Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - merhabalar perilerim...
canım yanıyor...
üç gündür iyi
Kiralık Aşk
merhabalar perilerim...
canım yanıyor...
üç gündür iyi hissetmiyorum kendimi. bağımlılığından kurtuluyorum, oh be diyordum ama, sanırım bilinçaltım benden farklı düşünüyor olacak ki, aldımdaki tüm sinirler gergin fena halde. onların eğleniyor olması beni de kırıyor elbette ama, yine de sevinmek gelmiyor içimden. ilk birkaç gün çok zor olacak benim için. hatta ilk cuma evde durmayı bile düşünmüyorum ka'nın yayın saatinde. sonra zamanla alışacağım elbette, ama her şeye rağmen, ömrümün en özel en değerli zaman dilimlerinden birini oluşturacak ka'yı izlediğim bu 1,5 yıl. her şeyiyle özel bir hikayeydi ka. annemle birlikte izledik biz diziyi başından beri. annem de öyle her diziyi izlemez, takip etmez ama, o bile takip etti bugüne kadar. hatta onun teknolojiyle arası hiç yoktur, ama ona rağmen neredeyse tüm mecralardan takip etti benim refakatimde. burayı ve sizleri de biliyor dolayısıyla. sık sık bahsediyorum sizlerden. sizlerden herhangi birinin söylediği bir şey ya da bir yorum analiz herhangi bir şey oldu mu hemen annemle de paylaşırdım. diziyle ilgili yorum yapılan diğer platformları sesli okurdum anneme, kahve eşliğinde. çok güzeldi her anı. benim icin o kadar özel, o kadar değerli ve kıymetli ki bunlar, anlatamam. çünkü benim annem bacaklarımda rahatsız ve dışarı çıkamıyor uzun süre yürüyemediği için. bizim onunla çok kısıtlı bir faaliyet alanı ve paylaşımımız var bu nedenle. bundan dolayı da cok özel bir yere sahip işte ka benim için. bu tür dizileri izlemeyen babam bile, ömer iplikçi karakterini bilip, sizin ayakkabıyı çıktı demin diyor mesela. bu da çok güzel bir şey benim için. 60 yaşındaki annem ve 62 yaşındaki babamla ortak bir ilgi alanı yani benim için bu dizi. o yüzden çok özel. bir de ben tam bir kitap kurduyum ve biraz da bu yönden bu kadar farklı bir yeri olduğunu benim için bu dizinin. ben hep şöyle tanımladım ka'yı: bir roman ya da hikaye kitabı. tek farkı ise sayfalarca harfler kelimeler ve cümleler yerine, resimler sesler ve görüntülerden oluşmuş olması... bir de klişe türk filmlerinin o sıcaklığının olması ama klişelerden arınmış bir şekilde bunun yapılmasıydı beni derinden etkileyen. gerçi fragmanı gördüğümde şakayla karışık şöyle dedim: ah meriç acemi ah! sen kalk 68 bolum klişe yazma, son bölümde klişenin ağa babasını yaz! oldu mu şimdi? 😂giderken bile espri yaptırdı yani bana. ne olursa olsun güzel hatırlayacağım ben bu süreci. iyi ki izlemişim, iyi ki burayı keşfedip sizlerle yollarımı kesiştirmişim... epey buruk içim şu an. hüzünlüyüm. mevlana'nın çok güzel bir sözü var, çok severim: hüzün taze tutar aşk yarasını; yaşamdan da hoşum, yarimden de...diye. hepimizi anlatıyor bence bu söz, hunili ka perileri olarak. buraya girmeden önce diğer dizilerin sayfalarına bir baktım da şöyle bi', en güzel sayfa yine bizimki, en çiçek yine biz... seviyorum sizleri canlarım, cok seviyorum... benden önce olup şu an olmayanlar da dahil... çünkü ben kısa zamandır yazıyor olsam da(zira 19 eylül'den bu yana yazıyorum), bir seneyi aşkın bir süredir okuyorum sizleri. güneş, gamze ve chili'nin yazılarını ilgiyle takip ederdim mesela. 😊 47. bölümdeki balonlar gamze'nin balonları mesela değil mi periler? 😄 çok duygusallaştım ben. hepinize iyi geceler canlarım...
not: sıla'cığım, türkuaz'ım, ellerinize yüreğinize sağlık... senaryolarınız yine yine yine harika... sıla'cığım, defne'nin bebekleri bulunsun artık... 😕 türkuaz'ım, deföm'ü barıştır artık olur mu, üzülüyorum valla... 😔
unutmadan!..
son kez!
bugün günlerden kiralık aşk... 💔💕
yay kadını
Paylaş
Oy Ver
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz