Reklamları engellediğiniz için biz de mecburen bütçe kısıntısına gitmek zorundayız. Bu yüzden oluşacak sorunlar için şimdiden özür dileriz. (: Sitenin sorunsuz çalışması için lütfen reklam engelini kaldırın!
Kiralık Aşk - bozkırda son yaz
sıcak yazgünü annem cantama yedek
Kiralık Aşk
bozkırda son yaz
sıcak yazgünü annem cantama yedek giysileri koyarken oğlum köydeki gobellere (yaramaz çocuk) uyma yelikme (şımarma) mazaratlık (yaramazlık) yok olurmu dedi tamam anlamında başımı salladım öptü bizde haftaya ordayız biraz anneyi özlersin artık derken benden daha üzgündü
arnavut kaldırımlı sokaklarda babamla yürümeye başladık cumbalı evlerden
sokağa taşan sesler kulağıma anlamsız geliyordu saman pazarına yaklaştıkça kalabalık artmaya başladı baba tanınan sima sık sık duruyoruz kısaca beni köy arabasına bindireceğini söylüyor bu arada yanımızdan kasabanın zihinsel engellisi genç rırnn rırnn yaparak geçti kendini kamyon sanırdı yokuş aşağı koşarken aniden kaymakam ve arkasında yardımcısı köşeyi dönmesiyle genç kaymakama çarptı kaymakam yere yuvarlandı cevrede olanlar ve babam koştu üstünü silkeleyerek yerden kalkan kaymakam söylemeye başladı önüne baksana körmüsün diye cevap geldi sende koca kamyonu görmedin mi diye kaymakam şaşkın hemen izah edildi olgun bir adam kaymakam elini uzattı tokalaştı bir daha kornaya sağlam bas yoldan çekileyim dedi etraftakiler güldüler kaymakamda katıldı gülmeye biz yola devam ettik saman pazarında mavi bir minibüsün yanında durduk babam tembihledi harman yerinde indir amcasının düven yerini tarif et diye bindim cam kenarına oturdum ...
mavi minibüs hareket etti köylüler kendi aralarında konuşurken camdan dışarısını seyretmeye daldım gıcırtılarla giden minibüs arada durup yolcu indirip bindiriyordu sarı buğday tarlalarında elde tırpan ekin biçenler onları desteleyen rengarenk giysili kadınlar vardı kurumuş bir çayı geçtik köye yaklaşınca tedirgin oldum camdan farkeden şoför otur yiğenim ben seni indiririm dedi kısa süre sonra durdu parmağıyla onlarca harmanın arasından amcamınkini gösterdi orası diye indim yola koyuldum harman yeri yeşil çayır üzerinde kuruluydu herkes ekinini düvenlerle sürüp sapla ekin tanelerini ayırıyordu işi erken bitenler sapla ekini ayırmak için yaba denen büyük çatal benzeri küreklerle demetten aldıkları tutamı yabayla havaya savuruyor ekin bir yana saman bir yana kümeleniyordu ...
cayırda otlayan kaz sürülerinin arasından geçtim yaklaşmadım yavruları vardı bilirdim kazlar yavrularını elletmezler ailece gezdikleri için annenin saldırısına babada katılır harmanın hemen yanındaki dereden gectim akıyordu yer yer yapılan gölet benzeri havuzlarda üçer beşer camız (manda) yatmış hallerinden memnundular ...
harman yerine geldiğimde amcamlar oturmuş büyük saman balyasının gölgesinde öğle yemeği yiyorlardı otur dediler oturdum sevdiğim bulgur pilavı tarhana çorbası salata vardı amcam köy salatası yedinmi diye takıldı git ordan acur (salatalık benzeri sebze) kopar diye işaret ettiği yer harmanın hemen yakınında derenin kenarındaki bahçeydi ..su testisini verdi çeşmeden doldur amcam şakacı biriydi çeşme nerde diye bakarken ekledi derenin yanında kaynak var orası.. derenin kenarında küçük bir çukur yapılmış ortasında kaynak su bungulduyor fazlalık dereye doğru akıyor ..
önce acururları kopardım sonra testiyi kaynağa daldırdım soğuk suyla doldurdum küçük testi bana hafif geldi geri döndüğümde amca oğlu abi ve yakın akraba yaşıtımda gelmişti onlar gelişime epey sevindiler ...
yemekten sonra harman yerinde oynamaya başladık birden bir bıldırcın saman balyalarından birine alçalarak daldı çok sıcakta uçmaları zorlaşıyormuş bunun ne demek olduğunu yıllar sonra anlayacaktım havanın desteğiyle uçtuklarını ısının onları olumsuz etkilediğini diğerleri hadi gel yakalıyalım dediler üç çocuk saman balyasına farklı açılardan daldık tesadüfen kuş önüme çıktı tam amca oğlu elini uzatırken ben tuttum kuşun kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu gözlerimiz birbirine baktığında sanki beni bırak diye yalvardı elimden kaçmış gibi yaptım can havliyle uçup gitti ..
diğerleri nasıl tutamadın dediler sonra şehirli bu tutamazda anlaştılar akşam üzerine kadar beraber oynadık eve dönüş yolunda sağlı sollu kadınlar dibeklerde bulgur dövüyorlardı tahta tokaçlarla (büyük tokmak) kuş geldi aklıma kavuştumu yuvasına diye acaba ne demiştir çocuklarına şehirli tutamadı demiştir diye geçti içimden sonra yok anladı benim bilerek bıraktığımı size kavuşmamı istedi çocuk bıraktı der diye düşündüm ikincisi kafama daha yattı derken emmioğlu diye bir ses düşünceden sıyrıldım amcaoğlu sanki düşüncemi okumuş gibi kuşu düşündün demi dedi yarın yine yakalarız üzülme dedi caminin yanından gecerken leyleklerin takırtısı dibek sesine karışıyordu güneş iyice yatmış ılgaz dağlarının güney ucuna devrilmişti arkamızdan gövdemize vuran ışıkları boyumuzun iki katı gölgelerimizi yola yansıtırken aklımda kalan ikinci ihtimal yüreğimi ferahlattı
demiştir mutlaka size kavuşmamı istedi demiştir yüzümde gülümseme uzayan gölgelerimiz eşliğinde yürümeye devam ettik ...
tamer
Paylaş
Oy Ver
Puan verdiğiniz için teşekkürler (:
Yorum Yaz
Yorumlar
Yorum Yaz