Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - mutlu son 4. bölüm
ömer: sinan bunu bana nasıl yaptın
Kiralık Aşk
Nune
Bayan
Istanbul
25/1/1967 (58)
mutlu son 4. bölüm
ömer: sinan bunu bana nasıl yaptın nasıl
sinan: ne yapmışım kardeş… pardon ömer
ömer: benim bir kızım var, niye söylemedin
sinan: öyle mi, dün sordum, email lerine bakmış olsaydın görürdün, defne hamile olduğunu öğrendiğinde çekmiş gitmiştin. nikahta evet diyerek sanki iyilik yaptın ona, keşke hayır deyip gitseydin. kız ne evli ne de dul kaldı. neyse artık senden ayrılıp hayatına bakacak.
ömer: sinan ne diyorsun sen
sinan : duyduklarını işte. seni ulaşmaya çalıştım, bir ümit her ay mektup yazdım açar okur gelirsen belki, ama yok. sana haber gönderdiğimi biliyor defne. hep seni bekledi gelirsen diye, ama gelmedin.
ömer: geldim şimdi işte
sinan: dürüst ol ömer, kendin gelmedin, çağırdık diye geldin o yüzden bir şansın olduğuna inanmıyorum. defne’nin merhametine kaldın o da eski defne değil, acılardan yüreği taşlaşmış.
telefonu kapatır
ömer: o benim merhametli defnem ben gördüm onu, hiç değişmemiş, kızımıza da deliler gibi seviyor o da benim bir parçam. emi dün beni tandı demek resmimi göstermiş onu.
o gece ömer değişik duygularıyla yatağa girdi. bir tarafı çok seviniyordu o güzel kızıl saçlı tatlı kızının kendi kızı olduğuna bir tarafı da defne affetmez kızını göstermez diye kahır oluyordu. gözlerinden yaş akıyordu.
ömer: aptalsın sen, ömer aptalsın sen, al hak ettin işte, yaşa böyle. defnem beni kıyar mı hiç.. bıraktım işte, gittim, affedemez, boşanır başkasıyla evlenecek … off off ne yapacağım. vur taş kafana şimdi
ertesi gün cumartesi sabahı kalktığında yüreği pır pır oluyordu. niye bu kadar sevinçli , aklına emine geldi ve yataktan zıpladı, çabuk eşofmanları giyip aşağı indi. demek top yay ve okları emi’nindi. aldı eline okşadı oyuncaklarını ‘’ kızım benim’’ dedi ve çalışma odasına çekildi. her şey aynı yerdeydi. kalemleri, kağıtları. defneden ayrıldıktan sonra bir kere olsa bile kalemi eline almamıştı.
hızlı hızlı çizmeye başladı, bir baktı eminin sevimli yüzünü çiziyormuş, şöyle yumruklu ellerine çekmiş beline ve kavgaya davet eder gibi duruyormuş. ömer çizdiği resmini ‘’ güzel kızım’’ diye diye okşamaya başladı
kapı sesiyle uyandı tatlı düşlerinden. ev birden bire neşeli seslerle doldu
defne: emi gel kızım oyuncaklarını topla.
emi: anne ben babamın odasına gidecem
ömer buz keser
defne: kızım orası yasak ama biliyorsun
emi: bana ne ben babaannemin yesmini öpeceğim o da emine benim gibi
defne: sonra kızım tamam mı, gel eşyalarımızı toplayalım , aç mısın, bak simit aldım, yer misin
eminin sesi bahçeden gelir.. anne gel bak çiçekley ne güzel olmuş
defne: ah emine ah
defne dışarıya çıkar ömer de odasından çıkar perde arkasından onları izlemeye başlar
emi: şükrü amca gel bak, buyda kedi vay, ben onun kuyyuğundan tutmak istiyoyum
şükrü: kızım dikkat et pençeler seni
defne: ya şükrü abi ben ne yapacam bununla. bir de yabancı bir memlekette bu enerjisini nerde harcayacak. yok yok bunun çaresi yüzme kursları, yüzmeye vereceğim, gitsin enerjisini harcasın
şükrü: babasına çekmiş çok sportiftir emine
defne susar cevap veremez
şükrü: defne gerçekten gidiyorsunuz ha?
defne: evet şükrü abi bir hafta sonra biletleri aldım bile, pariste’ki ev de hazır. bir hafta hotelde kalacağız sonra kontratı imzaladıktan sonra eve geçeriz.
şükrü: ben sizleri çok özlerim- gözleri dolar
defne: ben de şükrü abi, ağlatma ne olur, zaten 4 senedir ağlaya ağlaya gözyaşım kalmamıştır
ömer perde arkasından dinliyordur konuşmalarını.
ömer: nasıl gidecekler izin vermem. ben onlarsız artık kalamam, ben defnemi tekrar gördüm onsuz artık bir daha yaşayamam
defne: emine gel kızım gidiyoruz. şükrü abi al bu anahtarları verirsin artık ö.. işte biliyorsun
şükrü: defne bir şey soracağım 4 senedir senin ağızından ömer beyin adını duymadım, hiç adını söylemezsen -niye merak ettim
defne: o isim ağızımdan hep büyük sevgiyle çıkıyordu o da çok severdi, hep tekrarlatırdı beni. ama şimdi bana acı veriyor içimi yakıyor, söylediğim zaman karşılığı yok çünkü, havadan bana boş dönüyor o yüzden söyleyemiyorum
emi bağırır: defne su, su dedim
defne: babası kılıklı işte, şükrü abi bazı öyle bir benziyor ki onu şaşırıyorum hiç görmediği bir kişiye nasıl bu kadar benzer
ömer güler ve çabuk odasına geçer
defne içeriye gelir: emine gidiyoruz kızım hadi gel
ömer’in nefesi kesilir giderse artık bir daha göremez, son şansın ömer deyip kendini dışarıya atar.
defne karşısında ömeri görünce şok olur.
defne: aaa, sen.. sen burda ne yapıyorsun.. nasıl yani.. nasıl yani, geldin mi sen.. niye, sen…
defne’nin nefesi kesildi,
ömer’le birbirlerinin gözlerine bakar ve konuşamazlar. bakışlarda özlem, senelerden hiç eksilmemiş tutkulu bir aşk, üzüntü ve çaresizlik vardı- ömer- defne affetmez diye defne de şimdi nasıl ömer’e karşı koyacağım diye bir çaresizlik.
