin
acın yokmuş gibi yaparsın ,dünya anlamsız gelir ...belki de başına yıkılan dünyayı umursamaz görünmen bu yüzdendir ...
o günler de bir dal ararsın ..tutunacak bir dal ...
kanatlılar böyle durumlarda ortaya çıkar...yardımına koşar boş bırakmazlar yıkılan insanı ...
hayat pişiriyor seni demişti ..yanmışım ben dediğimde ...
annen de ablan da ben olurum kabul edersen demişti..oysa çoktan olmuştu ..her teşekkür ettiğimde laf(önemli) değil derdi ..bir gün dayanamadı teşekkür etme çocuklar annelerine teşekkür etmezler dedi..
tanıdığım ilk kanatlı o değildi ,gecen hafta uğurladığım son kanatlı oydu ...
haberi veren arkadaşım annemizi kaybettik dedi ...
hastaydı bekliyordum..yine de vurgun yiyor insan ...
içimden beyaz bir güvercin gökyüzüne havalandı ben arkasından bakakaldım ...sonsuza kanat çırpan son annemdi ...
son yolculuğunda gökyüzü bile bizimle beraber yaş indirdi yeryüzüne ...
biliyorum teşekkürü sevmez ama ben yinede serin selviler altında yatarken yanına gidip söylemek isterim...
anne..ayrı kıtalar da doğduk oğlunun arkadaşıydım ...yandığımı gördün
yüce gönlünle kanatların altında bana da yer açtın acıma ,sevincime ortak oldun annelik ettin her şey için çok teşekkür ederim derim...
kanatlı kadınlara...
anneme...
oğlundan ...
Tamer • 14-04-2018 03:43 !! ++
selam arkadaşlar...
arada da olsa buraya bi ziyaret ediyorum umarım hepiniz iyisinizdir...
ben bu kış babam hasta olduğu için 2 şehir arasında mekik oldum...her zaman bütün hastalara rabbimizden şifalar diliyorum...
az önce tamer kardeşim...
bir kişi
isimli yazını görünce işte budur dedim
senarist le ilgili o zamanlar bende bazen düşüncelerimi yazmıştım hatta birinde bence gerilim veya cinayet tarzı yazması gerektiğini (su an olduğu gibi ))) belirttim çünkü 13. bölümde başladı gerilim ...
halbuki ilk kadro ile gerilim ve kötü entrikalar olmadan bir kaç yıl devam edilebilirdi...neyse geçmiiş gitmiş..)))
ama harika bir teferruatla anlattığın için teşekkürler...tamer kardeşim gerçekten bravo...***
herkese selâmlar
ben efa...
16-04-2018 01:41 !! ++
iyi geceler..
efa rabbim babana ve hastalarımıza şifa versin yorum için teşekkür ederim kardeşim...senin düşünceni biliyorum yazını da hatırlıyorum ...
bitmiş bir dizinin sayfasına yazıyoruz ben ne bekledik ne bulduk bundan sonra izlediklerimize nasıl bakarız buna ışık tutmaya çalışıyorum ...
başka bir dizi ile izleyici bakış benzerliğini yazdım daha önce (okuduğun yazının üst kısmında) sanırım karşılaştırma yapanlar nerede kırılma olduğunu anlarlar.. sanarak umarak dizi izleyince diziler değişse de bakış örtüşüyorsa bence üzerinde uzunca düşünmemiz gerekir sorun nerede diye ve düşününce bize düşen pay ortaya çıkar ...
buraya uğramana sevindim yazınla karşılaşmak güzel...
...
peri hanım ..
orhan veli'nin yazdığı gibi ruhumuz ölüm rüzgarında ve gözlerimiz görmüyorsa yine de yüzümüz de güneş var mıdır?
necip fazıl gibi iki yıldız arasına göğe hamak kurma hayali nasıldır ..
edip cansever'in dediği gibi beyaza keser mi yedi renk ..hissetmek güzel onlar diğer insanların da benzer hislerini dizelere güzel dökmüşler paylaşımlarınız için elinize emeğinize sağlık ..mümin sarıkaya parçası için ayrıca teşekkürler .
...
yay kadını ...günleri karıştırman bizim işimize yaradı desene hafta sonu çaylar kahveler iyi geldi ellerine sağlık ...
nerelerdesiniz demişsin ..diğerlerini bilmiyorum ben hüzün bahçesindeydim...cuma günü yazdım pazartesi gecesi onaylandı ..
beni merak ettiğinde gerilere bak oralar da bir yerdeyim...bunu sitem değil okuyabilmen adına belirtiyorum ... kahve için anında teşekkür ediyorum..kısaca sıcakken teşekkür ediyorum ulaştığın da soğumuş oluyor ...bir de bu aralar yoğunum artık çok sık yazamayabilirim meraklanmayın diye belirtmek istedim...
Tamer • 18-04-2018 01:28 !! ++
iyi geceler..
peri hanım ,yay kadını ve ayfo kardeşim dostlar sağ olsun ...
peri hanım şiirlerinizi okuyorum elinize emeğinize sağlık ...bu aralar zamansızım yorum kısa oldu ama elden geldiğince sayfaya destek olmaya çalışırım ...yoğun çabanıza bir nebze katkım olursa ne mutlu..
...
yay kadını okuyorum yazılarını hatta kardeşim ne yazdı diye ara sıra diğer sayfaya da bakıyorum ...su altı belgeseli izlemen çok güzel bende bir belgesel tutkunuyum herkese tavsiye ederim ...günay hanımı haberdar ettiğin için teşekkür ederim ...
...
günay hanım abim için süreç devam ediyor kısa mesafe yürüyebiliyor çok şükür ancak hastalık uzun süreç gerektiriyor ve tedaviye organ şu günler de cevap verecek durumda değil elimiz de sadece umut var şu anda biz de sarıldık umuda rabbim ne eylerse güzel eyler diyoruz ...arayıp sormanız için çok teşekkür ederim ...
...
hastalara şifa dilerim ...
Tamer • 26-04-2018 23:27 !! ++
ortaks yapım ın dizisi servet 4 bölüm dayanabildi.
üzerlerinde ahımız var diyorum, inanmıyorlar.
08-05-2018 10:31 !! ++
bitiş...
diziler bitince bir suçlu arayışı başlıyor ...
sonuçta süreli bir yapım diziler ve acımasız ticari kurallar var ...
bitişe bu yazılı olmayan başarılı olmaya odaklı durum karar veriyor ...
izlenme oranı düşünce sonuç kaçınılmaz oluyor ...
nedense oran düşüklüğü izleyiciler arasında kabul görmüyor ,milyonlarca izleyen var niye final oluyor deniyor hal böyle olunca suçlu arayışı başlıyor ..ve erkek oyuncu ve yanındaki sonrasında senarist suçlanırken sonunda bitiş kararı alan kanal da suçlu oluyor ...
izlenme oranı yukarı da olunca inanılıp düşünce niye inanılmıyor esas düşünülmesi gereken burası ..
üstelik erkek oyuncu tıpkı buradaki erkek oyuncu gibi aynı kanalla anlaşınca hepten ipler kopmuş ...çeksin gitsin diyenler şimdi tek başına gitme sevdiğini(?) de götür demişler...
bu kadar diziye bakışta benzerlik varsa önce kendine bakmalı insan
bir oyun izliyoruz ve bunu canlandıranlar da oyuncu ..
oyun bitince insanlar gerçek yaşamına dönerler bir başka oyuna hazırlanırlar...
oyunu iyi oynayanlara bir çok mana yüklenirse ve inandırma adına olmayan şeyler uydurulursa (buradaki kadın oyuncu komplo teorisi demiş)
dönüp kendimize bakmamız gerekir ...
diziler farklı oyuncular farklı izleyici gözü aynı olunca sormadan edemiyor insan hani bizimki mucizevi aşktı hani eşi benzeri yoktu ..
aynı şeyleri diğer dizi içinde yazdılar ...
bir birine benzemeyen iki dizi de bakış örtüşüyorsa aşkı tanımlama da savrulma oyuncular da mı? yoksa benzersiz aşk arayışında olan izleyici de mi?
araştırılması ya da cevaplanması gereken burası olmalı ..
yoksa ben bu kanalı artık izlemem yapımı defterime yazdım ikisi de yasaklı demek ceza kaygısıyla çıkarılan sahnelere itirazları haklı kılar mı..
işine yaradığı zaman demokrat olanla aynı duruma düşürür insanı ...
yoksa bunları dile getiren kişinin cinsel kimliğinin sorgulanması sahi sen ne arıyordun bura da denmesi neyi değiştirir ...
yaşananlar orta da ...biten buradaki dizi ile bitme kararı alan diziye bakış bire bir örtüşüyorsa kimi suçlayalım ...ve niye suçlayalım ...
izlenme oranı iyi olsa bitmezdi kimse altın yumurtlayan tavuğu kesmez ..
hep söylenen yarım kaldık sorusunun karşılığı hızlandırılmış finale mi? yoksa rollerini hakkıyla yaptıkları için gerçek yaşam birlikteliği beklentisine mi...?ben ikincisi olduğunu söylüyorum çünkü buradaki yazıları biliyorum diğerinde yazılar ora da henüz mürekkebi kurumadı...
peki beklentiler boşa çıktı bu durumda yanıldık demek yerine ne yapılabilir
şu olabilir ..olduğunu sosyal medya da görüyorum ...
imkansız aşk yaratılabilir ..bir türlü kavuşamayan sevgililer ...
ve aşklarını kalplerin de yaşıyorlar ..bu çözümü komşu sayfa da takip eder
tavsiyeye gerek yok ...
oyuncuların seçimlerine saygı göstermeyelim ..yeter ki bizim tespitimiz doğru olsun ...biz hep haklı olalım ...
evet,evet en doğrusu bu "aşklarını kalplerin de yaşıyorlar"
biz izlediğimiz diziler de bu bakışı kaybetmeyelim en iyisi oyunla gerçeği bir pota da karıştıralım ileri de izlediğimiz aşk dizilerin de mutlaka bir birliktelik çıkar ve biz biliyorduk bakışlarından belliydi deriz ...
sonuçta gerçekle oyunu karıştırmayacak derece de anlarız bu işlerden
çünkü uzman sayılırız aşk meşk işlerin de...
Tamer • 19-05-2018 02:16 !! ++
iyi geceler..
peri hanım ihsan turhan ve can yücel şiir paylaşımlarınız için elinize emeğinize sağlık...
...
kıbrıslı hanım iyi olmanıza dua ediyorum ve haberlerinizi bekliyorum...
...
tüm hastalara ve yakını hasta olanlara şifa dilerim...
Tamer • 24-05-2018 03:57 !! ++
ıssızlığın ortasında...
çocukluğumda bozkırdaki köyümüzde bir ev vardı ,köyden ayrı sayılacak mesafede tek başına ...
neden ayrı bilmiyorum ama aklımda kalmıştı ..nine ve torunları görürdüm bizim bahçeye giderken ..yanımdaki akraba büyüklerim selamlaşır bir iki hal hatır sorarlardı ..sadece yaz tatilinde bildiğim köyün kışları nasıldır hiç bilmem ve o evdekiler kış şartların da ayrı olmanın güçlüğüne nasıl dayandılar onu da bilmiyorum ...ama ninenin öldüğünü duyduğum da üzülmüştüm ..yalnız ev ninesiz ne yapar diye düşünmüştüm ...
askerde atış alanı bölüğe mesafeliydi ..samsun denize doğru çanak gibi konum da.. bölük tepedeydi atış alanı o tepenin ardın da ve deniz görünmüyor tepenin ardı ayrı bir dünya gibiydi ...bir sabah atış yapmak üzere tepenin ardına yollara düştük giderek evler seyrekleşti kıvrılarak giden yolda ilerde tek başına bir ev vardı yol kenarın
da ...
