Bilgisayar Versiyonunu Kullan!

Kiralık Aşk - bu yorumu birkaç arkadaşla paylaşmıştım. ankaralı burada

Kiralık Aşk
Kiralık Aşk
FatmaCan
Bayan
Ankara
23/6/1967 (58)

bu yorumu birkaç arkadaşla paylaşmıştım. ankaralı burada paylaşma konusunda ilham oldun. yorumdaki kurgu başlığın tam tersi.

ömer, edgar alan poe ve kuzgun

geçenlerde fragman ararken, ekranda görünen ekstralardan en sevdiğimi görünce yeniden izledim. yani defnenin yaseminden dönerken arabadaki sarhoş hali. orada defne ömere övgüler düzerken, “kuzguni saçların” demişti. ordan yeniden hatırladım, edgar alan poe’nun muhteşem “kuzgun” şiirini.

kuzgun aynı zamanda george r. r. martin’in, taht oyunları ismi ile diziye uyarlanan fantezi tarzındaki serisinde geçen ve kitapta haberleşmek için kullanılan hayvan (bizdeki güvencin). ayrıca üç gözlü kuzgun, 7 krallığı yokedebilecek güçteki akgezenlerle (kitapta ötekiler diye geçer) kış gelince yapılacak savaşın kazanılmasında, geçmiş ve gelecek arasında köprüyü kuracak olan. ve bu hayvan bran ın zihninde ve vücudunda şekil bularak, aslında kötürüm olan karakterin her yeri gezmesi, görmesi ve anlamasına yardımcı olmakta. tabi serinin sonunda ne olacağını şu anda kestirmek zor (bu arada dizi bu sezon bitecek ama yazar kitabını daha bitiremedi).

kuzgun zeka, kurnazlık, hilekarlıkla bir araya gelmiş bir tür bilgelik gizler. uzun ömürlüdür, yavrularına eşine sadık ve tek eşlidir, yaratıcı zekası ile çevredeki objeleri alet gibi kullanır, insan yüzlerini tanır ve unutmaz. hatta birbirlerine bu konuda haber iletebilirler.

kuzgun farklı kültürlerde farklı algılanır. kimilerinde ölüm, kötülük, karanlığı, şeytanı temsil ederken, kimilerinde iki dünya arasında bir semboldür ve mesaj getirip götürendir. hayattakiler için ölümün, ölüler için yaşamın temsili sayılır. kuzgun sırlar öğretmenidir: insanı bilinçsiz bir boşluktan ve karanlığın içinden bilinç, anlayış ve iç karanlıktan kurtulmaya yöneltir.

poe’nun ölümünden sonra yayınlanan ve kaybedilen sevgilinin ardından yaşanan derin kederi yansıtan “seneler,seneler evveldi; bir deniz ülkesinde yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz. ismi annabel lee; hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten sevmekden başka beni..” diye başlayan romantik şiiri annabel lee yi bilmeyen yoktur. ama çoğumuz onun şiirin başyapıtı sayılan raven “kuzgun” şiirini pek bilmeyiz. şiirin birkaç türkçe çevirisi var ama tam anlamıyla çevirisi yapılabilmiş değil. bunda türkçe’deki karşılıkların aynı hissi verememesinin payı da var hiç şüphesiz.

şiir aslında aynı zamanda matematikle yazılmış. her biri 6 dizeden oluşan 18 kıtalık bir şiir. onu şaheser yapan ise sadece dizeler arasındaki kafiye değil, dizelerin içinde de kafiye bulunuşu. bu nedenle yazım süreci de uzun olmuş.
poe şiirde belirli sesler üzerinden gitmiş ve yaygın olan ses/harf “o”. şiir özetle lenoire adındaki sevgilisini kaybetmiş ama ona olan özlemi hiç dinmeyen bir adamın, aralık ayında bir gece yarısı kapısını çalan birini duyması, kapıya gidip bakması ama kimseyi görememesi, sonrasında ise bir kuzgunun pencereden içeri girerek duvardaki athena büstüne konması ve adamın bilge kuzguna sorular sormasını anlatmakta.

kuzgun, ismi dahil sorulan tüm sorulara “nevermore” “bir daha asla/hiçbir zaman” şeklinde cevap veriyor. adam yaşadığı derin acıya rağmen, sevgiliye bir gün kavuşma düşüncesiyle soruyor soruları. kuzgun ise asla/hiçbir zaman dedikçe, kaybettiğinin geri gelmeyeceği gerçeği ile karşı karşıya kalan adam, daha büyük bir acı ve karamsarlığa düşüyor. bu onun gittikçe öfkelenmesine yol açıyor.

kimilerine göre adam kuzgunla konuşuyor görünse de gerçekte odada bir kuzgun yok. kimileri lenoire’in bir sevgiliden ziyade, ölümsüz ve derin bir aşkı sembolize ettiğini söylüyor. adam bilinçaltında sorup cevaplıyor kendini. o derin acıyla gerçeklerle yüzleşme bir nevi.

şiirde bir çok sembol de kullanıyor poe. öbür dünyadan haber getiren, yalnızlık ve yası anlatan kuzgun, athena büstüne tüneyerek bilgelik mertebesine çıkarılıyor, aralık ayı ve geceyarısı ölümü sembolize ediyor. gerilim ve polisiye hikayelerinin başlangıcı kabul edilen hikayelerindeki gibi, koyu renkli kadife perdeler, karanlık kasvetli kitap dolu bir odada yalnız bir adam, şöminedeki ateşin odaya yansıması vb. ve mor renkli kadife yastık, ki kaybedilen sevgilinin o yastığa bir daha dayanamayacak olmasının getirdiği hüzün.

poe’nun kayıpları ve yaşamını okursanız, şiirlerindeki derin hüzün ve kasveti de görebilirsiniz. kendisi de 40ından birkaç ay büyükmüş öldüğünde.

şiirdeki adam, poe gibi içine kapanık, bazen hırçın, kitapları ile başbaşa olan biri. poe gerçek hayatta oldukça sivridilli, acımasız bir eleştirmen.

buradan bakınca ömer, poe ve şiirdeki adam benzerlikler taşır: hırçınlık, kitaplar, sivridil, kendi dünyasında yaşama, acıları daha yoğun yaşama, diğerleri ile ilişkilerde güvensizlik ve çabuk kırılma ve pes etme. ömer aynı zamanda kuzgun gibi zeki ve kurnaz birisi (geçen sezon fazla göstermedi ama bu sezonda umutlar yüksek), .

sayın senarist belki hiç düşünmemiştir bunları ama aklıma gelmişken yazayım istedim.
sevgiler

bu arada sevgili karakedi, bu mahlası seçmende, polisiye hikayelerinin başlangıcı kabul edilen poe’nun karakedi hikayesinin etkisi oldu mu merak ettim doğrusu.

Paylaş


Oy Ver

Puan verdiğiniz için teşekkürler (:

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol

Yorumlar

Yorum Yaz


Giriş Yap Üye Ol
reklam veriletişim • © 2025 YazarOkur Dizi