ömer: defne hiçbir yere gidemezsen, bırakmam sizi, bırakamam.
defne (sesi titreyerek) : senin öyle bir hakkının olduğunu mu sanıyorsun.. çok geç değil mi
ömer: biliyorum, ben sana çok büyük kötülük yaptım, ama anla seni o kadar çok seviştim ki bir an bile aşkının sahte olma olasılığı beni kahır etti ve kaçtım gittim, bir adada 4 sene yaşadım mı yaşamadım mı onu da farkında değilim. ama seni düşünmediğim bir gün bile olmadı inan bana. deli gibi aşığım sana.
defne: söylediklerinin bir anlamı var mı şimdi
ömer: defne senden uzaklaşınca sanki içimi sokup aldılar, sanki ben değil de bedenim yaşadı. ne yediğim ne içtiğimi bile hatırlayamıyorum.
defne bir bakar, ömer gerçekten çok zayıflamış ve içi sönmüş gibiydi. yüreği sızladı.
ömer: defne biliyorum böyle bir şey için çok geç olabilir ama bize bir şans ver ne olur. inan yaşayamam sen gidersen, gücüm kalmadı, dayanamam bu ayrılığa.
defne: hayır ömer, ben seni çoktan affettim ama tekrar birlikte olmamız imkansız. kendime saygımı yitiririm yoksa. ne olur karşımıza çıkma, zorlaştırma, bırak bizi –diye ağlamaya başlar defne
emine gelir kapıdan izliyor ve dinliyordur konuşmalarını
emi: sen benim babam mısın?
ömer: evet
emi: tanıdım seni, oyda paykta işte
ömer sevgi dolu gözleriyle kızına bakar
emi: niye gelmedin, ben hep babam geliy diye bekledim. isonun bi babası vay seyday dayım ama benim hiç olmadı, ben çok istedim benim de babam beni yatıysın yatayıma, ama gelmedin..
ömer gözyaşlarını tutamaz yüzünü kapatır ve ağlama başlar
ömer: özür dilerim güzel kızım benim, özür dilerim
emi koşar ömerin kucağına zıplar, yüzünü alır ellerin içine ve öpücüklerle boğar babasını.
emi: aman da aman babam benim, beni seni kıyamam, aşkim, bebeğim ağlama lütfen- ve öpmeye devam eder
ömer gözyaşlarının arasından gülmeye başlar. defne de aynı hem ağlıyor hem gülüyordur.
emi (kısık sesle ömer’in kulağına): çaktıyma, yayamazlik yaptığım zaman annem bana kızınca hep ağlama numarasını yapayım o da bana kıyamaz aman da aman aşkim bebyim der…
ömer sıkı sıkı kızını sarılır öpmeye başlar, emi de ağlamaya başlar.
emi: babam benim iyi ki geldin, ben seni çok seviyoyum, anne gel- ve bir elliyle babasını öbür elliyle annesine sarılır.
defnenin ve ömerin gözleri birbirine kenetlenir ve tutkulu bir aşkla ve özlemle sarılırlar
o sırda ev dıır dıır dııır sesleriyle yankılanmaya başlar. herkes çok korkmuştur.
emi: ciniyela koyişmiş.. hemen gider tekerin üzerine çıkıp ve açar tableti
emi: koyiş aşkim nasılsın?
koray: kızıl meleğim yerim ben seni, ben iyiyim, ne yapıyorsun sen orda
emi: ne yapıcam babamı ve annemi bayıştiyiyoyum
koray: kız bu r harfini söyleyemedin gitti. cin gibi bilmiş seni bunu de şöyleyi ver…. aaa ne dedin sen (kavramaya başlar) annen ve baban
cincırela koriş hemen ömer’in ve defnenin durduğu yere doğu tekerler
defne ve ömer sarmış duruyorlar öyle
koray: ömüş ve kuru kız ne yapıyorsunuz bakalım? kız sen bu plastik kumkumasını affettin yani
defne( yanakları kızararak): öyle oldu galiba koray
koray: dayanamıyorsun sen buna, uys uys ne yapıyım ben nerelere gidiyim şimdi, kız sen buna çektirseydin biraz, şöyle bir 20 bölüm falan. yeni bir erkek gelseydi sana, mesela seçkin özdemir gibi yakışıklı biri, şu buz şelalesi seni kıskansaydı biz de ohh çekerdik, iyi olmaz miydi?
emi: koyiş aşkım bu dizinin adı mutlu son, fazla sabıyı olmayanlay için bu.. buyda masalımız bitti ve göklerden düştü üç elma
defne ve ömer (çığlık atarak): kızıım sen elmayı nerden biliyorsun
emi: göz kırpar herkese
final
Paylaş
Oy Ver
Puan verdiğiniz için teşekkürler (:
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz