Kiralık Aşk - yalansiz başlasaydi her şey bölüm 31 ömer defneyi evine

Kiralık Aşk

---

çiğdem

yalansiz başlasaydi her şey
bölüm 31

ömer defneyi evine bırakıp kendi evine geçer. sabah erkenden kalkıp sporunu yapmaya gider. eve döner dönmez duşunu alır. giyinirken mutfaktan sesler duyar. şoförü olabilir diye seslenir
ö: şükrü sen misin?
ses veren olmaz. temkinli bir şekilde aşağı iner. adım adım, sessizce mutfağa doğru yanaşır. ve. mutfakta defneyi görür
ö: defne
d: günaydın aşkım
ö: ne güzel bir sürpriz bu böyle (defneye arkadan sarılıp saçlarını koklar)
d: ama ömer bey olmuyor böyle
ö: ne olmuyor defne
d: ben size kahvaltı hazırlamaya çalıyorum siz ise benim aklımı çelmeye. olmaz
ö: biraz olsun çelemez miyim?
d: (ömere döner, boynuna sarılır) kalbimde ruhumda sizindir
ö: sen her sabah böyle güzel olmak zorundamısın acaba
d: (muzipçe gülümser) demek beni güzel buluyorsun
ö: çok.
d: (sıkıca sarılır ömere) iyi ki varsın hayatımda
ö: seninle tamamlanıyorum defnem. (kahvaltılıklara dönüp bakar) hım omletmi hazırlıyorsun
d: evet, otlu omlet sever misin?
ö: senin elinden hepsini severim
d: peki geç bakalım sofraya, ben de kahveni dolduruyorum
ö: sen peki, çay seversin
d: onu da demledim merak etme
ö: çalışkan sevgilim

birbirlerinin çay ve kahvelerini doldururlar. ömer defnenin çayına bir şeker atıp karıştırır. güzel bakışmalar ve hoş sohbet eşliğinde kahvaltılarını yaparlar.

ö: düğünümüzü nerede yapalım istersin
d: bilmem. havalar soğumaya başlamadan şöyle kırda, açık havada mı evlensek,
ö: benim için fark etmez. senin istediğin gibi olsun her şey
d: bizim pek çevremiz yok istanbulda komşular, arkadaşlar falan var. manisadan gelecek akrabalar düğüne. onlara yer ayarlamak lazım
ö: bizimde pek akrabamız yok buralarda. iş çevremiz var. denizliden gelebilecek akrabaları ve yakınları dedem ve amcamlar daha iyi bilir.
d: o halde ona göre bir yer ayarlamalı desene.
ö: aslında şehir dışında dedemin büyük bir çiftliği var. orada yapabiliriz düğünümüzü. organizasyon şirketi ile anlaşırız süslemeleri. hem yakınlarında yatılı misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz büyük bir otel de var. ne dersin
d: çok güzel bir fikir. davetlilere ulaşımda da yardımcı olabilirsek her şey daha kolay olur
ö: tabi ki defnem sen iste yeter ki.. ben bir şey sorsam
d: efendim aşkım sor
ö: balayına çıkmadan gecemizi o çiftlik evinde geçirsek ne dersin. sonra yola çıksak
d: (kızarır) şey, gecemizi diyorsun. off sıcak mı oldu, bana mı öyle geliyor. ben biraz dışarı mı çıksam?
ö: (elini tutar defnenin) utanınca ne güzel de kızarıyor yanakları aşkımın. ben seni utandırmak için söylemedim bir tanem. düğün yorgunluğuyla yola çıkmasak biraz dinlenip öyle gitsek daha iyi olur
d: ha dinlenicez diyorsun
ö: bilemem artık, böyle bir güzellik karşısında artık nasıl dinlenebilirim bilemiyorum (göz kırpar )
d: ya ama sen benimle dalga mı geçiyorsun acaba. sen görürsün. evli ama hep bekar kalda gör gününü
ö: vay hemende tehdit. peki defne hanım siz dayanabilecekmisiniz bakalım
d: ne var dayanırım tabi. yani sen böyle büst gibi olabilirsin, yani böyle çok güzel gözlerin olabilir, yani böyle çok güzel bakıyor olabilirsin, yani böyle bebek gibi gülüyor olabilirsin. yaa ne diyorum ben
ö: söyle, söyle çekinme. ama hem bunları söyleyip hemde seni burada sevmelere doymamam için bir sebep söyle bana
d: ( yerinden fırlar) aaa şey, işler. hah işler şakaya gelmez. hemen gidip bitirelim işleri
ö: tabi ya işler (boynunu büker) öyle olsun bakalım. gittikçe borçlanıyorsunuz bana
d: ne borcuymuş o
ö: öpücükler, şirinlikler bişeyler işte.
d: (ömere yaklaşır) zamanı gelince karşılıklı tahsil ederiz. ben borçlu kalmam da siz borçlu kalmayacağınıza eminmisiniz
ö: defne kışkırtma beni istersen
d: tamam tamam haydi çıkalım, ne olur. iş kolik ömer iplikçiyi bozdu bu kız demesinler sonra bana
ö: sen boz, yeterki yanımda ol defne, hatta benim hiç işe gidesim yok
d: yok, bayağı bayağı ben seni zorla işe götürmüş oluyorum
ö: gitmeyelim evet ne olur.
d: haydi sevgilim bitirelim işlerimizi. daha davetli listesi hazırlıycaz. organizasyon şirketini ve yapılacakları planlıycaz
ö: öyle olsun bakalım. nasıl olsa gelecek günler bizim.
defneye sarılır, saçlarından, alnından, yanaklarından ve tabi ki dudaklarından öper.

