Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - cümle sayfa sakinlerine selamlar sevgiler :) 58. bölümü

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk
kübra
Bayan
istanbul /türkiye
23/2/2012 (13)

cümle sayfa sakinlerine selamlar sevgiler :)

58. bölümü hiç beğenmemiştim. konuşmuyorlar diye söyleniyoruz diye konuşmuşlar gibi yapılmıştı.ama dediğim gibi mış gibiydi bana göre yine konuşturmadı senarist. son sahne ve defnenin kuralları vs de hiç etkilememişti beni. buraya gelip bölüm hakkında bayağı söylenecektim sayfada genel bir bayram havası sezdim. dedim kübra millet beğenmiş işte turp suyu sıkma sende. bu defne 10 bölümde bir gözüküyor nasılsa. sen şimdi bir bölüm sonra yine safoza dönücek deyince ne olacak sanki. niye kırıyorsun milletin şevkini diye kendimi bir güzel paylamıştım.

59. bölümü yine ve yine beğenmedim. bu sefer gelip senaryodan başlayıp kurguya oyunculara kadar bayağı bir sert eleştiri yapacaktım. bir kısmınıda yazmıştım hatta. sonra yorumları okudum. baktım birçok kişi memnuniyetsiz. çarşı bayağı karışmış. dedim kübra birde sen kazan kaldırma.

şimdi gelelim 60 a…
birkaç arkadaş yazmış. 10’un katları olduğundan vs. bahsetmişler. 60 aynı zamanda 10-20-30 unda katı. yani yazarın onlu totemlerinin kendi içinde katı.o yüzden özel bir rakam.

ayrıca bana göre 59’un bu kadar kötü olmasının sebebide zaten 60. bölüm. senaristin garip bir nümeroloji takıntısı var. 60. bölüm için yazdıklarını (en azından fragmanda gördüğüm birkaç sahneleri var) 59. gösterseydi. birazcık sevgili gibi bir çift görseydik 59. bölümüde 60’ın veya 61’in yerine verseydi bu kadar tepki almaz hatta bölüm beğenilirdi. arada güzel sahneler yazıyor hakkını yemeyeyim ancak zamanlaması hatalı bence. yanlış zamanda veriyor bazı şeyleri. ister istemezde yeri miydi diyerek saydırıyoruz.

şimdi 59 da daha yeni barıştırdığı çifti sevgili yapmadan kavga ettiriyor. birleştirmeden ayırıyor sorun çıkarıyor ikili arasında. yahu önce iki güzel sahne yaz. biraz başbaşa kalsınlar bir iki bölüm vakit geçirsinler sonra istiyorsan ortaya isoyu at istiyosan pamiri istiyorsan kombine karıştır ortalığı. ama sen barıştır sonra kız desin ki eve gitmem lazım. arkadaş bunlar aşık mı, özlemiş mi birbirini, bir senedir ayrı mı peki. cevap evetse o zaman kızın eve gitmem lazım lafına kargalar bile gülemiyor. üstüne sinir bozuyor. sırf 60 ta bir şeyler yazacağım diye başbaşa kalmasınlar diye yapılanlar inandırıcılığını yitirmiş bahaneler usandırıyor. 60 ında çok çok güzel bir bölüm olduğunu düşünmüyorum açıkcası. 59 dan hallicedir en fazla :) ama işte zamanlama hatalı. izleyiciyle farklı telden çalıyor hep.

aynı hatayı gallodada yaptı senarist. izi yeni postalamışsın milletin yaktığı kına kurumamış sen ertesi hafta ömere salça olacak kadın sokuyorsun diziye. yahu o kıza ağzıyla anka tuttursan işlemez. ne ankasından bahsediyorsun sen. bezdirdin birkere. zamanlama hatalı zamanlama. az kala dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan oluyordun. üstüne kaybettiğin reytingde cabası.

senarist bazı şeylere takıyor yeri mi, zamanı mı, hikayeye karaktere uygun mu hiç düşünmüyor. bu taktığı bazı zaman rakamlar objeler kitaplar… oluyor bazı zaman üçüncü kişiler ayrılıklar simetriler…oluyor.

misal ben bunları bir ayırayım diyor ne yapsam ne yapsam derken tranbaya tasarım satsın diyor. o noktaya getirmek içinde kolunu bilmem nereden dolandırıp kulağına getiriyor. bütün karakterleri bu olay için revize ediyor. ancak bunu yaparken bu yaptığım karakterlerle örtüşüyor mu tutarlı mı anlattığım hikayeyeye uygun mu mantıklı mı gözetmiyor. ben yaptım oldu diyor işte.

borcu galloya ödetiyor misal. o verecek ya parayı tüm karakterle sağır dilsiz oluyor hiçbir çözüm olmuyor (izleyiciye göre varda senarist yokmuş gibi davranıyor ) illede o ödeyecek ben yaptım oldu işte mantığı… ama olmuyor ikna edici değil işte.

gallonun ömerle geçmişi olsun istiyor diğer yandan ömerin kendini beğenmediğini duyunca bozulacağı kariyere sahip moda otoritesi biri olarak yazıyor. şimdi bu kızı anka yapacağım geçmişe bağlayacağım diye genç bir kızı gallo diye diziye atıyor. sonra öyle bir gallo anlatıyor ki o soktuğu kız gallonun torunu hadi iyimser olayım çocuğu olabilecek yaşta. ekran başında yırtıyoruz kendimizi deki bu kız gallonun torunu deki çocuğu deki asistanı ama gallonun kendisi deme diyoruz. hadi dedin böyle bir gallo anlatma anlattın ankaya bağlama bağlayacağım diyede liseden bozma bu kızı gallo yapma … yaptın meteliksiz yapma bari… ama yok hepsini yapacağım ben yaptım oldu işte diyor. ama olmuyor. işte.olmuyor. neyse örnekler uzar.

bir diğer takıntısı da simetri. arkadaş nerede gıcık olduğumuz sahne var simetrisiyle geliyor. tamam yap simetriyi ancak sonununu değiştir başka bir şey çıksın içinden yarım kalan sahneleri tamamla bir faydası olsun yahu.

misal şu ayakkabı olayı. özette bangır bangır yazmıştı o hafta özetçi. şimdi tam hatırlayamıyorum gidip bakmaya da üşendim ama ikinci şansla ilgili bir sıkıntıdan bahsediyordu ömere güvenden bahsediyordu taraf seçmekten bahsediyordu bla bla…şimdi bu özeti okuyanlar dedi ki; ömer ayakkabıyı masaya çizmişti herhalde bir şekilde çalındı vs bir şey oldu. telifle ilgili sıkıntı olacak ama dert değil sonra masayı hatırlar iş çözülür. defnede ömerin yanında olur vb… simetriler ortada özet ortada.

şimdi özeti okuduğumuz andan itibaren olayı çözüyoruz bir nevi. özeti okumasakta bölüm başlar başlamaz çözüyoruz olayı. öyle çok zeki dahi felan olmaya gerek yok ikiyle ikiyi toplayabilmek yetiyor. birde önceki bölümleri izlemiş olmak. olayı çözüncede merak duygusu yok oluyor bu defa. ömerin üzüntüsü vs geçmiyor. izleyici hiç bocalamıyor üstelik sıkılıyor. ekran başında hadi hatırlasana şu masayı diyor herkes. üstüne özetten 5 dakikada çözülen olayı iki bölüme çözüme kavuşturuyor senarist. olmuyor işte olmuyor. başta masa sahnesi gösterilmese ve o sahne flashbackmiş gibi sonradan ortaya çıksa ya. bizde bir merak etsek bölüm sonu ömer nasıl sıyrılacak diye. izlediğimiz bölümü izliyormuş hissinden kurtulsak ya.