önünde ulu kavaklar bahçesinde meyve ağaçları olan bir ev..sabah güneşinin etkisiyle yol kenarlarındaki çimenlerden kalkan buğu eşliğinde pastoral bir görüntü sunuyordu...sıcacık geldi bulunduğum ortamın etkisiyle ..önünden geçerken tuğlaları sıvasız tek katlı eve özlemle baktım
atış talimi akşam üstüne kadar sürdü ...dönüşte akşam alacasında geçtik önünden evin tek odasında yanan sarı lambanın ışığı yola düşmüştü ve önündeki ulu kavakların yaprakları sertleşen rüzgarın etkisiyle şiirler şarkılar söylüyordu...yalnızlığın şiirleri şarkıları gibi geldi bir hüzün çöktü içime ...nedense sabahki neşeli görüntüsünden çok akşamın alaca karanlığındaki hali aklımda kaldı ...
yakın zaman da oralı biriyle tanışınca anlattım ...oraları artık şehir oldu dedi...üzüldüm yalnızdı hüzünlüydü ama güzeldi ...
gitsen oralara tanıyamazsın dedi ...niyetim de yok zaten dedim zihnimdeki gibi kalsın ..ıssızlığın ortasında ulu kavakları hışırtıyla şarkılar şiirler söylesin ...hüzünlü ama güzel...
geçenler de bir arkadaşımla karşılaştım bir çay içimi konuşabildik kısıtlı zaman da ilk söylediği eski mahalledeki akasya lodosa kurban gitmiş oldu..ben söylemeden o söyledi buluşma yerimizdi anılarımız vardı dedi..
o zaman da yaşlıydı ağaç demek pes etmiş dedim ...
biliyor musun karşısındaki tarihi bina onarılmış orada buluşsaydık bu kadar üzülmezdik dedi ...
başımızdaki kavak yellerinin tanığıydı ağaç...
sadece biz değil herkes orayı seçerdi karşısı ters geliyordu demek ki...
zaman deyip geçiyoruz ..
buluşma yerleri yaşamalı ...dostluklar önemli ...
bozkırdaki ya da tepenin ardındaki ıssızlığın ortasında şarkılar söyleyen ulu kavaklı ev gibi yalnız olabilir ...
yeter ki akasya gibi zamana yenik düşmesin...yaşasın...
Tamer • 31-05-2018 02:19 !! ++
cuma gunlerimin vazgecilmesi nede severek izlerdim her bolumu ayri guzeldi senaryo guzeldi oyuncularin uyumlari guzeldi bu diziden sonra hic bir diziyi bunu izlediyim kimi sonuna kadar izliyemiyorum bu diziyi izlerken asla bunalmazdim hem eylence hem ask hem dostluk her sey vardi dizide ve konularida asla uzatmiyorlardi tadinda birakiyorlardi cok ozledim bu diziyi sonlarda seckinin katilmasinada cok sevinmisdim ama erken ayrildi keske onun icinde bi kadin oyuncu dahil etselerdi cok guzel olurdu en sevdiyim dizilerden idi insallah bunun gibi guzell bir dizi daha cekiler
#omerdefneaskienguzeli
Asi ¤ ZaAs Sol yanım • 03-06-2018 14:09 !! ++
asim bu diziyi bende severek izlerdim cok guzel diziydi barisin ve ercinin oyunculugna bayiliyorum omer defne karekterlerni de cok guzel canlandirdilar
💝 • 05-06-2018 22:11 !! ++
iyi geceler...
mutluluk zamanı tekrar vizyona girdi...
umarım tekrar izlenir ..eli yüzü düzgün bir film mutluluk zamanı ,izlerken defne ve ömer'in hikayesi bir kenara bırakılırsa film beğenilir ...
çok farklı karakterler olduğu için bir yadırgama olmuştu bunda uzun süre izlenen dizideki tiplemeler etkiliydi...
mert ve adanın hikayesi insanları olduğu gibi kabullenmeyi sunuyor izleyiciye ve ilgiyi hak ediyor...
...
peri hanım..geç oldu yine de afiyet olsun diyelim...ramazan ayı böyle iftar sonrası çay ve kahve zamanı benim için her akşam demli çay ve kahve bulunur...canı isteyen tüm arkadaşlara ikram ederim ...
şiirler harika elinize emeğinize sağlık...yorum için teşekkür ederim..
...
sayfaya katkı yapan tüm arkadaşların ellerine emeklerine sağlık...
...
cumanız mübarek olsun...
Tamer • 08-06-2018 01:46 !! ++
adres...
aşk insanın başına bir defa mı gelir...
soru bu...kime sorulmuş...
birce akalay'a kıbrısta bir şöyleşi de sormuşlar..
zor soru ...o da zorlanmış önce cevap vermek istememiş sonrasın da..
evlenip evlenip boşanıyorum aşk tek seferlik mi bilmiyorum yaşadıklarım aşk desem o da değil aşk sanmışım o yüzden bu soruya cevap veremem doğru adres ben değilim demiş...
siyah beyaz aşk izleyicilerine göre hem oynuyor hem yaşıyordu...
partnerinin eşini boşayıp onunla evlenmesini istiyordu izleyenlerin büyük çoğunluğu ...tıpkı buradaki oyuncunun sevenleri gibi...
ama izleyiciler aşkı en iyi oynayıp yaşıyor derken o anlamam dedi...
ne derler şimdi acaba yanılmışız mı ,yoksa vardı bir şeyler set çalışanları görmüşler mi derler...
ben eskilerin kahve falı şimdilerin resim falına inanmam...
oyuncuya itibar ederim kelin ilacı olsa başına sürer misali yok dedi anlamam bu işlerden ...
peki aşk tek seferlik mi...cevaplar kişiye göre değişir ...
"massage in a bottle" (aşk mektubu)filminin senaristine göre ikinci şans hep olmalı ...
eşini kaybetmiş bir denizci ölmüş eşine düzenli mektuplar yazıp onu bir şişe içinde denize bırakıyor akıntı ile çok uzaklarda bir gazeteci kadın yazdıklarından etkilenip var mı böyle biri araştırmaya başlıyor ..
filmin başlangıcı böyle sonrasını merak eden izleyip görebilir ...
bizim senarist ile bakış açıları örtüşmüyor ...bizimki sevdiğini bir nedenle kaybetmiş erkek ne yapar'ı ömer üzerinden tarif etti ...
ona göre yapısı gereği duygusal olarak savrulan erkek uzaklaşır ancak yapacağından da geri durmaz ...
anatomik olarak üzüntü de bile erkek karşı cinse kayıtsız kalmaz ...
önüne gelene göz kırpar ...ima edilene göre fazlasını da yapmıştır ...
eğer karşı cinsi güvenilmez ipini bırakınca her şeyi yapmaya müsait olarak görürse insan aşka sağlıklı bakabilir mi...bakamadığını izlediğimiz dizi de gördük ...seyredin aşk mektubunu aşk hemen geçip gider mi insan hayatından farklı bir kişiden farklı bir anlatımla görün...
nasreddin hoca ne demiş..doğduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun...
aşk ilgi ister çiçek gibi ...olmazsa solar ölür gider...
aşk kalbe doğduktan sonra büyük çaba gerektirir ...sevginin gerektirdiği tüm emeği verirse insan ömürlük olur ...
ve tek kişinin çabası yetmez onun için aşk iki ayrı bedende tek yürek derler ...iki kişinin de yüreği bir biri için çarparsa sürer gider ...
çabalar tek taraflı ve sonuç vermezse ne yapar insan tabi ki onu anlayacak ruh eşini arar ...
sonuçta yaşam sürdüğü sürece aşk hep var olacaktır ...
Tamer • 09-06-2018 02:48 !! ++
iyi geceler...
pazar kahvesi için teşekkürler pembe gözlüklü kardeşim...yoğunluk bu ara herkeste var sanırım bende yoğun dönemdeyim fırsat buldukça sayfanın yaşaması için peri hanıma destek vermeye çalışıyorum ...biteli uzun süre oldu yinede buluşma yerimiz varlığını sürdürüyor ,umarım yaşamaya devam eder...
arada insanların kendi kendisiyle kalması gerekir ...bende tekrarını izlemiyorum...zamanında birden fazla izlediğim bölümleri oldu o da bu diziye özeldi ...yorum yaptığımı da hesaba katarak söylüyorum ezbere konuşmamak adına önemli bulduğum bölümleri tekrar izlemiştim ...
o günler de klişe sevmez senaristin büyüsü denmişti tekrar izlenme sebebine ve dizi ara verdiğinde bile sayfanın boş kalmamasını ona bağlayanlar oldu ...senin tekrarını izlemediğin dizinin sayfasına yazıyor musun diye baktım iki gün önce 10 gün hiç yorum yapılmamış ..
sanırım artık büyüsü kalmamış bir başka açıdan bakarsak büyü ona ait değildi...günümüze gelirsek büyünün bence mimarları artık ayrı yollarda sanat yaşamına devam ediyorlar farklı beklenti içinde olanların ümidi zayıfladı o yüzden bu sayfayı zor bir yaz bekliyor
...
peri hanım...ümit yaşar oğuzcan şiiri için ayrıca teşekkür edeyim çok iyi seçim ...bir teşekkür de çay ve kahve ikramı için ellerinize sağlık...
Tamer • 26-06-2018 01:59 !! ++
yeni yaz dizisi erkenci k.. m.acemi imzalı.ilk bolum ka gibi başladı..olarak birbirlerini tanımadan patron asistan aşkı..kız saf adam baklavali...hayırlısı bakalim...
28-06-2018 16:04 !! ++
tamer bey merhaba
keşke siyah beyaz'la ilgili yorumlarınızı kendi sayfasında okuma fırsatımız olsaydı.o sayfada aktif yazan biri olarak yazdıklarımızın yanlış anlaşıldığını görüyorum.sizin dediğiniz gibi çiftin gerçek hayatta birliktelik yaşamasını kimsenin beklediği falan yoktu.çok da ilgilenmiyorduk gerçek hayatta ne yaptıklarıyla ta ki profesyonelliği hiçe sayıp özel hayatlarını deşifre edene kadar.erkek oyuncunun bu diziye ne kadar sekte vurduğunu anlamak için önceki çalışmalarına bakmak gerekir öncelikle:)senaristin de keza öyle.hikayenin yarım kaldığını hissetmemizin tek nedeni kadın senaristlerin kaleme aldığı özgün hikayenin talihsiz bir şekilde bir erkek senarist tarafından feci bir şekilde erozyona ugratılmasıdır.sevgili senaristimiz bir röportajında 'senarist olarak seyirciyi en çok vuran cümleleriniz sizin hayatınızda mutlaka bir anlamı olanlardır.seyirci o samimiyeti yakalar senarist senaryosunu dönüp bir daha okusa yüzde 90 kendi yaşadığı şeyleri görür 'tarzında şeyler söylemiş..
ben yakalayamadım kendi adıma o samimiyeti ama zihniyetini çok iyi anladım.kadının kendi ayakları üzerinde durmasını yadırgayan ve hor gören bir kültür ve anlayışın savunucusu olan pek değerli senaristimiz ataerkil düzenin normlarına tabi tutulmuş bir kadını yazdı çatir çatir. erkeğin kadını ötekileştirerek onu nasıl egemenliği altına aldığını izlettirdi bizlere zevkle. kadını davranışlarını erkeğe göre ayarlaması gereken bagımlı bir yaratık olarak gördü sonra da kalkıp bunun adına aşk dedi bizim de buna inanmamızı bekledi..ferhat'ın aşk acısını çabasını bu aşk için neleri feda edebileceğini izlemeyi umarken her köşe başında rastlayacagımız sıradan bir kadının aşk diyemeyeceğim adına saplantılı, hastalıklı hallerini izlettirdi bizlere.hadi hepsine eyvallah dedik ,dizinin tek izlenebilirliğini sağlayan ibrahim'in güzelim diksiyonuyken onu da yapılan onca eleştiriye kulak tıkayarak elimizden aldı.dizinin mantık eksenini yazmaya çalıştığı gerçekcilikten uzak insana illallah getirten fazla dozdaki aksiyon sahneleriyle maymuna çevirmesine hiç girmiyorum bile:) yaşadığımız hayal kırıklıgı öyle sizin dediğiniz gibi basit gerekçelere dayanmıyor yani..
izleyiciye fark yaratan iş sunma becerisine sahip olamayıp klişelerden medet umanları esefle kınarken, ‘yakında hesabı kesilir’ beklentisi yaratanlara da kına yakmalarını tavsiye edelim. dizi sektöründe kaliteye değer vermeyen yaklaşım hâkim olduğu sürece… güzellikleri bozup, fark yaratanları sıradanlaştırmaya devam'diyerek hepimizin duygularına tercüman olmuş sevgili anibal güleroğlu.diziyle ilgili yaptıgı yorumun tamamını okumanızı tavsiye ederim..
