Kiralık Aşk - bekleyenler için geliyor yalansiz başlasaydi her

Kiralık Aşk

---

çiğdem

bekleyenler için geliyor

yalansiz başlasaydi her şey
bölüm 21

sinan ve yaseminin evi… defne ve ömer dün akşam yaşadıkları korku dolu saatlere rağmen birbirlerine sarılmış bir halde uyanırlar sabaha.
d: (gözlerini ovuşturur) yanımdasın.
ö: günaydın sevgilim.
d: (yatakta doğrulur) bu yaşadıklarımıza inanamıyorum. gözlerimi kapatınca o adamın, kamil, yüzü geliyor gözlerimin önüne. meğer ne korkunç, pislik.. aileme, sana yaparsa, bir şey yaparsa diye çok korktum. hala da korkuyorum
ö: (yatakta doğrulur) aklına getirme bunları. kimseye bir şey yapamayacaklar artık emin olabilirsin.
d: eve gidemezdim o halde iyi ki buraya getirdin beni.
ö: aklım sende kalırdı zaten. bak serdarlarda idare etmişler esrayı ve anneanneni.. acaba bugünde mi gitmesen.. baş başa bir şeyler yapsak.
d: aslında eve gidecek gücüm yok ama merak ediyorum onları. (ömerin yanağına dokunur) yoksa yanından bir an olsun ayrılmak istemiyorum.
ö: desene defnemi özlemek düştü bana.
d: öyle bakma bana.. sen öyle bakınca hayır diyemem sana ama biliyorsun eve gitmeliyim. anneannemi bugünde oyalayabileceklerini bilsem, biraz daha kendime gelsem iyi olurdu aslında
ö: e tamam o zaman ara nihanı işte.. en yakın arkadaşın değil mi.. iş için şehir dışına çıkıyorum de.. abinler idare etmez mi?
d: abim mi.. deli misin. ömerle kalıyorum diyeyim de seni de beni de kıtır kıtır kessin öyle mi.
ö: yok canım.. yapmaz öyle vahşi şeyler senin abin? yapmaz di mi?
d: (gülümser) bilemem artık.. kız kardeşini öyle yalnız başına yollayabilecek biri değildir kendileri
ö: sen ciddi misin defnem.. ama ben sana sarılıp doyasıya sevmek istiyordum. olmadı bu şimdi..
d: (yanakları kızarır) yok ben dün düşüp bayılmadım ama galiba şimdi bayılıcam.
ömer sımsıkı sarılır defneye
ö: ne güzel de utanırmış benim sevdiğim. n’apıcam ben senin bu hallerinle ha. ee haydi kalk da karnını doyuralım senin.
d: şey evet ben çok acıktım.. hımm düşündüm de nihanı bir arar sorarım durumları, olur mu? belki yardımcı olur seninle kaçmama
ö: (muzipçe güler) bana kaçman. çok güzel geliyor kulağa.. ben kurallar neyse onları yerine getirerek isterim seni diyordum.. fakat sen kaçmak istersin de ben seni kaçırmaz mıyım tatlı defnem
d: bak şimdi ya.. lafı nerelere getirdi. yok yok bayılsın bu defne sen onu istiyorsun. dün o kadar şey yaşadık ama şu anda senin yanında olduğum için öyle mutluyum ki.. o anları silmeye hazırım.. tabi orada anlattığın bazı şeyleri silmemek üzere.. demek sen beni önceden ta…
ömer defnenin sözünü tamamlamasına izin vermeden ona sımsıkı sarılır, öpmeye başlar, yatağa uzanırlar. defne karşılık verir ömerin öpücüklerine. sanki bir daha birbirlerini göremeyecekmiş, dokunamayacakmış gibi hasretle, tutkuyla ve nefes nefese. sevdasının kollarına bırakır kendini usulca.
ö: defnem. emin misin?
d: (gözlerinde yaşlar vardır) “birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... ne aradığımızı bilmeden aramak... şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim... dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?” *
ö: benim için o kadar kıymetlisin ki defne. seni soldurmaktan korkarım. bekleyelim sevgilim.
d: (ömerin gözlerine uzun uzun bakar) seni çok seviyorum aşkım. tamam, ben bu adamı artık daha fazla sevemem diyorum. ama öyle bir şey yapıyorsun ki daha da fazla seviyorum seni..
ö: (alnından ve saçlarından öper defneyi) sen ne güzel şeyler söylüyorsun öyle sabah defnesi, güzel sevgilim.

bu sırada içerde sinan ve yasemin kahvaltı hazırlıkları yapmaktadırlar

s: uyanmışlar mıdır acaba..
y: belki de uyuyamadılar onca yaşanan sıkıntıdan
s: o zaman hiç rahatsız etmeyelim
ömer ve defne birbirlerine sarılmış olarak odadan çıkarlar.

ö: kalktık sinan kalktık.
d: günaydın.
y: günaydın. uyuyup dinlenebildiniz mi bari.
ö: (göz ucuyla defneye bakar) dinlendik dinlendik
d: çok sağ olun o halde eve gidemezdim.
s: lafını bile etmiyorsunuz ve sizin için hazırladığımız beş yıldızlı kahvaltıyı yapmak üzere sofraya geçiyorsunuz.
y:ömerin kahvesi ve defnenin çayı da hazır
beraber kahvaltı sofrasına geçerler
ö: defnem, bunlar bize iyi bakıyorlar.. biz evlendikten sonra da buraya gelip kalalım ne dersin
defne tam lokmasını ağzına almışken bu sözler karşısında tıkanır ve öksürmeye başlar. kıpkırmızı olur yanakları
y: ayyy gitti kız.. ömer şu teklifini daha doğru bir anda yapsaydın ya.. kızı boğuyordun
s: (gülerek) tam ömerlik bir davranış
ö: sevgilim iyi misin, su iç..
d: (sessizce, ömere) sen hep bunu yapmak zorunda mısın acaba.. sen kesin beni kalpten götürmek istiyorsun.
ö:(sessizce, defneye) daha seni sevmelere tam başlamadım defnem.. o zaman ne yapacaksın bakalım
d: utandırma beni lütfen
s: siz ne konuşuyorsunuz fısır fısır.. haydi yesenize. bakın çilek bile var

*sabahattin ali (içimizdeki şeytan)