kitap olayında mesela bu defa kitap ilk elden rotası değişmeden hediyeyi alandan hediye edilene ulaşsaydı ya. pamir salça olmaya kalksa ama başarısız olsaydı. biz fragmandan anlamasaydık ay şimdi pamir kitabın üstüne yatar 1-2 bölüme aytekin veya şükrü ya da kitapçı vs anlatır olay ortaya çıkar defne ömerin yanına gider yine saçma sapan yanlış anlama dolu bir konuşma olur ömer basar gider demeseydik. ya da dedik diyelim birebir aynısını görmeseydik. hakkını yemeyeyim şimdi bu defa istifa eden yoktu. :)

ya da illa simetriyse dağ evinin simetrisini yap. bu defa markete beraber gitseler. ya da saçma sapan bir sebepten neriman arasa defneyi. biz acabalasak bir. sonra ömer gelse ama bu sefer dağevinde defneyi bulsa. şu çiçekleri verdiğini görsek bir kere. sahnenin devamı olsa.

başbaşa oldukları bir anda anneanne mahalle tayfası koray…….vs biri veya birçoğu onlara ulaşmaya çalışa. biz şimdi ay yine bölecek bunlar desekte bir türlü ulaşamasalar bölemeseler bizde şaşırsak. ekran başında ay şimdi kapı-telefon çalar, defne anneannem merak eder der, biri gelir, passionis batar gibi sahneyi izlerken a,b,c,d,e…. gibi şıklar yaratmasak hadi yarattık diyeli tutturmasak…

bir olay yaratsa bizde desekki defne yine kırk tane yalan söyler. ama o gitse çatır çatır anlatsa ömere. ya da bir şey yapsa biz desekki ömer yine basar gider. ancak gelse defneye kavgaysa kavga kırgınlıksa kırgınlık her neyse artık konuşsalar anlaşsalar uzlaşsalar. bizde desekki bunlarda ilerleme var.

hem geçmiş bölümler hatırlanır hem yarım kalanlar tamamlanır hem senaristin hem izleyicinin gönlü olur nede güzel olur hem merak duygumuz yok olmaz hemde olumlu anlamda şaşırırız. sürekli yerimizde saymayız…

ay ben yine aldım atımı gittim üsküdara…
neyse ben işin aslı 60 ( 10- 20-30 katı olmasından )-61 – 62 -65 bölümlerin birinin ikisinin üçünün veya hepsinin güzel olacağını düşünüyorum. gelelim bu falları niye baktığıma ;

yazan oldu mu bilmiyorum ama kösem 18 kasımda başlıyor. bu da 61 bölüme tekabül ediyor. dizi ilk sezon kötüydü ancak kadrosunu yenilemiş. 4. muratı anlatıyorlar ki tam totallik padişah diyeyim. üstelik karakterler mekanlar oyuncular dönem vs. çoğu zaman ab kitlesine ( ki bizim dizinin asıl reytingi aldığı ve reklam verenin dikkate aldığı kitledir) hitap eder. kiralık aşkın ab de iyi reyting alması kemik kitlesinden ziyade aslında cuma gününde ab seyircisine hitap eden dişe dokunur bir dizinin bulunmamasından da kaynaklanıyor. kanalda bunu farketmişki kösemi cumaya yapıştırdı. bu sebepten ya 61 in ya da 61 kösem sonucu vurgun yerse 39. bölüm tadında bir 62 nin bizi beklediğini düşünüyorum. bizi kaale almıyorlar ama reyting amcayı alırlar. o yüzden 61 veya 62 nin şanslıysak ikisininde sağlam bölümler olacağını düşünüyorum.

65. bölümle ilgili ise 52+13=65
anlaşmalar genelde 13 bölümlük yapılır eğer yapım baskınsa kanalda dizinin tutacağına vs. inanıyorsa 26 bölümlük (kösem gibi) anlaşma yapılır. ortalarda 13 bölümlük anlaşma yapıldığına dair haberler var. 13 bölümlük anlaşmalardan dolayı hemen hemen tüm dizlerde 13. ve katı olan bölümler kilit bölümdür. hikaye ivme kazanır veya bir takım düğümler çözülür. ya da izleyicinin beklediği veya merak ettiği olaylar olur. anlaşma yenilemek için ben 65. bölümünde kilit bir bölüm olduğunu düşünüyorum açıkçası. hatta evlilik bekliyorum.

neyse ben çok uzattım. sabredip okuyanlara selam gönderenlere merak edenlere ve sayfanın tüm sakinlerine selamlar sevgiler :)

Paylaş


Oy Ver

Puan verdiğiniz için teşekkürler (:

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi