Kiralık Aşk - yalansiz başlasaydi her şey bölüm 30 ömer ve defne

Kiralık Aşk

---

çiğdem

yalansiz başlasaydi her şey
bölüm 30

ömer ve defne şirkete gelirler. ömerin odası.
d: yapacak çok iş var. faerietulle firması için koray beyin çekimleri tamamlanmıştı şimdi bizim o dosyayı tamamlamamız gerek
ö: peki ordan başlayalım bugün. ben zaten diğer işlerimi düzenlemiştim. tüm gün bu dosya için çalışabiliriz
d: sadece dosya değil sunumu da çok iyi hazırlamalıyız.
ö: (rahat bir şekilde konuşur) hazırlarız. onu da yaparız
d: ya sen ne kadar rahatsın böyle. iş diyorum, yoğunluk diyorum.. nasıl yetiştiricez bunların arasında düğünümüzü diyorum
ö: dert etme sevgilim. ne işimizi yarım yapıcaz ne de düğünümüzü en güzel düğün yapmaktan vaz geçicez.
d: ben hala yetiştirebileceğimize inanamıyorum
ö: yapmayalım mı?
d: olmaz firma bizden dosya bekliyor
ö: onu mu diyorum defnem, düğünümüzü diyorum
d: ne bileyim hemen bir ay sonra düğün olacaksa…
ö: bana kalsa hemen şimdi evlenelim
d: aaa adam delirdi
ö: evet deli ediyorsun beni.
ömer defneye yaklaşır, beline sarılır, kendine doğru çeker, öpmeye başlar..nefesleri kesilipte nihayet dudakları ayrıldığında sıkıca sarılırlar birbirlerine.
ö: artık sensiz tek bir günümü ve gecemi geçirmek istemiyorum
d: (başını kaldırıp ömere bakar) bende sevgilim.

akşam üstü.. saat 18:00. çiftimiz günün geri kalanını çalışarak geçirmiştir.
ö: bugünlük bu kadar yeter defne hanım
d: (şaşırır) ömer bey! siz ve şimdilik yeter demek.
ö: iş için yeter dedim defnem, ama..
d: ama ne?
ö: senin yanımda olman bana hiç yetmeyecek
d: laflara bak şimdi. ben şimdi senden nasıl ayrılıcam söylermisin
ö: ayrılma, bana gidelim
d: şaka! anneannem de beni kessin
ö: geç gitsen. işler uzadı desen
d: yalan söyle diyorsun yani
ö: beraber biraz daha vakit geçirelim diyorum sevgilim
d: yani şimdi bilemedim ki, sen öyle güzel bakınca gidemiyorum tabi ben
ö: bu evet mi oluyor.
d: e haydi gidelim madem. yalnız ben acıkmaya başladım
ö: sana güzel bir yemek yapayım o halde.

şirketten çıkarlar. ömer arabayı kullanır. araç kırmızı ışıkta durduğunda defne dışarıyı seyretmektedir.
d: (heyecanla) yaa.. inanamıyorum! ne güzel görünüyor
ö: ne oldu defne! ne gördün!
d: şey! gülme ama
ö: ne olduğunu bile bilmiyorum. ama söz veremem
d: olmaz çok güleceksin bana boşver söylemiyorum
ö: tamam gülmem söyle sen, neyi beğendin
d: (kısık sesle) lunapark
ö: efendim
d: lunapark dedim.
ö: severmisin?
d: (içini çeker) çook.
ömer çevreye bakınır ve sahilde kurulmuş olan lunaparkı görür. derhal arabayı uygun bir yere park eder.
d: ne yapıyorsun ömer!
ö: sevdiğim kadını mutlu etmeye çalışıyorum
d: sen benim canımsın
ö: sen de benim defne.

ömer arabadan iner. defne de iner. heyecanla el ele tutuşup lunaparka girerler. rengarenk ışıkları ve müzikleiryle cıvıl cıvıldır. genci yaşlısı herkes gülüp eğlenmektedir. defnenin mutluluktan gözlerinin içi gülerken ömerde sevdiği kadının bu hallerini hayranlıkla izlemektedir

d: aaa çarpışan otolar.. binelim mi..şey daha önce bindin mi
ö: defne bende çocuk oldum. anne ve babam beni getirirlerdi bayramlarda
d: gerçekten mi. ne güzel (birden hüzünlenir) ben sadece abimle gidebildim.
ö: haydi artık eğlenmemize bakalım tatlı sevgilim.

ömer jetonları alır. çarpışan arabalara binerler. o sarsıntının, gürültünün arasında heyecanla karışık duygularıyla ikiside inanılmaz mutludur.
d: yalnız sende sıkı sürüyorsun. nasıl çarpmadın kimseye inanamıyorum sana. hemen fark ettin çarpabileceklerini ve kurtardın. şaşırtıyorsun beni
ö: kimse benim sevgilimi sarsamaz izin vermem

defne birden sarılır ömere yanağına kocaman bir öpücük kondurur. ömerde sıkıca sarılır sevdiğine
ö: e güzelmiş böyle. ama bana yetmedi bilesin
d: peki devamı evde o halde
ö: (birden döner defneye) sen nelerde diyorsun öyle
d: (gülümser) ama bak sevgilin çok acıktı. eve gitmeden burada mı yesek
ö: yani ben evde yeriz diye düşündüm tabi ama. aslında bende acıktım
d: bak ilerde köfteci var. yer misin?
ö: şimdi böyle dışarıdan mı alıcaz?
d: doğru ya! sen pek tercih etmiyorsun.
ö: olsun madem. bende sana eşlik edeyim.
d: (bir kez daha öper ömeri) sen bir tanesin ya
köfteciden ekmek arası alırlar, lunaparkta dolaşarak yerler. mısır, şeker, kağıt helva, pamuk şeker satıcılarının yanlarından geçerken

d: pamuk şeker mi o?
ö: sever misin hemen alalım
d: pis boğazlık yapıyorum şu an biliyorum ama.. (heyecanla zıplar) alalım evet.
ömer büyük pembe bir pamuk şekeri alır defneye.