01-07-2018 22:58 !! ++
face...
yüz demek...
bunun çok güzel yüzler anlamın da ingilizce yazılanı var bu başlık altın da sevilen sanatçıların resimleri paylaşılıyor ...
anket sanırım.. arkadaşlar elçin sangu'yu paylaştıkları için görüyorum ...
çok güzel fotoğraflar var içlerin de bende beğendiklerimi onaylıyorum ...
geçenler de bir haber kuruluşundan ileti geldi resimde elçin sangu vardı,
ancak arkadaşların paylaştığı gibi değildi...
yandan çekilmiş güneş yüzüne direk vurduğu için gözlerini kısmış yorgunluktan olsa gerek yüzün alt kısmı düşük çıkmış ..bu haliyle çok güzel yüze örnek değil ve altın da haberin başlığı...
elçin sangu makyajsız görüntülendi ...
ben de bunu paylaştım ...bir kişi beğendi ...o kadar ...
ben başlığa takıldım bu yüzden paylaştım ...yoksa hepimizin yüzü güneş vurunca değişir yorgun olunca yüzümüz düşer insani bir durumdur...
yüz insanın görünmesini arzu etmediği bir kısmı değil ki yakalansın ..
a gördün mü giymeyi unutmuş densin ...sanki ayıpmış gibi başlığa ne gerek var...bir yerden türedi bu anlayış kırılmıyor bir türlü ...
sanatçıların güzelleri için söylenir ..onlar makyaj güzeli yoksa çirkinler ...
buna inananlar var ...bende yapsam daha güzel olurum diye söylerler ...
bunu diyen çok kişi olunca çoğumuza denk gelmiştir ben öyle birini tanıdım bir düğünde makyajlı halini görünce keşke yapmasa diye düşünmüştüm ...
elçin sangu öyle ve ya böyle güzel kadın ...
yüzünün önemi bana göre masum ve sevimli görünmesi kadar insanın karşılaştığı her duruma göre yüz tepkisini (mimik) olağanüstü doğru vermesinde yatıyor...
buna ek olarak vücut dilini de doğru kullanıyor ...
ülkemizde çok güzel yıldız adayı var ancak yetenek mevlanın takdiri ...
yeteneği olan oyuncu artı güzel ise ben artı dan ziyade asıl olan yeteneğinin öne çıkmasından yanayım ...çünkü yıllar gelir geçer o yetenek ölene kadar kalır ...
ya yeteneği olmasaydı güzel ama yeteneksiz olsaydı ...
şöyle başlık olur muydu...
güzel oyuncumuzu yine yeteneksiz yakaladık...
...
Tamer • 02-07-2018 02:51 !! ++
iyi günler...
iki ayrı aşk dizisi üzerine seyirci karşılaştırması yazılarıma bir cevap var..
siyah beyaz aşk dizisi izleyicisi bir hanımefendi(tahmin ettim kusura bakmayın isim yok yazınızda) cevap yazmış..
yanıtlamam gereken kısımlar var ..
nazik uslub için teşekkür ederek başlayalım...
keşke yazılarınızı o sayfada okuma fırsatımız olsaydı sitemi var ancak niye yazılar orada değil kısmını yazılarımda belirtmiştim ...
izlemediğim hiç bir diziye yorum yapmıyorum ,izlediklerimi ise kendi sayfasında yazıyorum...
burada söz konusu izleyicilerin diziye bakıştaki inanılmaz benzerlikleri var bunun üzerine yazıldı söz konusu yazılar...dizi eleştirisi yok...
siz baş rol oyuncuları için bir beklentimiz yoktu diyorsunuz oysa o tarihler de sayfa neredeyse tamamen bu yazılarla kaplıydı ...
ben herkese okuyun derken olmayan yazılardan dolayı kimse beni suçlamadı ...olmasaydı o yazılar niye okuyun yazayım ...
birinde ne yazmış oradaki arkadaş" karısını boşasın birce'yi alsın " birlikte olsunlar yazılarını geçtim bu yazı bile vardı ...
benim yazım üzerine buradan bir yazar o sayfayı uyardı sadece diziyi izleyin sonu iyi olmaz diye ...olmayan yazılardan değil olanlardan dolayı uyardı...siz yoktu diyorsunuz ne diyeyim bir keşke de ben yazayım keşke bu yazınız o tarihte olsaydı saat ve tarih vererek onlarca örnek verebilirdim
gelelim senarist konusuna ...iyi veya kötü kısmında değilim sadece erkek olmasını çok kişi dillendirdi aynen sizin yazdığınız gibi...dikkat çektiğim kısmı burası yazdığınız kadın karakter ekskliğine bir örnekte burada vardı tamamen edilgen ayakları olmayan belli eğitim görmüş ama kitap yüzü görmemiş kültür fakiri düşük algılı bir kadın karakter vardı kimse kadın yazara tek söz etmedi üstelik sizin rahatsız olduğunuz gibi ben de erkek karakter konusunda rahatsızdım bunu ironik bir yazı ile belirttim bir erkeğin bir erkek karakteri eleştirmesi gibi görüldü görünen oydu ancak arkasında görülmesi gereken ve işaret edilen görülmedi erkek karakter davranış biçimine itiraz eden olmadığı gibi çoğu kişi bir kadının elinden çıkan en iyisi bu görün dediği erkek karakter üzerinden benim de dahil olduğum tüm erkeklere oldukça ağır hakaret ettiler ,biri çıkıpta niye hedef yapıyorsun yok mu hiç doğru adam diye sormadı ...
beni rahatsız eden cinsiyetçi yaklaşım bunu belirttim ...yazdıklarınız da nerede haklısınız onu bilemiyorum bu konuda yorum yapamam keza oyuncuların hiç bir işini takip etmedim ilgimi çeken bir eserleri olursa görebilirim oyunculuklarını ben sinemayı takip ediyorum sıkı dizi izleyicisi değilim ...dizilerin genel yapısı üzerine doğru tespitleriniz var orada hemfikiriz bu konuda ayrıca yazı yazılabilir ...
son söz benim bu karşılaştırma yazılarımdan anladığım şu ..
önce dizi izlenmeye başlanıyor eğer oyuncular bir birine yakıştırılıyorsa onlara inanılmaz ,mucizevi aşk yakıştırması yapılıyor izleyenlere de eşi benzeri olmayan kitle deniyor sonra ikinci aşamaya geçiliyor yanındakiler eş yada sevgili yok sayılıyor birliktelik bekleniyor çünkü rolünü iyi yapmanın cezası kesiliyor gerçek kabul ediliyor ve beklenti başlıyor ...
artık özel yaşamları kalmıyor çok defa yazdım oyun izliyoruz onlarda oynayanlar... tiyatrodan çıkıp rol arkadaşıyla evlen baskısı yaşayan tiyatrocu var mı? buna popülarite değil izleyici profili açısından bakılırsa gerçeğe doğru yol alıyoruz demektir...
Tamer • 03-07-2018 21:32 !! ++
özgün..
1.yalnız kendine özgü niteliği olan kopya olmayan..
2.ilk kez yapılmış olan,kopya olmayan...
iki açıklamasını var aynı kapıya çıkıyor ikisini de yazdım...
yeni yaz dizileri başladı bunların karakter özellikleri basına veriliyor ,birininki ileti halinde gelince okudum şaşırtıcı şekilde kiralık aşk karakterlerine benziyordu ...bende paylaştım arkadaşlar ilgilenir diye benzerliğe de dikkat çektim ...
arkadaşım nihal(nihalce) ayrıntı verdi meriç hanımın kaleminden çıktı izlerim diye oysa senaristler farklı yazıyordu...ilk bölümü o gün oynamıştı tekrarının jeneriğine baktım şaşkınlığım daha arttı "özgün hikaye" başlığının altında senaristin adı yazıyordu...
"özgün"ne anlamda yazdım ingilizce karşılığı "orjinal" demek ...
kiralık aşk kore dizisiydi bizimki uyarlama gerçi burada yazan biri kore yapımına versiyon demişti anlattım cevaben peki en çok hangisi izlendi dedi..ona göre en çok izlenen aslı oluyordu ama dünya onunla aynı fikirde değil...burada yazan bir arkadaş senaristin önceki işlerinden biri(bir kadın bir erkek)için ilk sezon uyarlama idi sonra ben devam ettirdim emeğimin görülmesini beklerim dediğini aktardı eğer öyleyse o da aynı fikirde demektir ...kiralık aşk uyarlama erkenci kuş dizisi özgün mü ...
seyretmedim seyredenlere göre değil ..ben karakter ayrıntısını okuyunca anladım seyredenler kiralık aşkın benzeri demişler hatta kopyası diyen de var..sayfa bu çatı altında ne yazıldığına bakın ...burada yazan hipokrat bey erkek oyuncunun ömer iplikçi taklidi olduğunu yazmış ...oynayanın ne suçu var ne yazıldıysa onu oynuyor oyuncu ...anlaşılan kalem yazdıkça daha çok ömer seyreder seyirciler ...
pirinci iki kere yıkarsak menşei burası olur mu..bu örneğe göre olmuş...
uyarlama da caba ister emeğine saygılıyım ama özgün diyemeyiz keza uyarlama türevine de diyemeyiz ...
geçmişte bir örnek vermiştim ressam modeliyle konuşurken başka bir ressamın kara kalem çalışmasını detaylı anlatıyor model bunu çizmek zor mu diye sorunca yok beş dakika ama fikri varmış diyor ...
önemli olan onu ilk defa düşünmek eşi benzeri olmadan yazabilmek ..
yoksa uyarlamayı yuvarlıya yuvarlıya özgün deriz demesine de
kim inanır ki...
Tamer • 10-07-2018 01:47 !! ++
kapak...
geçen günlerde arkadaşlar arasında ani bir hareketlenme oldu barış arduc tepkilerin hedefi olunca ilk önce evlendiğini düşündüm paylaşımlar devam edince konu aydınlandı ...
barış arduc'un hayat arkadaşının arkadaşı yani anadolu deyimiyle dıdının dıdısı biri ingilizce bir paylaşım yapmış bunu arkadaşlar paylaşınca gördüm okuduğumu değil ne anladığımı yazayım ...
o kişi der ki ey elbarcılar boşuna beklemeyin ben onun beğenisini biliyorum kadın da bacak güzelliğine önem verir ve elçin sangu'nun bacakları güzel değil ...
tepki bu yüzdenmiş ...savaş baltaları çıkarıldı toplu tepki yapıldı ...
sonra bu kişi şöyle paylaşım yaptı ..biz eğlenme adına bunu yazdık tepkilere güldük gibi daha hatırlayamadığım bir sürü zırva...
arada kızgın arkadaşlarla atışırken bazı tespitler yapmış birinde fanlar ekonomik olarak bir değer ifade etmiyor demiş...
bu doğru ben sürekli yazıyorum sadece gündemde tutmaya yarıyor onu da bu örnekte olduğu gibi çomaklayıp kızdırarak canlı tutuyorlar...
bir örnekte ben vereyim mutluluk zamanı tekrar vizyona girdi sürekli doyamadık sinemada izlemek isteriz dendi..
kaç kişi izledi...yuvarlak sayı vereyim 3 bin civarında büyük kısmı romantik film arayan sevgililer olduğuna göre yazan çizenlerden kaç kişi gitmiştir ya da hepsi gittiyse sayıları kaç kişidir ...
dalgacı o kişinin diğer yazdığı ise bir böbürlenme ve bu kısmı beni de ilgilendiriyor... ilgilenmeyin meşhur etmeyin durduk yerde dediğim için .. gelelim ne dediğine ben meşhur olmam meşhur ederim işim bu demiş...kimi meşhur etmiş etmişse yöntemi bu şekilde mi açıklamamış ...
peki olmaz ya olduğunu kabul edersek fanlar sevdiği oyuncu yanın da bunları da takip etmeseydi ne olurdu...muhtemelen kendi yazdığını sadece kendi tayfası okur kendi deyimiyle çok güleceğine hayıflanırdı niye cevap vermiyorlar diye...
bunlar olurken bizim taraftan bir cevap geldi...gelmeseydi iyiydi ama geldi..bana göre elçin sangu şaşırtıcı bir cevap verdi
bana biri sorsaydı bunu aklıma getirmezdim ...
ilk sıra da cevap vermez derdim ...eğer verirse sert bir üslupla seviyeye davet ederdi derdim ...
ama duvara üst üste atılmış bir bacak resmi paylaşırdı demezdim ...
ben böyle düşündüm ..başkaları farklı düşünmüş...
türkçe'nin suyu çıkmış gibi ingilizce bir paylaşım ardından bir bacak resmi
istenilen oldu ekonomik gücü olmayan kitlenin güçlü olduğu medya yönü
harekete geçirildi..sanatçının tartışılan bacak güzelliği bile unutuldu...
ben elçin sangu hakkın da çok yazı yazdım biri hariç hepsi olumluydu
sanata bakışını eleştirdim geçmiş zaman da geri kalan yazılar oyuncu olarak ne kadar iyi olduğu yönündeydi hiç bacaklarını yazmadım ancak arkadaşlar o bacakları burada yazdılar ...
bir tane bile olumlu yazı yoktu içlerinde...sütun gibi hiç denmedi ince olduğunu kilo alırsa daha güzel görüneceğini giydirenlerin sürekli kısa giydirerek hata yaptığını yazdılar...
cevap niteliğindeki resme yapılan yorumlar ise tam tersiydi...
duvara dayalı üst üste atılmış bu haliyle düzgün mü değil mi hiç anlaşılmayacak resme oldukça fazla beğeni yapıldı ...
kayıkçı kavgası bu şekil de son buldu müşteriler paylaşılınca kayıkçı kavgası aniden bitermiş bu da aynen öyle oldu ...
sıcak yaz günlerin de kitleler hareketlendirildi sözüm ona karşılıklı laf sokuldu herkes mutlu oldu ...kimse ne gerek vardı demedi ...
bizimkilerin yazdığına göre kapak oldu...hatta doksandan gol oldu...
gol oldu da kime yazacağız o golü...
oyunculara mı izleyenlere mi...ben ağlara bakamıyorum siz bakın
gol bizim kalede doksanda duruyor mu?
Tamer • 03-08-2018 22:38 !! ++
yaşamayanlar...
elçin sangu'nun yeni dizisi 6 eylül de başlıyor ...
ciddi bir proje .. zor bir tür üzerine kurgulanmış ...
dünyada örneği çok ...film olarak çok önemli filmleri izledim seri olarak alacakaranlık çok ses getirmişti ve iki yıldız çıkardı ...
fantastik filmler ciddi finans gerektirir eğer masraftan kaçınılırsa bu belli olur ...korku türü herkes tarafından izlenmez hayranların da bir kısmı izlemeyecektir ve doğaldır ...
doğal olmayan daha önce bayılarak izlediği romantik komediyi kötülemek ve sanki sürekli bu tarz film izlemiş gibi hayranlık ifadeleri yazmaktır ...
izlemeden yeni rol arkadaşıyla çok uyumlu olduğunu ve üzerine tanımadığını yazanlar var ..izlenince görülür uyum ...uyum varsa uyumlu deriz ...elçin sangu rol kabiliyeti olan bir sanatçı diğerleri de kendini kanıtlamış sanatçılar başarılı olacaklarını düşünüyorum...
bir sayfası açılır ve izleyince genel bir değerlendirme yazarım...
sayfada emeği olanların ellerine sağlık...
tamer • 05-09-2018 13:39 !! ++
selam periler ve tamer bey
hayatı ıskalama luksun yok senin
bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan bu kuşun kanadı neden beyaz değil? diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin… iki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz.
sen, ama senin için şunu yaptım derken o, şunu yapmadın diye cevap verecektir. ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
peki, o ne yaptı deme. herkes kendinden sorumludur aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu…
bir insan eksk yaşıyorsa ve bu ekskliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
her zamanki gibi yaşayacaksın sen. acılara tutunarak yaşamayı öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki...
epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. yine içeceksin rakını balığın yanında. üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası...
sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. yürek sesini bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte.
sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
nazım hikmet
yay kadını yankı figen turkuaz sıla melek gulcince tly ben efa ve ismini yazmadığım periler iyimiziniz
kıbrıslım tedavi için gidiyorum demiştin uzun zaman oldu senden haber alamadık
ben peri • 06-09-2018 16:10 !! ++
mutlu bir pazar günü olsun...
peri hanım çay ve kahve ikramına teşekkür ederim...
...
yaşamayanlar dizisi ilk iki bölüm oynadı ...beğeniler fazla ancak diziyi sert eleştirenlerde var ...ben izlemedim tarz bana uzak...izlemeden şu şöyle denmez ...elçin sangunun oyunculuğunu beğenen az gördüğüm kadarıyla ilerleyen bölümlerde net karar verilir...
tamer • 09-09-2018 12:26 !! ++
bir tek elçin sangu'yu değil tüm başrolleri eleştirmişler.kariyerlerine zarar verdiklerini söylemişler.neden böyle bizim çoğunluğun tarzına ters bir projeyi böyle çok ünlü ve iyi oyuncular kabul etti,anlayamıyor insan.denenmemişi denemiş olmak için belki,çok sürmez gibi geliyor kanımca.bizim elçin ya da barış'ı başka partnerlerle,başka rollerde kabullenmemiz biraz zor gibi. eda
13-09-2018 01:09 !! ++
elena'ya mektup...
bir süre önce bir gazete haberini paylaştılar ... haber de barış arduç yeni bir diziye başlayacak tanınmamış partner arıyor yazıyordu...
habere birde resim eklenmiş resimde elçin sangu ile resmi vardı ...
tepkiler haberin içeriğine ve ikisinin resmini basan yayın organına yöneldi...haberin detayını okuyunca barış arduç için övgü değil yergi olduğu görülüyor elçin sangu haberde önceki partneri ve başarılı olarak verilmiş düz bakışla kızılmaması gerekir ...ancak herkesin bildiği olmamışlık kısmı sebebiyle niye ikisi resimde yan yana duruyor haberi yap elçin sangu'yu konuya dahil etme dendi ...
ikisinin ayrı resimleri birleştirerek üstelik kucaklarına çocuk verilerek resmini kim bastı ...sordular mı sanatçılara izniniz var mı diye ...
sevme adına herkes kafasına eseni yapabilir mi..üstelik yapanlar şimdi erkek olana kızıyorlar ve ikisini yan yana görmek istemiyorlar ..
yarın bir gün yeni bir proje olursa yine makbul kişi olacak istenmeyen kişi...ama şimdilik onlar istemiyor o halde basılmaması gerekir ...
ben hiç resim paylaşmazken dizinin resimlerini paylaşmaya karar verdim linç kampanyasına dahil olmamak için.. ilk resim'in altına da elbar içermez yazdım...tahmin ettiğim gibi beğenen olmadı ...yukarıdaki düşüncelerimin benzerini yazdım ve başka bir resim paylaştım onu beğenenler oldu...
buradan olanlar elbar içermez dememin sebebini biliyorlar ..ancak bilmeyen yurt dışında olanlar var...onlardan biri paylaştığım resim ve altındaki yazıyı kastederek sordu...
"peki onlar kim"
soruyu soran romen arkadaşım elena hanım...
elena hanım diğer romenlerden farklı diziyi izlerken elçin sangu hayranı olmuş ve türkçeye merak sarmış zor bir dil demesine rağmen oldukça iyi derecede türkçe biliyor...bir çok adetimizden haberdar..osmanlı egemenliği zamanından kalma günlük hayatta çok fazla türkçe kökenli kelime kullanılıyormuş romanya da onun da etkisi olsa gerek zoru başarmış..
"peki onlar kim" sorusuna cevap vermedim üç gün önce hatırlattım cevabı uzun burada olmaz mektup gibi yazarım dedim buradan bahsettim şaşırdı hala açık yazılan yer mi var diye ...
ismini yazacağım için izin istedim...yazının ne hakkında olacağını biliyor ancak cevabı bilmiyor onaylanınca bilecek ...
"peki onlar kim"
görünen kişilere göre değişkendir ...
benim gibi düşünenlere göre iki başarılı oyuncu ve iyi arkadaş...
kimilerine göre önlerindeki engelleri aşamayan iki aşık...
diğer bir kısma göre birbirlerini sevdiklerini bile göremeyen denklerine düşmemiş iki oyuncu...
yine başka guruba göre sevdalarını sırf korktukları için bir türlü söyleyemeyen acı çekerek yaşayan iki aşık...
bir diğerlerine göre aşık değiller sırf sevenleri öyle düşündükleri için rol yaptılar bu sayede dizi beklenenin üzerinde iş yaptı...
gerçeği bir onlar biliyor...peki bu çok ihtimal ne zaman son bulur ...
oluşan umut bitince ya da su akıp yolunu bulduğunda ihtimaller teke iner...
ve gerçekliğe ulaşır.. şimdiden sadece kadını ve ya erkeği takibi sürdürüp diğerini bırakanlar var onlar için ihtimal bitmiş durum da...
elena hanım ikisinin birbirini sevdiğini düşünenlerden bu konuda aynı düşünmüyoruz daha önce bir yazışmamız da arkadaşlar dememi yanlış anladı çok sevindi sadece arkadaşlar deyince üzüldüm dedi ..
onun gibi düşünen çok arkadaşım var fikirler ayrı ama dostluğumuz baki... fikirlere saygı duyulunca sorun olmaz tartışmalar nezaket kuralları içerisinde olduğu sürece yararlıdır...başka pencereden bakmayı sağlar...
bana göre müdahale olmadan hayat yaşanmalı yetişkin bireyler kendilerini ilgilendiren konularda kalplerinin sesini dinlerler kalp pusulası hangi yönü gösterir bilinmez...
gerçi tüm sıraladığım gurupların ortak noktası ikisinin birbirine yakıştığını düşünüyor olmaları belki bir gün su akar kendiliğinden yolunu bulur ...
kim bilir yazıyı okuduğun da bu ihtimale elena hanım da katılır ve tatlı şivesiyle bizim sıkça kullandığımız bir kelimeyi aklından daha önce içinde n olmadan yazdığı gibi ""işallah""diye geçirir
tamer • 13-09-2018 02:15 !! ++
hayırlı cumalar...
peri hanım... bir biriden güzel şiir paylaşımlarınız için elinize gönlünüze sağlık...
...
elena hanım cevap yazmış artık sadece iyi oyuncular arkadaş değil düşman gibiler demiş son kısma katılmıyorum ...
dün bir arkadaşın paylaşımındaki resimde iki oyuncunun birbirine bakışını kastederek sadece bakışılar(bakışıyorlar) yazdı buna cevap uzun deyince bir mektup daha lazım dedi...önceki yazıda söylediklerimden bir parça yazdım ben birlikte iyi iş yapmış arkadaşların memnuniyetle birbirine bakışını görüyorum dedim ..sanırım elena hanım olmamışlığa üzülüyor..