sonra şirkete doğru yola çıkarlar. ikiside odalarında çalışmaya başlar. sinan ömerin odasına gelir
s: selam kardeşim nasılsın?
ö: oo, dönmüşsünüz nihayet
s: ya öyle işte apar topar yola çıktık yaseminin ailesiyle tanışıp sonra bizimkilerin yanına geçtik. günlerdir, yolculuk bir yandan. aileleri kaynaştırma çabası bir yandan
ö: siz de girdiniz bir yola bakalım hayırlısı
s: sorma kardeşim sorma. beynim döndü resmen. iki ay sonra sade bir nikah sonra da bir davet vererek evlenmeye karar verdik
ö: (kalkar ve sinana sarılır) işte bu kardeşim tebrik ederim sizi
s: ee, sizde ne var ne yok anlat bakalım.
ö: ne olsun, aileler tanıştı, yüzükleri taktık
s: bir sorun çıkmadı yani
ö: şimdilik yolunda gidiyor sinan, kaynaştı herkes, öyle görünüyor. bizimkiler çok sevdi defneyi
s: iyi kız defne. üstelik aklını başından aldığına göre çok seviyorsun sen de belli
ö: (defnenin odasına doğru bakar ve defneyi izler) öyle oldu sinan. daha önce kimse beni böyle çarpmamıştı biliyorsun. uzun zamandır da hayatımda kimse yok. ama onu gördüğümden beri..
s. kısa sürede diyorsun
ö: yok daha da eski
s: nasıl? nasıl daha eski? bulmaca gibi konuşma
ö: hani sana eğitimimi tamamlayıp döndüğümde birine aşık oldum demiştim ya. hani bir daha ulaşamımıştım kendisine
s: evet hatılıyorum. günlerce hatta aylarca kızı ilk gördüğün anı anlattın durdun bana. kızıl güzel saçlarını nasıl savurdu… (sözlerini birden keser ve defneye döner) yok artık, yok olamaz. ciddimisin sen
ö: (gülerek) ne kadar çok istediysem artık
s: (şaşırmıştır, gülümser) yani inanamıyorum buna. korktum senden şu an. abi sen ne temiz kalpli adamsın ya
ö: (defneye bakar) tertemiz, su gibi olan o. baksana şuna sinan. iyi ki kalbim onu dilemekten vazgeçmemiş.
s: çok sevindim senin için.. peki o, defne yani biliyor mu bunu
ö: evet söyledim
s: nasıl karşıladı peki
ö: çok şaşırdı tabi.
s: vay be kardeşim. masal gibi yani
k: neymiş o masal gibi olan şey. kapı açık olunca öyle birden giriverdim ama
s: yok bir şey koray ne olsun işler güçler
ö: hoş geldin koray. iyi oldu geldiğin defneyle faerietulle için dosyayı hazırlamaya başladık. birkaç güne sunum için gereken hazırlıklar bitmiş olur.
k: bak o firme işini alırsak akdeniz ve egedeki mağazalrını gidip görmek gerekecek. kim gidecek oraya peki. ben çekimler yapacağım için buaralarda olucam hayatım. benim yerime kim becerir ki bu işi
s: bana hiç bakmayın. işin o kısmından ben anlamıyorum
ö: sanıyorum biz kaldık geriye.
k: ıı siz kim
ö: defne ve ben yani
k: hah o kuru kız yapar bu işi. çok estetik bir göz var onda. yani sanatsal bakabiliyor. zarif bakış açısı öyle herkesciklere nasip olmaz şekerim
ö: öyledir o. neyse koray bakalım şu sunum işini atlatalım, düğün müğün derken. gideriz şehir şehir bakarız. dert değil
k: ay. düğün mü dedin sen. benim niye haberim yok! nerede, ne zaman? bi şey söyliycem kızmazsan
ö: evet koray söyle nedir
k: nikah şahidiniz olmak istiyorum. en çok bana yakışır hayatım. şu endama, şu havama bakın.
s: aman koray uzatma istersen
ö: yani koray ben sinan olsun istiyorum şahidim
s: sen ciddimisin ya. olurum tabi olurum
k: (üzülmüş gibi yapar) ama aşk olsun. o kadar hukukumuz var yani
ömer ve sinan birbirlerine bakarlar
ö: sence kurtuluş var mı?
s: hiç sanmam
ö: yani..
s: yanisi belli kardeşim
ö: tamam koray sen de şahit olursun, sinanla birlikte tabi
k: (sarılır ömere) ah biliyordum beni seçeceğini, eh madem bu kadar ısrar ettiniz bende kabul ediyorum. ben hemen herkesciklere haber vereyim (odadan çıkar)
ö: ver tabi ver. geç kalma ne me lazım. duymayan kalmasın tabi
s: ha aklımdayken sorayım nikah düğünle aynı gün mü olacak ve daha doğrusu düğün ne zaman nerede olacak
ö: bir ay sonra dedemin çiftliğinde, düğün nikah bir arada.. tabi tam konuşmadım bunları ne defneyle ne dedemle. ne de bir organizasyon firmasıyla
s: yardım lazımsa yaseminle ben de buralardayız unutma