ö: dönme dolaba binmeye ne dersin
d: hemen binelim ne duruyoruz derim.

hemen dönme dolaba binerler. defnenin neşesini, eğlendiğini gören ömer de çok mutludur. dönme dolapta tam tepeye geldiklerinde birden bire dönme dolap bozulur. ve onlar orada kalırlar.

d: aa ne oldu şimdi. burada mı kaldık yani
ö. bilmiyorum ki. arızalandı kesin.
d. ama ben böyle korkarım
ö: tamam canım yanındayım ben (sarılır defneye)
d: yaaa ne kadar kalırız burada. çok kalmayız dimi
ö. yok canım. baksana aşağıda hareketlilik var. ilgilenirler hemen. korktun mu yoksa
d: yanımda sen varken mi? hayır (yaklaşır iyice ömere)
ö: yıldızlara daha yakın olduk bak.

birden bire elektrikler de kesilir

d: (gülümser) eh! daha iyi görelim diye kestiler her halde
ö: çok güzelsin defne. seni seviyorum
d: ben de seni seviyorum, yakışıklı prensim
ömer defnenin çenesinden tutar usulca. güzel yüzünde, gözlerinde, dudaklarında gezdirir bakışlarını ve iyice yaklaşır. nefesleri birbirine karışırken uzun uzun öperler birbirlerini yıldızların altında.
d: (gülümser) ne planlamıştık ne oldu baksana
ö: ben memnunum halimden. sen peki?
d: delimisin senin yanındayım ya başka ne isterim

sonra elektrikler gelir ama henüz dönme dolap çalıştırılamamıştır. aşağıdan bir görevli yukarıya doğru seslenir.

görevli: lütfen korkmayınız. arızanın giderilmesine çok az kaldı.

ö: (aşağı seslenir) yoo biz iyiyiz böyle.
d: ne diyorsun sen ömer ya ayıp.
ö: (aşağıya) şimdi böyle söyledim diye kızıyor bana
görevli. abi iyimisiniz yükseklik çarptı galiba yengeyle sizi
ö: yok! bizi aşk çarptı
d: (gülümser, şaşırır) sevgilim neler diyorsun
ö: hey millet! buraya bakın. biz yakında evleniyoruz ve ben bu kadını çok seviyorum!
d: (elleriyle yüzünü kapatır) bak neler diyor yaaa rezil olduk

dönme dolapta kalan diğer insanlardan ve aşağıda lunaparkta bulunanlardan büyük bir alkış gelir. “tebrikler size gençler” sesleri yükselir.
ö: duydun mu sevgilim rezil olmadık. sevdamızı daha çok kişi duydu
d: delisin sen.
ö: evet, sana deli oluyorum

nihayet dönme dolabın tamiri biter ve inerler. indiklerinde onları merak etmiş olan ve bekleyen bazı insanlar yine alkışlarlar. genç bir çift yanlarına gelir ve genç kız sevgilisinin ona hediye ettiği çiçeklerin arasından bir tutam papatyayı defneye uzatır..
genç kız: tebrik ederiz sizi. biz de yeni evlendik. çok mutlu olursunuz inşallah

d: (çiçeği alır, utanmıştır) çok teşekkür ederim. sizede mutluluklar dilerim
ö: bak çiçek konusunda benden önce davrandılar. benim düşünmem gerekirdi
d: bence sen beni nasıl eve götüreceksin onu düşün
ö: ne evi defnem bana gidiyorduk.
d: saatlerce buralarda kalmadan önceydi o canım
ö: öpmeye doyamadım ama seni
d: (kızarır) utandırma beni lütfen. bu akşamlık bu kadar macera yeter bence ikimize ve hatta lunaparktakilere de
ö: (gülerek) haklısın galiba. ama daha sonra geleceksin bana di mi? söz ver?
d: (ömerin ellerini tutar) söz veriyorum sana.
ö: ha bu arada defnem evimin anahtarından sanada yaptırdım aklımdayken vereyim sana
d: (anahtarı alır) ama ne gerek vardı. sen yokken benim ne işim var evde
ö: orası artık bizim evimiz olacak unutma. gerekli hazırlıkları yaparken gerekebilir. eve girip ilgilenmek isteyebilirsin evle, benimle
d: ev bahane ömer le ilgilenmen daha şahane diyorsunuz yani
ö: sen nelerde diyorsun öyle
d: banada bak. senin yanında mutlu olunca böyle oluyor. ama artık gitsek iyi olacak
ö: tamam eve bırakıyorum o halde seni. istemesemde mecburen. ama az kaldı sana sarılıp uyumalara
d: sen bana böyle güzel bakmaya devam edersen sarılabileceğin bir defne olmayacak ama canım
ö: o nedenmiş
d: türkan sultan desem
ö: (yanağından öper) mesaj alınmıştır efendim.