...
eda hanımın yaşamayanlar hakkındaki çok güzel yazısı var...sadece elçin sangu değil hepsi eleştirilmiş demiş benim okuduklarımda birkan sokullu ve selma ergeç beğeniliyordu...
neden farklı tarz denerler sorusuna kendisi cevap vermiş ve yerinde tespitleri var zor bir tür orta kuşak insanlardan çok azı seyreder demiştim görünen kerem bursin'in fanları sırtlanmış diziyi görüntü böyle dün oynanan bölümü herkes beğendi olmamışlığa vurgu çok olunca tepki beğenisi gibi duruyor...
...
rai müziğinin önde gelen cezayir asıllı sevdiğim sanatçı rachid taha hayata veda etti...
rahmet diliyorum ışıklar yoldaşı olsun...
tamer • 14-09-2018 12:38 !! ++
erkenci kuş yeni bölüm fragmanı franz kafka milenaya mektuplar adı geçen kitaplara kadar kopya
27-09-2018 00:45 !! ++
elçin kıvanç güzel olur,senaryo da iyiyse süper..
barış ile sinem kobal ikili oluyormuş yeni dizide.aklıma hemen gupse hanım geldi,sinemin güzel bir evliliği var,kıskanmaz onu,bu yüzden izin vermiştir deniliyor.yakıştılar,hepsinin yolu açık olsun.simay
05-10-2018 13:36 !! ++
hayırlı cumalar...
barış arduç'un dizi projesi konuşuluyor ancak sinem kobal ismini bilmiyordum ...açık tenli birini aradıklarını herkes tahmin ediyordur ..elçin sangu ile ten uyumu olduğu için esmer tercih etmezler ...denenmiş tutmuş olandan devam edilir ...simay hanıma katılıyorum yakışırlar...ama birlikte olduğu kişi şöyle düşünmüştür diyemem...sadece o camiada iş önde gelir
erkek oyuncunun partnerini az tehlike arz edenden seçme gibi bir düşünce olmaz...sonuçta bir projede sadece baş rol yok yan rolden birine veya set çalışanına nasıl önlem alınır ...
k.a dizisinde ömer'e sırasıyla sevgililer geldi ve rol gereği defneden önce onlarla yakınlaştı üstelik onların içinde tescilli güzel de vardı...
ama sadece elçin sangu konuşuldu..
sanat çevresinde birliktelikler sadece baş roller arasında olmaz farklı birimlerde çalışanlarla da olur ve sayısız örnekleri de var...
önemli olan güven duygusu...zaten sevgi kafa da bitince olan olur diğer kişi vesiledir o olmasaydı başkası olurdu ...kalp boşken kimle uyum sağlarsa ona yönelir göz önünde olan kişiler oldukları için yıllarca konuşulur ...
iki oyuncunun yeni projelerini bekliyorum ve destekliyorum onlar üretecek ben izlerim ve yorumlarım...ikisi de başarılar diliyorum...yolları açık olsun...
...
peri hanım edip cansever şiiri için teşekkür ederim elinize emeğinize sağlık...
Tamer • 05-10-2018 19:57 !! ++
gelinlik...
kiralık aşk izleyenleri erkenci kuş dizisine kayıtsız kalmadı...
ve başlamasıyla serzenişler de başladı k.a kopyası diye...
oysa basın tanıtım bilgilerini okuyanlar benim gibi benzerliği başlamadan gördüler...dizinin jeneriğinde zaten senaristin adı var özgün(!) hikaye diye..
bağıra bağıra aynı olduğu belli kızılacak ne var bunda diye düşünüyor insan ama bunun cevabı kiralık aşk dizisine izleyici bakışında belli...
dizideki defne karakteri çoğu arkadaş tarafından içselleştirildi ve ben bunu dile getirdiğimde kimse itiraz etmedi ve kabul gördü ...
ben bunu durduk yerde yazmadım hepinizin içinde defne var diye...defne arkadaşlar tarafından tertemiz görünüyordu, oysa derinlemesine bakışta tertemiz değildi... bunu dile getirdiğimde yoğun tepkiyle karşılaştım ,savunma defne üzerinden çok karşı yazı yazanın öz benliğinden gelince bu tespiti yaptım...
dizi ilerlerken yakıştırılan çiftin gerçek hayat birlikteliği de beklendi..
elçin sangu defne kabul edildi ve mutlu olması arzulandı..bu arzu dizi bittikten sonra da azalsa da hala devam ediyor..
içselleştirilen defne idi ancak bu onun dışına taştı sempatik tavırlı elçin sangu'ya defne rolü yapıştı...
öyle ki barış arduç'un bir davete tek gitmesini yadırgayan biri defne niye yanında değil yazmıştı bu sayfa da ...
bu algı mutluluk zamanı filminde kırılmadı yine beraberdiler vampir mia geniş kitlelere ulaşmadı ... şimdi zeynep ulaşınca sonucu göreceğiz herkes zeynep kimliğine bürünürse yeni bir durum oluşur...
dizi bitince oyuncuyu takip edenler sosyal medyada paylaşımlara devam ettiler dizi sayfası görüldüğü üzere artık eski etkinliğinde değil...
diziyi gelinlik gibi özel gördü arkadaşlar gönül sandığına kaldırdılar...
onun için erkenci kuş bu kadar tepki alıyor...
terziye kızıyorlar hani gelinlik bize özeldi diye ...
oysa gelinlik geline özeldir diken terziye değil...o işin ticaretine bakar...
bu konuda arkadaşlardan yine farklı düşünüyorum ...
sanat ürünleri ticari ürünlerdir talep olunca pazarlanır ...kanal istemiş senarist vermiş doğal bir durum... doğal olmayan kitle niye izlemiş bunu sormalı kişi kendine ...
senaristin kiralık aşk dizisinin bitişinde ağır kusuru vardı çoğunluk görmek istemedi tersine yüceltti ...
şimdi ise niye senaryo verdi diye söyleniyor herkes.. o bize özeldi deniyor
her daim savunanlar zayıf noktasından savunuyorlar hikaye özgün değil ve dahası hikaye onun değil kendisi benim ve özgün diyebilir ancak orası zayıf nokta oradan savunulmaz...dizinin senaristi o değil burası doğru ama bunu alan kanal ayrı hikaye isteseydi niye alsın ve aynısını yaptırsın...
kanal kitleyi iyi tahlil etmiş bunlar bunu da izler demiş ve haklı çıkmış...
dizi hala zirvedeymiş bilgi ciddi haber kuruluşundan sadece senarist değişmiş hikaye aynı...
peki benim gibi izlemeseydi kitle ne olurdu ...
versiyonların önü kapanırdı ...işte o zaman özel olurdu dizi ...
şimdi ne kadar tutan dizi varsa yaz ayında çakması gündeme gelebilir ...
nasıl olsa yer bunlar diye düşünülüp özensiz örnekler çoğalır bir türlü star
olamamış ve star namzedi kim varsa hazır kitle varken sunulur ...
sizce "daha iyisini hak ediyorsunuz "demeye devam edeyim mi...
Tamer • 19-10-2018 02:02 !! ++
herkese merhaba,
kiralık aşk ve erkenci kuş karşılaştırması yapılması ve sürekli tepki almasının sebebi... senaryoda herhangi bir oynama yapılmadan,replikler bile değiştirilmeden seyirciye sunulmasiydı. şuan durum biraz daha farklılaştı... replikler çok çok benzerlik,aynilik içermiyor. sahneler çok göze batmiyor. seyirci de bu yüzden izliyor.( önümüzdeki bölüm neler olacağı bilinen senaryo,daha farklı yönde şuan)
2. erkenci kuş projesinin önünde çok fazla proje vardı. yayınlandı ama tutmadı. yine senaryolar birbirine çok çok yakındı,aynıydı neden tutmadı? seyirci o zaman nasıl tepki gösterdi? o zamanda yayınlanan dizilerle,şuanda yayınlanan dizi arasında nasıl bir fark vardı onlara bakmak lazım...
*seyirci çalıntı senaryo diyordu.
*aynı sahneler ,replikler herşey diyordu.
___
şuan yayınlanan dizi (meriç acemi'den izin alınmis ve yayınlanmış yada uyarlanmış bir proje. bu seyirci tepkisini yumuşatır. ki yumuşattı ama büyük bir kitleyi de kendine çekmedi ..
Love • 21-10-2018 10:06 !! ++
elçin sangu...
arkadaşların kırmızı çizgisi...
ben sanatçı hakkında onlar kadar bilgi sahibi değilim ...
dizi başladığında sanata bakışı üzerine düşüncelerini ve yaşamı hakkında söyleşisini izledim ..sonrası arkadaşların paylaşımlarından bilgi sahibi oldum bunlar yeterli bana göre zaten niyetim tereciye tere satmak değil .
benim gözümden nasıl göründüğü... bu bir bakıma fan olmayanların da bakışı sayılabilir ..
elçin sangu izmir de doğmuş o kentte büyümüş mersin'de opera bölümünü bitirmiş oyunculuğa sonrasında yönelmiş ve istanbul'a gelmiş kiralık aşk dizisine kadar oynadığı dizilerde yan rollerde oynamış ilk baş rolü k.a ..dizisi ...geniş kitlelere ulaştığı diziye kadar zorlu süreç geçirmiş kendi deyimiyle izmir'e geri dönüp oyunculuk işini unutmayı bile düşünmüş...özet olarak böyle..
oyunculuk gönül işidir sevmeden yapılmaz..bazıları şanslıdır şöhret küçük yaşlarda onu bulur bazılarına geç ulaşır kimi sadece yan rollerde kalır ..
elçin sangu geç star olanlardan ...anatomik yapısı nedeniyle yaşını göstermiyor bu şanslı olduğu taraf ...
ben iki işini izledim diğerlerini arkadaşların yazdığı kadarıyla biliyorum başarılıydı pırıltısını fark etmiştik yazmışlardı...
ama sektör fark etmemiş güzelliğini ve oyun gücünü...5-6 yıl sonra tanındı
arkadaşların paylaşımından gördüğüm kadarıyla medya kısmını kendi idare ediyor ara sıra fotoğraf paylaşıyor genelde tatil fotoları bir de spor yaparken görüntüleri var ...ve hemen hepsi beğeniliyor...
birinde spor yaparken hula hop denilen çember çevirirken görüntüsüne şöyle yazılmıştı "inanılmazsın bir şeyi de becereme" ..
beğeninin sınırı yok belli ki... ama bunu sokaklar da çeviren kızlardan yapamayanı görmüş değilim...
bir başkasında moda dergi çekimi sanırım top model olmalısın dünya starı olursun yazılmıştı...top model için kıstaslar var ve olması mümkün değil...
seviyoruz ama yüzlerce örnek arasından verdiğim iki örnekte olduğu gibi herkesin yapabildiği bir hareketi sadece onun yapabildiğini söylemek ya da anatomik olarak yapamayacağı bir meslekteki insanları niteliksiz kılmak ve en iyi onun yapacağını düşünerek oyuncuyu ulaşılmaz yapma çabası niye...oyuncuyu mitos haline getirmek yarar getirir mi..
hal böyle olunca şöyle bir durum yaşanıyor...çarpışma dizisi için adı geçince sitelerden birinde yazan kişi ağır biçimde eleştirdi...ona göre sangu yetersizdi rol için... önceki işlerde varlık gösterememişti.. en bilinen son işlerinde romantik komedide iyi idi oda yaz dizisiydi, sinema filmi çakılmış ,vampir dizisinde başarılı olamamıştı...
kıyamet koptu hakaret ve küfrün bini bir para oldu...ağır biçimde eleştiren bu kişi dokunulmaza dokunduğu için hedef oldu ...
oysa yazdıkları yüzeyseldi yeterince araştırmadan yazmıştı ve oyuncu onun dediği gibi yetersiz değildi...benim gibi olanlar bu yazıyı hakaret sözleriyle birlikte paylaşımlardan gördü ...niteliksiz yazıyı yazan daha geniş kitlelere ulaşmış oldu...oysa karşı yazıyla yazdıkları çürütülürdü...
sosyal medyada yazdım bura da daha geniş sıralayayım...
kiralık aşk onun dediği gibi yaz dizisi olarak başladı ama bütünüyle böyle söylenemez bir buçuk sezon sürdü ve tüm olumsuzluğa rağmen rolün ağırlığını elçin sangu çekti ve izlediğimiz dizi romantik komedi unsurlarından çok dram ağırlıklıydı ...daha nasıl dram oynasın elçin sangu
çakıldı dediği film 573 bin izleyiciye ulaştı sayma özürlü sanırım bu rakama çakıldı denmez ...üstelik üç kişiyle olan bir film bu ...
vampir dizisindeki rolü oturmayabilir bunu kendisi de ifade ediyor bu onu kötü oyuncu yapmaz ..
elçin sangu son yıllar da ülkemizde yetişen sayılı yetenekli oyuncu içerisindedir sadece mimiklerini değil vücut dilini de etkin kullanabiliyor
çarpışma dizisinde başarılı olacağını düşünüyorum...
bir artısı da kendi çizgisini bozmadan ilerlemesi bence vurgu yapılacak özelliklerinden en önde geleni burası..
belki yıllar sonra ben göremesem de ismiyle beraber hanımefendi kişiliği de söylenecektir yolu açık olsun...
Tamer • 07-11-2018 01:57 !! ++
dizinin tekrarlarini bilmem kacinci kez izliyorum ve yine de begeniyorum, heyecanlaniyorum :-) baska dizilerin tekrarini bir defa bile seyretmeye tahammul edemiyorum. yoksa bu evrende yalniz miyim :-)
09-11-2018 15:46 !! ++
hayırlı cumalar...
peri hanım bütün seçkin şiir paylaşımlarınız için elinize emeğinize sağlık...
yorum için teşekkür ederim ...yazıyorum sayfaya katkı olsun diye ancak okunuyor mu onu bilemiyorum ıssız oldu artık sayfa ...çarpışma dizi sayfası açıldı küçük bir temenni yazısı bıraktım..dizi başlayınca kısmet olursa yorumlarım sayfasında...izlediğim dizileri sayfasında yorumluyorum zaman buldukça o yüzden buradaki yazılarım azaldı yine de yaşaması için yazmak gerekir diğer arkadaşlar da bir iki satırla katkıda bulunursa yaşar ..yine de herkesin tahmininden daha iyi dayandı sayfa dizi biteli uzun zaman oldu ama sayfası duruyor ..
tamer
09-11-2018 16:32 !! ++
ateşler içinde...
bile isteye ateşler için de elçin sangu...
daha önce de yazdım elçin sangu akıllı kadın...
neden peki bile isteye ateşe düştü ...çünkü başka çaresi yok da ondan...
bunun görülmesi gerekir ...ya olacak ya da bitecek...
kıldan ince kılıçtan keskin bir yol da ilerliyor...gözü pek kadın...
kiralık aşk dizisinde defne rolü tamamen genç görünmesiyle onu buldu yaşını gösterse role uymazdı...
yine benzer bir rol olur mu? olur olmasına da nereye kadar diyelim bir kere daha oynadı ,sonrası yok..
sektör acımasız o bunun farkın da... bakarlar iki kere oynadı tuttu tekrar aynı role uygun mu derler yaş kemale erdi diye üstü çizilir ...
her yıl yeni genç oyuncular katılıyor prenses adayı olarak sektöre ..
küçük bir rol de görünenin bile fan gurubu hemen oluşuyor ...
elçin sangu gün bu gündür deyip küpünü doldurma yerine zor olan yola girdi dikenlerle dolu bu yol büyük sanatçı olma yolu...
önce mia rolün de vampir oldu şimdi çarpışma dizisinde zeynep...
zeynep bir çocuk annesi bankacı bir kadın ve güç bir hayatı var..
zeynep görünüşte beğenildi role uymaz zayıf kalır diyenlere fanlar karşı çıktı ..ama gerçekte beğenildi mi fanlar tarafından..
bir ay önce iki oyuncunun birlikte fotoğraflarını paylaşanlar tepki görüyordu artık bırakın paylaşmayın diye ...
çarpışma görücüye çıktı ilk bölüm sonrası birden kiralık aşk hatırlandı özledik diye paylaşımlar başladı ...
kiralık aşk dizisi ile birlikte kızıl prenses denen elçin sangu saraydan kaçtı gerçi diziden sonra teşekkür filmi çekti o bittiği gün çoktan çıkmıştı saraydan yokluğu yeni fark edildi...
ikona halini bıraktı zeynep olarak sıradan insanlar arasına karıştı ...
bu halini değil öbür halini istiyor periler özlem ona ...
masal kahramanları yaşlanmaz ...k. a yayınlanırken on yıl izlerim diyen vardı ...kızıl prenses yaşlanmayacak sanılıyor ama yaşlanacağını ve bu rolün üzerine yapıştığını prenses gördü ve sanata devam uğruna tacı tahtı bırakıp saraydan ayrıldı...
sarayın bahçesinden periler sesleniyor geri dön özledik diye..ben döneceğini sanmıyorum...dönecek olsa niye ayrılsın rahatı yerindeydi..
iz bırakan büyük oyuncu olma yolunda saraydan ayrıldı kor ateşli bol eleştirili fırına girdi hiç benzerliği olmayan rollerle pişmeye çalışıyor ...
ben beğendim zeynep karakterini hayata karşı kaygıları olan tedirgin ama evladı uğruna kararlı biri..defne karakterinin ayakları yoktu edilgin bir tiplemeydi zeynep öyle değil yüzü gözü yara için de ama ayakları var üzerinde durma uğraşı verdiği...aramızdan bir çok zeynep var gerçek dünyada..bir zamanlar hesapsız saf kalpli sempatik tavırları yüzünden hepinizde defnelik var demiştim ..peki hepiniz zeynep değil misiniz ?
her gün ailenizin mutluluğu adına uğraş vermiyor musunuz ?
sabır taşı olsa çatlayacak olaylara karşın dimdik durmuyor musunuz?
öyleyse özgür bırakalım masal dünyasındaki kızıl prensesi ...tatlı bir anı olarak kalsın hafızalarımız da...
gerçek bir karakteri canlandırma yolun da büyük çaba harcayan yürekli kadın elçin sangu umarım ve dilerim zoru başarır bu ateşten pişmiş olarak çıkar..biz de başarısına tanıklık etmiş oluruz...
Tamer • 29-11-2018 00:16 !! ++
kiralık aşk dizisini taklit ettiği söylenen dizi bu akşam ödül aldı.partnerlere hayran kaldım.birbirlerinden köşe bucak kaçmıyorlardı,jestler yaptılar ve birlikte oturdular.biz göklere çıkara çıkara hayal kırıklıkları yaşamıştık sürekli.hala affedemiyorum ikisinin de,özelleri yüzünden yaptıklarını.yeni dizileri de umrumda değil.sevil
10-12-2018 00:27 !! ++
umudun bittiği yer...
kalbin kadar güzel olan yere git...
beklediğim olsa bile kötü haber geldiğinde bir iki kelimeden sonra bir uğultu olur kulaklarım da..sonrasında sanki kelimeler uzaklaşır sadece uğultu kalır bir süre...
anlamını yitirir her şey uğultudan önce duyduğum bir iki kelime plak gibi döner durur...
açarım avuçlarımı sıkı sıkı tuttuğum umut gürültüyle yere düşer..
umudun bittiği yerde kaderin kederli yüzü belirir...
hazırlıklı sanırsın kendini habere olmadığını acı biçimde hissedersin..
haberi veren bilir nasıl biri olduğunu onun için en yakınını arar tek başına iken dünya üzerine yıkılmasın diye ...
tek başınaydım önce ben aramıştım nasıl diye uyuyor kontrol altında gelmene gerek yok demişti oysa nefes sayılı .. sonrasında en yakınım geldi kederli gözlerinden aldım haberi . sonrası yıkık dökük bir adam...
kuzeyden güneye uzun bir yolculuk başlar gece yarısı son veda için...
elini tutan bir el olsa da beyninin içinde bir film döner durur kopuk kopuk anılar teker teker anı sandığından çıkar ortaya ...
bozkır da güle oynaya oynayan çocuklar sanki dün gibi gelir gözünün önüne sen gelmesin istersin çünkü çocuklardan biri artık yok..
beynin artık seni dinlemez keşkeler peş peşe sıralanır arka arkaya ..
yağmurlu bir cuma sabahı ulaşırsın güneye ..ilk defa içinde kardeşe kavuşma heyecanı yerine hüzün olur gözlerin de ...
zordur veda kardeşe ben bilirim bu ikincisi..helallik verirken için titrer ..
onun üzerindeki emeğini bilirsin büyükler korur kollar kardeşlerini...
ama bilmediklerin de vardır apar topar kızını sevdiğine vermesini gitmeden fani dünyadan mürüvvetini görmek istemesini sonra söylerler...
yolun sonunda olduğunu söylediğin de için burkularak susturduğunu anımsarsın kısa süre önce ..
yağmura karışan göz yaşınla indirirsin canını mezara oğluyla beraber..
kendini unutup yüzü donmuş oğluna sarılırsın destek için ...
okunan dualar eşliğin de bir yazı ilişir gözüne hemen önündeki mezarda...
"kalbin kadar güzel olan yere git" güzel temenni dersin ve abinin de aynı yere gitmesini dilersin...kalbi gibi güzel olan yere...
Tamer • 14-12-2018 23:48 !! ++
3 yıl...
3 yılı aşkın süredir sayfadaki dostları tanıyorum...
bu gönül tanışıklığı boyunca çok sayıda mutluluk ve üzüntü paylaştık...
kimi arkadaşların çocukları oldu bazılarının çocukları evlendi..
kariyerlerinin başlangıcındaki sınavlarının heyecanını yaşadık...
tabi sevindiğimiz haber gibi üzüldüklerimiz de oldu...
kanadalı'nın hastalığı boyunca endişe içinde bekledik..papatya hanım , kıbrıslı ve türkan abla için tıpkı kanadalı gibi dualar ettik iyileşmeleri için..
sadece türkan abladan net haber alabildik ve bu haber bizleri ziyadesiyle üzdü...diğerlerinden haberimiz yok ne yazık ki..
o günler de bahsetmiştim abimin amansız bir hastalığı olduğunu yazı hala sayfada duruyor..sağ olsun arkadaşlar ara sıra durumunu hep sordular..
yine o günler de oğluma söyledim hak vaki olursa sayfayı bilgilendir diye
en kötü haberin habersizlik olduğunu yaşayarak öğreniyor insan..
bir ay oldu abimi kaybedeli..peri hanım ve günay kardeşimin taziye yazılarını okudum ama elim gitmiyor henüz kaybettiğimin haberini bile güç bela yazabildim..
adapte olmaya uğraşıyorum uzun süre çekti kurtuldu acılarından diye teselli bulmaya çalışıyorum...zor elbette ama hayat yaşayana devam ediyor ve sorumluluklar var..
esmer günlerim de yazılarıyla destek olan acıma gönüldaş olan arkadaşlarıma çok teşekkür ederim..
dostlar sağ olsun iyi ki varsınız...
Tamer • 25-12-2018 22:26 !! ++
yeni dizin başlıyor barış arduç. amma ve lakin ben izlemeyeceğim. seni hâlâ göresim yok. bi düşün bakalım neden acaba...
