Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - selamlar benzer düşünceleri paylaşmasak bile aşkla
Kiralık Aşk
alara
Bayan
istanbul
23/5/1978 (47)
selamlar benzer düşünceleri paylaşmasak bile aşkla bağlanıp birlikte olmayı sevdiğimiz bütün gönül dostlarına merhaba
bugün benimle tekrar mısır yolculuğuna çıkacaksınız ( bileti chili adı sağolsun, aklımda bambaşka yorumlar vardı ama yolumuz yine kadim bilgiye düşecek ) umarım sizleri sıkmam, konuyu sadeleştirmeye çalışıcam ama nasıl gelişecek bende bilemedim şimdi :)
eğer dünyanın en uzun nehri olan nil olmasaydı mısır ülkesi sahra çölünün bir uzantısından başka bir şey olmazdı. uçaktan bakıldığında dev bir yılana benzeyen nil akdenize doğru tembel tembel akar durur, bir kişiliği güzelliği vardır ve çevresindeki çölle garip bir çelişki oluşturur. neresinden bakılırsa bakılsın mısır nilin bir armağanıdır ve mısırlılar onu tanrıların bir mucizesi olarak görürler. coğrafi açıdan nilin yaşanabilir alanı iki ana bölgede toplanır : biri nilin çöllerden geçerken suladığı upuzun şerit, ikincisi de akdenize dökülürken oluşturduğu deltadır. bu iki yöreye her zaman için yukarı mısır ve aşağı mısır denmektedir ve ikisinin karakteri birbirinden çok farklıdır ( defne&ömer gibi ? ) yukarı mısırın bereketli vadisi 600 mil uzunluğunda ve 3 mil genişliğinde ince bir şeritten ibarettir. nil aynı zamanda afrikayı aşağı mısıra bağlayan koskoca bir otoyol gibidir ( defne ). aşağı mısır bunun tersine dümdüz bir alüvyon ovasıdır, çevresindeki topraklar dünyanın en verimli topraklarındandır ( ömer ).
toprağın böyle doğal nedenlerle bölünnüş olması yukarı mısırla aşağı mısırda iki ayrı krallığın gelişmesine yol açmıştır. ejiptologlar bunların güçlü yukarı mısır kralı menes tarafından birleştirildiği kanısındalar. menes aynı zamanda akrep kral olarak da bilinir. menes başkentini yukarı ve aşağı mısırın birleştiği noktada yer alan memphiste kurmuştur. ( passionis ) nehrin memphise göre karşı kıyısında efsanevi kutsal kent heliopolis bulunur. burası çok güçlü bir papazlar grubunun merkezidir ve bu kişiler bir bilgelik ekolünü temsil etmişlerdir. ( mahalle ve bilge kişileri ) heliopoliste kutsal bir tepe - höyük - bulunmaktadır. burası " güneşin ilk doğduğu yer" olarak bilinirdi. genel inanca göre tüm tanrıların babası atum'a adanmış bir kutsal sütun bu höyükteki phoenix ( anka kuşu ) tapınağında durmaktaydı. sürekli olarak yeniden doğan bu efsanevi kuşun heliopolise yeni bir çağın başlangıcını haber vermek için geldiğine inanılırdı. ( mahallede bir adet gallo )
burada büyük bir parantez açmak istiyorum, anka kuşunun ilk gelişi sembolik olarak kozmik tohumunu saçması olarak yorumlanır. atum sütununun tepesine esrarengiz bir şekilde konulan koni biçimindeki kozmik taşa ben ya da benben denilmekte, insan spermi, insan ejakülasyonu, bir rahmin döllenmesi anlamına gelmektedir. yani gallo'nun gelişiyle başlayan süreçte aynı eve paylaşan, kayıp zamanları hızla telafi edip yakınlaşan, evlilik kararı alan ve gerçek bir sevgili olan çiftimizin hikayesinde anka kuşu önemli bir semboldür...
konu ilginizi çektiyse devamını eski mısırlıların nil nehrini göksel nehirle yani samanyoluyla ilişkilendirmelerinden, gize piramitlerinin orion takım yıldızı izdüşümüne sahip olduklarına kadar farklı çerçevelerde konuşabiliriz. lamartine meditasyonlar adlı yapıtında derki insan düşmüş bir tanrıdır ve gökleri hatırlar. piramit metinleri der ki ölülerin yıldız varlıklar halinde bulunduğu diyar duat dır. defne der ki ya hepimiz birer yıldızsak...
okuyan gözlerinize sağlık...
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz