Kiralık Aşk - uzun bir aradan sonra merhaba ka perilerimize; bazen susmak

Kiralık Aşk

---

Gölcüklü

uzun bir aradan sonra merhaba ka perilerimize;

bazen susmak gerekir hayat yorucudur insanlar için,
dinlenen şarkılar yorar insanı,
söylenilecek kelimeleri, söylenen sözleri beklemek yorar insanı,
affetmek, hoş görmek, kabullenmek, boş vermek yorar insanı,
ve insan herkese, herşeye rağmen, elinden gelen her şeyi yapar, çekilir köşesine dinler kafasını.

uzun bir yazı olacak. yazılarımı bekleyenler olduğu kadar
beğenmeyenlerde var. nitekim tekrar yazma kararım uzun zamandır yazı bekleyenlerden aldığım özel çağrılar, ve değer verdiğim bir arkadaşımın bitmek tükenmek bilmeyen sayfada olman lazım söylemleri dir. beğenmeyenler mauselarının ortasında bir döndürme tuşu var, iki tık tık yaparak atlayıversinler lütfen .

geçenlerde bir yazı paylaştım ama kopya içerik olduğu için ihlal aldım. aynı yazıyı daha farklı bir yorumla sizlere sunacağım. daha sonrada dizimiz ile ilgili anekdotlara geçeceğim.

malum merak, bakmak, görmek, araştırmak, analiz etmek ve çözümlemek en çok da kurduğum cümlelerim. bakalım acemiyi ne kadar çözebilmişim!!

defneye demişti ya ilk dersin bakmak ve görmek olsun. gözlemle. sen benimi çözmeye çalışıyorsun , seni ... yok yok kadınları ... ben ömer ile defne sorunlarını değil senaristimizin bu diziyi nasıl yazdığını çözmeye çalışıyorum. yüzde yüz asla demiyorum. bunu ancak yüzyüze konuşulup evet böyle yazdım derse sonuçlanacak bir durum olur ya da final yaptığında açıklığa kavuşabilir. yine herşey senaristimizin altın olan kaleminde. benim tahminlerime göre senaristimiz bu şekilde yazmış olabilir diyerek diziyi yorumluyorum . tahminlerimi söylüyorum .

hayatta iki gün vardır. kafamıza takmayacağımız bu yaşıma kadar aldığım hayat tecrübesinden.
bu günlerden biri dündür, geçmiştir, yaşanmıştır, bitmiştir. istesek de artık dönemeyeceğimiz bir zaman dilimine karışıp gitmiştir. ne yaptıklarımızın ne yapmadıklarımızın hesabı yoktur. ahhlar offflar faydasızdır artık.

diğeri ise yarındır çıkmaya senedimiz yoktur. belki o hüne hiç erişemeyeceğizdir. kurduğumuz hayaller, yapacağımız işler tamamlanmamıştır.

kafamıza takmamız gereken tek gün bugündür. o andır, o saniyedir. neyi yaşayacaksak o olay diliminde onun yaşanması gerekliliğidir.

o yüzden dönüp bugüne bugünün hissettirdiklerine bakmak gerekir. yarını yarına çıkarsak düşünürüz. hele benim gibi deprem bölgesinde yaşayan biri için ne kadar da manidardır bu sözlerim. gecenin tamda üçünde ne hayaller söndü insanların içlerinde. ne gelecekler tükendi toprağın altına gömmekle.

bu kadar zaman diliminde ne yaptım. beklediğim kitaplar geldi. onları okudum ve okumaya da devam ediyorum. eskisi gibi sık ve herkese cevap verecek şekilde yazmayı düşünmüyorum. olumlu ve olumsuz eleştirilere de yanıt vermeyi de düşünmüyorum. çünkü canım yanıyor, kırılıyorum.

alıntı
dost kazanmak kitabında derki

başkalarını kötüleyeceğinize onları anlamaya çalışalım. onların yaptıkları şeyleri ne için yaptıklarını gözetelim ve araştıralım. bu yolda hareket tenkit etmekten daha çok değerli ve verimlidir. bu tarz hareket insanlar arasında sempati, hoşgörü ve nezaketi besler. dale carnegie alıntıdır

dr johnsonun dediği gibi allah bile insanların hayatı sın bulmadan insanları muhakeme etmiyor. o halde bu iş sana, bana düşmez.

gelelim dizimize ... ne olur ne olmaz mantığı ile uzun olan metni ikiye bölüp bugünkü dizimizden anekdotlar kısmını birazdan paylaşacağım. bakalım devreleriniz ne alemde 😃