02-02-2019 17:31 !! ++
oynadigi diziyi baltalayan birinin dizisi izlenir mi - bence asla izlenmez
07-02-2019 08:39 !! ++
benzerlik..
defne- zeynep arasında hiç özdeşlik var mı...bir tane var ikisi de iyi kalpli
geri kalan yetiştikleri çevre ve sürdükleri yaşam tamamen farklı ...
sosyal medyada karşılaştırma yapılıyor .. yapılabilir ama bu karşılaştırma üzerinden oyuncunun rolüne ısınamadığını söylemek ne kadar doğrudur...
aslında elmalarla armutların aynı sepette toplanmak istenmesinin bir nedeni var..
zaten toplamak isteyenler ağızlarındaki baklayı da çıkarıyorlar...
başarılı olduğu defne rolünün benzerini oynamak varken böyle bir rolü kabul etmemeliydi demek isteniyor..
isteniyor ki defne gibi bir rol üstlensin tercihen ömer'i oynayan yada ona yakın bir oyuncu olsun ...
böyle olursa hem diziyi izlerken keyif duyacak hem konuşabileceği özel olacak...
tam bir nalıncı keseri örneği.. hep bana olsun isteniyor..oyuncunun kariyerini düşünüyormuş gibi yaparak bunu isteyince bencil olduğu da belli olmuyor üstelik...bence belli oluyor onlar olmuyor sanıyor..
her şeyden önce elçin sangu akıllı bir kadın..bu rolü bile isteye kabul etmesi geleceği gördüğü anlamına gelir..
aynı rolün benzerlerini arada oynayabilir ancak sürekli olursa farklı rol teklifi gelmez ..gelse de kendini geliştirmediği için başarılı olamaz...
oyuncu sadece senaryoda okuduğunu canlandırmakla başarılı olamaz mutlaka kendinden bir yorum katması gerekir ...
bir unsur daha var bu oyuncunun elinde değil hikayedeki karakterlerden hareket alanı olan denk gelmesi gerekir oyuncuya ..
defne edilgin bir tipti ama toplum katmanları arasında dolaşma alanı vardı
fakir mahalle kızı üstelik feminen tarafı törpülenmiş zengin ve görece eğitimli tabakaya bir eğitim süreciyle dahil olmasını izledik ne kadar karakter savrulsa da mazur görülebiliyordu...bu mazur görülme defneye can veren elçin sangu'nun mimik ve vücut diliyle defneye kattığı yorumdur..
zeynep daha dar alana sahip.. acılar çekmiş, bir kızı var yetimhanede büyümüş kısaca yaşından önce olgunlaşmış birisi ..
bu hafta şirkette işe başlayınca senarirst'in eline verdiği fırsatı iyi kullandı bölüm izlenme oranı olarak iyi yere geldi kendince role kattığı yorumu biraz daha pekiştirirse daha başarılı olacaktır...
sanat yaşamı uzun bir süreç başarılı oyuncular için ölene dek sürer..
mutlaka önümüzdeki zaman da yine romantik bir flmde oynayacaktır
o günler gelene kadar hangi rolü üstlenirse onu izleriz ve değerlendiririz
ama değerlendirirken kendi kişisel arzularımızı oyuncudan beklemeden ..
ve oyuncuya rol üzerinden vurmadan...
Tamer • 09-02-2019 22:30 !! ++
kuzgun bugün başlıyor ...henüz bir sayfası açılmamış ..açılınca yorum yaparım...tabi önce zaman vermek gerekir ..görünen yaşadığı olaylar yüzünden geçmişiyle yüzleşmeye gelen bir adamın hikayesi..
barış arduç bu role uyar ..duru bir oyunculuğu var zaten etkili sesiyle sanat çevresinde kamera önünde olmasa bile seslendirme ile geçimini sağlar...bu hikayede eşlik eden oyuncunun önceki işlerini bilmiyorum seçilme nedeni ten zıtlığındaki uyum olmalı...kiralık aşkta tutmuş olan bu uyum umarım bu dizide de olur...başarılar diliyorum tüm dizi emekçilerine
emeklerinin karşılığını almalarını dilerim...
...
acımı buradan ve sosyal medyadan paylaşan ..
aysun,mehpare(mehpus),efa,nur menekşeoğlu,gökil hanım,günay hanım ,peri hanıma tekrar teşekkür ederim unuttuğum isimler yaşadığım süreç yüzünden kusura bakmasın ...iyi ki varsınız dostlar sağ olsun...
...
peri hanım sayfada sorun olduğunu düşünüyor ama şiir paylaşımları artık siliniyor ..bu sayfa onun özverisi sayesinde bu günlere kadar devam etti
kendisi neden yazıları silindiği konusunda bilgilendirilebilir ...
...
çarpışma dizisine bir yorum yazdım bu sayfadan tanıdığımız geçmişte yazılarıma övgüler düzen ancak özel konusunda yazdıklarım yüzünden kızan kişi o yorumun içeriğine değil yazana yönelip bu yazı uzun bunu kimse okumaz gibi akla mantığa sığmayacak nedenlerle üç yazı yazdı biri silindi ben yazımın içeriği tartışılsın dedim üşenmedi bir yanıt daha geldi bu yazılar da orada duruyor ..benim cevap yazım dahil durmasının bir anlamı yok üstelik durdukça uzun yorum yapan olmaz evveliyatını bilmedikleri için gerçekten uzun yazanlara kızılıyor sanılır...nitekim sayfada yorum yok denecek kadar azaldı...
Tamer • 13-02-2019 14:09 !! ++
süre..
arkadaşlar elçin sangu'nun çarpışma da aldığı süreden rahatsızlar..
dakika tutanlar var ..bu ilk değil kiralık aşk dizisinde de zaman tutuluyordu ..hatırlayanlar vardır bir bölüm de 12 dakika süre almasına
yoğun tepki olmuştu üstelik o bölümde defne-ömer ikilisi klip gibi konuşmasız oynamışlardı ...ben onların bu tepkisini bir bakıma doğru buldum süre az gerçi bu beni rahatsız etmez hikayeye bakarım ancak onca mesele vardı konuşacakları ama konuşamadılar ... onun yerine yazar müzik eşliğinde kanepede oturttu...dizi defne üzerine kurulu ama bazı bölümler de konuk oyuncu gibiydi...tepki yazara yönelmedi yönetmen çekemiyor dendi ...yazılmayan konuşmayı nasıl çekeceği sorusu asla yanıt bulmadı...
çarpışma dizisinde ise çok sayıda baş rol var.. jenerik sırasına kimse takılmasın bu aldatır insanı ..alışagelmiş bir durumdur baş rolün sevdiği kadın ikinci sırada yazılıyor... çukur dizisinde dilan çiçek hanım da ikinci sırada ama rol ağırlığı var mı? bazı bölümler de bir sahne görünüyor ...
ben oyuncunun aldığı süreye bakmam... oyuncunun role nasıl hayat verdiğine bakarım...
kendine has bir tavır ortaya koyabilirse olmuş demektir ...
esasen süreden ziyade süreç önemlidir ...
oyunculuk süreç'i nasıl elçin sangu'nun ...
en iyi örnek çarpışma dizisi ..daha önce yan rolde oynağı baş rol oyuncusuyla şimdi baş rolü paylaşıyor ...
o zamandan bu zamana üzerine koyarak ilerlemiş ...üstelik şunun sayesinde oldu diyecek bir isim yok dayandığı...tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş bu güne ...role uyumu bana göre çok iyi ama uymadı diyenler de çıkabilir ...ancak neresi uymadı onu belirtirler ... bunu yapmayıp yeteneksiz diyerek tüm oynadığı eserleri hiçe saymak sadece ona değil ona bu rolleri veren kişilere de saygısızlıktır..onca eser var oynadığı bu tanımlamayı yapanlar biliyor da onların hiç birisi görmüyor mu...
bir yer de yazmak ayrı bir sanat eserini eleştirebilmek ayrı..
7.sanat eserleri kişilerin şahsında eleştirmez rol üzerinden eleştirilir ve bu her eser için ayrı özellik taşır...bir eseri irdelerken sanat cahili olmamak gerekir...yoksa oyuncuya husumet mi eleştiri mi hemen belli olur...
geçen hafta 13 bölümü oynadı dizinin 12 bölümdür yazım da oturmamış zeynep karakterini izlenir kılma uğraşı veren elçin sangu tabir yerindeyse şapkadan tavşan çıkardı ...13 bölümü yazın bir kenara ...oturmayan karaktere nasıl can verildiğinin dersi niteliğinde bir bölümdü...
oyuncu ne yapsın zeynebin aşka bakışı baştan sancılı orayı düzeltemez ..yazılmış ve oynanmış bir kere...olmuş ile ölmüşe çare var mı?
olmamışlığı kurtarma ona düştü 8 mart dünya kadınlar gününde fedakarlık yine bir kadına düştü ve evet ben hatalıyım dedi ..
kadir- zeynep ikilisinin sahneleri çok beğenildi bölüm izlenme beğenilme de uçtu...o sevenlerinin çok iyi bildiği mimik ve beden dilini yine ustalıkla kullandı...
sanat yaşamında tek başına elçin sangu ..istiyor ki sanatımla var olayım..gündem de olmak uğruna yırtınanlar dan olmayayım...zor ama doğru yolu seçenlerden ...
yürüyor dikenlerin üzerin de...umarım başarılı olur...
ne demiştim yazın 13 bölümü bir kenara ...unutmayın yazın altında elçin sangu'nun imzası var
Tamer • 13-03-2019 18:58 !! ++
tamer bey oyuncuyu senelerdir savuna savuna bir oldunuz. bahsettiğiniz oyuncu rol aldığı projelerde sürekli süre azligiyla gündeme geliyor. bir allah'ın kulu da acaba sorun oyuncu da mı demiyor. yazara yönetmene atılıyor. ekip değiştiği halde hala sorunlar aynı veya benzerse bu oyuncudan kaynaklanıyordur.
16-04-2019 15:08 !! ++
savunma...
elçin sanguyu senelerdir savuna savuna bir hal oldunuz ..
"süre" başlıklı yazıma cevap veren bir kişi böyle yazmış ..
yazımda anlatılan nedir ? ben sanatçıyı sevenlerin yer aldığı yapımlar da sürekli süreden şikayet etmesi üzerine bırakın süreyi büyük resme yani sürece bakın orada görünen başarılı olduğu demişim...
yazım bir tespit ve devamında sevenlerine tavsiye niteliğinde ...sevenleri içinde uzun süredir bildiğim ve sevdiğim isimler var süre yüzünden üzüldüklerini görüyorum oysa sanatçı başarılı bu açıdan bakıp mutlu olmalarını istedim yazının çıkış nedeni budur...
bana cevap yazan arkadaş bir konuda yanılıyor...süre yüzünden senarist ve yönetmen suçlanıyor oyuncuya kimse laf etmiyor sorun oyuncuda demiş.. iyi de süreden dert yananlar eleştirmenler ve sektörün belirleyici insanları değil ki..
eğer öyle olsaydı sanatçı bırakın süre azlığını hiç o yapımda olmazdı...
kimse yüklü miktarda para bağladığı onlarca insanın emek verdiği projeyi
riske atmaz...oyuncu seçiminde titiz davranırlar çünkü işin görünen kısmında onlar var...
oyuncuyu sevenler daha fazla görmek isterler bu yüzden süre gündeme geliyor sonuçta sevdikleri sanatçıyı görmelerine engel teşkil ettiğini düşündükleri isme yöneliyorlar...
işi bilenler yönetmene yüklenmezler dizilerde senarist belirleyici olur süreyi onun yazdıkları belirler..teknik kısmı bilmediklerinden yönetmeni hem süre hem çekim açıları yüzünden suçlayanlar oluyor bu konuda çoğuna hak vermedim ...hak verdiğim kısım eğer yazımda mantık düşmesi varsa bunu sorgulamadan çekmeleri ...yazanı uyarıp senaryoda değişikliğe gidilebilir...
yazımın başlığına gelirsek evet oyuncuyu savunuyorum ...
ülkede az sayıda yetenekli ve güzel genç kadın oyuncu var elçin sangu bu az sayının içinde...
peki bu yazıyı okuyanlardan biri çıkıp bana cevaben elçin sangu yeteneksiz diyen arkadaşa sorabilir ..
neden onca yıldır yeteneksiz olduğunu düşündüğün kişiyi takip ediyorsun ve onu savunurken bir hal olan adamı okuyorsun ?
öyle ya insanın ağzı torba değil ki büzesin ..sorar insan eğer içinde çelişki barındırıyor sa ...
Tamer • 04-05-2019 02:30 !! ++
4 .yıl
bir haziran gecesi başlamıştı ..
ne yoğun günlerdi sadece yorumları okumak bile uzun zaman alıyordu...
heyecan cuma günleri gündüzden başlardı ve yayın saatinde yoklama alınırdı kimler izleyecek diye...
dizi saatindeki paylaşımlar bana göre en eğlenceli olanlardı...
anlık tepkiler bana komik gelirdi..tabi daha önemlisi en içten olanlar onlardı
düşünerek yazılanlar da eleştiri pek olmazken anlık tepkiler oldukça farklıydı...bir bakıma gece gündüz farkı gibi...
dobra diyeceğimiz dizi saati paylaşımları için o zaman da bir yorum yazmıştım ..bir arkadaş "evet biz kadınlar böyleyiz sinirlenince duygularımızı gizleyemiyoruz" yazmıştı..
benim için işte o gizlenmeyen yorumlar önemliydi..gerçeğe en fazla onlar ışık tuttu..
dizin yayınını takip eden günler de yorumlar değişiyordu ...
hani hatasını gördüğün çocuğa önce kızar sonra kıyamayıp gönül almaya çalışırsın işte sonraki yorumlar buna benziyordu...
normal de zorlanmadan 3 sezon sürecek dizi ite kaka 1.5 sezon sürdü...
ikinci sezon başladığında ilk bölüm sonrası nasıl buldun diyen yakın arkadaşıma sezon sonunu göremez demiştim ..o kadar bariz belliydi...
yinede o zaman ne yazdıysam aynı düşüncedeyim iki genç başrol uyumu ve 3 iyi yan rolle iyi iş çıkardılar ...
giderek kalitesizleşen dizilerin itibar gördüğü günümüz de iyi dizilere çok fırsat verilmediğini düşündüğümüz de giderek kıymetleniyor kiralık aşk...
benim için bir diziden fazlası kiralık aşk...
öyle olacağını önceden bilmek mümkün değil yaşayarak görüyor insan ..
bir yorum yazmak için ilk baktığım sayfa burasıydı yazıp gidecektim ilk anlarda bilemiyordum periler arasında olduğumu ...
şu satırları yazdığımda 4 yıl bitmiş ve buraya yorum bırakmaya devam ediyorum bana göre burası hala periler diyarı ilk onları burada tanıdım
olması gerektiği gibi cinsiyet farklılığını bir kenara bırakarak gönül
birlikteliğinde buluştuğum yürekleri insan sevgisiyle dolu muhteşem arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum iyi ki onları tanımışım...
geçmişe intikal eden başta türkan ablam ve diğer arkadaşlara rahmet dilerim .. beğenerek okuduğum paylaşımlarıyla sayfayı ayakta tutan
peri hanım ve tüm emek verenlerin ellerine emeklerine sağlık...
iyi ki doğdun kiralık aşk...
Tamer • 27-06-2019 21:13 !! ++
buranın hala var olması ne güzel. ne dostluklar kuruldu bu sayfalarda, ne dertler paylaşıldı. gelme amacımız defne ömer'di. güzel günlerdi, hoş anılar bıraktı. teşekkürler yazarokur.
23-07-2019 15:03 !! ++
kiralık ask daki erkekler niçin sakallı arap özentisi mi? böyle devam ederse izleyicilerden1 kişi eksk demektir.
24-07-2019 03:56 !! ++
kestane rengi...
sıcak bir yaz günü erken uyanmıştım daha kahvaltıya zaman vardı..dışarı çıktım tarihi cami etrafında kimse yoktu doğu tarafındaki çıkmaz aralığa yöneldim çıkmaz aralığın sonunda bir dokuma fabrikası vardı aslında fabrika da denmezdi atölye gibiydi ama halk arasında öyle denirdi ..onun yanındaki beton merdivenler bir geniş bahçeye çıkardı bahçede kestane ceviz ve dut ağacı vardı...fabrikanın çatısı betondan ve meyilli arazide bahçeyle aynı seviyede olunca bizim oyun alanımız hayli geniş oluyordu...
ben çıkmaz aralığa girdiğimde aralığın tam ortasına gelen yerde bir kamyon duruyordu ...eşyaların bir kısmı yoldaydı iki katlı evin bir süredir boş olan üst katına kiracı gelmişti kamyonla aynı hizaya geldiğimde evden çıkan yaşıtım kızı gördüm kısa küt kesilmiş saçlı kızla ilk karşılaşmam böyle oldu sanırım mahallede onu ilk ben gördüm..sonrasında ara ara karşılaşıyorduk kısa süre sonra yaşıtım olanların kızla arkadaş olma çabaları sonuçsuz kaldı çocukluktan çıkmaya ayak attığımız dönemdi bizim rol modellerimiz daha büyükleriydi onlar gibi eş olsun hayalleri olurdu... ilk defa yaşıtımız bir kız için arkadaşların çabaladığını görüyordum bunda kızın ortalamanın üzerinde olan güzelliği de etkendi...
neden uzak durmayı seçtiğimi yıllar sonra anladım ...o dönem annemin ağır hasta olduğu dönemdi kaybetme korkusu vardı ve zamanın çoğunu onun yakınlarında geçiriyordum...ve o yaz mahalle çok kayıp vermişti herkesin dilindeydi kayıplar...bir gün öğle vakti bakkalın önünde karşılaştık sanırım ilk konuşmamızdı sela okunurken kim ölmüş diye sordu söyledim hayretle açık kahverengi gözleri ve ağzı açıldı ya dedi bende onun bu şaşkınlığına şaşırdım ölümü bilecek yaştaydık oysa ...
sonrasında okul başladı farklı sınıftaydık ama görüyorduk bir birimizi artık kısa da olsa konuşuyorduk...bakkala gidiş saatimiz hemen hemen aynıydı memur çocuğu olmamıza bağlı olduğunu düşünüyorum babalar aynı saatlerde eve gelince unutulanlar için bakkala gidişimiz uyuşuyordu..
bakkalımız aynı zamanda kırtasiyeci özelliği taşıdığı için ödevler ve alınanlar hakkında konuşurduk..
nedendir bilinmez konuşma bittikten sonra koşar adım bir iki metre uzaklaşıp birden unutmuş olarak geri döner ve hoşça kal derdi gülen bir yüzle bazen kısa saçlarını savurarak koşarak giderdi..bu hareketi sürekli yapınca unutma değil huy olduğunu anladım...
ekim ayı olduğunu sanıyorum bahçedeki kestane toplandıktan sonra uç dallarda kalanlar dikenli toplar ağzını açınca yere düşerdi bir tanesi elimde evlerinin önünden geçerken sordu ağacın altında buldum derken fırladı gitti kısa sürede geri döndü o da bulmuş ve sevinçliydi..o gelirken fark ettim saçı kestaneyle aynı renkteydi uçlara doğru tıpkı kestane gibi renk açılıyordu...bir yıl kadar karşılaştıkça konuştuk sonrasında biz mahalleden taşındık memur çocuğu o da gider diye düşünmüş olmalıyım nadiren mahalleye uğradığımda hiç sormadım sonrasında anılarımda kalan çocukluk arkadaşım oldu..
yıllar bir birini kovaladı büyüdük karşılaştığım kimse ondan bahsetmedi benimde aklıma gelip sormadım...yıllar sonra iş yerimin karşısına sınıf arkadaşım bir kafe açtı onunla arada eski günleri yad ederdik yine konusu geçmedi ..onun mahalleyle bağlantısı vardı akrabaları oradaydı bir yıl kadar sonraydı bir gün içeri girdi sana üzüleceğin bir haber vereyim bil bakalım kimi gördüm dedi ..bir iki isim saydım değildi hani hatırlar mısın diye söze girdi ve onu tarif etti hatırlıyorum çok zaman önceydi gitmediler mi mahalleden dedim yok hep orada yaşadı dedi...genç kızlığındaki güzelliğini öve öve bitiremedi sonrasında yüzü değişti şimdi görsen tanıyamazsın dedi...ben gençliğin de de tanıyamazdım üstelik o
beni hatırlamaz bile uzun yıllar geçti çocuktuk dedim ..olur mu seni aileni epey sordu bende hadi gidelim bir çayını içelim deyince böyle görmesin iyileşeyim o zaman söz gideriz dedi..
kararına saygı duydum ara ara sordum ne durumda diye tedaviye devam ediyor dedi arkadaş sonrasında o kafeyi devretti ben işletmeyi kapattım epey görüşemedik .bugün gördüğümde o söyledi ben sormadan bir süre önce yaşam savaşı sona ermiş...
çocukluğumun gülen yüzü hep telaşeli haliyle "hoşça kal" dedi sonsuzluk diyarına doğru koşarak uzaklaştı...
.
Tamer • 04-08-2019 02:39 !! ++
çattık bu sayfa bitse diyorum kıymeti harbiye’si kalmadı şekerler
03-10-2019 06:39 !! ++
dun aksam benim tatli yalanim'i izlerken 40. bolum final sahnelerini hatirladim... ve hala izliyorum. sinan'in villasi dizimizin vuslat evi :-)
27-10-2019 15:50 !! ++
iyi geceler arada okuyorum sayfayı peri hanım elinize emeğinize sağlık ...elçin sangu ve barış arduç bu dönem bir yapımda değiller..sosyal medya da paylaşımlar ikilinin yeni bir yapım da buluşması ..olur mu..bunu ilerleyen günler de göreceğiz ..yapımcılar ticari düşünmek zorun da tutan bir dizinin oyuncularını değerlendirmek isterler ...yeter ki oyuncuları bağlayan kanal sözleşmeleri engel olmasın...iki oyuncu da farklı yapımlar da rol aldılar değişik karakterleri başarıyla canlandırdılar ..aradan zaman geçti tekrar birlikte olurlarsa büyük ilgi görürler...
Tamer • 13-12-2019 21:05 !! ++
iniye bu güzel diziler erken final yaparlar yeniden başlasa süper olur
11-04-2020 17:19 !! ++
iyi gunde kotu gunde bizimkilerin dans ettigi mekan cikti :-)
05-10-2020 23:41 !! ++
mutlu yıllar... huzur dolu bir yıl diliyorum kiralıkçı perilere... her şey gönlünüzce olsun...
Tamer • 01-01-2021 00:47 !! ++
nasıl soğutmuşlarsa beni, hala elçin sangu'yu da barış arduç'u da göresim yok. hala meriç acemi'nin yazdığı bir diziyi izleyesim de yok.
09-05-2021 01:46 !! ++
dizinin tekrarinda sarap kelimesini sansurlemisler :-) hangi kafadalarsa. hic olmadi siparis verirken kirmizi salgam. beyaz salgam diye degistirsinler. bir de :-) ayran - balik ikilisini unutmayalim.
15-10-2021 17:02 !! ++
saçma sapan diziler yapım milletin beynini yıkayın başka bı işe yaramayan saçma sapan insanlarımızı
18-10-2021 16:38 !! ++
kiralık aşk etkileyici,
her erkeğin hayatı boyunca duyumsamak isteyeceği bir sevgi sarmalı
duygu seli... defne karakteri büyüleyici bir aşk duygusu yaşatıyor;ömer evrende sevgi sarmalında nefes alamıyor ,aşkın büyüsü içinde efsunlanmış...kanı canı defnenin sevgisiyle dolmuş
kadın ve erkeğin yaşamak istediği sonsuz aşkı iliklerinize kadar hissettiren bir sevgi anlatımı...
herkes kalbinde duymak hissetmek istediği özlemini duyduğu gerçek aşkı yaşatmışlar
içine girip o sevgi selinde kayboluyorsunuz büyüleyici anlatım
kitabın bir parçası gibisiniz
her erkeğin bir defnesi olması dileğiyle...
02-11-2021 09:48 !! ++
cumanuz mubarek olsun
periler ve tamer bey
16-12-2022 14:12 !! ++
cok guzel
24-04-2023 09:38 !! ++
iyi
25-04-2023 17:30 !! ++
yazın vazgeçilmez mükemmel dizisi❤❤
26-06-2023 16:02 !! ++
günaydın kiralik aşk dostlari
17-05-2024 08:43 !! ++
Yorum Yaz